suriyede-rus-istihbarat-ucagi-dusuruldu
Suriye’de Rus İstihbarat Uçağı Düşürüldü

Suriye’de Rus İstihbarat Uçağı Düşürüldü

18 Eylül 2018
Okuyucu

Pazartesi (17 Eylül) günü saat 22:00 dolaylarında, Rusya’nın Suriye’deki Hmeymin Askeri Üssü’nde konuşlu bir istihbarat uçağı (ELINT), görevi müteakiben iniş meydanından 35 km mesafede deniz üzerinde bir mevkide, İsrail F-16’ları bölgede operasyondayken, Akdeniz’in bu kesiminde ABD, Fransız, İsrail ve Rus savaş gemileri varken, Suriye’ye ait bir S-200 (eski SA-5) yerden havaya füze tarafından düşürüldü ve 15 Rus mürettebat hayatını kaybetti. Uçağın enkazı aranıyor. Rus yetkililer askeri uçağın dost ateşiyle düşürülmesinden İsrail’in sorumlu olduğunu açıkladı. Rus-İsrail ilişkileri bu hadise sonucunda gerildi. Değerlendirelim.

Rus ve İsrail liderleri (Putin ve Netenyahu), Savunma Bakanları (Şoygu ve Liberman) ve diğer yetkililer açıklamalarını yaptılar, aralarında konuştular. Rusya Büyükelçiyi çağırdı ve nota verdi, resmi açıklama talep etti. Putin, “talihsizlik” dedi ve araştırma sonucunda yapacağı açıklamaya hazırlanıyor. Putin temkinli, ama bu olayı Türkiye’nin düşürdüğü uçak olayı ile karıştırmamak gerektiğini söyledi. Demek başka tasavvuru var. Açık olan şu, hem Tahran’daki üçlü zirvede hem de Soçi’de Fırat’ın doğusu belirgin biçimde hedef olarak seçildi. ABD, İngiltere ve İsrail’in planı ile kurulmaya çalışılan bugün daha çok Fırat’ın doğusunda belirginleşen bir uydu devlet projesi var. Putin bu konuda ısrarcı olunca aynı zamanda İsrail ile karşı karşıya gelmiş oldu. Ama Putin bu, niyetini hemen ortaya koymayacaktır, bekleyecektir! Rus Savunma Bakanı sözcüsü Konaşenkov, bu olayın Rusya ve Türkiye’nin İdlib konusundaki Soçi mutabakatına yönelik İsrail tarafından tepki olarak gerçekleştirildiğini ifade etti. İsrail ise “sorumluluk kabul etmem,” dedi.

Önce politik değerlendirmemi yapmak isterim; bu olay Rus-İsrail ilişkilerinde tam bir “kırılma” mahiyetindedir. Bundan böyle bu olayın gerisindeki her ne ilişki var ise sonrasında bunun tersine bir süreç gelişecek demektir. Bu bakışla, Türk ve Rus Ortak Savunma Anlaşması sürecine dayalı olarak gelişme gösteren Suriye ve Doğu Akdeniz’deki kararlaştırılan strateji ile buna dayalı olarak sürdürülen politikalar, bundan böyle İsrail’in aleyhine bir seyir izleyeceğinden dolayı, karşılıklı bu restleşmeyi doğurmuş gözükmektedir.

Teknik açıdan ise durum açık, İsrail “aldatma” uygulayarak, Suriye’nin füze sisteminin IL-20’ye yönelmesine sebep olmuştur. İsrail Rus-İsrail ikili anlaşmasına bağlı olarak, Suriye’nin bu bölgesinde, gerçekleştirdiği uçuşları koordinasyon gereği bildirmekteydi. Bu kez son bir dakikada usuleten bildirdi. Kasıt var mı? Var. Nereden biliyoruz? Bu tür faaliyetler hava sahası kontrol planı ve usulleri ile sabitlenmiştir, dışına çıkılırsa anlaşılır. Yine radar ve diğer elektronik izlerle olup biten analiz edilebilir ve yorumlanabilir; burada somut “ateş” emri gibi kanıtlar olmasa da, 20 yıldır olagelen uygulamalar içinde bir yorum yapılabilir. Üstelik 20 yıldır İsrail’in, Suriye’nin Rus menşeili bu radar ve füze sistemlerine bugüne kadar ne tür tedbirler aldığı, ne tür aldatma teknikleri uyguladığı da masaya konabilen bilgilerdi. Haftada en az iki gün uçan bu IL-20 ELINT uçağını neredeyse rotası bile aynıdır. Anormal olan nedir ki? Esad mı ateş emri verecek?

Şunu da söyleyelim, bölgede sadece Suriye Radar ve yerden havaya füze sistemleri yok, Rusların da var ve hava izleri paralel olarak Rus ekranlarında da görülüyor ve değerlendiriliyor.

Konaşenkov’nun söyledikleriyle olayı okursak; Suriye’deki Esad birliklerine taarruz eden İsrail F-16’ların IL-20’ye yaklaştığı ve S-200 füzelerinin ateşini gerçekleştirdiği, sonra İsrail savaş uçaklarının elektronik karıştırma ile birlikte kaçınma uygulayıp pozisyon gereği bir tür “kalkan” haline gelen IL-20’nin hedef olduğu anlaşılmaktadır.

Bu yarı aktif radar güdüm sistemi belli süre hedefi aydınlatmayı gerektirir, çok hassas bir güdüm sistemi değildir, üstelik karıştırmalara açıktır. Sistem en son 2016’da iyileştirilmiştir ama teknolojisi 1967, Suriye’dekiler 1972-4 modeldir. Mart 2017’de İsrail, Suriye’de Hizbullah konvoyuna saldırırken ve Ekim 2017’de Lübnan semalarında keşif uçuşu yaparken bu füzelerin hedefi olmuştu. İsrail’in deneyimi fazladır. Hatta bir dönem İsrail uçakları GKRY’deki daha modern olan S-300’lerle de çalışmıştır.

Ne olacak? Düşünceme göre bundan böyle İsrail ile Rus ilişkileri bir hayli gerilecek, Doğu Akdeniz’de meydana gelecek gelişmelerde bu olay diplomatik olarak sürekli gündemde tutulacak. İdlib’e veya başka bir bölgeye İsrail müdahale etmeye kalkışırsa, bundan böyle İsrail uçakları Rusların hedefi olacak. Putin neden bekliyor? Kendine ne teklif edilecek, görmek istiyor.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

dogu-akdenizde-turk-deniz-gucu
ÖNCEKİ YAZI

Doğu Akdeniz’de Türk Deniz Gücü

irani-ne-bekliyor
DİĞER YAZI

İran’ı Ne Bekliyor?

Güvenlik 'ın son yazıları

53 views

İsrail’in İran Saldırısı ve Polemolojik Analizi

19 Nisan gecesi İsrail, İran-İsfahan'daki bir askeri hedefi vurdu. Önce alınan bilgiler ve geliş yöntemleri doğru mu yanlış mı tartışıldı. Ancak, olağanüstü denebilecek türden yeni bir süreçle ilgilendiğimiz gayet açıktı. Ben sizlere bir askeri analiz yaparak, eldeki bilgileri de kullanmak suretiyle, bazı poüemolojik sonuçlar çıkarıp sunmak istiyorum.
87 views

İran Yine İsrail’e mi Çalıştı?

1 Nisan'da İsrail, İran'ın Şam elçiliğine saldırdı. 13 Nisan'da İran, İsrail'e günü-saati belli bir misilleme operasyonu yaptı, adı: Operation True Promise! 15 Nisan itibariyle durumu gözden geçirelim.
142 views

Birisi

Moskova’daki Crocus City Hall terör saldırısı konusunu analiz edelim. Ama önce bugünlere nasıl geldik, bir bakalım. Sonuçta aradığımız birisi var! Kim bu birisi? Hani öndekileri görüyoruz, yakalandılar da. Ama bu tür küresel etkisi olan ciddi konularda, Rusya gibi bir ülkeye terör saldırısı yapılarak, asıl ne amaç güdülüyor olabilir, bunu anlamaya çalışalım.
189 views

Küresel Silahlanma Tartışmaları

Her ülke silahlanıyor? Bu silahlanmanın caydırıcılık amacıyla yapılıyor olması bize neyi açıklar? Asıl konu egemenlik mi, küresel mücadele içinde daha fazla güçlü olabilmek mi? Bilinmedik şeylerden mi bahsediliyor? Bu soruları cevaplandıracağız. Ayrıca Macron ve Putin neler söyledi, değerlendireceğiz. Bu şekilde, asıl ilgilendiğimiz olgular ve temel düşünceler olacaktır.
214 views

Milli Güvenlik Siyaseti

Türkiye daima kazanan ve gelişen olmak zorundadır, başka türlü düşünülemez! Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (Kırmızı Kitap) gibi dokümanların kendi gücü için geri planda çok çalışılmalı, fikri altyapısı ve anlayışı özgün ve tutarlı olmalıdır. Ama önemlisi; bunun uygulanmasında herkesin, her kurumun, her şirketin, inanarak, gösterilen hedefleri elde etmek amacıyla, bütünlük halinde ve bu bağlamda tek yolda yürümesi gerekmektedir. Bu, "devlet disiplini" konu ve kapsamını aşan bir yaklaşımdır, ülkece disiplinli olmayı gerektirmektedir. Eğer ülkece disiplinliysek hak edilen gelişmenin yolunda oluruz! Siyasetin kendisi, entelektüel yaklaşımlar veya iş dünyası bizi yolumuzdan alıkoymamalıdır. Bu çok hassas bir konudur.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme