Çatı Davası

25 Haziran 2019

Sincan’da 2 senedir süren, 224 sanıklı, 15 Temmuz hain darbe girişimine ilişkin Genelkurmay Başkanlığı hakkındaki Çatı Davası tamamlandı, sırada temyiz süreci var. Her türlü aldatıcı taktiğine karşı titizlikle ve uluslararası hukuk sisteminin gereklerine bağlı çalışan Sincan Mahkemesi bu davayı sonuçlandırdı. Bu dava hukuk tarihi için de bir referans olacak nitelikler taşımaktadır.

Akın Öztürk’ün de aralarında bulunduğu 17 sanık 141 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı. Örgüt elebaşı Gülen dahil 13 kişinin de dosyasının ayrılmasına karar verildi.

Şüphesiz, tüm isimler FETÖ/PDY üyesi olarak vatana, millete ve bu devletin değerlerine karşı suç işlemişlerdir. Cezalarını hukuk mercileri vermektedir. Dava sürecinde çeşitli taktikler denendiyse de deliller sabitti. Mahkemede, ben görmedim, bilmiyorum, o ben değildim dediler durdular. Koordineli yanıltıcı ifadelerle süreci kendi planları çerçevesinde etkilemeye çaba gösterdiler. Yetişmelerinden bu yana hem ordudaki görevleri zamanındaki hem de mahkemedeki tutumlarına bakarak denebilir ki, bu cuntacı kesim her yapıp ettiğini takiye ile ilişkilendiriyordu. Mahkeme onları sabırla dinledi, uluslararası tüm hukuk kurallarına riayet etti.

Mart 2007’de İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne Ali Fuat Yılmazer getirildi. Ankara’da ise Emniyet İstihbarat Ramazan Akyürek’ten soruluyordu. Haziran 2007’de Ümraniye’de el bombaları bulundu. Anlaşılan oydu ki TSK’ya yönelik hukuki operasyonlar başlamıştı.

Akın Öztürk 2008 yılında Hava Kuvvetleri İstihbarat Başkanı oldu. Askere kumpas kuranlar görevini doğru düzgün yapmaya çalışanların sağındaki solundaki insanlardı. Bunların bir kısmı akşamları karargah dışında şu anda kaçak olan ve Hv.K.K.lığı sözde imamı olarak bilinen Adil Öksüz ile toplantılar gerçekleştirdiler. Adım adım ülkeyi kaosa sürüklemek amaçlı hain planlarını geliştirdiler. Ülke, 2007’nin sonlarından itibaren ama daha çok 2008’de yoğunlaşan biçimde peşi sıra başlatılan Ergenekon ve Balyoz gibi kumpas davaları ile sarsılmaya çalışıldı. Vatanseverler için bunlar kötü günlerdi. Ancak FETÖ/PDY mensupları kendilerine sürekli yer açtılar, önlerindeki engelleri de kaldırdılar. Bu hain planın son noktası darbe olacaktı.

Uygulaması 15 Temmuz’da darbe girişimi şeklinde vuku buldu. Bu darbe girişiminde önemli bir biçimde Hava Kuvvetleri imkanları ve unsurları kullanıldı. Millete ait silah sistemlerini ne yazık ki millete doğrulttular. Şehitlerimiz ve gazilerimiz oldu. Şehitlere rahmet, gazilerimize sağlık diliyorum. Onlar demokrasi için sokağa çıktılar ve kurşuna karşı yürüdüler. Bunlar görsel mecralarda tümüyle izlendi. Darbe girişimini canlı izledik. Yanlış anlaşılacak hiçbir yanı yok bu olayın. Şehit ve gazilerimizi aileleri bu mahkemenin sonucunu bekliyordu. Genel anlamda memnunlar, bazı detaylar için yargı sürecine olabilecek müracaatlarını yapacaklar.

Hava Kuvvetleri imkanlarını çalarak kullanan hain darbeciler ancak düşmanın gerçekleştirebileceği bir stratejiyi ülkesine, devletine, milletine karşı “Felç Stratejisi” uygulaması ile gerçekleştirdi.Meclise, özel kuvvet birliklerine, yöneticilere, karar organlarına, iletişim merkezlerine, medya organlarına düzenlenen saldırılar hiç de tesadüfi değildi. Bir planlamayla yapılan saldırılardı bunlar. Böyle bir hain stratejiyi uygulamak için icraya dönük, sahada yapılacak hazırlıkların en az bir-iki hafta önceden başlaması bile mümkündür. İnsan gücü, mühimmat, taktik, vs. her şey detaylı planlanmış haldedir. İstihbarat alınması, operasyonel istihbarat yapılması söz konusudur. Bunun en önemli örneği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın alınma girişimi gibi bir olay var.  O menfur olaylar esnasında cuntacılar anbean haberleşmişler ve darbe girişimini sevk ve idare etmişlerdir. Neyse ki milletimizin azmi ve cesareti onlara yapmak istediklerine imkân vermedi. Sonuçta suç unsuru konular bellidir. Ölüme sebep olmak, devleti ele geçirmek, anayasal sistemi bozmak, Cumhurbaşkanı ve ailesine karşı eylemde bulunmak, vs. bütün bunlar göstermektedir ki, FETÖ/PDY mankurtlarının planladıkları, milletin gözü önünde cereyan eden vakıa ve mahkeme sonucunda verilen bu kararlar birbiriyle uyumludur.

Bu dava önemlidir. 15 Temmuz darbe girişiminin bir mahkeme kararı ile tescil edilmiş olması bundan sonra da referans olacaktır. Sürdürülmekte olan FETÖ/PDY ile mücadelede bu mahkeme kararının çok önemli bir anlamı vardır. İçeride ve dışarıda gerçekleştirilecek mücadelede bu mahkeme sonuçları kullanılacaktır.

Değişmez görev, her türlü olumsuzluğa karşı milletçe mücadeleye devam etmektir.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

global-hawk-dustu-uzay-savasi-basladi-mi
ÖNCEKİ YAZI

Global Hawk Düştü, Uzay Savaşı Başladı mı?

teroristin-makalesi-washington-postta-neden-yayimlanir
DİĞER YAZI

Teröristin Makalesi Washington Post’ta Neden Yayımlanır?

Güvenlik 'ın son yazıları

Savaşta Teknoloji Kullanımı

Birincisinden dördüncüsüne kadar her nesil savaş biçiminde gördüklerimiz, sert güçten makine kullanım becerisine doğru bir değişimi gösterdi. Bugün yeni nesil savaşlar uygulanırken, artık beşinci nesil savaşlar oluyor, burada teknolojinin sahadaki taktik uygulama becerisini hesaba katmamız gerektiği açık. Konu şu, savaşta durumu değiştirme inisiyatifiyle hareket eden teknolojiyi kullanım bilinci yüksek askerleri düşünüyoruz. Bunlar bize yeni bir tariflerin yapılmasını gerektiriyor: Gelişen teknolojiye göre askerin sahadaki uygulamasını tam uyumlu hale getirmek, hatta askerin bu yeteneğine başvurarak savaşı kazanmayı bilmek.

Etki Ajanlığı Yasası

Bu çağda, etki ajanlarına karşı önlem almak ve ülke yararına çalışanların eline mücadele etmek adına imkan vermek gibi konularda aksi düşünülebilir mi? Bu gerekli, ülke güvenliği açısından yerinde bir hamle. En azında caydırıcılık çok önemli. Ajanlar ve etki ajanları öyle cirit atmasınlar... Gerekli önlemleri ve bu kapsamda belli yasal düzenleme imkanlarını yaratalım. Her türlü tehdit var. Onları caydıralım, caydırıcı nitelikte ülkenin somut eylemleri olsun. Türkiye'de istihbarat hizmetleri 2014'dan itibaren iyi bir seyirle gelişiyor. İlk olarak operasyon yapma imkanı oldu. Kötü mü? Operasyonel İstihbarat gayet başarılı. Teröristler ve bölgemizdeki hasım ülkeler bunu görüyorlar, dikkatleri çekildi. Şimdi de bu tür ilave yasalar olsun isterim. Doğru adım! Elbette ben bu konuyu istihbarat açısından ele alacağım, uzmanlığım bu yönde. Hukuk konusu ayrı.

Yeni Üstünlük Mücadelesi ve Savunma Anlayışı

Temel konumuz silahlanma ve polemoloji olacak. Bu alanda yeni anlayışları irdeleyeceğiz. Genel savunma ve silahlanma politikalarına, büyük güçlerin aldıkları pozisyonlara, örnek olarak ABD'nin savunma yöntemine ve son olarak yeni üstünlük mücadelesi kavramlarına değineceğim. Bahsedeceğim yeni üstünlük mücadelesi terimleri neler? Oyun değiştiricilik, sistemlerin sistemi mimarisi, otonom kor sistemler, tam baskılama veya üstünlük kurma (dominasyon), bütün yönleriyle nüfuz etme (penetrasyon), istihbaratın penetrasyonu ve caydırıcılık için silahlanmak, olacak. Bunları neyle yapabilirsiniz? Bu makalede size ipuçlarını vermiş olacağım.

Otonom Orduların Tartışması

Teknoloji geliştikçe otonom sistemler cephede yerlerini alıyorlar. Kara, hava, siber-uzay, deniz, derin ve geniş cepheler... Bu konu başka ülkelerde hem askeri hem sivil, çeşitli uzmanlarca tartışılıyorken, Türkiye'de henüz o noktaya gelinemedi. Savaşın bilim ve sanatı yönüyle ben size özgün bir tartışma başlatmak isterim.

İsrail’in İran Saldırısı ve Polemolojik Analizi

19 Nisan gecesi İsrail, İran-İsfahan'daki bir askeri hedefi vurdu. Önce alınan bilgiler ve geliş yöntemleri doğru mu yanlış mı tartışıldı. Ancak, olağanüstü denebilecek türden yeni bir süreçle ilgilendiğimiz gayet açıktı. Ben sizlere bir askeri analiz yaparak, eldeki bilgileri de kullanmak suretiyle, bazı poüemolojik sonuçlar çıkarıp sunmak istiyorum.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme