Ukrayna’da Stratejik İtidal Politikası

3 Şubat 2022
Okuyucu

Başından bu yana asıl gerginliğin merkezinde Ukrayna olmadığını, ABD ve Rusya rekabeti olduğunu işaret etmekteyim. Gerginlik alanı Doğu Avrupa’da daha belirgin olunca, ABD buradan çıkarını maksimize edecek türden G7, Avrupa Birliği (AB)ve NATO ülkeleriyle ortaklığını pekiştirdi. İki blok arasında Doğu Avrupa sorunun içinde 2014 yılında Rusya’nın Kırım’ı ilhakı üzerine gelişen Ukrayna Krizi 2021’de Joe Biden’ın öncelikli politikası haline dönüştü. 

Yine daha önceleri ifade ettiğim gibi, ABD ve Rusya arasındaki tarihi kökleri olan stratejik rekabetin hemen çözüm bulması beklenmemelidir. Aynı paralelde, 1989’da dağılan Varşova Paktı’na karşılık Kuzey Atlantik Paktı (NATO) güçlenerek faaliyetlerini sürdürmektedir. NATO 2030 vizyonu ile Arktik bölge, siber-uzay, hatta tıpkı Rusya gibi, Çin ile de demokratik konuları içeren söylemle birlikte bir baskı alanı yaratılmış oldu. Yani NATO’nun çalışma alanı küresel hale geldi. ABD öncelikle Avrupa-Rusya bağlantısında bir nüfuz üstünlüğü elde etmek istedi. Bunun sonrasında Pasifik’e daha fazla yoğunlaşma imkânı bulacaktı. Bu nedenlerle NATO, Rusya için bir tehdit unsuru olarak algılandı. Halen Rusya, nüfuzu altındaki ülkelerin birer birer ABD, AB ve NATO’ya geçmesinden şikâyet etmektedir. Örneğin Trans-Kafkas gölgesindeki Gürcistan’da olduğu gibi bu kez Karadeniz’de Ukrayna’yı NATO ve AB’ye kaptırmamak için Rusya askeri yönü baskın ama Hibrit Savaş yöntemiyle bir hamle yaptı. Biden yönetimi buna karşılık vereceğini ifade etti. Bugün başat güçler arasında tırmandırılan bu kriz bir nüfuz alanı meselesi olarak karşımızda durmaktadır. Eğer Ukrayna Batı blokuna geçerse bunun ardı gelecektir ve bundan dolayı Rusya, Moskova’nın tehdit altında olduğunu işaret etmektedir.

ABD-Rusya savaşı geleneksel olmayan şekilde devam etmektedir. Sürekli soruluyor, “Bildiğimiz türden bir savaş olur mu?” diye. Hayır, zaten savaş oluyor, bu çağın savaşları böyle! Bir de Hibrit Savaş gibi yöntemleri tam anlayamamış sahte uzmanlar çıkıp görüşlerini ifade ediyorlar, savaş şöyle olacak, böyle olacak, gibisinden. Halbuki durum açık! Ancak şu var ki şöyle açıklanırsa doğru olur: Rusya çok sıkışırsa aldığı riski daha da artırır. Bu demek olur ki o bilinen türden savaş safhasına geçilmek isteniyor. İşte ABD, AB ve NATO bunun için de hazır olmak zorundadır. Çok yönlü baskı sürekli ve acımasızca sürdürülecek, ama eğer silaha başvurulacak olunursa, bu da ani ve acımasızca tırmandırılacak ki; daha çatışmanın başlarında zayiat azken karşı tarafın adımının geri alınması sağlanabilsin. Bu tür bir Hibrit Savaşa, barışta sürdürülen çok yönlü ve katmanlı krizin sürdürülmesi ve takiben, çatışmadaki krizin çıkara dönüştürülmesi gözüyle bakılmalıdır. Bir ilave açıklamam daha olacak, bu çatışma biçiminin silah kullanma şekli de farklı olacaktır, hiç kimse geleneksel taarruz ve savunma yöntemlerini beklemesin. Birbirini tamamlayan birden fazla etki yaratma biçiminin neler olduğunu çatışmada mümkün olabilir.

Rusya, Moskova tehdit altında diyor ise rakibine oranla silahlı çatışmaya dönük gösteri yapmaya daha yakındır. Öyle de yapıyor. Ama eğer bu gösterinin ilerisine geçerse de riski alan Rusya olacaktır. ABD ve NATO Rusya’nın bu hatayı yapmasını teşvik ediyor. Bakın burası çok önemlidir! Bundan dolayı stratejik risk almak, bunu yönetmek ve kazanım elde etmek artık bilinen şekillerde sürdürülmemektedir. Değerlendirmeme o ki, Rusya bir riskli alana çekiliyor, eğer bunu fark etti ise iyi karar vermelidir! İşte burada “itidal” kavramı öne çıkıyor.

Buna karşılık ABD de hesapsız hareket eder ise bunu zararını daha sonra görür. ABD karşıtlığının bir çığ gibi gelişmesi bütünüyle Asya’yı kaybetmek anlamına gelebilir. Bununla da sınırlı olmaz, sora Afrika’yı, Orta Doğu’yu da kaybedebilir. Hatta Avrupa’daki Almanya ve Fransa öncülüğündeki kritik daha belirginleşebilir. Hepsinin sonunda ABD, Doğu Avrupa’da kazandığını zannededursun, 5-10 yıl sonra büyük kayıplarla yüzleşebilir. Tek politik dayanağı gibi görülen “liberal demokrasi” söylemi dahi tartışmalı hale gelebilir. Nitekim Çin, Dördüncü Sanayi Devrimi’nin getirdiği sahayı çok hızlı geliştiriyor ve bu onunla beraber yürüyenlere cazibe yaratıyor.

Defaten bilgi vermeye çabaladığım bu Gri Bölge Operasyonları bahsine dayalı açıklamada bulunmam gerekiyor. Nüfuz alanları ile gri bölgeler iyi incelenmelidir. ABD’nin simülasyonlarda daha fazla parametreye dayalı işlemesi gereken asıl konu budur. ABD, Gri Bölge Operasyonlarını doğru yürütmüyor ve sürekli tepki çekiyor. Ülkeler, politikacılar, liderler, güç odakları bunları içten içe muhakeme ediyor. Eğer ABD bu içten içe gelişen durumu iyi okuyamaz ise Rusya’nın ve Çin’in daha belirgin şekilde bu durumu konsolide etme şansını yakalayabileceğini söyleyebiliriz. Örneğin ABD, Türkiye’ye Patriot hava savunma füze sistemini vermedi ve aslında gri bölgede kendisi hata yaptı. Bugün bu hatayı yaptığını dile getiren bir savunma uzmanı veya senatör yok, ki bu onlar adına acı bir durum; benzer yanlışlıklar yüzünde kaybediyorlar… Bu şartlarla yüzleşen ABD ortakları gitgide kendi çözümlerini yaratmak isteyeceklerdir.

Sonuçta şöyle söyleyeyim, Ukrayna meselesinde ABD ve Rusya kendi risklerini iyi düşünerek ilerlemelidir. İtidalli olmayı seçmelidirler. Buna stratejik itidal politikası denebilir.

NOT: Fikri mülkiyet hakları gereği bu bilgileri referans vererek kullanabilirsiniz.

Gürsel Tokmakoğlu

Politika 'ın son yazıları

27 views

Amerika’da Gazze Protestoları

Gazze'deki yaşanan zalimce olayların gerçekliği ve Batılı politikacıların ikiyüzlü uygulamaları bugün Amerika'da tartışılıyor ve protesto ediliyor. Yarın bu protestolar Avrupa'da da yaygınlaşabilir. Öyleyse diyebiliriz: Gazze sınırlarını aştı!
37 views

Irak’ta Aydınlık Dönemin Başlangıcı

Türkiye, Bağdat'ta Irak ile tarihi bir süreci başlattı, atılan imzalar var, geliştirilen yeni stratejiyle birlikte yapılacak işler var. Bunlar ekonomiden, kültürden, güvenliğe uzanan işler. En önemlisi, inanmışlık, güven ve umut ışığı!..
49 views

Filistin-İsrail Politikası Hakkında

Ortadoğu'da, ABD'nin "kontrol bende" dediği bir ortamda, İsrail'in şımarıklıkları ve İran'ın anlamsız çabaları sürerken, Filistin konusunda nasıl ilerleme sağlanabilir? Bu dramatik konuyu aktörleri belirterek gözden geçirelim.
54 views

Stratejik Algı Yönetimi

Strateji ile algı yönetimi bahislerini, canlı örnek olduğu nedenle, Ortadoğu, ABD ve İsrail ile açıklayacağım. Buradaki amacım yaşamda ve çıkarları elde etmede dilin ve yaratılan algının kullanılmasının ne kadar etkili olduğunu göstermektir. Evet, temel olarak bu bir iletişim konusu olsa da görüldüğü üzere, ülkelerin mücadeleleri ve savaşların nedeni dahi olabilmektedir.
83 views

Yapay ve Doğal

Size analitik bir yöntemle, halen Ortadoğu'daki onca yapaylığa ve yürütülen negatif amaçlı algıya rağmen, Türkiye'nin ne denli doğallık içinde ve istikrar amaçlı politika yürüttüğünü açıklayacağım. ABD ve Rusya gibi büyük güçlerin yanısıra, bölgede İran ve İsrail arasında yaşananları kavramsal boyutta irdeleyeceğim. Analizin her bir basamağında belirginleşen kuralları açıklayacağım.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme