Türkiye ve Azerbaycan’dan Altılı Platform Önerisi

10 Aralık 2020

Bugün (10 Aralık) Bakü’de tarihi anlar yaşandı, Azerbaycan’ın kutlu zaferini taçlandıran törenler gerçekleştirildi. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev çok anlamlı konuşmalar yaptılar, resmi geçit törenine katıldılar, birlikleri ve halkı selamladılar. Bugün kendi başına dünyaya bir mesaj niteliği taşımaktaydı. Bu konuda çok şey söylendi. Ben burada geleceğe bakmak isteyen liderlerin öne sürdükleri vizyona atfen bölgesel barış ve istikrar yönüyle bazı hususlara dikkat çekmek istiyorum.

Öncelikle bir hatırlatmada bulunayım. Gençli Sarayı’ndaki toplantıda Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’in ifade ettiği “Altılı Platform” konusunu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisinin de çok önemsemesi üzerinde duralım. 

Altılı Platform’u Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in de kabullendiğini vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:”Neydi o Altılı Platform? Rusya-Türkiye-Azerbaycan-İran-Gürcistan eğer kabullenir, uyarlarsa, Ermenistan da bu platformun içerisinde yer alabilir. Böylece Altılı Platform ile bir bölgesel barışı tesis edelim dendi. Şimdi bölgesel barışın bu bölgedeki ülkelere getireceği yükler vardı. Bu yüklerin altyapı, üstyapı, siyasi, bunun yanında diplomatik birçok yüklediği görevler vardı. Bugün de yine kardeşime söyledim. Eğer bu konuda olumlu adım atıldığı takdirde biz de kapalı olan kapılarımızı açarız. Yeter ki bu olumlu adımlar atılmış olsun. Kapılarımızı Ermenistan’a kapatalım, diye bir derdimiz yok. Çünkü biz barışın güvercinleri olmak istiyoruz, barışın adımlarını yapmak istiyoruz. Bizim Ermenistan halkına bir kinimiz yok. Sıkıntı Ermenistan’ın yönetimiyledir. Benim ülkemde yüz bini aşkın Ermeni vatandaşım var.

Aslında bölgesel barış ve istikrar meselesinin özü, bölge ülkelerinin bizatihi kendilerinin için içinde olduğu şekliyle ve Altılı Platform önerisi ile belirginleşmiş oluyor. Demek ki ABD veya Fransa gibi dışarıdan güçlerin bölgeye barış ve istikrar değil, tam tersine durumlar yaratabileceği konusu netleştirilmiş oluyor, diye bakılabilir.

Trans-Kafkaslar (Güney Kafkasya) ve Hazar bölgesinin güvenliği konusu küresel değer taşımaktadır. Burası transit yollar ve enerji havzaları ile yükselen değere haiz bir bölgedir. Her ne kadar Rusya’nın güneyi ile alakalı bir güvenlik anlayışından söz edilse de tek taraflı çıkarlardan çok bundan böyle bu bölge Çin’den İngiltere’ye (Pasifik’ten Atlantik’e) kadar dünyanın en aktif güzergahının barış ve istikrarı yönüyle yüksek değere haizdir. Bu bölgenin dışarıdan ülkelerce huzursuz edilmesi söz konusu olabilir ve böyle bir potansiyel halen mevcuttur. 

O halde bölge ülkelerinin el birliği ile konuyu sahiplenmesi gerekmektedir. Bu durumda Türkiye ve Azerbaycan kardeşliğinin çok önemli bir kazanım olması hususu açıktır. Rusya bu durumu görmüştür. İran bu hususta irade beyan etmelidir. Azerbaycan ve İran konusu bundan sonra atılacak adımlar yönüyle önemlidir. Gürcistan bölgenin imkanlarının değerini anlamış transit bir ülke olarak barışa ve istikrara hizmet etmeye hazırdır. 

Geriye Ermenistan kalmaktadır. Rusya tarafından Paşinyan yönetiminin anlamı bellidir. Yıllar süren hatalı tutumları ile Ermenistan yönetimlerinin yaptıkları da bellidir. Sonuçta Azerbaycan hakkını savaşla da olsa almasını bilmiştir. Savaş da bölgesel barışı tesis etmek için gerekli olmuştur. Rusya bu durumu da görerek hareket etmiştir, tutumu bellidir. 

Artık bölgenin imarı sürecine girilmiştir. Bölgesel imar konusunda atılması gereken ilk adım bellidir: Barış ve istikrar için bu yönde politik kararlılık göstermek. Daha sonra kalkınma programları gelir. Kalkınma programları ile refahın geliştirilmesi açısından Azerbaycan ve Türkiye iradelerini işaret etmişlerdir.

Şimdi neleri görmemiz gerekiyor? Altılı Platform için ilgili taraflar kendi tutumlarını net biçimde sergilemeliler. Diğer yandan, bu zamana dek problemli sahadan kendince nemalanmaya çalışmış ve bundan sonra da istikrarsızlıktan kendilerine çıkar elde etmeye çalışması muhtemel Batılı ülke ve güçlerin ne yapacaklarının anlaşılmasıdır. Seçim nedeniyle ABD tam olarak bölge ile ilgilenememiş veya rengini tam olarak gösterememiş olabilir. Ocak 2021 sonrasında Joe Biden yönetimi ne tür bir tavır sergileyecek, şimdiden merak konusudur. Türkiye ve Azerbaycan hazır oldukları mesajını el ele verdiler. Bu iyi bir başlangıçtır.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

ÖNCEKİ YAZI

Tarihten Bugüne

DİĞER YAZI

Soğuk Savaş 2.0

Politika 'ın son yazıları

Stratejik Derinleşme

Politikada "stratejik derinleşme" terimini ifade etmekle, beraberinde neleri söylemiş oluyorum: Aktif, nötür (yeni-izolasyonizm) ve karma politikalar, politik seçenek olarak aynı anda yapılması gerekenler.

İran’ı Konuşmak

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve beraberindekiler için dün, bugün cenaze töreni yapılıyor ve yarın toprağa verilecekler. Peki bu durumda bizler İran'ı nasıl konuşmalıyız?

Reisi’nin Olayı

Dün öğle saatlerinde İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Amirabdullahiyan'ın içinde olduğu bir helikopter, Azerbaycan sınırında İlham Aliyev ile açılışı yapılan barajların töreninden sonra dönüşte kötü hava şartlarında düştü ve sadece İran değil, herkes şokta. Enkazı Türkiye'den kalkan Akıncı İHA buldu. Ben bir havacı olarak burada kendi açımdan bazı hususlara değineceğim.

Rusya’nın Kharkiv Harekatı

Son günlerde Ukrayna-Rusya savaşında önemli bir gelişme var. Rusya için Kharkiv harekatı çok önemli bir koz olacak. Bu kez Rusya tarafı daha derli toplu harekat yapıyor, politikada daha akıllıca ifadeler seçiliyor. Zelensky ise endişeli görünüyor.

Politik Vizyona Göre Konumlanma Stratejisi

Ülkeler için sihirli kelimeler refah ve güvenlik, öyle değil mi? Peki 2030’lardan sonrasına bakın, dünyadaki gelişmeler ve Türkiye özelinde cevap arayın, vizyonumuz ve stratejimiz ne, refah ve güvenlik için neler düşünülmeli? Bu stratejik-vizyona esas olacak şekilde, politik anlayışımız, sosyo-politik ve sosyo-ekonomik etkileşimlerimiz ne durumda, neredeyiz, ne tarafa doğru gidiyoruz, riskler neler?
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme