propagandayi-anlamayanlara
Propagandayı Anlamayanlara

Propagandayı Anlamayanlara

3 Ekim 2018

Demek ki propagandayı anlamayanlar var! Onca defa, “Propagandaya dikkat! FETÖ ve PKK bu yolla saldırıyor. Amaçları var. En kolay ve masrafsız bu tür yöntemlerle kolaylıkla etkiledikleri üzerinden kendi amaçlarını elde etmeye yöneliyor. FETÖ devletteki uçlarını, şirketlerdeki, siyaset ve medya dahil çeşitli kurumlardaki istismara açık noktaları, hassasiyetleri ve yine eğitimli/eğitimsiz tüm bireyleri bu yöntemlerle kullanır, aman ha! Propaganda stratejik bir konudur, planlıdır, hedeflidir, tematiktir,” dedim. Herşeye rağmen, arada bir hatırlatmakta yarar var.

Şu işi bir kez daha ele alalım. Lütfen bu konuya güvenlik bahsi içinde ve teknik açıdan bakınız. Bugün o, yarın başkası, tarafsız gözle değerlendiriniz.

Bilardo masasını ve oyun gereçlerinin birileri imal eder, birileri ise salonu açar. Istakasını birisi tutar, toplar birbirine vurarak yer değiştirirler. Bazı toplar hedefine gider sayı olur, basızı kazara cebe gider, masadan düşenler bile var. Topların üzerinde numaralar vardır, renkler vardır, değerleri değişir. Salonda seyirciler vardır, alkışlarlar, gürültü ederler; bahisçiler vardır, kazanırlar, kaybederler… Salon dışında televizyondan seyredenler vardır. Propaganda ile herşey yapılır: Salon sahibi olunur, malzeme satılır, oyuncu ayarlanır, ıstaka tutulur, topa vurulur, sayı hakemliği yapılır, televizyondan yayın yapılır, seyirci bulunur, bahis oynattırılır, para kazanılır… Oyuna dönelim: Toplar birbirine vurur, daha hızlanan olur, istenmeyen yerlere saçılanlar da vardır; ama hedefini bulan olacaktır… Propagandada isabetli, hesaplı vuruş önemlidir. Bu işin uzmanı vurduğu topu ve etkisini çok iyi bilendir. Vurdun mu? Hangi topun nereye gideceği bellidir. Oyun rasgele değildir. Strateji vardır, taktik de…

Hasım dediğimiz hep vardır. Herkese, kurumlara, devletlere göre hasım değişir. Hasım çatışma noktasında ise, yani el tetiğe değdiğinde düşman olur. Örneğin FETÖ ve PKK böyledir. Ama onun arkasında her kim varsa, devlet olur, küresel güç olur, bunlar görünürde zaten hasım olmaya devam ederler. O zaman, bu zaman yoktur; ittifak, müttefik de yoktur; uluslarası sofrada çıkar vardır, hasım da.

Yumuşa Güç çıktı mertlik bozuldu!

PKK bahsi daha ziyade 1980’lerin ortalarından beri biliniyor. Devlet içine sızanlar temizlendi. Balediyeler yuvalanmışlardı, bunlar da tasfiye edildi. Ancak sürekli yaptıkları işlere devam ediyorlar; terör, sanal ortamlarda, medyada etkinler. Özellikle Avrupa’da yuvalanmış haldeler. Arazide elinde silahlı olanlar var, klavye başında saldırı yapanlar da. Son gelişmeler gösterdi ki, ABD’ye bağlı CENTCOM Kuzey Suriye’de PKK ve uzantılarını alenen destekliyor.

15 Temmuz’a nereden geldik, nasıl oldu, bunları bir yere koyalım. Açık olan şu: ABD’de ikamet eden, parası pulu, imkanları ve desteği olan bir yapı var. Bunların uzantıları şu an ya hapiste, çıkmayı hayal ediyorlar, amaçları bu, ya da gizleniyorlar, yurtdışına kaçanlar var, renklenme yoluyla kendini gizleyip bukalemun gibi başka toplulukların içinde gizleyenler var. Ne bu? FETÖ. Davaları bitti mi? Hayır. Açık ve gizli neler yapıyorlar? Propaganda, siber atak, ekonomik etkiler, vs.

Benim özellikle üzerinde durduğum propagandadır. FETÖ, PKK ve yardım edenleri, yani hasım taraflar, Türkiye’ye saldırılarını sürdürüyorlar. Bunu devletin kendisine, iktidardakilere, şirketlere, kurumsal yapılara ve nihayet halka, yani ulaşabildikleri her bir bireye uyguluyorlar. Nasıl? Hassasiyetlere saldırıyorlar, tahrik ediyorlar, dalga etkisi yapacak konuları bulup tetikliyorlar. Bilardodaki gibi ıstaka topa, top diğer topa vuruyor… İstismara açık konuları derinleştiriyorlar. Zayıf düşürecek her bir noktayı konu edip genişletiyorlar. Türkiye’yi, kurumları, yöneticileri tartıştırıyorlar. Bütün bunlara açık konular varsa kolaylıkla yapıyorlar, değilse önce açık hale getirmeye çaba gösteriyorlar daha sonra dalgalanmayı tetikliyorlar.

Türkiye’de konuşulacak konu yok mu? Hem de nasıl!.. Bu açığı kim veriyor? Elbette bizler. Ama en çok siyaset kurumları ve siyasetçiler ile sanal ortamlar dahil medyada yer alanlar. Bir de yerini bulamamışlar…

Gördüğünüz gibi bizim konumuz iç siyasetteki propaganda değildir. Siyaset propagandasız olmaz. Ama meşru olan meşru şartlarda propaganda yapar ve kullandığı aygıtlar asla terörle veya sakıncalı işlerle ilgili değildir. Meşru siyaset dikkatlidir, kanunidir, yapıcıdır, pozitiftir; değilse eyvah! Bu konu kazancından vergi veren, askere gidip canını veren, sandığa gidip oy veren millet için önemlidir.

Bu kadarla bırakayım. Yeterince anlaşıldığımı umuyorum. Herkes kendinden sorumludur. Kurumlar kendi yasal kalkanlarını kullanabilirler. Ama birey öznesi daha kırılgandır, hassastır; demokrasilerin tartışılan tarafı da budur. Bireyler kendi yasal çerçevesini kurma ve bu bakımlardan sorumlu olma durumunu gözden geçirmelidirler. Sorumluluk önemlidir! Şu soru sürekli akılda tutulmalıdır: Bu yapacağım en çok kimin işine yarar? Eğer birilerinin işine yarıyorsa o işi yapma, kaybın olmaz. Neticede neye inanıyorsan inan, bunda sorun yok; sorun birilerine alet olup olmamaktır.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

siber-savas-hazirligi
ÖNCEKİ YAZI

Siber Savaş Hazırlığı

siber-casusluk-ve-turkiye
DİĞER YAZI

Siber Casusluk ve Türkiye

Güvenlik 'ın son yazıları

Savaşta Teknoloji Kullanımı

Birincisinden dördüncüsüne kadar her nesil savaş biçiminde gördüklerimiz, sert güçten makine kullanım becerisine doğru bir değişimi gösterdi. Bugün yeni nesil savaşlar uygulanırken, artık beşinci nesil savaşlar oluyor, burada teknolojinin sahadaki taktik uygulama becerisini hesaba katmamız gerektiği açık. Konu şu, savaşta durumu değiştirme inisiyatifiyle hareket eden teknolojiyi kullanım bilinci yüksek askerleri düşünüyoruz. Bunlar bize yeni bir tariflerin yapılmasını gerektiriyor: Gelişen teknolojiye göre askerin sahadaki uygulamasını tam uyumlu hale getirmek, hatta askerin bu yeteneğine başvurarak savaşı kazanmayı bilmek.

Etki Ajanlığı Yasası

Bu çağda, etki ajanlarına karşı önlem almak ve ülke yararına çalışanların eline mücadele etmek adına imkan vermek gibi konularda aksi düşünülebilir mi? Bu gerekli, ülke güvenliği açısından yerinde bir hamle. En azında caydırıcılık çok önemli. Ajanlar ve etki ajanları öyle cirit atmasınlar... Gerekli önlemleri ve bu kapsamda belli yasal düzenleme imkanlarını yaratalım. Her türlü tehdit var. Onları caydıralım, caydırıcı nitelikte ülkenin somut eylemleri olsun. Türkiye'de istihbarat hizmetleri 2014'dan itibaren iyi bir seyirle gelişiyor. İlk olarak operasyon yapma imkanı oldu. Kötü mü? Operasyonel İstihbarat gayet başarılı. Teröristler ve bölgemizdeki hasım ülkeler bunu görüyorlar, dikkatleri çekildi. Şimdi de bu tür ilave yasalar olsun isterim. Doğru adım! Elbette ben bu konuyu istihbarat açısından ele alacağım, uzmanlığım bu yönde. Hukuk konusu ayrı.

Yeni Üstünlük Mücadelesi ve Savunma Anlayışı

Temel konumuz silahlanma ve polemoloji olacak. Bu alanda yeni anlayışları irdeleyeceğiz. Genel savunma ve silahlanma politikalarına, büyük güçlerin aldıkları pozisyonlara, örnek olarak ABD'nin savunma yöntemine ve son olarak yeni üstünlük mücadelesi kavramlarına değineceğim. Bahsedeceğim yeni üstünlük mücadelesi terimleri neler? Oyun değiştiricilik, sistemlerin sistemi mimarisi, otonom kor sistemler, tam baskılama veya üstünlük kurma (dominasyon), bütün yönleriyle nüfuz etme (penetrasyon), istihbaratın penetrasyonu ve caydırıcılık için silahlanmak, olacak. Bunları neyle yapabilirsiniz? Bu makalede size ipuçlarını vermiş olacağım.

Otonom Orduların Tartışması

Teknoloji geliştikçe otonom sistemler cephede yerlerini alıyorlar. Kara, hava, siber-uzay, deniz, derin ve geniş cepheler... Bu konu başka ülkelerde hem askeri hem sivil, çeşitli uzmanlarca tartışılıyorken, Türkiye'de henüz o noktaya gelinemedi. Savaşın bilim ve sanatı yönüyle ben size özgün bir tartışma başlatmak isterim.

İsrail’in İran Saldırısı ve Polemolojik Analizi

19 Nisan gecesi İsrail, İran-İsfahan'daki bir askeri hedefi vurdu. Önce alınan bilgiler ve geliş yöntemleri doğru mu yanlış mı tartışıldı. Ancak, olağanüstü denebilecek türden yeni bir süreçle ilgilendiğimiz gayet açıktı. Ben sizlere bir askeri analiz yaparak, eldeki bilgileri de kullanmak suretiyle, bazı poüemolojik sonuçlar çıkarıp sunmak istiyorum.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme