turkiyeye-siyasi-denetim
Türkiye’ye Siyasi Denetim

Türkiye’ye Siyasi Denetim

25 Nisan 2017

Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkileri kopmaya doğru mu? İlişkiler bugünkü karar tasarısının kabulüyle daha da bozuldu. Strasbourg’da Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM), “Türkiye’de demokratik kurumların işleyişi” konulu bir oturum düzenlendi. Bu oturumun sonunda Türkiye 2004 yılı öncesindeki pozisyonuna geriletildi. Türkiye 2004’te siyasi denetim sürecinden çıkmış ve süreç ilerlemeye başlamış, Kopenhag Kriterleri görüşülmeye başlamıştı. Türkiye, denetim sürecinden çıkarılıp bu sürece sonradan döndürülen ilk Avrupa ülkesi oldu. AKPM’deki karar tasarısı 45’e karşı 113 oyla alındı, ayrıca 12 çekimser oy kullanıldı.

“Türkiye’de demokratik kurumların işleyişi” başlıklı bir rapor ve karar tasarısı oylandı. Karar tasarısında, demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü alanlarında Avrupa Konseyi üyeliğinden kaynaklanan yükümlülükleri artık yerine getiremediği belirtildi. Medya özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar, yargının bağımsızlığı ve 15 Temmuz darbe girişimi sonrası OHAL kapsamında alınan tedbirlerin orantısız olduğu vurgulandı. Türkiye’nin “siyasi denetime” alınmasına karar verildi. Türkiye, AKPM bünyesinde Rusya, Ukrayna, Moldova, Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan gibi ülkelerin bulunduğu seviyeye gerilemiş oldu.

Avrupa Konseyi, demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti konularında AB nezdinde karar verir. Çıkan bu karar tasarısının Türkiye-AB ilişkileri açısından belirgin sonuçlar doğurması da gündemdedir. Buna dayalı olarak Avrupa Komisyonu Türkiye’nin “Kopenhag siyasi kriterlerini karşılayamadığı” yönünde görüş belirtebilir. Bundan sonraki adımlar bu tür bir hükme bağlanırsa Türkiye-AB ile ilişkiler buzdolabına kaldırılabilir.

AKPM’nde bir önceki gün sürdürülen çalışmalara ilişkin Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın “bu siyasi bir operasyon” demiş ve kararı 15 Temmuz sonrası sürece irtibatlandırmış AB’nin idi. AKPM Türk Delegasyonu Başkanı AK Parti Milletvekili Talip Küçükcan, Türkiye’ye karşı ayrımcılık yapıldığını ve hatalarla dolu olduğunu söylediği bu tasarı kabul edilirse AKPM’nin Türk kamuoyu nezdinde değerini kaybedeceği vurguladı.

Bilindiği gibi 16 Nisan referandumu sürecinde AB ile ilişkiler bir hayli gerilmiş ve sertleşmeler meydana gelmiş idi. Hollanda ve Almanya’nın tavrı üzerine Türk tarafı tepki göstermişti. Hatta FETÖ ile PKK konusunda AB’nin yanlı davranması üzerine Türkiye Avrupa’yı teröre destek vermekle eleştirmişti. Daha da alevlenen tartışma üzerinden “kırk yılı aşkın süredir AB’nin Türkiye’yi oyalamasının hazmedilemeyeceği” bahsini açıkça işaret etmiş ve referandumdan sonra “sürprizlere hazır olun” vurgusu yapmış idi.

Bu söylemlerin sonrasında AKPM ilk tepkisini vermiş olmaktadır. Bundan sonraki süreçte iplerin daha da gerileceği anlaşılmaktadır.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

referandum-ve-segmentasyon
ÖNCEKİ YAZI

Referandum ve Segmentasyon

erep
DİĞER YAZI

EREP

Politika 'ın son yazıları

Stratejik Derinleşme

Politikada "stratejik derinleşme" terimini ifade etmekle, beraberinde neleri söylemiş oluyorum: Aktif, nötür (yeni-izolasyonizm) ve karma politikalar, politik seçenek olarak aynı anda yapılması gerekenler.

İran’ı Konuşmak

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve beraberindekiler için dün, bugün cenaze töreni yapılıyor ve yarın toprağa verilecekler. Peki bu durumda bizler İran'ı nasıl konuşmalıyız?

Reisi’nin Olayı

Dün öğle saatlerinde İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Amirabdullahiyan'ın içinde olduğu bir helikopter, Azerbaycan sınırında İlham Aliyev ile açılışı yapılan barajların töreninden sonra dönüşte kötü hava şartlarında düştü ve sadece İran değil, herkes şokta. Enkazı Türkiye'den kalkan Akıncı İHA buldu. Ben bir havacı olarak burada kendi açımdan bazı hususlara değineceğim.

Rusya’nın Kharkiv Harekatı

Son günlerde Ukrayna-Rusya savaşında önemli bir gelişme var. Rusya için Kharkiv harekatı çok önemli bir koz olacak. Bu kez Rusya tarafı daha derli toplu harekat yapıyor, politikada daha akıllıca ifadeler seçiliyor. Zelensky ise endişeli görünüyor.

Politik Vizyona Göre Konumlanma Stratejisi

Ülkeler için sihirli kelimeler refah ve güvenlik, öyle değil mi? Peki 2030’lardan sonrasına bakın, dünyadaki gelişmeler ve Türkiye özelinde cevap arayın, vizyonumuz ve stratejimiz ne, refah ve güvenlik için neler düşünülmeli? Bu stratejik-vizyona esas olacak şekilde, politik anlayışımız, sosyo-politik ve sosyo-ekonomik etkileşimlerimiz ne durumda, neredeyiz, ne tarafa doğru gidiyoruz, riskler neler?
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme