Ruslar Fosfor Bombası Kullandı mı?

25 Mart 2022
Okuyucu

Ukrayna’da Rusların fosfor bombası kullandığı yönünde iddialar var, hatta Cumhurbaşkanı Zelensky NATO zirvesi esnasında da bunu ifade etti. İddialara doğrulamak için uluslararası gözlemciler veya kurum temsilcileri bu konu üzerinde çalışıyor olmalılar. Ama uzaktan çekilmiş görüntülere bakarak bu delildir denemez. Sahada ölümlerin veya yaralanmaların ne şekilde gerçekleştirildiğini rapor ederek delil sunmak gerekir. Nitekim Rusya, Zelensky’nin iddiasına derhal cevap verdi ve yalanladı.

ABD 1969-71 arası Vietnam Savaşı’nda kimyasal mühimmat kullandı. SSCB ve ABD, 1993 yılından itibaren Kimyasal Silahların ortadan kaldırılması çalışmalarını yürüttüler. İddialar çok… Yasak olmasına rağmen bu kimyasal tür silahların Afganistan’da, Çeçenistan’da, Irak’ta, Suriye’de kullanıldığı bilgileri bulunmaktadır. Ancak savaşta kullandığı iddia edilen ülkeler hakkında bir yaptırım söz konusu olmamıştır.

Beyaz fosfor bombası, Cenevre Andlaşması 1977 Protokolü-II (Ek-3) ile yanıcı mühimmat sınıfına girdiğinden yasaklanmıştır. Konvansiyonel yanıcı mühimmatlara örnek fosfor ve napalmdır. Napalm petrol türevlidir ve alanda yangın çıkartır. Alandakileri bilinen yangınla etkiler. Fosfor bombası denen mühimmat ise fosfor ve havadaki oksijen karışımıyla bir duman üretir, bu duman (gaz) canlıların iç dokularında yanma meydana getirir, birkaç yüz kilometrekarede etkili olur, rüzgarla dağılma çapı genişler. Daha çok akciğer solunumuyla yanma başlar, boğulma yaratır, organlar bütünüyle yanabilir ve dahası kemik erimesine dahi sebep olabilir. Yaralanma söz konusu ise tedavisi mümkün olmaz, büyük acı ile ölüm getirir.

Başka şekillerde açıklanan ve akılları karıştıran bir husus var. Fosforlu aydınlatma fişekleri de mühimmat sınıfına girdiği nedenle, hava veya deniz vasıtalarının kendini-savunma sistemlerinden atılıp dumanla kamuflaj ve yüksek ısıyla yanıltma (örneğin IR füzeleri yanıltmak için) amaçlı kullanıldıklarından bu fişeklerin Cenevre Andlaşması kısıtlamasına girmediği tartışılmaktadır. Eğer fosfor hava ile karıştığında canlıda yakıcı etki yaratıyor ise yasaktır, bu açık bir onudur. Başka tür ısı ve kamuflaj malzemesi olarak ölümcül olmayan bir etki üreten fişekler kullanılıyor ise bunlar aynı kapsama girmezler.

Çok temel olarak Cenevre Konvansiyonu’nun ruhuna göre bu durumu açıklarsak, savaşlarda kullanılan mühimmat sivilleri öldürmemeli, (MTO şartları gibi nedenlerle) kontrolsüz yayılım içine girmemeli, geniş sahayı ölümcül kılmamalıdır ve en pratik şekliyle gaz halinde olmamalıdır. Elbette konvansiyonel mühimmat, örneğin bir (değişik ağırlıklardaki) bomba, kinetik, ısı ve basınç etkisiyle değerlendirilir. Buradaki ısı sadece barut veya plastik tip gibi bilinen katı patlayıcı maddelerin ortaya çıkardığı türden olmalıdır ve kısa sürede etkisini tüketmelidir. Bombalar askeri bir noktayı, silah sistemini veya askerin kendisini; tahrip (K-Kill), hareketi durdurma (M-Kill) ve ateş etmesini durdurma (F-Kill) amaçlı üretilirler. Bombalar neticede kimyasal maddelerden veya tepkimelerden üretilirler. Ancak bir mühimmatın Kimyasal Silah kapsamında olması demek yayılan tipte gaz halinde olması, kontrol edilememesi, sinsice insanı (canlıyı) zehirlemesi, yakması, boğması veya amansız bir hastalığa neden olması şeklinde etki üretemez. Herhangi bir başka mühimmat sivilleri veya canlıları yok etmek için kullanılamaz. 

Sonuçta Zelensky’nin iddiasının sahada kanıtlanması ihtiyacını bir kez daha hatırlatmak isterim. Eğer sahadaki bağımsız uzmanlar tarafından kimyasal yakıcı, boğucu vs. gaz veya türevi madde kullanıldığı kanıtlanır ise bu Rusya’yı uluslararası hukuk açısından mahkum ertmeye yeterli bir delil olur. Aksi halde bu da önceki çeşitli ülkelerde görüldüğü iddia edilenler gibi sadece internet sitelerinde bir konu olarak yer alır.

NOT: Fikri mülkiyet hakları gereği bu bilgileri referans vererek kullanabilirsiniz.

Gürsel Tokmakoğlu

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

ÖNCEKİ YAZI

Is Russia Losing in Ukraine According to the Principles of War?

DİĞER YAZI

Rusya’nın Ukrayna Planını Öğrendik!

Güvenlik 'ın son yazıları

53 views

İsrail’in İran Saldırısı ve Polemolojik Analizi

19 Nisan gecesi İsrail, İran-İsfahan'daki bir askeri hedefi vurdu. Önce alınan bilgiler ve geliş yöntemleri doğru mu yanlış mı tartışıldı. Ancak, olağanüstü denebilecek türden yeni bir süreçle ilgilendiğimiz gayet açıktı. Ben sizlere bir askeri analiz yaparak, eldeki bilgileri de kullanmak suretiyle, bazı poüemolojik sonuçlar çıkarıp sunmak istiyorum.
87 views

İran Yine İsrail’e mi Çalıştı?

1 Nisan'da İsrail, İran'ın Şam elçiliğine saldırdı. 13 Nisan'da İran, İsrail'e günü-saati belli bir misilleme operasyonu yaptı, adı: Operation True Promise! 15 Nisan itibariyle durumu gözden geçirelim.
141 views

Birisi

Moskova’daki Crocus City Hall terör saldırısı konusunu analiz edelim. Ama önce bugünlere nasıl geldik, bir bakalım. Sonuçta aradığımız birisi var! Kim bu birisi? Hani öndekileri görüyoruz, yakalandılar da. Ama bu tür küresel etkisi olan ciddi konularda, Rusya gibi bir ülkeye terör saldırısı yapılarak, asıl ne amaç güdülüyor olabilir, bunu anlamaya çalışalım.
189 views

Küresel Silahlanma Tartışmaları

Her ülke silahlanıyor? Bu silahlanmanın caydırıcılık amacıyla yapılıyor olması bize neyi açıklar? Asıl konu egemenlik mi, küresel mücadele içinde daha fazla güçlü olabilmek mi? Bilinmedik şeylerden mi bahsediliyor? Bu soruları cevaplandıracağız. Ayrıca Macron ve Putin neler söyledi, değerlendireceğiz. Bu şekilde, asıl ilgilendiğimiz olgular ve temel düşünceler olacaktır.
214 views

Milli Güvenlik Siyaseti

Türkiye daima kazanan ve gelişen olmak zorundadır, başka türlü düşünülemez! Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (Kırmızı Kitap) gibi dokümanların kendi gücü için geri planda çok çalışılmalı, fikri altyapısı ve anlayışı özgün ve tutarlı olmalıdır. Ama önemlisi; bunun uygulanmasında herkesin, her kurumun, her şirketin, inanarak, gösterilen hedefleri elde etmek amacıyla, bütünlük halinde ve bu bağlamda tek yolda yürümesi gerekmektedir. Bu, "devlet disiplini" konu ve kapsamını aşan bir yaklaşımdır, ülkece disiplinli olmayı gerektirmektedir. Eğer ülkece disiplinliysek hak edilen gelişmenin yolunda oluruz! Siyasetin kendisi, entelektüel yaklaşımlar veya iş dünyası bizi yolumuzdan alıkoymamalıdır. Bu çok hassas bir konudur.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme