Orta Doğu’da Yeni Savunma İttifakı – MEAD

21 Haziran 2022
Okuyucu

İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz, Pazartesi günü, Orta Doğu’daki ortakları ve ABD ile Orta Doğu Hava Savunma İttifakı (Middle East Air Defense Alliance – MEAD) adıyla bir bölgesel hava savunma ağı kurduğunu duyurdu. Bunun bölgede önemli bir konu olduğunu işaret etmemiz gerekir. İlk bakışta neleri söyleyebiliriz, bakalım.

İsrail, Suudi Arabistan, ABD tesisleri öteden beri, İran’ın ve İran yanlısı grupların roket, seyir füzesi ve İHA/SİHA kullanarak bazı eylemlere sebep olmuş idi. MEAD için bu tehdit asıl neden olarak gösteriliyor. 

Gantz, “Bu program zaten çalışıyor ve İran’ın İsrail’e ve diğer ülkelere saldırma girişimlerinin başarılı bir şekilde engellenmesini sağlıyor,” dedi. Tehdit İran ve terör. ABD ve İsrail için İran’ı anlamak mümkün ama terör içeriği olarak kimleri sıralayabiliriz, bilinmiyor. 

Gantz, MEAD’a katılan ülke isimlerini saymadı, bu konuyu Joe Biden’ın Orta Doğu ziyaretine bıraktığı anlaşılıyor.

Yine de bazı kaynaklar (Breaking Defense yazdı) açıklıyor, ABD ve İsrail’in yanında MEAD’e potansiyel olarak katılan ülkeler arasında Ürdün, BAE, Suudi Arabistan, Bahreyn ve Mısır olacak gibi duruyor. Başka bir kaynak Fas’ın da buraya dahil olabileceğini ifade ediyor.

Böyle bir girişimden bugüne kadar kimlerin haberi vardı? Neden bugünlerde açıklandı? Demek ki Joe Biden’ın Orta Doğu programı her türlü soruyu cevaplandıracak.

Nereden çıktı bu demeyelim. Joe Biden’ın kabinesinde olan ve Orta Doğu ve Kuzey Afrika’dan (MENA) sorumlu kişi Brett McGurk’tur. Bu projeye Eski Başkan Donald Trump zamanında başlandı ve Biden kabinesinde McGurk sorumluluğunda devam ettirilmektedir.

İsrail ve ABD’nin öteden beri Orta Doğu’da özellikle Körfez Ülkeleri ile “normalleşme” projesini ileri aşamaya getirdiğini bilmekteyiz. Bu “normalleşme” de Trump zamanından başlatılan bir projedir.

Bu tür savunma örgütleri (ittifaklar) katılan ülkelere sorumluluk ve ilgi alanlarında bazı meşruiyet ve kolaylık imkanları verir. Bu bahse konu bölgede İsrail ile “normalleşen” ülkelerin, bundan böyle (örneğin) İsrail merkezli bir operasyon merkezinden sev ve idare edilecek faaliyetlerinin olacağını, bununla ilgili gerçek zamanlı ve gerçek zamana yakın cari, operasyonel ve stratejik seviyeli olanına kadar istihbarat alışverişi ve işletiminin söz konusu olacağını şimdiden ifade etmem gerekiyor.

İran buna misillemede bulunacak mı? İran’ın nüfuz alanı Afganistan sınırından Doğu Akdeniz kıyılarına, Yemen’den Kafkaslar bölgesine kadar uzanıyor. Örneğin Lübnan’da, Suriye’de, Yemen’de, Irak’ta aktif biçimde varlık gösteriyor. 

İran’ın alanı, özellikle enerji yolu olan Basra için çok önemlidir. Küresel enerji sevkiyatı bakımından bu bölge önemlidir ve bundan böyle MEAD’ın savunmasına tabi olacak gözükmektedir.

İran’a bir operasyon yapılsa, düşünebiliyor musunuz, şimdiden bir ittifak hazırlanıyor!..

Terör örgütleri konusu dikkat çekecektir. İsrailli yetkililer İran’ın terör faaliyetlerine odaklanıyorlar. Ancak konu bu kadarla yetinilecek değildir. İşin içinde ABD olduğuna göre akla hemen Suriye ve PKK/YPG’ye verdikleri destek geliyor. Bu durumda ABD, örneğin, Hizbullah, El Kaide, El Nusra, DAEŞ ve PKK terör örgütlerini sıralayacak. Ancak Suriye’deki çatlağın üstünü örtmeye devam edecek hem de Orta Doğulu savunma network ile.

Diyelim Türkiye, Suriye’deki, onların Suriye Demokratik Güçleri (SDG) dedikleri PKK/YPG’ye yönelik bir operasyon yapsa, ABD ve İsrail, MEDA şemsiyesiyle, Türkiye’ye engel olmaya çalışılabilecektir. Bu şimdiden önemli bir sorundur.

Hatta Gazze’den İsrail’e atılan ve Demir Kubbe ile düşürülmeye çalışılan füze sistemlerini düşünün, artık Filistinli örgütlerin karşısında sadece İsrail olmayacak, MEAD olacak. Filistinli örgütler bu MEAD’a nasıl yaklaşacak?

Doğu Akdeniz’de enerji bölgelerinde ABD, İsrail ve Mısır’ın ortaklığıyla olabilecek etkiyi MEAD kapsamında da düşünerek gözardı etmemek gerekmektedir.

Bitirmeden önce işaret edeyim, askeri bakımdan komuta-kontrol ve istihbarata değinmiştim, şimdi de silahlara bakalım: İHA/SİHA, Demir Kubbe, füze sistemleri, uçaksavarlar, yerdeki ve havadaki tüm hava savunma üniteleri, uçaklar… Örneğin ABD ve İsrail F-35’leri bu amaçla görev yapabilirler. Sorulduğunda, MEAD için diyeceklerdir… Hatta BM’nin verdiği imkanlarla, teröristi takip maksatlı hallerde faaliyetlerini, uluslararası hukuku kullanarak sürdürebileceklerdir.

Yeni bir durum diyerek geçiştirebiliriz. Ancak bu kadarıyla kalmayacak, bunun politik/diplomatik ve askeri yönleri olacak. Aslında bu yönlerden bazı hesaplar yapmaya şimdiden başlansa hiç fena olmayacak. Bütünüyle bakılırsa, ABD maharetiyle ve yine İsrail’in korunması amaçlı bu girişim, bölgedeki ülkeler kullanılarak gerçekleştiriliyor, görüldüğü üzere…

NOT: Fikri mülkiyet hakları gereği bu bilgileri referans vererek kullanabilirsiniz.

Gürsel Tokmakoğlu

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

ÖNCEKİ YAZI

UKRAYNA ORDUSUNUN ATEŞ GÜCÜ SORUNU

DİĞER YAZI

NATO Soğuk Savaş Pozisyonuna Geçti

Güvenlik 'ın son yazıları

18 views

İsrail’in İran Saldırısı ve Polemolojik Analizi

19 Nisan gecesi İsrail, İran-İsfahan'daki bir askeri hedefi vurdu. Önce alınan bilgiler ve geliş yöntemleri doğru mu yanlış mı tartışıldı. Ancak, olağanüstü denebilecek türden yeni bir süreçle ilgilendiğimiz gayet açıktı. Ben sizlere bir askeri analiz yaparak, eldeki bilgileri de kullanmak suretiyle, bazı poüemolojik sonuçlar çıkarıp sunmak istiyorum.
72 views

İran Yine İsrail’e mi Çalıştı?

1 Nisan'da İsrail, İran'ın Şam elçiliğine saldırdı. 13 Nisan'da İran, İsrail'e günü-saati belli bir misilleme operasyonu yaptı, adı: Operation True Promise! 15 Nisan itibariyle durumu gözden geçirelim.
124 views

Birisi

Moskova’daki Crocus City Hall terör saldırısı konusunu analiz edelim. Ama önce bugünlere nasıl geldik, bir bakalım. Sonuçta aradığımız birisi var! Kim bu birisi? Hani öndekileri görüyoruz, yakalandılar da. Ama bu tür küresel etkisi olan ciddi konularda, Rusya gibi bir ülkeye terör saldırısı yapılarak, asıl ne amaç güdülüyor olabilir, bunu anlamaya çalışalım.
177 views

Küresel Silahlanma Tartışmaları

Her ülke silahlanıyor? Bu silahlanmanın caydırıcılık amacıyla yapılıyor olması bize neyi açıklar? Asıl konu egemenlik mi, küresel mücadele içinde daha fazla güçlü olabilmek mi? Bilinmedik şeylerden mi bahsediliyor? Bu soruları cevaplandıracağız. Ayrıca Macron ve Putin neler söyledi, değerlendireceğiz. Bu şekilde, asıl ilgilendiğimiz olgular ve temel düşünceler olacaktır.
189 views

Milli Güvenlik Siyaseti

Türkiye daima kazanan ve gelişen olmak zorundadır, başka türlü düşünülemez! Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (Kırmızı Kitap) gibi dokümanların kendi gücü için geri planda çok çalışılmalı, fikri altyapısı ve anlayışı özgün ve tutarlı olmalıdır. Ama önemlisi; bunun uygulanmasında herkesin, her kurumun, her şirketin, inanarak, gösterilen hedefleri elde etmek amacıyla, bütünlük halinde ve bu bağlamda tek yolda yürümesi gerekmektedir. Bu, "devlet disiplini" konu ve kapsamını aşan bir yaklaşımdır, ülkece disiplinli olmayı gerektirmektedir. Eğer ülkece disiplinliysek hak edilen gelişmenin yolunda oluruz! Siyasetin kendisi, entelektüel yaklaşımlar veya iş dünyası bizi yolumuzdan alıkoymamalıdır. Bu çok hassas bir konudur.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme