putine-ve-esada
Putin'e ve Esad'a...

Putin’e ve Esad’a…

11 Şubat 2020

Yaşananlar taze, her bir detay hafızalarımızda. Rusya destekli Esad güçleri, İdlib bölgesinde, insanlık dramını durdurmak ve Soçi Mutabakatı gereği Çatışmasızlık Bölgesi sahasındaki Gözlem Noktalarımızı takviye amaçlı bölgeye intikal eden birliğimize topçu atışı ile saldırdı. Bu saldırıyla Esad, NATO üyesi bir ülkeyi hedef almış ve Suriye’de iç savaş olduğu yönündeki değerlendirmelerin tam aksine çok taraflı anlaşmalarla ve uluslararası kurumların desteği bağlamında sahada buluna Türkiye’ye, yani sınır komşusu bir ülkenin askerlerine saldırarak çok ciddi düşünülmesi gereken bir safhanın kapağını kaldırmıştır. Şimdi olanın tam tarifi budur ve bundan sonraki olacakların açıklanmasında bu konular esas olacaktır.

Rejimin kendi halkını, dokuz yıldır acımasızca katletmesi, zulmetmesi, evinden barkından sürmesi bir yana dursun, aynı zamanda terörle mücadele görüntüsü altında sürerek, Türkiye’yi sıkıştırmak amaçlı bir operasyon yürüttüğü açıktır. Bir ülke kendi halkını bu tür bir amaçla nasıl kullanabilir? 

Diğer taraftan açık olan bu Esad planını hoş gören ve hava ateş destek vasıtalarıyla destekleyen, katil Esad’a silah-mühimmat ve akıl veren bir Rusya var. Bu da ayrıca değerlendirilmesi gereken bir konu olarak karşımızda durmaktadır. Eğer plan Rusya dahilse şu anlaşılıyor, Suriye sahasında Rusya Türkiye’nin desteğine ihtiyaç duymamaya başladı, bölgeden çıkmasını istiyor. 

Rusya ABD’nin hemen hemen bölgeden çıkmasının sonrasında Suriye’deki sürecin galibi haline gelmiş görünüyordu. Acaba bu aşamada bölgede tek hükümran olmanın bir yolunu mu arıyor?

Ancak henüz işler bitmedi. Şuradan başlayalım, Türkiye’de 3,7 milyon Suriyeli var. Bunların evlerine dönmeleri şart! Cenevre’de başlayan bir Birleşmiş Milletler süreci var, henüz hızlanan bir çalışma haline gelmedi. Bunun sonuç vermesi şart! Türkiye’nin sınırını korumak gibi çok tabii bir gerekçe var. Aksi düşünülemez bir meşruiyet halidir bu. Rusya ile sürmekte olan stratejik projeler var. Buna yeni başlatılabilecek ilerleme alanları dahi buna eklenebilir. Örneğin Doğu Akdeniz’de müştereken geliştirilebilecek projeler mümkün konulardır.

Neden Rusya ikna olmuyor? Kırım’ı ilhak eden Rusya Türkiye’yi mi cezalandırıyor? Böyleyse çok yanlış bir yolda. Karadeniz’de bekleyen sorunlu her bir konu belki Türkiye’yi meşgul eder ama daha çok Rusya’nın egemenlik sahasına sirayet eder. Rusya’nın kazanımlarını koruması daha doğru bir seçenek değil mi? Avrupa, özellikle Almanya, Amerika Birleşik Devletleri hazır bekliyor, Doğu Avrupa’dan değil de daha doğudan, örneğin Karadeniz veya başka alanlardan bir sorun çıksa da desteklesek diyorlar. Putin bunu değerlendiremiyor mu? NATO’nun Baltık planı çıktı. Bir de Kırım konulu planının çıkması hiç de zor olmaz. Hatta Kafkaslar tekrar hatırlanabilir.

Rusya söylenecek konu şu: Libya’da darbeci Hafter’e desteği bırak, meşru olana bak! Suriye’de ise katil Esad’a desteği bırak, başka bir lider bul ve bu ülkedeki dramın bitmesi yönünde çaba sarf et! 

Eğer Putin, “Esad koltuğundan inerse Suriye’deki meşruiyetim biter,” diye endişe duyuyorsa bu konu Suriyeli masum halka rağmen ve hatta “stratejik ortağım” dediği Türkiye’ye rağmen olmaz!

Türkiye diyor ki; mutabakata imza attın ve Türkiye sınırında PKK ve YPG teröristlerini çıkarma sözü verdin, sözünün eri ol! Aynı şekilde, mutabakata imza attın ve İdlib’de Çatışmasızlık Bölgesi ve Ateşkes dedin, Esad’a kefil ve garantör oldun, alanı boşalttır ve Türkiye’den özür dile, sözünün eri ve geçekten samimi ol!

Esad’a ne demeli? Türkiye’ye sataşma, desek olur mu? Türk Silahlı Kuvvetleri’nin İdlib bölgesine yerleştirdiği kuvvet Şam’a kadar gitmeye gider. Ama Türkiye’nin gözünde bu yok; istediği Suriyelilerle, İdlib’le ve kendi sınırlarıyla ilgili. Haddini bil, bilmezsen ok yaydan çıktı, hedefini bulur, ona göre. Zaten olacağı şu, halkına varil bombası ve kimyasal silah kullanan bir devlet başkanı mutlaka Lahey Adalet Divanı huzuruna çıkacak, öyle veya böyle. Putin ise bu rezil insanın arkasına geçmesin, tarih asla affetmez.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

turkiyede-gelenek-donusum-ve-politika
ÖNCEKİ YAZI

Erdoğan Esad dedi!

bm-genel-kurulu-ve-savaslar-cagi
DİĞER YAZI

Suriye Barış Planı

Güvenlik 'ın son yazıları

Savaşta Teknoloji Kullanımı

Birincisinden dördüncüsüne kadar her nesil savaş biçiminde gördüklerimiz, sert güçten makine kullanım becerisine doğru bir değişimi gösterdi. Bugün yeni nesil savaşlar uygulanırken, artık beşinci nesil savaşlar oluyor, burada teknolojinin sahadaki taktik uygulama becerisini hesaba katmamız gerektiği açık. Konu şu, savaşta durumu değiştirme inisiyatifiyle hareket eden teknolojiyi kullanım bilinci yüksek askerleri düşünüyoruz. Bunlar bize yeni bir tariflerin yapılmasını gerektiriyor: Gelişen teknolojiye göre askerin sahadaki uygulamasını tam uyumlu hale getirmek, hatta askerin bu yeteneğine başvurarak savaşı kazanmayı bilmek.

Etki Ajanlığı Yasası

Bu çağda, etki ajanlarına karşı önlem almak ve ülke yararına çalışanların eline mücadele etmek adına imkan vermek gibi konularda aksi düşünülebilir mi? Bu gerekli, ülke güvenliği açısından yerinde bir hamle. En azında caydırıcılık çok önemli. Ajanlar ve etki ajanları öyle cirit atmasınlar... Gerekli önlemleri ve bu kapsamda belli yasal düzenleme imkanlarını yaratalım. Her türlü tehdit var. Onları caydıralım, caydırıcı nitelikte ülkenin somut eylemleri olsun. Türkiye'de istihbarat hizmetleri 2014'dan itibaren iyi bir seyirle gelişiyor. İlk olarak operasyon yapma imkanı oldu. Kötü mü? Operasyonel İstihbarat gayet başarılı. Teröristler ve bölgemizdeki hasım ülkeler bunu görüyorlar, dikkatleri çekildi. Şimdi de bu tür ilave yasalar olsun isterim. Doğru adım! Elbette ben bu konuyu istihbarat açısından ele alacağım, uzmanlığım bu yönde. Hukuk konusu ayrı.

Yeni Üstünlük Mücadelesi ve Savunma Anlayışı

Temel konumuz silahlanma ve polemoloji olacak. Bu alanda yeni anlayışları irdeleyeceğiz. Genel savunma ve silahlanma politikalarına, büyük güçlerin aldıkları pozisyonlara, örnek olarak ABD'nin savunma yöntemine ve son olarak yeni üstünlük mücadelesi kavramlarına değineceğim. Bahsedeceğim yeni üstünlük mücadelesi terimleri neler? Oyun değiştiricilik, sistemlerin sistemi mimarisi, otonom kor sistemler, tam baskılama veya üstünlük kurma (dominasyon), bütün yönleriyle nüfuz etme (penetrasyon), istihbaratın penetrasyonu ve caydırıcılık için silahlanmak, olacak. Bunları neyle yapabilirsiniz? Bu makalede size ipuçlarını vermiş olacağım.

Otonom Orduların Tartışması

Teknoloji geliştikçe otonom sistemler cephede yerlerini alıyorlar. Kara, hava, siber-uzay, deniz, derin ve geniş cepheler... Bu konu başka ülkelerde hem askeri hem sivil, çeşitli uzmanlarca tartışılıyorken, Türkiye'de henüz o noktaya gelinemedi. Savaşın bilim ve sanatı yönüyle ben size özgün bir tartışma başlatmak isterim.

İsrail’in İran Saldırısı ve Polemolojik Analizi

19 Nisan gecesi İsrail, İran-İsfahan'daki bir askeri hedefi vurdu. Önce alınan bilgiler ve geliş yöntemleri doğru mu yanlış mı tartışıldı. Ancak, olağanüstü denebilecek türden yeni bir süreçle ilgilendiğimiz gayet açıktı. Ben sizlere bir askeri analiz yaparak, eldeki bilgileri de kullanmak suretiyle, bazı poüemolojik sonuçlar çıkarıp sunmak istiyorum.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme