isid-petrolunu-kimler-aliyor
IŞİD Petrolünü Kimler Alıyor?

IŞİD Petrolünü Kimler Alıyor?

26 Kasım 2015

IŞİD (ISIS) petrolü konusu çok ciddidir. Bu petrol pek de değerli ve miktarı fazla değil ama politik bir tartışma açtı. Buradaki amaç konuya yeterince dikkat çekmektir. Çünkü network çok dolu ve içimizde dolaşan kesimleri olabilir mi, diye incelemekte yarar var. Aslında Suriye rejimi ana alıcı, Rusya da bunu iyi biliyor.

Irak üzerinden dünya pazarına satılan petrol tankerler vasıtasıyla denizden taşınıyor. Tankerlere kadar ise bir karayolu taşıma işi var. Boşaltma ve yükleme işleri nerede yapılıyor? Daha çok petrol nafta halinde ve tankerle içinde veya boşalttıktan sonra kullanılacak şekle getiriliyor, yani bir proses işi var, karıştırılan kimyasallar da bir yerlerden temin ediliyor. Karayolu ile tankerlere, buradan da denizyoluyla uzaklara taşınan petrol trafiğini Batı neden durdurmuyor? Para trafiği var. Amerika dünyada bankadan geçen bir doları takip edebiliyor. Bu kadar paralar elden mi veriliyor? Elden oluyorsa, bu konuda  gümrükler ne yapıyor?

IŞİD petrolünü kimler pazarlıyor? Soruya başka sorularla cevap arayalım:

Durum ne? Önce soruları kendimize soralım ki yanlış anlaşılmasın. Petrolü dünya pazarlarına pazarlayanlar Kuzey Iraklı Kürt iş adamları mıdır? Bunların bir kısmı Türkiye’ye de girip çıkabilen insanlar mıdır? Değişik işlerle ilgili Türkiye’de dostları ve partnerleri var mıdır? Bir başka konu; Kuzey Suriye’deki Kürt bölgesinden bu ticaretin içindeki Kürtler kimler, siyasi uzantıları nedir? PKK da bu işin içinde mi? Bu konuda Kürtler neden sessizler? Amerika bunları neden durdurmuyor?

Peki, bu petrolü kimler alıyor?

Asıl alıcı Suriye yönetimidir, büyük oranda petrolü kendisi kullanıyor. Bu bilgiyi WSJ’de doğruluyor. Eğer bilgi bir saptırmaysa bu haberi WSJ ne amaçla yapıyor? Suriye yönetimi IŞİD’den petrol almak zorunda ise başka konularda da anlaşmaları var mı? Rusya bu ilişkiyi neden kabul ediyor?

Başka alıcılar da var mı? Alıcı ülkeler çoğunlukla rejimleri tartışmalı Afrika ülkeleri, bunlardan bazıları eski sömürge ülkeleri. Durum bu mu? Birkaç Balkan ülkesi bu petrolle ilgilendi mi? Avrupa eski sömürgelerini ve Adriyatik’e açılan denizyolunu kontrol edemiyor mu?

Ya İsrail?.. Orta Doğu’da tabiri yerindeyse kan gövdeyi götürüyor, coğrafi olarak Mısır yolunu tutan ve Doğu Akdeniz’e kıyısı olan İsrail neden bu kadar sessiz? İsrail’in bu konuda bilgisi yok mudur? Varsa, “Bu aldı, şuna sattı,” diyebilir.

Güney Kıbrıslı işadamları bu işin neresindeler? İran’ın bu konuda hiç adı geçmiyor. Öyle mi? Tartus limanı kimin kontrolünde?

Örneğin Türkiye’de ve Fransa’da IŞİD terör eylemi yaptı, Mısır’da Rus uçağını düşürdü, başka ülkeler alarmdalar; hatta Rusya zımnen de olsa desteklediği Esad rejimine rağmen Suriye’de IŞİD’i vuruyorum diyor, bu arada Türk sınırına kadar geliyor ve bir uçak kaybediyor; durum çok çetrefil bir haldeyken, neredeyse ülkeler karşı karşıya geliyor ve eğer ticareti çok önemli ise dünya neden bu petrol ticareti konusunu engelleyemiyor? Amerika oradayken dönen dolaplardan habersiz olabilir mi?

Son dönemde öne çıkan bu konu, asıl tartışılması gerekirken konu olduğu halde pek gündeme getirilmiyor. Bu ticaretten kazananlar tam olarak IŞİD mi, başkaları mı? Ortakları aramızda dolaşıyorlar mı? Neden dünya kamuoyu bu konuda bir yanılgı içinde tutuluyor? Rusya neden yanlış bilgilerle akıl karıştırıyor? Cilvegözü sınır kapısının İHA ile çekilmiş görüntüleriyle diplomasiyi yönlendirebileceğine mi inanıyor?

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

turk-rus-krizi
ÖNCEKİ YAZI

Türk-Rus Krizi

siber-savas-ve-turkiye-misali
DİĞER YAZI

Siber Savaş ve Türkiye Misali

Güvenlik 'ın son yazıları

Savaşta Teknoloji Kullanımı

Birincisinden dördüncüsüne kadar her nesil savaş biçiminde gördüklerimiz, sert güçten makine kullanım becerisine doğru bir değişimi gösterdi. Bugün yeni nesil savaşlar uygulanırken, artık beşinci nesil savaşlar oluyor, burada teknolojinin sahadaki taktik uygulama becerisini hesaba katmamız gerektiği açık. Konu şu, savaşta durumu değiştirme inisiyatifiyle hareket eden teknolojiyi kullanım bilinci yüksek askerleri düşünüyoruz. Bunlar bize yeni bir tariflerin yapılmasını gerektiriyor: Gelişen teknolojiye göre askerin sahadaki uygulamasını tam uyumlu hale getirmek, hatta askerin bu yeteneğine başvurarak savaşı kazanmayı bilmek.

Etki Ajanlığı Yasası

Bu çağda, etki ajanlarına karşı önlem almak ve ülke yararına çalışanların eline mücadele etmek adına imkan vermek gibi konularda aksi düşünülebilir mi? Bu gerekli, ülke güvenliği açısından yerinde bir hamle. En azında caydırıcılık çok önemli. Ajanlar ve etki ajanları öyle cirit atmasınlar... Gerekli önlemleri ve bu kapsamda belli yasal düzenleme imkanlarını yaratalım. Her türlü tehdit var. Onları caydıralım, caydırıcı nitelikte ülkenin somut eylemleri olsun. Türkiye'de istihbarat hizmetleri 2014'dan itibaren iyi bir seyirle gelişiyor. İlk olarak operasyon yapma imkanı oldu. Kötü mü? Operasyonel İstihbarat gayet başarılı. Teröristler ve bölgemizdeki hasım ülkeler bunu görüyorlar, dikkatleri çekildi. Şimdi de bu tür ilave yasalar olsun isterim. Doğru adım! Elbette ben bu konuyu istihbarat açısından ele alacağım, uzmanlığım bu yönde. Hukuk konusu ayrı.

Yeni Üstünlük Mücadelesi ve Savunma Anlayışı

Temel konumuz silahlanma ve polemoloji olacak. Bu alanda yeni anlayışları irdeleyeceğiz. Genel savunma ve silahlanma politikalarına, büyük güçlerin aldıkları pozisyonlara, örnek olarak ABD'nin savunma yöntemine ve son olarak yeni üstünlük mücadelesi kavramlarına değineceğim. Bahsedeceğim yeni üstünlük mücadelesi terimleri neler? Oyun değiştiricilik, sistemlerin sistemi mimarisi, otonom kor sistemler, tam baskılama veya üstünlük kurma (dominasyon), bütün yönleriyle nüfuz etme (penetrasyon), istihbaratın penetrasyonu ve caydırıcılık için silahlanmak, olacak. Bunları neyle yapabilirsiniz? Bu makalede size ipuçlarını vermiş olacağım.

Otonom Orduların Tartışması

Teknoloji geliştikçe otonom sistemler cephede yerlerini alıyorlar. Kara, hava, siber-uzay, deniz, derin ve geniş cepheler... Bu konu başka ülkelerde hem askeri hem sivil, çeşitli uzmanlarca tartışılıyorken, Türkiye'de henüz o noktaya gelinemedi. Savaşın bilim ve sanatı yönüyle ben size özgün bir tartışma başlatmak isterim.

İsrail’in İran Saldırısı ve Polemolojik Analizi

19 Nisan gecesi İsrail, İran-İsfahan'daki bir askeri hedefi vurdu. Önce alınan bilgiler ve geliş yöntemleri doğru mu yanlış mı tartışıldı. Ancak, olağanüstü denebilecek türden yeni bir süreçle ilgilendiğimiz gayet açıktı. Ben sizlere bir askeri analiz yaparak, eldeki bilgileri de kullanmak suretiyle, bazı poüemolojik sonuçlar çıkarıp sunmak istiyorum.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme