diplomatik-misyonlarin-islevi-ve-assange-olayi
Diplomatik Misyonların İşlevi ve Assange Olayı

Diplomatik Misyonların İşlevi ve Assange Olayı

16 Nisan 2019
Okuyucu

Bizim nesil Soğuk Savaş’ı gördü. Soğuk Savaş’ta diplomatik misyonlar içinde neler yapıldığını o dönemin insanı gördü. Bir kere ortada bir savaş vardı… Ya şimdi neler oluyor, üstelik ortada ilan edilmiş veya tanımlanmış yıkıcı bir savaş yokken? Öyleyse bugün bu diplomatik misyonların işlevi ne? Çağımızda diplomatik misyonların “yeni” bir işlevi var. Nasıl post-modern çağda birçok kaotik örnek görülüyor, bu diplomatik misyonlarda da yeni dönemde değişik kullanım örnekleri söz konusudur.

Somut olarak üç örnek verebilirim:

Birincisi, ticaret: Çin Büyükelçilikleri birer iş merkezi gibi kullanılmaktadır. Çin’in diplomatik misyonlarını sanayi ve ticaret merkezi gibi kullanmaları belki yakın zamana kadar çoğu kişiye barışçı ve kazançlı bir faaliyet gibi geldi. Ancak bugün ABD tarafından Ticaret Savaşı ilan edilince, bu diplomatik misyonlardaki faaliyetler önemli ve izlenmesi gereken yerler olarak görülmeye başlandı.

İkincisi, terör. Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu tam bir terör merkezi halinde çalıştı. Dünyaca ünlü, ama Suudi Hanedanlığının yeni diktatörü Veliaht Prens Selman tarafından ölüm listesine alınan ve kendisine “muhalif” dedikleri (merhum) Gazeteci Cemal Kaşıkçı parça parça kesilip öldürüldü ve cenazesi kimyasal maddeler kullanılarak eritildi.

Üçüncü örnek bir diplomatik misyonun başkası tarafından istihbarat merkezi gibi kullanılması hakkındadır. Julian Assange (Avustralya doğumlu, 47 yaşında, bilinen işi hacker’lık, dünya şöyle bildi, 2006’da Wikileaks’in kurucusu) ile ilgilidir. Konuyu biraz açalım.

Assange Londra’daki Ekvator Büyükelçiliği’ne sığındı ve 2012’den beri sığınmacı olarak yaşadı. Bu diplomatik misyonu bir istihbarat merkezi olarak kullanması söz konusuydu. Ekvator’un Londra’daki Büyükelçiliğine İngiliz güvenlik güçleri nasıl girdi konusu hakkında halen tartışma sürüyor. Demek ki burada da bir suç işlendi. Nedir bu suç? Cumhurbaşkanı Moreno, Assange’ın elçilikte yedi yıl kalmasına son verme kararını şöyle açıkladı: “Dengesizleştirmeye yönelik bir girişim, Ekvator için ürkütücü bir eylem, çünkü biz egemen bir milletiz ve her bir ülkenin politikasına saygılıyız. Evimizin kapılarını açtık. Ama buranın casusluk merkezi haline gelmesine izin veremeyiz.”

Ülke egemenliği üzerine bir baskı oldu mu tartışması çoktan başlatıldı bile. Devamındaki soru ise İngilizlerin Assange’ı, suçların işlendiği diğer bir ülkeye teslim edip etmeyeceği. Bundan sonra Assange Londra mı, İsveç’te mi, yoksa ABD’de mi olacak? Şimdiki görüntü Assange’ın İngiltere’de kalacağı şeklindedir.

Assange, 2012 yılında Ekvador Büyükelçiliği’ne girdiğinde kefalet şartlarını ihlal etmekten suçlu bulunmuştu ve sonra 12 aya kadar hapis cezasına çarptırılmıştı. Assange’ın eski bir askeri istihbarat analizcisi Chelsea Manning ile birlikte gizliliği olan bir devlet bilgisayarına girdikleri iddiası nedeniyle ABD’ye iadesi de söz konusudur. Özellikle ABD yönetimine ait birçok gizli belgeyi ifşa etmiştir. Hatta ABD’nin Guantanamo, Afganistan, Kenya ve Irak gibi yerlerde yaptıklarını belgeleriyle ileri sürmüştür. Başka ülkelerin kirli çamaşırları da var ama bunlar ikinci planda görülmüştür. Bildiğimiz bir suç; iki kadına tecavüzden İsveç’e iadesi isteniyordu. Assange Londra’da bir diplomatik misyonda sığınmacı oldu. Gerçekte Assange’a kim söyledi Ekvator Büyükelçiliğine git ve orada yaşa diye? Assange Ekvator’dan siyasi iltica talebinde bulunmuştu, sonuç buralara kadar geldi.

Bana hep şöyle geldi, kuyruğu sıkıştırılmış bu adam bir dönem bir misyon için çalıştırıldı ve işi idare ettiği yer ise bir ülkenin büyükelçiliği oldu.

Diplomatik misyonlar hukuki statüsü belli ve insanlığın çıkarına olacak türden faaliyetlerin yürütüldüğü yerlerdir, öyle de olmalıdır. Çıkarcılık, terör, çatışma, siber suç mahali değildir. Demokrasilerin ve insan haklarının kolaylıkla çiğnenebileceği türden yerler olarak görülmemelidir. Diplomatik misyonlar bu bakış açısıyla korunmalıdır, gerekirse uluslararası açıdan belirgin ve olumlu bir statüye getirilmelidir.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

abdnin-dogu-akdeniz-kanun-tasarisi
ÖNCEKİ YAZI

ABD’nin Doğu Akdeniz Kanun Tasarısı

turkiyenin-abdye-yeni-ortaklik-sartlari
DİĞER YAZI

Türkiye’nin ABD’ye Yeni Ortaklık Şartları

Politika 'ın son yazıları

35 views

Amerika’da Gazze Protestoları

Gazze'deki yaşanan zalimce olayların gerçekliği ve Batılı politikacıların ikiyüzlü uygulamaları bugün Amerika'da tartışılıyor ve protesto ediliyor. Yarın bu protestolar Avrupa'da da yaygınlaşabilir. Öyleyse diyebiliriz: Gazze sınırlarını aştı!
47 views

Irak’ta Aydınlık Dönemin Başlangıcı

Türkiye, Bağdat'ta Irak ile tarihi bir süreci başlattı, atılan imzalar var, geliştirilen yeni stratejiyle birlikte yapılacak işler var. Bunlar ekonomiden, kültürden, güvenliğe uzanan işler. En önemlisi, inanmışlık, güven ve umut ışığı!..
64 views

Filistin-İsrail Politikası Hakkında

Ortadoğu'da, ABD'nin "kontrol bende" dediği bir ortamda, İsrail'in şımarıklıkları ve İran'ın anlamsız çabaları sürerken, Filistin konusunda nasıl ilerleme sağlanabilir? Bu dramatik konuyu aktörleri belirterek gözden geçirelim.
62 views

Stratejik Algı Yönetimi

Strateji ile algı yönetimi bahislerini, canlı örnek olduğu nedenle, Ortadoğu, ABD ve İsrail ile açıklayacağım. Buradaki amacım yaşamda ve çıkarları elde etmede dilin ve yaratılan algının kullanılmasının ne kadar etkili olduğunu göstermektir. Evet, temel olarak bu bir iletişim konusu olsa da görüldüğü üzere, ülkelerin mücadeleleri ve savaşların nedeni dahi olabilmektedir.
92 views

Yapay ve Doğal

Size analitik bir yöntemle, halen Ortadoğu'daki onca yapaylığa ve yürütülen negatif amaçlı algıya rağmen, Türkiye'nin ne denli doğallık içinde ve istikrar amaçlı politika yürüttüğünü açıklayacağım. ABD ve Rusya gibi büyük güçlerin yanısıra, bölgede İran ve İsrail arasında yaşananları kavramsal boyutta irdeleyeceğim. Analizin her bir basamağında belirginleşen kuralları açıklayacağım.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme