Analiz: Doğu Akdeniz

28 Ağustos 2020
Okuyucu

Doğu Akdeniz ısındı ve daha işin başındayız. ABD başkanlık seçimleri yaklaştı. Bu konuyu önemli ölçüde etkileyecek bir konu başlığı. Taraflar ve bunların Doğu Akdeniz’e etkileri belli ölçülerde farklılık gösterebilir. Neler bekleniyor, analitik bakışla konuyu inceleyelim.

Bir önermede bulunalım. Henüz münhasır ekonomik bölgelerin işaretlenmediği ve küresel denklemler içinde yer alan sıcak denizlerde, belki de Türkiye, Almanya ve Rusya bir iddiada bulunmasa idi, gerilimsiz biçimde her iş rayına oturabilecekti. 

  • Türkiye: Doğu Akdeniz’e en fazla kıyısı olan Türkiye “Ben hakkımı kimseye teslim etmem!” dedikten sonra ortalık daha da karışmışa benziyor.
  • Rusya: Küresel güç olan Rusya rakiplerinin var olduğu her yerde inisiyatif almak istemektedir. Bu inisiyatif alama biçimi milli güç unsurları bakımından her tür sahada gerçekleşmektedir.
  • Almanya: Bazı alanlarda dışarıda tutulmak istendiği halde özellikle Fransa, İngiltere, İtalya, Rusya gibi ülkelerin varlık gösterdiği her yerde kendine bir yer bulmak isteyen Avrupa’nın dinamosu Almanya’yı görmek mümkün.

Ben bu yazıda çok ana hatlarıyla bir analiz yaparak “Eğer şartlar bunlar ise neler olabilir?” sorusunun cevabını aramak istiyorum. Önce başlıklar halinde aktörleri ve etkinliklerini gözden geçirelim.

Güç dağılımı:

  • Küresel güçler; ABD (doların rezerv para kullanım oranı %66), Rusya, Çin, Avrupa (başta Almanya, İngiltere -ki Avrupa Birliği’nden ayrıldı- Fransa). (Küreselci politikaların bir amacı da Fintech uygulamalarının kapsamlı bir şekilde kullanılmasını sağlamaktır. Çeşitli ülkelerde bunu isteyen politikacılar vardır. Bu husus da yeniden yapılanan küresel düzende etkili bir faktör olmaya başlamıştır. Dolayısıyla tarihte örnekleri görülmüştü, yeni şartlara göre politika ve ekonomi arasında doğrudan, güçlü ve baskın bir ilişki gelişmiştir.)
  • Birleşmiş Milletler daimî üyeleri (veto yetkisine sahipler); ABD, Çin, Rusya, Fransa, İngiltere.
  • Doğu Akdeniz’de bölgesel güçler; Türkiye, İsrail.
  • Finans güçleri; başta New York (Küresel finans sistemindeki hacmi %56.2) ve Londra (Küresel finans sistemindeki hacmi %33.7) var. Finans dünyasını zorlamakla ilgilenen Çin ve Rusya’nın kıpırdanışları görülmektedir.
  • Bölgedeki enerji şirketleri; Chevron (ABD, 2017 değeri 129 milyar dolar, eski ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice yönetiminde, Doğu Akdeniz’de ExxonMobil’in boşalttığı alanlara geçiyor), ExxonMobil (ABD, 2018 değeri 241 milyar dolar, Standard Oil’in sahibi John D. Rockefeller tarafından kurulmuştur, Katar’da hakim), Royal Duch Shell (İngiliz, 2018 değeri 322 milyar dolar), British Petroleum (İngiliz, 2018 değeri 304 milyar dolar, Anglo-Iranian Oil Company), Total (Fransız, 2018 değeri 156 milyar dolar, 1924’de kuruldu, Birinci Dünya Savaşı sonrasında Osmanlı’dan koparılan Irak sahasında güçlendi, yakın dönemde doğalgaz piyasasına önem vermektedir), Gazprom (Rus, 2018 değeri 122 milyar dolar), Eni (İtalya, 2017 değeri 131 milyar dolar). Henüz Çin’in petrol devleri Sinopec (2018 değeri 377 milyar dolar) ve CNPC (2018 değeri 324 milyar dolar) aktif olarak Doğu Akdeniz’e girmedi. Suudi Arabistan’ın Aramco (2018 değeri 356 milyar dolar) şirketi gerisinde Arabistan Krallığı var ama ABD petrol şirketleri de var.

Doğu Akdeniz: 

  • Kıyıdaş olarak; Tunus, Libya, Mısır, İsrail, Filistin, Lübnan, Suriye, Türkiye, KKTC, GKRY, Yunanistan, İtalya, Malta, diğer Adriyatik ülkeleri var. 
  • Geri planda; Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, İran, Rusya, diğer Karadeniz ülkeleri var. 
  • Küresel güçlerin Doğu Akdeniz’de emeli ve gücü olduğunu hesaba katmamak yanlış olur.

ABD:

  • Her yerde ve alanda var. (Ekonomi, politik, sosyal, kültürel, askeri, bilimsel ve teknolojik, ulaşım ve iletişim, uzay…)
  • ABD’nin temel rakipleri ve düşmanları; Rusya, Çin, İran ve Kuzey Kore. (2018 Ulusal Strateji Dokümanı ve Gri Bölge Planı’ndan açıkça ABD’nin düşmanları işaret edilir.)
  • Cumhuriyetçiler ve Demokratlar iktidarlarıyla seçeneklerinde detayda farklı ağırlıkları devreye koymaktalar. 
  • Kasım 2020’de Donald Trump seçimleri kazanırsa; İsrail’in (sözde) Yüzyılın Anlaşması planını tamamlar (Filistin İsrail’in içinde kaybolur). Suriye bölünür. Libya’nın yönetimiyle daha yakından ilgilenir. İran’da rejimi değiştirir. Türkiye’yi dinler. Fransa’yı yanına yaklaştırmaz. İngiltere ile Ortadoğu politikalarında zıtlıklar yaşar. 
  • Eğer Joe Biden kazanırsa farklı neler olur? Temel fikir küreselleşmenin finansal ve politik alanda yerleştirilmesine dönüktür. Bu fikre karşı olanları rakip ve düşman olarak görürü. Yani yeniden bir değerlendirme süreci ile karşı karşıya kalınacak. Bu bir anlamada belirsizlik demek olur. Ama şimdiden görülenleri söyleyebiliriz. Doğu Akdeniz’e ve Avrupa’ya dönük politikalarda görünen; Fransa ve İngiltere ile işbirliğini artırır, birlikte hareket eder.

İngiltere:

  • GKRY’de askeri üsleri var (1960 antlaşmasına göre Kıbrıs’ta garantör ülke). 
  • Değişik şekillerde Suriye, Irak, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır’da var.
  • Brexit sonrası ara verdiği bölgesel ve küresel politikalarına müdahil olmaya ağırlık verecek bir aşamaya yeni gelmiştir. Yakın dönemden itibaren İngiltere’nin Doğu Akdeniz’de ve özellikle Libya’da duruma müdahil olacağı beklenmelidir. Bunu güçlü istihbarat, şirketleri ve politikasıyla ortaya koyacak.

Almanya: 

  • ABD’nin tamamen, İngiltere ve Fransa’nın kısmen müdahil olduğu Suriye ve Irak alanlarına Almanya sokulmadı. 
  • Almanya İsrail, Lübnan ve Filistin meselelerinde de geri planda kalıyor ve etkisiz. 
  • GKRY’de ABD, İngiltere ve Fransa var, Almanya yine yok. 
  • Libya’da aynı hatayı yapmak istemiyor, burayı istiyor.
  • Almanya İran, Çin ve Türkiye ile iyi ilişkiler içinde; Rusya ile mesafeli ama içindeki dinamikleri etkilemenin peşinde.

Fransa:

  • Fransa’nın NATO, AB iç meseleleri, ABD ile münasebetleri ve Doğu Akdeniz’de durumu asıl karıştırıcı rolü ile tarihte olduğu gibi bir davranış gösterdiği ortadadır. 200 yılından bu yana Yunanlıları ve Rumları kışkırtmaktadır. Libya’da Kaddafi yönetimine saldırısı örnektir. Suriye’de ve Lübnan’da bölgenin mandater ülkesi edasını bir yana bırakmamaktadır. 
  • Afrika’da Sahra ülkelerini sömürmeye devam etmektedir. Bu bölgedeki gücünün eksilmemesi için çeşitli politikalar yürütmektedir. Afrika’da Türkiye ve Çin geliştikçe Fransızlar bundan olumsuz etkilenmektedir.
  • Suriye, Libya, Lübnan, GKRY, Yunanistan’da var; Mısır ile iyi ilişki içinde.
  • Yunanistan’a silah satacak, GKRY’de hukuksuz da olsa askeri varlığı bulunuyor. 

İsrail:

  • (Sözde) Yüzyılın Anlaşması planını tamamlar.
  • Lübnan, Suriye, Körfez Ülkeleri ve Mısır ile ilgisi en üst seviyede olur.
  • Türkiye’nin kendi planlarına müdahil olmayacağı tarzda uygulamaları gerçekleştirir.

Türkiye:

  • KKTC, Suriye, Irak, Libya, Lübnan, Filistin’de var. Körfez’den Katar ile ilişkileri yüksek düzeyde.
  • Rusya ve İran ile belli projelerde işbirliği güçlü. Çin ile belli projeler üzerine görüşüyor.
  • Batı dünyasından ABD, Almanya, İtalya ile ilişkileri ileri boyutta. İngiltere ile de ilişkileri yeniden güçleniyor.
  • Türkiye 3 adet sondaj gemisi ile 2018’den itibaren Doğu Akdeniz’de enerji arayan ülke olmuştur (Kanuni 1-2 ay sonra sahada olacak). Yakın zamanda Karadeniz’de 320 milyar m3’lük bir doğalgaz rezervi bulmuştur.
  • Türkiye savunma sanayiinde milli silah ve sistemlerinin üretiminde belli alanlarda ileri düzeyde etkinlik göstermektedir.
  • Türkiye uluslararası meselelerde aktif uygulamalar içine girmiştir. Doğu Akdeniz konusunda kararlılık göstermektedir.

Doğu Akdeniz’e kıyıdaş olmayan ülkelerin askeri varlığı ve silahlanma durumu:

  • ABD; Akdeniz’de deniz, hava, kara gücü ve askeri üsleri var. Silahlanma ve teknolojisi yarışında rakibi Rusya ve Çin. Türkiye’ye F-35 vermekten vaz geçti, Patriot hava savunma füze sistemi vermedi. İsrail’e F-35 verdi. Yunanistan ile askeri anlaşmaya vardı. Yeni askeri yardım yapacak. F-35 de verebileceği görüşülen konular içinde. ABD’nin Suudi Arabistan başta olmak üzere, Körfez Ülkeleri’ne yüklü miktarlarda silah satışları devam ediyor.
  • İngiltere; GKRY’de askeri üsleri var. 
  • Rusya; Suriye’de askeri üsleri var. Libya’ya dolaylı olarak etki ediyor. Türkiye’ye S-400, Mısır’a SU-35 sattı. Suriye’de Esad rejimi ordusunu tamamen Rusya destekliyor.
  • Fransa; bölgede deniz ve hava gücü bulunduruyor, GKRY’de değişik birlikleri bulunduruyor. Yunanistan’a yeni paket silah satışı yapmak istiyor.
  • Çin; İran’a silah ve teknoloji desteği veriyor.

Doğu Akdeniz’de neler beklenmeli?

  • ABD başkanlık seçimlerine kadarki safhada (2 ay); kaotik, baskılı, güç gösterisine dayalı sorunların tırmanması süreci devam edecek görülüyor. Seçimlerden sonra daha farklı bir sürece girilebilir. ABD Doğu Akdeniz’de belirgin yönlendirmelerle net bir biçimde duruma müdahale edebilir.
  • Türkiye’nin somut enerji kaynağı rezervi buluşuyla birlikte Doğu Akdeniz’de taşlar daha açık yerine oturacaktır. Hatta birbirine rakip ülke ve güçlerin tekrar belirlenebileceği de görülecek bir sonuç olabilir.
  • Almanya ve İngiltere Libya meselesine daha fazla ağırlık vermek isteyecektir. Bu durum Fransa’nın ağırlığını dengeleyecektir. Yunanistan ise bu durumu gözden geçirerek kararlarını değiştirebilir.
  • Doğu Akdeniz’de İsrail ve Türkiye eğer bir anlaşmaya varacak olursa belirsizlik ortamının çok süratle tersine çevrilebileceği söz konusu olacaktır. Bu argüman henüz güç ama ABD’nin araya girmesi ile hızlanabilir.
  • “Bir Türk-Yunan savaşı olur mu?” Herkes bu soruyu soruyor. Olmaz. Ancak gerginlik her safhada geliştirilebilir potansiyeldedir. 
  • Peki, Türkiye ile Yunanistan arasındaki temel meseleler (Adalar Denizi- Ege- ve Kıbrıs başta) çözülebilir mi? Buna daha zaman var gibi görülüyor. Çünkü asıl sorun çıkaran Yunanistan yönetimi, uzlaşmaya varmamak ve uluslararası güçleri arkasına alarak hareket etmek genel politikasıdır.

Sonuç:

Türkiye bütün dengeleri hesap ederek ve diyalogla sürece katkı sağlayan taraf olmaya devam edecektir. Ama hakkını da vermeme kararlılığı gösterecektir. Doğu Akdeniz’de pozitif değer ürettikçe birbirini besleyen her alan katlanarak durum üstünlüğü üretecektir. İşbirliği açıları ve derinlikleri buna göre belirginleşecektir. 

Gürsel Tokmakoğlu

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

simarik-yunanliya-hatirlatma
ÖNCEKİ YAZI

Yunanistan Sorunu

abdnin-dogu-akdeniz-kanun-tasarisi
DİĞER YAZI

ABD’nin Doğu Akdeniz Politikası ve Türkiye

Politika 'ın son yazıları

24 views

Irak’ta Aydınlık Dönemin Başlangıcı

Türkiye, Bağdat'ta Irak ile tarihi bir süreci başlattı, atılan imzalar var, geliştirilen yeni stratejiyle birlikte yapılacak işler var. Bunlar ekonomiden, kültürden, güvenliğe uzanan işler. En önemlisi, inanmışlık, güven ve umut ışığı!..
39 views

Filistin-İsrail Politikası Hakkında

Ortadoğu'da, ABD'nin "kontrol bende" dediği bir ortamda, İsrail'in şımarıklıkları ve İran'ın anlamsız çabaları sürerken, Filistin konusunda nasıl ilerleme sağlanabilir? Bu dramatik konuyu aktörleri belirterek gözden geçirelim.
42 views

Stratejik Algı Yönetimi

Strateji ile algı yönetimi bahislerini, canlı örnek olduğu nedenle, Ortadoğu, ABD ve İsrail ile açıklayacağım. Buradaki amacım yaşamda ve çıkarları elde etmede dilin ve yaratılan algının kullanılmasının ne kadar etkili olduğunu göstermektir. Evet, temel olarak bu bir iletişim konusu olsa da görüldüğü üzere, ülkelerin mücadeleleri ve savaşların nedeni dahi olabilmektedir.
76 views

Yapay ve Doğal

Size analitik bir yöntemle, halen Ortadoğu'daki onca yapaylığa ve yürütülen negatif amaçlı algıya rağmen, Türkiye'nin ne denli doğallık içinde ve istikrar amaçlı politika yürüttüğünü açıklayacağım. ABD ve Rusya gibi büyük güçlerin yanısıra, bölgede İran ve İsrail arasında yaşananları kavramsal boyutta irdeleyeceğim. Analizin her bir basamağında belirginleşen kuralları açıklayacağım.
120 views

İsrail, İran ve Gazze

Genel bir değerlendirme yapalım, çünkü İsrail, 7 Ekim saldırısından 6 ay geçti ve "bugün Gazze'de üçüncü aşamaya geçtik" dedi. Bu ne demektir, bölgede başka ne gibi gelişebilir olabilir, hepsini inceleyelim.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme