pakistan-teror-saldirisinin-dusundurdukleri
Pakistan Terör Saldırısının Düşündürdükleri

Pakistan Terör Saldırısının Düşündürdükleri

29 Mart 2016
Okuyucu

IŞİD’in gerçekleştirdiği İstanbul eyleminden 14 gün, Brüksel eyleminden 5 gün, Bağdat eyleminden 2 gün sonra bu kez Pakistan’da yine cihatçıların gerçekleştirdiği bir eyleme maruz kalındı. Pazar günü (27 Mart 2016) Lahor kentinde gerçekleştirilen İkbal Park terör saldırısının dikkat çeken noktaları neler, birlikte bakalım mı?

Terör eylemi sonrası yetkililer çoğu kadın, 17’si çocuk 72 ölü, 300 civarı yaralı olduğunu açıkladı. Sebebi ne olursa olsun bu eylem masumlara yönelik bir saldırı olması sebebiyle tüm insanlığı hedef almış görülmektedir.

Terör eylemini Taliban’a bağlı Cemaat-ül Ahrar isimli gruba bağlı bir canlı bomba gerçekleştirdi. Eylemden hemen sonra teröristler Twitter üzerinden “Hıristiyanları hedef aldık…” diye bir açıklama yaptılar. Başka açıklamalarda teröristlerin Paskalya kutlamasına karşı bir eylem yaptıkları işaret edildi.

Lahor’da toplumun %2’si Hristiyan’dır. Çocuklar ve kadınlar lunaparkta Paskalya Yortusu’nu kutluyorlardı. Saldırı sonrası Batı dünyası eyleme, “İslami Terör” dedi. Böylelikle öteden beri süregelen sistemli çabalar sonuç verdi ve “İslam=Terör” anlayışı dünyaya yerleştirilmiş oldu, veya böyle olması isteniyor. Olaya bu yönüyle bakanlar arasında, “Bu küresel bir din savaşıdır,” tanımını yapanlar ortaya çıktı. Bunun “Medeniyetler İttifakı” değil, Samuel P. Huntington’un hatırlattığı “Medeniyetler Çatışması” olduğu tescillenmiş oldu.

Batı dünyası nükleer silah sahibi Pakistan’da bu tür cihatçı aşırı uçların terör eylemi gerçekleştirmelerinden derin endişe duydular. Eylemin Washington’da gerçekleştirilecek (31 Mart – 01 Nisan 2016) Nükleer Güvenlik Zirvesi öncesinde gerçekleşmesi dikkat çekti. En başta Hindistan teröristlerin eline geçebilecek nükleer tehdide dikkat çekti. Yani bir adım sonra terörün “canlı bomba” değil, “canlı nükleer bomba” olabileceği korkusu ortaya atıldı.

Sonuç şu mu? Dinler savaşı, medeniyetler çatışması, terörist İslam, canlı bombalama eylemleri, Müslüman bir teröristin elinde nükleer silah olması tehlikesi… Ne kadar vahim!.. Bu durumu kabul etmek mümkün değildir. İnsanlık böyle bir gidişi durdurabilecek iradeye sahip değil midir? Kim, ne kazanıyor bu çatışmadan? Kontrol kimde?

Başka bir soru: Türkiye ne taraftadır? Belli kesimlerin politikaları bu tür bir savaşta bir taraf mı? Bu ikinci soru nereden çıktı demeyin. Bazı mahallelerde, bazı dernek toplantılarında, bazı mekteplerde politika dersi verenler var. Buralarda “yeni bir toplum/nesil uyandırılıyor” adı altında taraflı toplum oluşturuluyor. Eğer bir taraf olma politikaları alttan alta sosyo-kültürel, politik, akademik ve pek çok yönü ile yerleştirilmeye çalışılıyorsa, şu iyi bilinmelidir; yanılmışların ardından daha fazla gidilmemelidir. Düşünün, sıklıkla “ileri demokrasinin” sözünü ederken bu tür bir sorunun içine düşmek kime ne sağlayacak? Bize ne terörist bataklığı ne de çatışma alanı gereklidir. Ilımlı veya radikalist, Türkiye böyle bir savaşta yoktur, olmamalıdır. Aman, derim ve sadece sahih olanla yetinelim, politika yaparken kalp kırmayalım ve göz çıkarmayalım, sadece insanlığa hizmet edelim!..

Güvenlik 'ın son yazıları

65 views

Birisi

Moskova’daki Crocus City Hall terör saldırısı konusunu analiz edelim. Ama önce bugünlere nasıl geldik, bir bakalım. Sonuçta aradığımız birisi var! Kim bu birisi? Hani öndekileri görüyoruz, yakalandılar da. Ama bu tür küresel etkisi olan ciddi konularda, Rusya gibi bir ülkeye terör saldırısı yapılarak, asıl ne amaç güdülüyor olabilir, bunu anlamaya çalışalım.
119 views

Küresel Silahlanma Tartışmaları

Her ülke silahlanıyor? Bu silahlanmanın caydırıcılık amacıyla yapılıyor olması bize neyi açıklar? Asıl konu egemenlik mi, küresel mücadele içinde daha fazla güçlü olabilmek mi? Bilinmedik şeylerden mi bahsediliyor? Bu soruları cevaplandıracağız. Ayrıca Macron ve Putin neler söyledi, değerlendireceğiz. Bu şekilde, asıl ilgilendiğimiz olgular ve temel düşünceler olacaktır.
113 views

Milli Güvenlik Siyaseti

Türkiye daima kazanan ve gelişen olmak zorundadır, başka türlü düşünülemez! Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (Kırmızı Kitap) gibi dokümanların kendi gücü için geri planda çok çalışılmalı, fikri altyapısı ve anlayışı özgün ve tutarlı olmalıdır. Ama önemlisi; bunun uygulanmasında herkesin, her kurumun, her şirketin, inanarak, gösterilen hedefleri elde etmek amacıyla, bütünlük halinde ve bu bağlamda tek yolda yürümesi gerekmektedir. Bu, "devlet disiplini" konu ve kapsamını aşan bir yaklaşımdır, ülkece disiplinli olmayı gerektirmektedir. Eğer ülkece disiplinliysek hak edilen gelişmenin yolunda oluruz! Siyasetin kendisi, entelektüel yaklaşımlar veya iş dünyası bizi yolumuzdan alıkoymamalıdır. Bu çok hassas bir konudur.
101 views

Küresel Stratejik Savunma 

Bu makalede, küresel savunma ve küresel strateji, savunma sanayiine olan ihtiyaç, bununla refah ve güvenlik yönleriyle kazanılacak avantaj, stratejik plan ve proje konuları ve KAAN projesinin değeri ortaya konacaktır. ABD, Rusya, Birleşik Krallık ve Türkiye örnekleri üzerinde duracağım.
137 views

Ukrayna-Rusya Savaşı ve Geleceği

İkinci yılı dolan, üçüncü yılının da hızlıca geçeceği öngörülen, hemen herkesi ilgilendiren önemli bir savaşı değerlendiriyorum. Bugünden yarına bakılırsa, gelişmeler Ukrayna aleyhine gibiyken, acaba ne yapılırsa durumda önemli bir değişiklik yaratılabilir? Yoksa bugünkü muğlaklık devam mı edecek? Cephede ve stratejik alandaki sorunlar nasıl gelişiyor? Putin, satranç hamlelerini ustaca yapabiliyor mu?
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme