shanahanin-mektubu-ve-turk-abd-iliskilerinde-son-durum
Shanahan’ın Mektubu ve Türk-ABD İlişkilerinde Son Durum

Shanahan’ın Mektubu ve Türk-ABD İlişkilerinde Son Durum

8 Haziran 2019
Okuyucu

ABD Savunma Bakanı Vekili Patrick Shanahan, Türk Savunma Bakanı Hulusi Akar’a bir mektup gönderdi. Konu F-35’ler… Bu mektup çerçevesinde değişik değerlendirmeler yapılıyor. Ancak derindeki konu, ABD’nin tek taraflı kararıyla bölgemize vermek istediği stratejik yön olmaktadır. Bakalım…

Dönüp baktım, F-35 konusunda ilk ne zaman dikkat çekmişim diye. Tarih 5 Mayıs 2018, Türkiye’de konunun ne derecede önemli olabileceğini ve bu noktalara gelebileceğini hesap edenler çok azdı. Bugün herkes S-400 ve F-35 konusunda uzmanlaştı. Türk entelijansı güncel konuları takip ediyor ne de olsa…

Son haber, Patrick Shanahan, Hulusi Akar’a mektup gönderdi, şeklinde. Shanahan’ın mektubu, Türk-ABD ilişkilerinde bir dönem soğuk rüzgarlar estiren “Johnson Mektubu” havasında: S-400 alırsanız F-35 işi bitti, diyor sanki. Mektubun başlığı: “F-35 programında Türkiye’nin katılımını gevşetmek!

Shanahan açıkça bu noktadan sonra Türk pilotlarının Amerika’da F-35 eğitimi almaması gerektiğini belirtiyor. Bu yıl F-35 eğitimi alması planlanan 34 öğrenci olduğunu söylüyor. “Bu eğitim gerçekleşmeyecek çünkü Türkiye’yi F-35 programından uzaklaştırıyoruz… Sistemler üzerine personelin yeterlilik kazanmasına artık gerek yoktur.” Bu durumda Temmuz sonunda Türk mürettebata (pilotlar ve bakım ekibi) verilen eğitim kesilmiş olacak.

Mektupta başka neler var? Shanahan, Türkiye’nin Moskova ile yaptığı anlaşmanın NATO ile ilişkilerini baltalamasından bahsediyor. Shanahan bir bakıma ikaz ediyor: “Türkiye ekonomisine zarar verir ve Rusya’ya aşırı bağımlılık yaratırsınız. Hâlâ S-400’deki yolunuzu değiştirme seçeneğiniz var.” Yani bir bakıma, yol yakınken Rusya’dan ayrılın diyor.

Yabancı basın açıkça ifade ediyor (örneğin Reuters). Rusya’dan S-400’ler alınırsa ABD’nin yaptırımları ağırlaşacak ve Türk Lirası üzerine baskıları artacak, şeklinde.

Türkiye, F-35 programının ana ortaklarından biridir. Mevcut fiyatlarla 100 uçak için toplam 9 milyar dolarlık bir alım gerçekleştirecektir. Ayrıca Türk şirketleri F-35’in parçalarını üretmektedir (937 parça; büyük ölçüde uçağın iniş takımı ve gövde elemanları). ABD şimdi bu üretimi başka bir ortakla gerçekleştirmenin planlaması içindedir. Buna göre Türkiye’nin üretim rolü gelecek yılın başlarında sona erecektir.

Peki bu konu F-35 ile sınırlı kalır mı? İngiltere’deki uzmanlara göre yakın dönemde Türk-ABD ilişkilerinde tarihin en önemli kırılmasının yaşanabileceğine dikkat çekiliyor. Bu durumu, başka silahların yedek parçalarına da sirayet edeceğini değerlendirerek söylemekteler. Başka konular da var: Türkiye, Suriye konusunda ABD’nin planına karşı konumdadır, deniyor ve bunun “stratejik çelişki” olduğu iddia ediliyor. Bir başka yorumcu da konuyu İran konusuyla bağdaştırarak açıklamaya çalışıyor.

Bilindiği gibi Salı günü Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan S-400 konusunda değişiklik olmadığını tekraren ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “ABD’nin S-400’ler kadar iyi bir teklif vermediğini,” hatırlattı. Savunma Bakanı Hulusi Akar 22 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, Türk askeri personelinin S-400 konusunda Rusya’da eğitim aldığını ve Rus personelin Türkiye’ye gidebileceğini söylemiş idi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de benzer açıklamalar yaptı. Hatta son olarak St. Petersburg’da medya temsilcilerinin sorularını cevaplandırırken Türk Akımı projesinden de bahsetti, her defasında Türkiye ile ilişkilerden memnun olduğunu dile getirdi. Ayrıca üretici firma Rostec’in Başkanı Sergei Chemezov, Cuma günü yaptığı açıklamada, ülkenin iki ay içinde S-400 füze sistemlerini Türkiye’ye göndermeye başlayacağını belirtti.

Anlaşılan o ki hemen herkes kartlarını masanın üstüne koydu ve diplomasi görevini yaptı. Aslında liderler de beyanatlarını tamamladılar. Bu durumda tablo şöyle:

  • Türkiye tarafından Rus S-400’leri planlandığı şekilde alınıyor. Türkiye, Rusya ile birlikte Türk Akımı ve Akkuyu nükleer güç santrali projelerini sürdürüyor. Suriye’de Türkiye’nin kararlılığı sürüyor. Türk Lirası üzerine yapılan baskılar için bir mücadele veriliyor.
  • ABD F-35 projesinden Türkiye’yi tedricen çıkarıyor. Her ne kadar Fırat’ın doğusunda “Türkiye’nin endişelerini giderecek türden bir güvenli bölge” inşası görüşmeleri devam ediyor ise de ABD’nin Suriye’deki politikalarında değişiklik olmuyor. ABD, İran’a yaptırımlarını artırıyor. Bu ülke yanında yer alanları da karşısına almaktan kaçınmıyor. FETÖ iade edilmiyor. PYD/YPG/PKK veya SDG’ye destek sürüyor. Ekonomik yaptırımlar ve medya üzerinden bölge ülkelerinin siyasal süreçlerine örtülü ve açık baskılar sürdürülüyor…
  • İngiltere gibi NATO ülkeleri bütün bu konular üzerine ABD yanında yer alıyor…

Şimdi sonuç ne olacak, bekleyip göreceğiz. Ancak Türk-ABD ilişkilerinin özellikle ABD tarafının planları üzerine “gevşetilmesi” (unwinding) süreci bu kadar kolay olmamalıdır. Tam tersine, gerçekçi yaklaşımlarla sorunların çözümlenmesi yoluna gidilmelidir. Egemen bir ülke olarak Türkiye, çeşitli diplomatik, ekonomik ve politik yöntemlerle ve yaptırımlarla karşı karşıya bırakılıp, belli zorlamalara tabi tutulmayı elbette kabul etmeyecektir.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

simarik-yunanliya-hatirlatma
ÖNCEKİ YAZI

Şımarık Yunanlıya Hatırlatma!

trump-ile-yola-devam-mi
DİĞER YAZI

Trump ile Yola Devam mı?

Politika 'ın son yazıları

25 views

Politikada Gri Kavramlar

Size politika amaçlı yapılan propaganda konusu içinde yer alan kavramsal bir temayı sunuyorum, grilik. Gri kavramların dış ve iç politika yansımalarına bakacağım. Özellikle ABD dış politikasında kendi çıkarına yaklaşımlar sergilemesi neticesinde görülen gri kavramlar konusunu işleyeceğim. Buna örnek olarak Filistin-İsrail, terörle mücadele, sözde soykırım tasarısı gibi konular da yer alacak.
102 views

Yerelde Yapısalcılık

Bir olaya bakış yöntemimde felsefe ve tarih olmaz ise ben bunu oldukça eksik görürüm. Hemen herkesin siyaset, seçim, belediye, vs. konuştuğu noktada ben, bu işte temel felsefe ve asıl stratejik açıklama nerede diye arıyorum. Dolayısıyla felsefi yaklaşım ve stratejik bakış tarzı siyaset üstüdür. Benim açıklamalarım bu noktada değerlidir; mevcut yapılanlar gibi değil, başka türlü tartışmaları kapsamaktadır. Açıkça yazayım: Kim kazanacak, iktidar veya muhalefet ne yapacak, türü ifadelerle değil; imar neye göre olmalı, altyapı ve üstyapı nasıl planlanmalı, ülke ekonomisine uyumluluk ne şekilde sağlanmalı, kanunlar ne içerikte olmalı, gibi piramidin üstündeki meseleler önemlidir.
153 views

Emperyalizm

Bugünün anlayışı, küresel imkanlar içinde sahip olunan alanları artırmak ve güçlenmek, değer üretimi rekabetinde gerilerde kalmamak fikri üzerinedir. Ruslar gibi sürekli “kahrolsun emperyalizm” diyeceğinize, “ben hangi değeri üretebiliyorum, hangi büyük pazarda kaça satıyorum,” diye bakın isterim. Bugün ülkeler bazında ABD, İngiltere, Çin, Japonya, Güney Kore, birlik bazında Avrupa Birliği, küresel şirketler bazında sürekli sayısı artan ve yenilik üretenler, esasen bunlar değerleri zorluyorlar ve muhatap alınıyorlar. Daha fazla muhatap alınabilmek için yapılması gerekenler belli! Olan şu: Muhatap alınanların ve değer üreticilerinin daha fazla yayılması fikri!..
162 views

Doku Bozumu

Bu makale Ortadoğu'da kangren olan meseleleri stratejik düzlemde incelemektedir. Mevcut dokuyu bozan yapay düşünceler ile gerçekte olanlar arasındaki farkı bütün çıplaklığıyla dile getirmektedir. Halen bölgede savaş, çatışma, suç, terör, işgal, soykırım, gibi pek çok olumsuzluk yaşanmaktadır. Uluslararası sistem bu olup bitene çare bulamamaktadır. Suriye, Irak, Lübnan, Yemen, Libya, gibi ülkelerin halkları harap ve bitap düşmüş durumdadırlar.
226 views

Devlet-dışı Aktörler

Burada gayet karmaşık, iç içe geçen ve masum insanların istismarına dönük olayları ihtiva eden, bütün gayrimeşru faaliyetleri, politikaları, planları ve operasyonları, terörizmden tutunuz, vekalet savaşlarına, buradan iç savaşlara, gri bölge operasyonlarına, meşru görünse de esasen çıkara hizmet edenlere, meşru siyaset yapmak ve bunu geliştirmek varken, siyaset alanını anti-demokratik yöntemlerle daraltanlara kadar, birçok durumu kısaca da olsa açıklama imkânımız oldu. Meşruluk ile gayrimeşruluk arasındaki perdeyi görmek veya belirlemek çok çok önemlidir. Ben de sizler de hep birlikte bu dünyada birer aktörüz, tıpkı devletler, hükümetler, liderler, şirketler, gibi. Politika, insana has bir yetenek, işlev ve özelliktir. Meşruiyet dahilinde kalabilmek çok önemlidir. İnsanlar, istikrar, barış ve esenlik içinde yaşamayı, gelişmeyi, evlatlarını refah ve güven içinde yetiştirmeyi istemektedir.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme