firat-kalkani-harekati-basladi
Fırat Kalkanı Harekatı Başladı

Fırat Kalkanı Harekatı Başladı

24 Ağustos 2016
Okuyucu

Fırat Kalkanı Harekatı 24 Ağustos 2016, saat 04:00 itibarı ile başladı. “Fırat Kalkanı” ismi açıkça IŞİD’e yapılan eylemi gösterse de, bunun yanı sıra PYD/YPG’ye de geçiş verilmeyeceği anlamı taşır niteliktedir. Harekatın kararının 20 Ağustos’ta İstanbul’da Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında düzenlenen güvenlik zirvesinde alındığı öğrenildi. Bilindiği gibi aynı günün gecesinde Gaziantep’te IŞİD hain bir terör saldırısı yapmış, sivilleri katletmişti. Esasen yakın zaman önce Menbiç’e gerçekleştirilen harekat sonrası bu bölgeden çıkan teröristler bir kısmı sınıra çok yakın Cerablus’a yerleşmişlerdi ve bu durum  Türkiye’yi tehdit eder mahiyetteydi, diğer ağırlıklı kısmı ise daha güneydeki El Bab’a yerleşti. Buradan Karkamış başta olmak üzere ülke içine atışlar yapmaktalar ve teröristlere geçiş yolları açmaktaydılar. Bu olumsuz yapı engellenmeliydi. Askeri kesim tarafından, “Harekatla sınırın terör örgütlerinden temizlenmesi ve hudut güvenliğinin artırılmasına katkı sağlanarak aynı zamanda Suriye’nin toprak bütünlüğünün öncelenmesi ve desteklenmesi planlanıyor,” diye bir açıklama yapıldı. Hükümet kanadından yapılan bir açıklamada harekatın uzun sürmeyeceği bildirildi. Yapılan diğer açıklamalarla bu konu birlikte okunur ise süre konusu net değildir, belirlenen hedeflerin elde edilmesine bağlı olacaktır.

Harekata Özel Kuvvetler, Kara Kuvvetleri’ne bağlı topçular ve zırhlı birlikler ile Hava Kuvvetleri unsurları katılıyor. Harekat Özgür Suriye Ordusu-ÖSO’ya bağlı 1.500’den fazla muhalif unsurun olduğu birlikler ile koordineli yürütülüyor. Bu aşamada harekat Cerablus bölgesinde yürütülüyor. Şimdiye dek ÖSO, Keklice’yi ve Kıvırcık köyünü aldı diye bildirildi. Kara unsurları Cerablus’un batısına doğru bölgeyi kontrol etmeye devam ediyor. Hava Kuvvetleri ise özellikle tespit edilen hedefleri ve Cerablus’taki bilinen mevzileri etkisiz hale getiriyor. Cerablus’tan sonra harekatın Fırat’ın doğusuna doğru gelişeceği tahmin edilmektedir.

cerablus-harita-yeni,TmoAPUcjokyq43lqbRE_dw

NATO, Türkiye’nin bu harekatını onaylıyor. BM’nin 51. Maddesi gereği nefsi müdafaa amacıyla Suriye’de IŞİD’e (DAİŞ, ISIS, ISIL) müdahale ettiğini bildiriyor. Öte yandan ABD yetkilileri bu operasyon için Türkiye’yi istihbarat, koruma ve ateş gücünde destekleyecektir. Bu durum örtülü verilmiş “tam destek”tir. Demek ki NATO sistemlerinin de devrede olduğu bir ortamda, ABD’nin İncirlik’teki birlikleri, uyduları, ana kıtadan imkanları, bölgedeki savaş gemilerinden vasıtaları ve özel birlikleri ile desteği bulunmaktadır.

Türkiye’de 24 Ağustos sabahı resmi ziyaretine başlayan ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’da görüşlerini bildirdi. IŞİD ile yapılan savaşın önemine dair açıklamalar yaptı. Açık olan konu şudur: ABD Türkiye’nin oyuna fiilen dahil olmasından memnundur. Yine de ABD ve NATO, PYD/YPG’nin Türkiye tarafından hedef alınmadığından emin olmak istiyor.

YPG’nin Menbiç operasyonundan sonra özellikle Afrin’e doğru yayılma çabası, Türkiye’nin kabul edemeyeceği bir hal almıştı. Biden ile yapılan görüşmeler sonrasında açıklandığı üzere YPG’nin Fırat batısında yayılması istenmemektedir. Eğer Türkiye Cerablus operasyonunu tamamlayıp bölgeyi boşaltırsa, bu durumda Biden vasıtasıyla ABD, buraya YPG’nin yerleşmesine izin vermeme garantisi vermiş olabilir.

Aslında bir süredir YPG’nin çok taraflı oynaması ABD’yi de rahatsız etmektedir. Türkiye bu durumdan yararlanabilir. Eğer Türkiye IŞİD’e karşı başarısını köklü biçimde sürdürürse ABD’nin de tercihi ile PYD/YPG oyundan uzaklaştırılabilir. Yakın dönemde Türkiye PYD/YPG’yi devre dışı bırakabilir.

Öte yandan PYD başkanı Salih Müslim “Türkiye Suriye batağındadır, IŞİD  gibi bozguna uğratılacaktır,” diye bir sosyal medya mesajı yayımladı. Görünüşe göre öteden beri bölgede rahat davranış gösteren PYD/YPG durumdan bir hayli huzursuzluk duymaya başlamış.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birileri meydan okudular. Suriye, Türkiye için şöyle olacak böyle olacak. Buradan sesleniyorum: Siz ne olacağınızı hesabını yapın. Türkiye’ye tehdit oluşturacak kim olursa olsun, bu millet ordusuyla, polisiyle ve korucusuyla vardır ve var olacaktır…” şeklinde cevap verdi.

IKBY (Irak Kürt Bölgesel Yönetimi) Başkanı Mesut Barzani de Türkiye’de. Ankara’ya ziyaretine dün itibarı ile başlamış idi. Başbakan ve Cumhurbaşkanı ile görüşme yapan Barzani, “IŞİD ile mücadelede Türk yetkililerle anlaştık, yeni gelişmeler olacak,” şeklinde bir açıklama yaptı. Barzani, YPG’nin de bir terör örgütü olduğunu açıkça dile getiriyor. Barzani’nin asıl beklentisi, bağımsız bir devlet ilanının önünündeki bütün engelleri aşmak. Bu amaçla IŞİD’in kendi bölgesinden, özellikle Musul çevresinden atılmasıdır. Bu durumda merak edilen konu, Türkiye’nin IŞİD’e müdahalesinin Irak topraklarını da içine alacak biçimde genişleyip genişlemeyeceğidir.

Yetkililer Türkiye’nin Rusya ile harekata ait bilgileri paylaştıklarını bildiriyorlar. Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 9 Ağustos 2016 tarihinde gerçekleştirdiği Rusya ziyaretinden sonra, “Suriye konusunda müşterek çalışmaların yapılacağı,” hususunun karara bağlanması söz konusuydu. Türkiye’den yüksek düzeyli askerlerin, istihbaratçıların ve diplomatların bu çalışmalara Rusya ile resmi ziyaret sonrası hemen başlamaları, bu harekat için ciddi hazırlıkların da teyidi manası taşımaktaydı.

Dolayısıyla her ne kadar, “Suriye Arap Cumhuriyeti’nin Halep kırsalı Cerablus kenti yakınlarında ABD’nin komutasındaki uluslararası koalisyon uçaklarının desteği ile Türk tankları ve zırhlı araçlarının Suriye topraklarına girişlerini kınadı,”  deseler de, Esad’ın da konuya dair bilgisi mevcut görülüyor. Türkiye, Esad ile Suriye sorununun çözülemeyeceğini her fırsatta bildirmektedir. Başlatılan Fırat Kalkanı Operasyonu göstermektedir ki, şu an için Türkiye tarafından Esad konusunda fazla ilgilenilmemektedir. Bu durumda Türkiye’nin, ABD’nin, IKBY’nin ve hatta Rusya’nın IŞİD’e odaklanması sürecinde esas diskalifiye edilecek oyuncunun Esad yerine PYD/YPG olmasına öncelik vereceğidir. Esad konusu daha sonra ele alınabilir.

Böylelikle Türkiye fiilen Suriye’de IŞİD’e karşı müdahale etmeye başlamış oldu. Türkiye, Suriye politikalarında aktif bir taraf durumuna geldi. Kazanılacak askeri başarılar diplomatik başarılarla desteklendiğinde, bütün bu çabalardan sonra eğer Suriye’nin toprak bütünlüğü güven verir mahiyette tesis edilir, IŞİD gibi terör örgütleri büyük ölçüde bölgeden uzaklaştırılır ise Türkiye ancak bu şartlarda rahat bir nefes alabilecektir.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

gaziantep-saldirisinin-ardindan
ÖNCEKİ YAZI

Gaziantep Saldırısının Ardından

suriye-plani-el-babtan-sonrasi
DİĞER YAZI

Suriye Planı: El Bab’tan Sonrası

Güvenlik 'ın son yazıları

12 views

İsrail’in İran Saldırısı ve Polemolojik Analizi

19 Nisan gecesi İsrail, İran-İsfahan'daki bir askeri hedefi vurdu. Önce alınan bilgiler ve geliş yöntemleri doğru mu yanlış mı tartışıldı. Ancak, olağanüstü denebilecek türden yeni bir süreçle ilgilendiğimiz gayet açıktı. Ben sizlere bir askeri analiz yaparak, eldeki bilgileri de kullanmak suretiyle, bazı poüemolojik sonuçlar çıkarıp sunmak istiyorum.
70 views

İran Yine İsrail’e mi Çalıştı?

1 Nisan'da İsrail, İran'ın Şam elçiliğine saldırdı. 13 Nisan'da İran, İsrail'e günü-saati belli bir misilleme operasyonu yaptı, adı: Operation True Promise! 15 Nisan itibariyle durumu gözden geçirelim.
122 views

Birisi

Moskova’daki Crocus City Hall terör saldırısı konusunu analiz edelim. Ama önce bugünlere nasıl geldik, bir bakalım. Sonuçta aradığımız birisi var! Kim bu birisi? Hani öndekileri görüyoruz, yakalandılar da. Ama bu tür küresel etkisi olan ciddi konularda, Rusya gibi bir ülkeye terör saldırısı yapılarak, asıl ne amaç güdülüyor olabilir, bunu anlamaya çalışalım.
175 views

Küresel Silahlanma Tartışmaları

Her ülke silahlanıyor? Bu silahlanmanın caydırıcılık amacıyla yapılıyor olması bize neyi açıklar? Asıl konu egemenlik mi, küresel mücadele içinde daha fazla güçlü olabilmek mi? Bilinmedik şeylerden mi bahsediliyor? Bu soruları cevaplandıracağız. Ayrıca Macron ve Putin neler söyledi, değerlendireceğiz. Bu şekilde, asıl ilgilendiğimiz olgular ve temel düşünceler olacaktır.
186 views

Milli Güvenlik Siyaseti

Türkiye daima kazanan ve gelişen olmak zorundadır, başka türlü düşünülemez! Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (Kırmızı Kitap) gibi dokümanların kendi gücü için geri planda çok çalışılmalı, fikri altyapısı ve anlayışı özgün ve tutarlı olmalıdır. Ama önemlisi; bunun uygulanmasında herkesin, her kurumun, her şirketin, inanarak, gösterilen hedefleri elde etmek amacıyla, bütünlük halinde ve bu bağlamda tek yolda yürümesi gerekmektedir. Bu, "devlet disiplini" konu ve kapsamını aşan bir yaklaşımdır, ülkece disiplinli olmayı gerektirmektedir. Eğer ülkece disiplinliysek hak edilen gelişmenin yolunda oluruz! Siyasetin kendisi, entelektüel yaklaşımlar veya iş dünyası bizi yolumuzdan alıkoymamalıdır. Bu çok hassas bir konudur.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme