Çin Neyi Bekliyor?

16 Kasım 2020
Okuyucu

Çin İpek Yolu projesini Türkiye üzerinden geçirmek istiyor. Asya’dan gelen hat Frankfurt ve oradan da Londra’ya ulaşacak. Bu konuda Çin için Rusya ve Türkiye önemli jeostratejik konumuyla değişmeyecek ülkeler. Hatta bu ülkelerde Çin için önemli fırsatlar da var, özellikle Türkiye hattı üzerinde değişik kategorilerde stratejik yatırımların gerçekleştirilmesi düşünülüyor. Çin’in Türkiye’nin bulunduğu bölgelerde önemli projeleri netleştirmek üzere adımlar atma noktasına geldiğini görüyoruz. Bu konuyu jeopolitik düzlemde inceleyelim.

Küresel güç Çin haliyle diğer bir küresel güç olan Rusya’ya temkinli yaklaşıyor; Avrupa da öyle. Fakat Çin için Avrupa ekseni bir hedefken, Rusya hem rakip hem de partner.

Bölgesel güç Türkiye ise Çin’in fazlasıyla ilgilendiği, iki kadim kıtanın köprüsü konumunda bir ülke; kolaylaştırıcı, etkili ve güvenilir bir yol. Çin, Avrupa hedefine ulaşmak isterken Türkiye güzergahını kat edecek.

Çin neyi bekliyor, şeklinde sorarken hatırlatalım; ABD-Çin Ticaret Savaşı meselesinde yeni kararların verilmesi ABD başkanlık seçimleri sonrasına, başka ifadeyle Ocak 2021’e ertelenmişti ve işte o tarih yaklaşıyor. Donald Trump liderliğindeki ABD, Ticaret Savaşı’nın yanı sıra Çin’e Teknoloji Savaşı, Siber Savaş, Uzay Savaşı gibi alanlarda meydan okumaktaydı. Ayrıca Pasifik, Arktik bölge, Orta Doğu ve Afrika bölgelerinde yeni gerilimler için hazırlıkları artırdı. Nükleer Savaş silah ve atma vasıtalarını yenilemeye koyuldu. Bütün bunlar ‘‘Yeni Soğuk Savaş’’ habercisi olarak gösterilen konulardı.

Çin şu an Joe Biden’ı bekliyor. Eğer Ocak 2021’de Biden Beyaz Saray’a oturur ise Çin, Yeni Soğuk Savaş mı, yoksa küresel gelişme mi, sorularının cevabını arayacak görülüyor. 

Bu sorunun cevabı Çin’in Türkiye eksenindeki yatırımlarını da etkileyecek. Halen Trump’ın Dışişleri Bakanı Mike Pompeo gerilimi artıracak adımları sıklaştırmakla ilgileniyor; giderayak bile olsa ABD diplomasisini pek çok meselenin içine çekip bırakmak istiyor. Burada sadece Orta Doğu, Doğu Akdeniz, Asya-Pasifik, Hint Okyanusu, Afrika değil, Avrupa kıtasını da bu girdabın içine çekmek istiyor.

Her şey o kadar kolay olmuyor! Çin ile küresel ticaret ve finans yolunu tazelemek ve etkin kılmak isteyenlere karşı Avrupa içinde başka bir siyasi kamp daha var. Bunlar, bize sormadan bir plan yapamazsınız, diyorlar. Avrupa’daki ama daha belirgin biçimde Londra ve Frankfurt’ta yerleşik bu kanat, ABD, Çin, Rusya, Türkiye ile ilgili politikalarda farklı tutum içerisinde. Bu farklı Avrupalı ve Amerikalı siyasi kanatlar bölgedeki ülkelerin iç siyasetine de etki etmenin yollarını arıyorlar. Örneğin siyaseten bölgemizde neler yapılıyor? Orta Doğu, Doğu Avrupa, Balkanlar ve hatta Türkiye’nin iç siyasetinde kendileriyle kontak kuracak partilerle, eski siyasetçilerle ve liderlerle ilgileniyorlar. Kendilerine bir miğfer oluşturmak istiyorlar.

Geçiş dönemindeki kargaşanın oluşmasındaki temel nokta burasıdır. Yani herkes için suların durulması gerekiyor, taşların yerli yerine oturması bekleniyor. Diğer taraftan ise sahada kıyasıya bir mücadele sahneleniyor.

Türkiye cephesinden birkaç gelişmeye göz atalım. Çin, şimdiden Türkiye için 200 milyar dolarlık yatırım paketini planladı, bekliyor. Türkiye’nin son yıllarda daha da belirginleşen ABD ve NATO eksenli olanın dışında bağımsız politikalar yürütmesini ilgiyle izliyor. Rusya ve Türkiye yakınlığı ile bölgede meydana gelen etkileri inceliyor.

Öte yandan geçen gün İngiltere’nin Dış İstihbaratı MI6’nın Başkanı Richard Moore (Birleşik Krallık’ın Ankara Eski Büyükelçisidir,) Türkiye’ye geldi. Bu ziyaretin Trans-Kafkaslar bölgesinde Rusya, Türkiye ve Azerbaycan ile ilgili yeni konjonktür hakkında olduğu işaret ediliyor. Malum İngiltere’nin British Petrol üzerinden bölgede yatırımları var. Diğer yandan İngiltere’nin Hazar bölgesindeki zenginliklerle ilgili tarihi çıkarları ve çabaları olmuş idi, bunu da unutmayalım. Hazar Denizi’nin hemen gerisinde ise Orta Asya var, ama burada Çin’in petrol sahaları ve enerji boru hatları bulunmakta. Başka ifadeyle Pekin-Londra hattı üzerindeki Trans-Kafkas bölgesi üzerinde bir farklı adım atılıyorsa (Batı destekli kışkırtılan Ermenistan’ın düştüğü durum bunu göstermektedir,) şimdi İngiltere bununla ilgileniyor.

Geçtiğimiz aylarda gerçekleşen Pompeo’nun GKRY ve Yunanistan ziyaretleri hem ABD’nin bölgeye yaklaşımlarındaki alışılagelen adımlara hem de diplomatik teamüllere uyan tarzda gelişmemişti. Üstelik İstanbul’a gelerek Patrikhane ziyareti yapmak istemesi de dikkat çekici görülmüştü. Ancak bilinen şu ki Trump iktidarında ABD; Doğu Akdeniz’de Filistin’i yok sayan politikalar ile Kudüs politikalarını hayata geçirmekle uğraştı, Yunanistan ve GKRY’ye silah yardımı yapmaya, GKRY’ye askeri eğitim vermeye başladı, Yunanistan’a yeni askeri üsler açma kararı aldı, Doğu Akdeniz ve Balkan politikalarını İsrail, Yunanistan ve GKRY ile birlikte yürüteceklerini gösterdi.

Ayrıca bu gibi önemli gelişmelerde bölgede Fransa ve Almanya kendi çıkarlarına dönük rol kapma politikalarıyla öne çıktılar. Fransa Ermenistan’dan, Suriye’ye buradan GKRY’ye ve Yunanistan’a ve Libya’dan Sahra Altı’na kadar faaliyet içinde oldu. Afrika ise halen yarı yarıya Çin’in çalışma alanıdır. Özellikle Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (Londra’da Rothschild ailesinin bursunu almış ve şirketlerinde çalışmış bir isimdir,) dikkat çekici politikalar ile Türkiye aleyhtarı, Avrupa’da genel politikaların hilafına, NATO’yu tartıştırdı ve İslam karşıtlığıyla kendini gösterdi. Bütün bu alanlar Fransa her defasında karşısında Türkiye’yi buldu. Macron bu tutumunu bugün bile sürdürmektedir.

Çin bekliyor; ABD seçimlerinin sonuçlarını, Avrupa’da belli tartışmaların netleşmesini, Rusya’nın pozisyonunu… Diğer bölgelerde her ne olursa olsun, Çin’in ileri bir adım atması söz konusu ise Türkiye ile proje bazlı görüşmelere başlamak üzere olduğunu işaret etmemiz gerekiyor. Türkiye bölgede başat güç olduğunu gösterdi; Orta Asya, Orta Doğu, Doğu Akdeniz, Hazar, Trans-Kafkas, hatta Afrika… Yeniden Asya şeklinde sloganlaştırdığı yaklaşımıyla Türkiye’nin önümüzdeki dönemde Çin ile münasebetlerinin somutlaştığı projeleri göreceğiz.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

ÖNCEKİ YAZI

Azerbaycan-Ermenistan Barış Süreci

DİĞER YAZI

Pompeo

Politika 'ın son yazıları

27 views

Amerika’da Gazze Protestoları

Gazze'deki yaşanan zalimce olayların gerçekliği ve Batılı politikacıların ikiyüzlü uygulamaları bugün Amerika'da tartışılıyor ve protesto ediliyor. Yarın bu protestolar Avrupa'da da yaygınlaşabilir. Öyleyse diyebiliriz: Gazze sınırlarını aştı!
37 views

Irak’ta Aydınlık Dönemin Başlangıcı

Türkiye, Bağdat'ta Irak ile tarihi bir süreci başlattı, atılan imzalar var, geliştirilen yeni stratejiyle birlikte yapılacak işler var. Bunlar ekonomiden, kültürden, güvenliğe uzanan işler. En önemlisi, inanmışlık, güven ve umut ışığı!..
49 views

Filistin-İsrail Politikası Hakkında

Ortadoğu'da, ABD'nin "kontrol bende" dediği bir ortamda, İsrail'in şımarıklıkları ve İran'ın anlamsız çabaları sürerken, Filistin konusunda nasıl ilerleme sağlanabilir? Bu dramatik konuyu aktörleri belirterek gözden geçirelim.
54 views

Stratejik Algı Yönetimi

Strateji ile algı yönetimi bahislerini, canlı örnek olduğu nedenle, Ortadoğu, ABD ve İsrail ile açıklayacağım. Buradaki amacım yaşamda ve çıkarları elde etmede dilin ve yaratılan algının kullanılmasının ne kadar etkili olduğunu göstermektir. Evet, temel olarak bu bir iletişim konusu olsa da görüldüğü üzere, ülkelerin mücadeleleri ve savaşların nedeni dahi olabilmektedir.
82 views

Yapay ve Doğal

Size analitik bir yöntemle, halen Ortadoğu'daki onca yapaylığa ve yürütülen negatif amaçlı algıya rağmen, Türkiye'nin ne denli doğallık içinde ve istikrar amaçlı politika yürüttüğünü açıklayacağım. ABD ve Rusya gibi büyük güçlerin yanısıra, bölgede İran ve İsrail arasında yaşananları kavramsal boyutta irdeleyeceğim. Analizin her bir basamağında belirginleşen kuralları açıklayacağım.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme