Açık Semalar Sonuçsuz

15 Ocak 2021
Okuyucu

ABD Açık Semalar Antlaşması’nı sonlandırdı. Peşinden bugün itibarı ile Rusya da bu antlaşmadan çekilme sürecini başlatma kararı aldı. Nedenleri ve sonuçları bakımından bu konuya göz atalım.

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) coğrafyasında güven ve güvenlik artırıcı önlemler çerçevesinde öngörülen ve 1992’de imzaya açılan Açık Semalar Antlaşması (ASA) askeri faaliyetlerde şeffaflığı teşvik etmek, silah kontrolünü ve diğer anlaşmaları gözlemlemeyi kolaylaştırmak amacıyla silahsız keşif uçuşlarına izin vermekteydi. Başta Rusya ve ABD olmak üzere, aralarında Türkiye’nin de yer aldığı, toplam 34 ülke bu antlaşmayı imzalamıştı.

Donald Trump yönetimi 22 Mayıs 2020’de ASA’dan çekileceğini ilan etmişti. Trump, Rusya sorumluluklarını yerine getirene kadar Açık Semalar Anlaşması’ndan çekileceğiz, demişti. Antlaşmanın sonlanması için 6 aylık sürenin geçmesi gerekmekteydi. ABD için bu süre 22 Kasım 2020’de dolmuş ve böylelikle antlaşmanın tarafı olmaktan çıkmış oldu. Demek ki ABD’ye göre Rusya ASA yükümlülüklerin yerine getirmemişti. 

Bu görevlerde bir plan gereği daha önceden haber verilmiş bir biçimde, silahsız keşif uçakları seçtikleri askeri üs ve kolaylıkların üstünden uçmakta, karşılıklı askeri gözlemcilerle yerden de gözlemlerini yapmakta ve sonuçta rapor vermekteydiler. 

ABD ve Rusya özellikle nükleer silahlanmayı sınırlandırmak ve tehdidi azaltmak amacıyla bir dizi çalışmalar içine girmişlerdi. Zamanla bu çabalar tersine döndü. ABD, 1987’de Rusya ile aralarında vardıkları Orta Menzilli Kuvvet Antlaşması’nı (INF: 500-5.500 km menzilli füzeler), yine Trump zamanında antlaşmayı yenilemeyerek 2 Ağustos 2019 tarihinde sonlandırmıştı. INF Antlaşması özellikle Avrupa kıtasının güvenliği bakımından önemliydi. Buradaki temel sebep olarak ABD’nin iddiası, Rusya’nın antlaşmaya uymadığı yeni nükleer harp başlıkları ve atma vasıtaları imal ettiği ve bunları Doğu Avrupa ve Baltık’a intikal ettirdikleri şeklindeki bilgilere dayanmaktaydı.

ABD, 11 Eylül 2001 saldırılarının ardından “şer ekseni” olarak nitelendirdiği ülkelerden gelebilecek hava saldırılarına karşı savunma sistemlerini güçlendirmek istediği gerekçesiyle Anti Balistik Füze (ABM) Anlaşması’ndan çekildi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 2007 yılında yaptığı açıklamada, Orta Menzilli Kuvvet (INF) Anlaşması’nın artık çıkarlarına hizmet etmediğini söylemişti. ABD’li yetkililer Rusya’nın anlaşmayı ihlal ettiğini öne sürüyorlardı. NATO’nun genişlemesinden kaygı duyan Moskova, 2008 yılında Gürcistan’da yaşanan savaşın ardından Kafkasya’ya ve bir süre sonra da Kaliningrad’a kısa menzilli İskender Füzeleri’ni yerleştirmişti. 2014 yılında Barack Obama, karadan ateşlenen bir füze test ettiğini öne sürmüştü. Ancak özellikle Avrupalı müttefiklerinin baskısıyla INF’den çekilme yönünde bir adım atmamıştı. ABD, NATO tarafından SSC-8 olarak adlandırılan Rusya’nın yeni orta menzilli Novator 9M729 füzesinin anlaşmayı ihlal ettiğini savunuyordu. Rusya yeni geliştirdiği bu füzeler hakkında fazla bir bilgi paylaşmıyor, ancak anlaşmayı ihlal ettiği iddiasını da reddediyordu.

Trump Stratejik Nükleer Silah Antlaşması olan START’ı da yenilemeyeceğini açıklamıştı. Bunun süresinin bu yıl doluyor. Bakalım Joe Biden bu konuda ne yapacak?

Trump yönetimi INF Antlaşması sonlanınca ve START’ı yenilemeyeceğini ifade edince, ASA’ya da gerek kalmadığını değerlendirdi. Dolayısıyla ABD ve Rusya, bu silahsızlanma ve güven artırıcı önlemlerinde bulunma faaliyetlerini durdurunca, diğer ülkeler için de antlaşmanın bir anlamı kalmamış oldu. Zira ana aktörler Rusya ve ABD, ana tehdit ise kitle imha silahları idi.

Görüldüğü üzere güven vermeyen bir süreç içine girildi. Silahlanma, konvansiyonel veya nükleer olmak üzere, bütünüyle tehdit oluşturmaya başladı. Bir yönüyle Avrupa’nın güvenliği bütünüyle tartışmalı bir hal aldı, ama aslında küresel denklemler değişmiş oldu. Silahlanmada ana aktörlerin arasına ABD ve Rusya’dan sonra Çin de girince her şey sil baştan hesaplanmaya başladı. Bütün bu gelişmeler güvenlik alanında çok kutuplu veya belirsiz diyebileceğimiz bir dönemi işaret eder oldu.

Güvenlik 'ın son yazıları

68 views

İran Yine İsrail’e mi Çalıştı?

1 Nisan'da İsrail, İran'ın Şam elçiliğine saldırdı. 13 Nisan'da İran, İsrail'e günü-saati belli bir misilleme operasyonu yaptı, adı: Operation True Promise! 15 Nisan itibariyle durumu gözden geçirelim.
121 views

Birisi

Moskova’daki Crocus City Hall terör saldırısı konusunu analiz edelim. Ama önce bugünlere nasıl geldik, bir bakalım. Sonuçta aradığımız birisi var! Kim bu birisi? Hani öndekileri görüyoruz, yakalandılar da. Ama bu tür küresel etkisi olan ciddi konularda, Rusya gibi bir ülkeye terör saldırısı yapılarak, asıl ne amaç güdülüyor olabilir, bunu anlamaya çalışalım.
174 views

Küresel Silahlanma Tartışmaları

Her ülke silahlanıyor? Bu silahlanmanın caydırıcılık amacıyla yapılıyor olması bize neyi açıklar? Asıl konu egemenlik mi, küresel mücadele içinde daha fazla güçlü olabilmek mi? Bilinmedik şeylerden mi bahsediliyor? Bu soruları cevaplandıracağız. Ayrıca Macron ve Putin neler söyledi, değerlendireceğiz. Bu şekilde, asıl ilgilendiğimiz olgular ve temel düşünceler olacaktır.
185 views

Milli Güvenlik Siyaseti

Türkiye daima kazanan ve gelişen olmak zorundadır, başka türlü düşünülemez! Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (Kırmızı Kitap) gibi dokümanların kendi gücü için geri planda çok çalışılmalı, fikri altyapısı ve anlayışı özgün ve tutarlı olmalıdır. Ama önemlisi; bunun uygulanmasında herkesin, her kurumun, her şirketin, inanarak, gösterilen hedefleri elde etmek amacıyla, bütünlük halinde ve bu bağlamda tek yolda yürümesi gerekmektedir. Bu, "devlet disiplini" konu ve kapsamını aşan bir yaklaşımdır, ülkece disiplinli olmayı gerektirmektedir. Eğer ülkece disiplinliysek hak edilen gelişmenin yolunda oluruz! Siyasetin kendisi, entelektüel yaklaşımlar veya iş dünyası bizi yolumuzdan alıkoymamalıdır. Bu çok hassas bir konudur.
148 views

Küresel Stratejik Savunma 

Bu makalede, küresel savunma ve küresel strateji, savunma sanayiine olan ihtiyaç, bununla refah ve güvenlik yönleriyle kazanılacak avantaj, stratejik plan ve proje konuları ve KAAN projesinin değeri ortaya konacaktır. ABD, Rusya, Birleşik Krallık ve Türkiye örnekleri üzerinde duracağım.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme