abd-ulusal-stratejisindeki-sorun
ABD Ulusal Stratejisi’ndeki Sorun

ABD Ulusal Stratejisi’ndeki Sorun

23 Ocak 2019
Okuyucu

ABD’nin görevinden yeni ayrılan Savunma Bakanı James Mattis imzalı Ulusal Savunma Stratejisi Dokümanı (2018) sorunludur. Özellikle Ortadoğu bağlamında işaret edilen konularda çelişkiler vardır. Sorunlar neler? ABD’nin bugün Suriye’de düştüğü yanılgı nedir? Nasıl düzeltilmeye çalışıyor? Bu soruları yine ABD’nin kendi düşüncelerine bakarak cevaplayalım.

Öncelikle, ABD’nin dünyaya yönelik şekilde hazırlayıp uyguladığı ve adına ulusal dediği savunma stratejisini hazırlamasına ve uygulamasına temel eleştirilerde bulunmak isterdim. Hatta Pasifik’ten Atlantik’e ABD’nin değişik yanlış adımlarını da irdelemek isterdim. Bunu daha başka bir zamana bırakalım. ABD ulusal stratejisi, Ortadoğu’daki mevcut durum çerçevesinde incelenirse, esasında sorunların kaynağı olan bir metindir. Özellikle Suriye bağlamındaki temel yaklaşımında var olan bir noktayı görmezden gelmek mümkün değildir. Zira başta NATO müttefiki Türkiye’yi ilgilendirmektedir.

ABD strateji dokümanında, “ittifakları geliştirelim ve cazip yeni partnerler bulalım,” diyor. Bunu yaşanan 75 yıla ve 11 Eylül tecrübesine dayanarak ifade ediyor. “Karşılıklı yarar sağlayan ittifaklar ve ortaklıklar, stratejimiz için çok önemlidir,” diyor. İlişkilerde uzun ömürlü olmaktan bahsediyor. “İttifaklarla beraber asimetrik bir stratejik avantaj sağlamak” hususundan söz ediyor. “Müttefiklerin ve ortakların ABD’ye bölgesel ilişkilerle ve beraberinde liderliklerle tamamlayıcı imkanlar sağlayacağı ve güç kazandıracağı,” ifade ediliyor. ABD’nin durumu kavramasına imkan veren, sorunu ortamında aydınlatan ve çözen, çıkmaza girildiğinde başka seçeneklerin geliştirilmesine imkan veren “müttefiklerin ve ortakların önemi” konusuna işaret ediliyor. Müttefiklerin ve ortakların temel ve lojistik sistemi destekleyerek kritik bölgelere erişimi sağladığına değiniliyor.

ABD, “iyi bir ittifak ve ortaklık ağı oluşturmak için üç unsura odaklanacağız,” der. Bunlar: “Karşılıklı saygı, sorumluluk, öncelikler ve hesap verebilirlik temelini oluşturmak. Bölgesel danışma mekanizmalarını ve işbirlikçi planlamayı genişletmek. Birlikte çalışabilirliği derinleştirmek.” Bu amaçla, ana işbirliği sistemlerinin desteklendiği ve müttefiklerin kendi güvenlik ilişki ağlarıyla takviye edildiği, kalıcı koalisyonlar ve uzun vadeli güvenlik ortaklıkları hususu öncelikli görülmektedir.

Hangi bölgelerde bu işbirlikleri yapılacak? Dört coğrafi bölge ve işbirliği konusu var. Bunlar: “Hint-Pasifik ittifaklarını ve ortaklıkları genişletilmeli. Trans-Atlantik NATO İttifakı güçlendirilmeli. Ortadoğu’da kalıcı koalisyonlar oluşturulmalı. Batı Yarım kürede avantajlar sürdürülmeli. Afrika’daki önemli terör tehditlerini ele almak için gerekli ilişkiler desteklenmeli.”

Peki, bu bağlamda Türkiye nerede? Atlantik’te başka, Ortadoğu’da başka bir yapıda mı olacak? Hani diyoruz ya, “neredeyse 70 yıllık müttefikiz,” diye, soru yineleniyor: ABD gözüyle nerede müttefikiz, nerede değiliz? Bu bağlamda ilk eksik düşünme noktası budur. NATO görev alanı Soğuk Savaş sonrasında genişletilmiştir. Bunun tartışılması NATO’da olmaktadır. Sorumluluk ve ilgi alanlarıyla genişletilmiş bir NATO bağlamı, daha da tartışılabilir. Ancak bir yandan coğrafyaya geçici fırsat alanları gözüyle bakmak, diğer yandan köklü, güvenilir ve uzun vadeli ilişkiler kurulmasını beklemek sorunludur.

Gelelim Ortadoğu’ya, strateji dokümanı ne diyor? Önce Ortadoğu nasıl olacakmış? “ABD; teröristleri caydırılmış, ana kıtasına terör ihraç etmeyen, küresel enerji piyasalarının ve ticaret yollarının istikrarına kastetmeyen, güvenilir bir Ortadoğu’yu teşvik edecek.” Dolayısıyla, “ABD, Afganistan, Irak, Suriye ve diğer bölgelerdeki şu ana kadar elde edilen kazanımları pekiştirmek ve İran kaynaklı terörün kalıcı yenilgisini desteklemek için yine kalıcı koalisyonlar geliştireceğiz,” diyor. Aslında bölgede bütün bunları Savunma Bakanlığı içinde CENTCOM marifetiyle yapıyor.

İran bağlamındaki çelişkiler de dünyanın tartışılan konuları arasındadır. İran’ın Ortadoğu’daki İsrail stratejileriyle çakışan noktalardan dolayı temel bir engel oluşturduğu, enerji piyasalarına etki ettiği, Kitle İmha Silahları ve terörle bölgesel tehdit olduğu, sürekli gündemdeki konulardır. İran’daki rejimi değiştirmek amaçları güncel çabalar takip edilmektedir. Ancak Suriye’de çözüm nedir? Örneğin İsrail’in ülkeyi bölmekle ilgili stratejisi mi daha doğrudur?

Bu ulusal bir konudur, yalnız üçüncü taraflara dokunduğunda sorun büyür. Her şeye rağmen ABD İsrail ile Ortadoğu’da kalıcı bir ittifak içindeyse, temel ölçeklerde bunun bir sakıncası elbette olmaz. Ama Türkiye’nin sınırında, “bir terör örgütü marifetiyle yaratılmaya çalışılan oldubitti, buna dayalı kalıcı ve istikrarlı bir durum” sürekli tartışmaya açık olur. Örneğin dünyada petrol fiyatları böyle mi kontrol edilecek? Bu iyi bir strateji olmaktan çok uzaktır.

ABD’nin “kalıcı” dediği, Suriye’de kurulmaya çalışılan YPG/PKK bağlamındaki o sorunlu ittifak 2015 Obama stratejisi ile belirlenmiş bir konudur. 2018’de bu yanlış stratejiye dair tartışmalı ifadeler görülmektedir. Bu terk edilmelidir. Obama döneminde temelleri atılmış olan “bir garnizon devleti kurma” fikri ABD’ye sadece Ortadoğu’da değil, diğer bütün coğrafyalarda da sorun çıkartır. Biraz düşünülse bu gerçek görülecektir. YPG/PKK ittifakı ile kalıcı ortaklık olmaz, bölgeye istikrar gelmez, ticaret yolları ve enerji kaynaklarının küresel istikrarı bu yolla asla sağlanmış olmaz. Neyse ki Trump bir kısmıyla bu düşüncelerin mantıksız bir yol olduğunu anladı. Bu sorunlu aklın mimarlarını işten el çektirdi.

Not: ABD Ulusal Savunma Stratejisini incelemek isteyenler, Bkz. https://dod.defense.gov/Portals/1/Documents/pubs/2018-National-Defense-Strategy-Summary.pdf

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

terorle-mucadelede-son-merhale
ÖNCEKİ YAZI

Terörle Mücadelede Son Merhale

turkiye-rusya-yapici-isbirligi
DİĞER YAZI

Türkiye-Rusya Yapıcı İşbirliği

Politika 'ın son yazıları

27 views

Politikada Gri Kavramlar

Size politika amaçlı yapılan propaganda konusu içinde yer alan kavramsal bir temayı sunuyorum, grilik. Gri kavramların dış ve iç politika yansımalarına bakacağım. Özellikle ABD dış politikasında kendi çıkarına yaklaşımlar sergilemesi neticesinde görülen gri kavramlar konusunu işleyeceğim. Buna örnek olarak Filistin-İsrail, terörle mücadele, sözde soykırım tasarısı gibi konular da yer alacak.
103 views

Yerelde Yapısalcılık

Bir olaya bakış yöntemimde felsefe ve tarih olmaz ise ben bunu oldukça eksik görürüm. Hemen herkesin siyaset, seçim, belediye, vs. konuştuğu noktada ben, bu işte temel felsefe ve asıl stratejik açıklama nerede diye arıyorum. Dolayısıyla felsefi yaklaşım ve stratejik bakış tarzı siyaset üstüdür. Benim açıklamalarım bu noktada değerlidir; mevcut yapılanlar gibi değil, başka türlü tartışmaları kapsamaktadır. Açıkça yazayım: Kim kazanacak, iktidar veya muhalefet ne yapacak, türü ifadelerle değil; imar neye göre olmalı, altyapı ve üstyapı nasıl planlanmalı, ülke ekonomisine uyumluluk ne şekilde sağlanmalı, kanunlar ne içerikte olmalı, gibi piramidin üstündeki meseleler önemlidir.
154 views

Emperyalizm

Bugünün anlayışı, küresel imkanlar içinde sahip olunan alanları artırmak ve güçlenmek, değer üretimi rekabetinde gerilerde kalmamak fikri üzerinedir. Ruslar gibi sürekli “kahrolsun emperyalizm” diyeceğinize, “ben hangi değeri üretebiliyorum, hangi büyük pazarda kaça satıyorum,” diye bakın isterim. Bugün ülkeler bazında ABD, İngiltere, Çin, Japonya, Güney Kore, birlik bazında Avrupa Birliği, küresel şirketler bazında sürekli sayısı artan ve yenilik üretenler, esasen bunlar değerleri zorluyorlar ve muhatap alınıyorlar. Daha fazla muhatap alınabilmek için yapılması gerekenler belli! Olan şu: Muhatap alınanların ve değer üreticilerinin daha fazla yayılması fikri!..
162 views

Doku Bozumu

Bu makale Ortadoğu'da kangren olan meseleleri stratejik düzlemde incelemektedir. Mevcut dokuyu bozan yapay düşünceler ile gerçekte olanlar arasındaki farkı bütün çıplaklığıyla dile getirmektedir. Halen bölgede savaş, çatışma, suç, terör, işgal, soykırım, gibi pek çok olumsuzluk yaşanmaktadır. Uluslararası sistem bu olup bitene çare bulamamaktadır. Suriye, Irak, Lübnan, Yemen, Libya, gibi ülkelerin halkları harap ve bitap düşmüş durumdadırlar.
227 views

Devlet-dışı Aktörler

Burada gayet karmaşık, iç içe geçen ve masum insanların istismarına dönük olayları ihtiva eden, bütün gayrimeşru faaliyetleri, politikaları, planları ve operasyonları, terörizmden tutunuz, vekalet savaşlarına, buradan iç savaşlara, gri bölge operasyonlarına, meşru görünse de esasen çıkara hizmet edenlere, meşru siyaset yapmak ve bunu geliştirmek varken, siyaset alanını anti-demokratik yöntemlerle daraltanlara kadar, birçok durumu kısaca da olsa açıklama imkânımız oldu. Meşruluk ile gayrimeşruluk arasındaki perdeyi görmek veya belirlemek çok çok önemlidir. Ben de sizler de hep birlikte bu dünyada birer aktörüz, tıpkı devletler, hükümetler, liderler, şirketler, gibi. Politika, insana has bir yetenek, işlev ve özelliktir. Meşruiyet dahilinde kalabilmek çok önemlidir. İnsanlar, istikrar, barış ve esenlik içinde yaşamayı, gelişmeyi, evlatlarını refah ve güven içinde yetiştirmeyi istemektedir.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme