Türkiye’den ABD’ye Yüksek Tonda Mesaj

12 Aralık 2018
Okuyucu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Savunma Sanayii Zirvesi’ne katıldı, önemli açıklamalar yaptı ve “Fırat’ın doğusuna harekat birkaç gün içinde başlayacak!” dedi. Konuşma iki bölümdü; savunma sanayii projeleriyle ilgili bilgiler verildi, ama önemlisi, Fırat’ın doğusuyla ilgili bu çarpıcı operasyon bilgisi verildi. Konuyu kısaca değerlendirelim.

Hatırlanacağı üzere son haftalarda peşi sıra ABD’den Suriye kuzeyi ile ilgili bazı adımlar atıldı ve beyanatlar oldu. ABD bu bölgeye 12-14 gözlem noktası kuracağını ifade etti. Bunların amacının teröristi değil, Türkiye’yi kontrol etmek olduğu açıktı. ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford Suriye’nin doğusunda istikrarın sağlanması için 35-40 bin YPG’linin eğitiminin tamamlanması gerektiğini söyledi. ABD’nin DAEŞ’le mücadeleden sorumlu temsilcisi Brett McGurk, Suriye’de iç güvenlik güçleri kurulana kadar bölgedeyiz, dedi. Bu temsilci terörist Ferhad Şahin ile fotoğraf çektirmişti. Donald Trump ise Suriye’de azınlıklara destek adı altında yardım konusunu içeren bir kararı onayladı. Geçenlerde Suriye temsilcisi James Jeffrey Ankara’ya geldi ve onunla görüşüldü.

Bundan önce Tahran’da 3’lü zirvede, Soçi’de 2’li zirvede ve İstanbul’da 4’lü zirvede Fırat’ın doğusunda (ABD kastedilerek) bir oldubittiye müsaade edilmeyeceği defaatlen açıklanmıştı. Aralık 2018’de ABD’nin resmi ağızlarından Suriye’deki terör yuvalarına ilişkin açıklamaları sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün “Fırat’ın doğusuna harekat birkaç gün içinde başlayacak!” dedi. Bu sözler ABD’ye mesaj niteliğindedir, ama bu kez sadece sözde kalmayacak görünüyor, aynı zamanda fiile de geçecek türdendir. Dün bölgeyi takviye etmek için zırhlı birliklerin intikali sürmüş idi.

Hatırlanacağı üzere Fırat’ın doğusuna geçen aylarda az da olsa Fırtına obüsleriyle top atışları gerçekleştirilmişti. Birkaç gün içinde bu tür atışlar tekrar başlayacaktır. Ancak bu kez bazı birlikler sınırı geçerek verilen mesajı daha da güçlendireceklerdir. Böyle bir harekatın riski az bir alanda olması söz konusudur. Tel Abyad (Akçakale karşısı), Ayn el Arab (Suruç karşısı), Resulayn (Ceylanpınar karşısı) ve Kamışlı doğusu (Irak sınırına yakın) hedef seçilebilir, son ana kadar bunlarla ilgili çalışmalar sürecektir. Bunlardan birinin tercih edilmesi seçeneği geniş coğrafyada bir cep parçası alma amaçlı olabilir. Menbiç ile ilişkilendirilmesi bakımından hemen Fırat’ın doğusundaki Ayn el Arab önemli bir alandır. Kolaylık bakımından ise Tel Abyad gözükmektedir. Peşi sıra Rusya’dan da destek açıklandığında hareket genişletilecektir.

Kim kullanırsa kullansın bölgede ABD’nin teröristlere teslim ettiği silahların bir tehdit yarattığı gerçektir. Harekatın riski en az tarzda ve karşı cepheyi yıldırmak üzere sürdürülebileceği ihtimali de söz konusu olabilir. Bu nedenle yavaş ilerleyecek bir harekatın özel seçilmiş hedeflere top, uçak ve SİHA ile ateş altına alınması daha fazla tercih edilcek bir yöntemdir. Terörden arındırılmış bir cep elde edilirse ve diğer alanlara yavaşça ilerlenirse bu durum karşı tarafı ümitsizliğe itebilir. Bu seçenek için Suriye’de mevcut yerel tüm unsurlar işe dahil edilebilir. Örneğin ÖSO çok amaçlı kullanılacak kesimdir. Saha içinden ve dışından sürekli bölgeyi tutacak durumdadır. Eğer Türk askeri sırtını Irak sınırına dayayarak bir girişimde bulunursa, bu taktirde Merkezi Irak Yönetimine bağlı askerlerin Türk askerinin geri bölgesini tutması gerekecektir.

Yapılacak harekat bilgileri usul gereği ABD’nin bölgedeki askeri temsilcilerine aktarılacak ve askerinizi buradan çekin denecektir. Ama bu bilgi en son anda, belki harekatın başlamasından 3-5 dk. önce verilecektir. Zira Amerikalılar teröristlere bilgi verecekler ve onlar da gerekli savunma tedbirlerini almaya çalışacaklardır. ABD askeri Türk askerinin karşısında olmayacaktır. Belki ABD’nin sivil-paralı şirketlere havale ettiği güçler ile teröristlere bir destek söz konusu olabilir, ama bunlar da geri bölgelerde olmayı isteyeceklerdir. ABD askeri ile sıcak çatışma olmayacak görünüyor.

Tabii bir de Fransız askerileri var. Bunlar DAEŞ’le mücadele etmek için buradaydı. Sanırım kenara çekilmeyi tercih edeceklerdir.

Bütün bunlarla beraber Esad rejim güçleri ve Rusya için asıl önem taşıyan bölge daha güneydeki Deir ez Zor’dur. Eğer Türkiye bölgeye bir şekilde girerse aynı anda veya daha sonra, önde Esad birlikleri olacak şekilde bazı ABD karşıtı güçler sözü edilen bölgeyi sıkıştırabilir.

Bugünkü konuşma Cumhurbaşkanlığı’nda ve yabancı temsilcilerin huzurunda yapıldı. Bu da mesaj vermek için seçilmiş bir durumdur. Şimdi harekatın başlamasını göreceğiz.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

yeni-casusluk-skandali-jedi
ÖNCEKİ YAZI

Yeni Casusluk Skandalı: JEDI

DİĞER YAZI

Fırat’ın Doğusu Harekat Planlaması

Güvenlik 'ın son yazıları

54 views

İsrail’in İran Saldırısı ve Polemolojik Analizi

19 Nisan gecesi İsrail, İran-İsfahan'daki bir askeri hedefi vurdu. Önce alınan bilgiler ve geliş yöntemleri doğru mu yanlış mı tartışıldı. Ancak, olağanüstü denebilecek türden yeni bir süreçle ilgilendiğimiz gayet açıktı. Ben sizlere bir askeri analiz yaparak, eldeki bilgileri de kullanmak suretiyle, bazı poüemolojik sonuçlar çıkarıp sunmak istiyorum.
88 views

İran Yine İsrail’e mi Çalıştı?

1 Nisan'da İsrail, İran'ın Şam elçiliğine saldırdı. 13 Nisan'da İran, İsrail'e günü-saati belli bir misilleme operasyonu yaptı, adı: Operation True Promise! 15 Nisan itibariyle durumu gözden geçirelim.
145 views

Birisi

Moskova’daki Crocus City Hall terör saldırısı konusunu analiz edelim. Ama önce bugünlere nasıl geldik, bir bakalım. Sonuçta aradığımız birisi var! Kim bu birisi? Hani öndekileri görüyoruz, yakalandılar da. Ama bu tür küresel etkisi olan ciddi konularda, Rusya gibi bir ülkeye terör saldırısı yapılarak, asıl ne amaç güdülüyor olabilir, bunu anlamaya çalışalım.
190 views

Küresel Silahlanma Tartışmaları

Her ülke silahlanıyor? Bu silahlanmanın caydırıcılık amacıyla yapılıyor olması bize neyi açıklar? Asıl konu egemenlik mi, küresel mücadele içinde daha fazla güçlü olabilmek mi? Bilinmedik şeylerden mi bahsediliyor? Bu soruları cevaplandıracağız. Ayrıca Macron ve Putin neler söyledi, değerlendireceğiz. Bu şekilde, asıl ilgilendiğimiz olgular ve temel düşünceler olacaktır.
215 views

Milli Güvenlik Siyaseti

Türkiye daima kazanan ve gelişen olmak zorundadır, başka türlü düşünülemez! Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (Kırmızı Kitap) gibi dokümanların kendi gücü için geri planda çok çalışılmalı, fikri altyapısı ve anlayışı özgün ve tutarlı olmalıdır. Ama önemlisi; bunun uygulanmasında herkesin, her kurumun, her şirketin, inanarak, gösterilen hedefleri elde etmek amacıyla, bütünlük halinde ve bu bağlamda tek yolda yürümesi gerekmektedir. Bu, "devlet disiplini" konu ve kapsamını aşan bir yaklaşımdır, ülkece disiplinli olmayı gerektirmektedir. Eğer ülkece disiplinliysek hak edilen gelişmenin yolunda oluruz! Siyasetin kendisi, entelektüel yaklaşımlar veya iş dünyası bizi yolumuzdan alıkoymamalıdır. Bu çok hassas bir konudur.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme