pyd-teror-orgutu-mu
PYD Terör Örgütü mü?

PYD Terör Örgütü mü?

1 Ekim 2015
Okuyucu

Suriye krizi başlayana dek PKK uzun yıllar Suriye’den terörist temin etti. Abdullah Öcalan’ın Suriye’de kaldığı sürede PYD, PKK’nın en önemli işbirlikçisi ve tedarikçisi konumunda idi. PYD Hafız Esad’ın Türkiye’ye karşı güçlendirdiği bir grup oldu. PYD’nin adı PKK kongrelerin sürekli sözü edilen bir grup olarak anıldı. Bütün bunları Amerika’da biliyor.

Türkiye otuz küsur yıldır teröre karşı verdiği mücadelede uluslararası platformlarda sürekli PKK’dan söz etti. Batı ülkeleri ve NATO özellikle büyük şehirlerde ve Avrupa’da gerçekleştirdiği somut ve üstlendiği eylem, uyuşturucu ticareti ve insan kaçakçılığı konularını bildiği ve mahkemelere sebep olduğu nedenle terörist olarak resmen PKK’yı tanıdı.

Peki, diplomasi açısından PYD bu seviyedeki bir noktaya taşınabildi mi? Türkiye PKK’nın içinde PYD güçlerinden silahlı ve servis veren kimseler olduğunu kayıtlara geçirdi mi? Örneğin bu konuda NATO ne diyor?

Şimdi gelinen noktada Amerika’nın sözcüsü PYD’nin bir terör örgütü olmadığını ifade etmektedir. Zira Amerika bundan önce Kuzey Irak’ta gerçekleştirdiği Kürt Özerk Bölgesi stratejisini Suriye’de de gerçekleştirme niyetinde olabilir. Bu düşüncelerle Amerika için durum şöyle olabilir mi? “PKK’ya benzer şekilde PYD kendi adıyla bir terör eylemi yapmamış görünüyor, Suriye’de ayrılıkçılık sürecinde muhalefet yapan ve şu an savaşa fiilen katılan bir grup…”

Hal böyle ise Türkiye ne dese PYD’nin terörle ilgili olduğunu Amerika’ya ve Batı’ya kabul ettiremez görünüyor. İş işten geçmiş gözüküyor olabilir.

Bölgede İŞİD’e karşı Amerika ile müşterek operasyon yapan Türkiye fikren bu bakış açısını kabul edecek mi? Vaktiyle Irak’ta KDP’ye verdiği desteği fiilen ve açıkça PYD’ye de verecek mi? Türkiye kamuoyuna başka görünüp uluslararası alanda PYD’nin müttefiki olacak mı? İşte bekleyen cevaplar bunlardır.

EK NOT: 2014 yılına dair Mardin’deki bir mahkeme kararına göre PYD-YPG’nin bir terör örgütü olduğu hususu resmiyet bakımından önemlidir. Bu bilginin uluslararası kurumlara paylaşımı ve onların da kabulü sağlanmalıdır.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

kazanim-stratejisi
DİĞER YAZI

Kazanım Stratejisi

Güvenlik 'ın son yazıları

46 views

İsrail’in İran Saldırısı ve Polemolojik Analizi

19 Nisan gecesi İsrail, İran-İsfahan'daki bir askeri hedefi vurdu. Önce alınan bilgiler ve geliş yöntemleri doğru mu yanlış mı tartışıldı. Ancak, olağanüstü denebilecek türden yeni bir süreçle ilgilendiğimiz gayet açıktı. Ben sizlere bir askeri analiz yaparak, eldeki bilgileri de kullanmak suretiyle, bazı poüemolojik sonuçlar çıkarıp sunmak istiyorum.
82 views

İran Yine İsrail’e mi Çalıştı?

1 Nisan'da İsrail, İran'ın Şam elçiliğine saldırdı. 13 Nisan'da İran, İsrail'e günü-saati belli bir misilleme operasyonu yaptı, adı: Operation True Promise! 15 Nisan itibariyle durumu gözden geçirelim.
134 views

Birisi

Moskova’daki Crocus City Hall terör saldırısı konusunu analiz edelim. Ama önce bugünlere nasıl geldik, bir bakalım. Sonuçta aradığımız birisi var! Kim bu birisi? Hani öndekileri görüyoruz, yakalandılar da. Ama bu tür küresel etkisi olan ciddi konularda, Rusya gibi bir ülkeye terör saldırısı yapılarak, asıl ne amaç güdülüyor olabilir, bunu anlamaya çalışalım.
186 views

Küresel Silahlanma Tartışmaları

Her ülke silahlanıyor? Bu silahlanmanın caydırıcılık amacıyla yapılıyor olması bize neyi açıklar? Asıl konu egemenlik mi, küresel mücadele içinde daha fazla güçlü olabilmek mi? Bilinmedik şeylerden mi bahsediliyor? Bu soruları cevaplandıracağız. Ayrıca Macron ve Putin neler söyledi, değerlendireceğiz. Bu şekilde, asıl ilgilendiğimiz olgular ve temel düşünceler olacaktır.
208 views

Milli Güvenlik Siyaseti

Türkiye daima kazanan ve gelişen olmak zorundadır, başka türlü düşünülemez! Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (Kırmızı Kitap) gibi dokümanların kendi gücü için geri planda çok çalışılmalı, fikri altyapısı ve anlayışı özgün ve tutarlı olmalıdır. Ama önemlisi; bunun uygulanmasında herkesin, her kurumun, her şirketin, inanarak, gösterilen hedefleri elde etmek amacıyla, bütünlük halinde ve bu bağlamda tek yolda yürümesi gerekmektedir. Bu, "devlet disiplini" konu ve kapsamını aşan bir yaklaşımdır, ülkece disiplinli olmayı gerektirmektedir. Eğer ülkece disiplinliysek hak edilen gelişmenin yolunda oluruz! Siyasetin kendisi, entelektüel yaklaşımlar veya iş dünyası bizi yolumuzdan alıkoymamalıdır. Bu çok hassas bir konudur.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme