egitim-ogretim-donemi-acilisi
Eğitim-Öğretim Dönemi Açılışı

Eğitim-Öğretim Dönemi Açılışı

1 Ekim 2015
Okuyucu

Eğitim-öğretim dönemlerinde aileler için büyük bir heyecan vardır. Hele yeni okula başlayanlar için öğrenci kadar veli de kendini okula yazdırır. Başka bir tattır…

Bu dönemde politikacılar nutuk atarlar, okullar için şu kadar kara tahta çaktık, şu kadar tebeşir gönderdik… Değil mi?

“Benden önce işin içinde şeytana uymuşlar var idi, ben hepsini kovacak bir politika izledim, eğitim-öğretimi en iyi ben düzenledim ve şimdi millet bana şükretsin.”

Bu nasıl? Söylenmiş değil, mealen aktarılmış bir bap.

Bana göre göstergeler önceliklidir. Örneğin sokağa çıkalım, bir fotoğraf çekelim, kimin ne kadar iş yaptığı bir fikir verecektir. Bir işyerine eleman arayalım, sonuç meydandadır. OECD karşılaştırmalarına bakalım, kimlerden kaç basamak gerilerdeyiz. Fazla söze ne hacet?

“Ben OECD, Dünya Bankası falan anlamam, ben… ben… ben…”

Bu da bir yöntem!

Sahi, bizim partilerin programlarında neden çeşitli uluslararası kurum ve kuruluşlarının değerlendirmelerine istinaden alınan tedbirler bağlamında bir ilerleme stratejisi olmaz?

Hangi devirde ve hangi eğilimle olduğu bir yana, neden eğitim-öğretim politikalarımızda rejimi veya iktidarın ideolojisini savunacak militanları yetiştirir gibi bakış açıları savunulur? Bizlerin politikadan anladığı bu mudur? Kişisel, duygusal ve hatta bilimsel olmayan eğitim programlarına neden bu kadar önem verilir? Acaba kendimizle ilgili bir şüphemiz mi var?

Minik çocuğunun elinden tutmuş ana sınıfına götüren genç anne bu önemli politikacıların savaş varmış gibi bağırarak okul açılığı nutku atmasından korkmuş olmalı ki, tedirgin yürüyor! Çocuk ne yapsın?..

Neyse, haydi derse! Nasıl olsa yılın yarısından fazlası tatil; turizmi desteklemek, karda kışta evde kalmak gibi pek çok sebep bulunur ve sınıf bir şekilde atlanır. Eğitim programlarını sıkıştırmak belki bir bizde vardır. Hem önemli olan okul değil, büyük sınavlara hazırlanmaktır. Analar-babalar çeksinler çileyi. Çile içinde ödev yapmak da var, para saçmak da, değil mi?

Acaba Milli Eğitim Bakanlığı örneğin 2050 yılı için Türkiye’yi kapsayan şekilde insan gücü ihtiyaçlarına dair bir rapor hazırlamış mıdır? Tornacı teknisyen ne kadar olmalı, sağlıkçı, uçak makinisti, imam-hatip, vs.

Sizce politikacılara ve Milli Eğitim’deki akademisyenlerin veya bürokratların hesabına göre; iki kere iki kaç eder?

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

konjonktur-ve-paradigma
ÖNCEKİ YAZI

Konjonktür ve Paradigma

hacdaki-yanlis
DİĞER YAZI

Hac’daki Yanlış

Kültür 'ın son yazıları

382 views

Eleştiriler

Sizlere günümüzün iyi algılanması gerektiği bağlamında, özellikle bizi ilgilendiren yönleriyle, sosyal bilimler ve dış politikaya dair bazı eleştirilerimi aktaracağım. Dünya hızla değişiyor, güç dengeleri bildiğimiz biçimden oldukça farklılaştı, eğer bunlara ait kavramlara ve anlayışlara vakıf olamıyorsak, konuşuruz ama aslında başka bir şey anlatırız.
376 views

Devrim

Bize devrimin ne tarafı kaldı? Diyeceksiniz ki hangi devrimin? Açıklayacağım. En başta şöyle sloganik işaret edeyim: Devrimden değil, sapkınlardan ve geç kalmışlıktan kork!
578 views

Generalist

Ülkeler ve dünyamız için iyi bilinmesi gereken bir konuyu işleyeceğim, generalist olmak. Buna karşılık gelen bir sözcük aradım bulamadım, yine de ben genele yetkin diyeceğim. Genele yetkin kimseler kimler, örnekleri neler? Uluslararası İlişkiler, Ekonomi ve Askerlik sahalarında örnekler vereceğim, neden gerekli, bunu açıklayacağım.
530 views

ENTELEKTÜEL SORUNSALI

Temelde insanın doğası, zamanın getirdikleri ve sürekli gelişen küresel zorluklar var. Bunun üzerine her alanda tereddüt uyandıran değişik adımlar ve gerçek bir hedef. Sözü edilen şu, kalkınmak! Eğer artık kalkınmışlar sınıfında olmak istiyorsanız!.. Gerçekten istiyor musunuz? İşe bu emelin ne denli büyük bir mücadeleyi gerektirdiğinin farkında olmakla başlanmalı. İşte tam da bu noktada, düşünsel içerikli bir açıklamam olacak. 
2.1K views

Sıradan ve Mükemmel

Bu makalede sizlere insan zihni içerisindeki tarif veya algı ile gerçeğe ilişkin olanın farkını açıklayacağım. Ele alacağım temalar sıradancılık, mükemmelcilik ve gerçeklik ötesi hakkındadır. Başta soralım, karşılaştığınız şey gerçek mi, yoksa gerçek ötesi mi?
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme