Antalya Ateşkes Aradı

10 Mart 2022
Okuyucu

Bu yılki Antalya Diplomatik Forumu özel bir konuyu ele aldı. Savaş halindeki Rusya ve Ukrayna Dışişleri Bakanları Lavrov ve Kuleba bir araya geldiler. Türk Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile birlikte ikili ve üçlü görüşmeler yapıldı. Sonra ayrı ayrı basın toplantılarında dünya medyasına mesaj verir nitelikte taraflar, ne umdu ne buldu bunları açıklama imkanı buldular. Ben de bu görüşmeleri basın mensuplarıyla beraber izledim ve yorumlarımla katkı sağlamaya çalıştım. Buraya detay yazmadan sonuçlar, anladıklarım ve çıkardıklarım çerçevesinde, daha çok bu savaş ve sonrası bakımından geleceği işaret ederek, Türkiye’yi de buna katarak sizinle fikirlerimi paylaşacağım.

Rusya penceresinden bakılırsa durum şöyledir. Zelensky veya buna mümasil ABD yanlısı bir yönetim Ukrayna’nın yönetiminde olduğu sürece, Rusya sadece görüşür gibi yapar, ancak dünya bir barış ümidi taşımamalı derim. Zira Rusya Federasyonu tarafından, Zelensky yönetimi, ABD ve Ortakları yanında, onların politikalarının uzantısı ve NATO’nun diplomatik aracı olarak görülmektedir. Böyle olduğu sürece savaşan taraflar arasında konuşulacak pek bir şey olmayacaktır. Ancak Ukrayna; (1) ABD ve Ortaklarının ve özelde NATO’nun işaret ettiği yolu terk etme kararı aldığını deklare ederse, (2) nötr ülke olduğunu teyit ederse, (3) bir de bunlar hakkında somut yazılı ve detaylı anlaşma şartları bakımından masaya oturursa, işte bu durum Rusya tarafından ciddiye alınır. Bugün böyle bir durum var mı? Yok.

Baştan beri bildiğimiz gibi burada savaşan Ukrayna gibi görülse de sadece savaşın fiili kısmı bu ülke toprakları içinde gerçekleşmektedir. Esasen ABD ve Rusya karşı karşıyadır. Cephe Doğu Avrupa ve etki alanı küresel çaptadır. ABD ve Ortakları bir blok halinde halen Rusya’ya karşı eşi benzeri görülmemiş, ucu nerelere varırı kestirilemeyen, kapsamlı, yaygın ifadeyle “yaptırımlar” uygulamakta, benim ifademle “Küresel Stratejik Tecrit” ile köşeye sıkıştırılmaya çalışılmaktadır. Yine ifadem o ki, esasen Rusya-Ukrayna Savaşı ile bir “Küresel Mücbir Sebep” yaratılmakta, “Post-Ukrayna” çerçevesinde “yeni normalleşme” ne olacak, pek bilinmemektedir. O halde ABD kurgusu içerisindeki bu süreçte, bir bakıma Rusya ve Avrupa da oyuna gelmiş gözükmektedir, Ukrayna zaten yangın yerine dönmüş bir şekildedir. İşte böyle bir atmosferde Çin, dolaylı yoldan işin içinde kabul edilmelidir. Yeni dünya düzeni, bu bahsettiğim yeni normalleşme şartlarının belirginleştiği bir Küresel Mücbir Sebep olan Ukrayna Savaşı noktasındadır. Durumu Ukrayna yönetimi bu bakımdan hiç anlamamış veya anlamak istememektedir; Rusya ise anlamış, ancak direnmek için o da özellikle sosyo-ekonomik açıdan zorluklara mahkum edilmiş haldedir. Böyle olunca, taraflara ne diyeceksiniz, Antalya’da bir ateşkes çıkmasını nasıl bekleyeceksiniz, Kubela ile Lavrov birbirlerininden ne bekleyecek?.. Bu ana değerlendirmemdir.

Yine gelelim görüşmelere… Lavrov diyor ki, ABD ve Ortakları başka bir diplomasi yöntemi uyguluyor ve NATO’yu muhatap ediyor, bu asla kabul edilemez şeklindedir. Yine Lavrov’un ifadesi, nükleer silah tehdidi konusunu Batı (Macron’dan çıkan bir konu) dünyaya propaganda malzemesi yapıp sürekli bu konuyu hatırlatıyor, Rusya hedef gösteriliyor. Bu ve benzeri konuları düşünebiliyor musunuz? Rusya için muhatap kim? Ukrayna mı? Hayır. Ama Lavrov kiminle görüşüyor? Kuleba ile… Küresel mücbir sebepler; Ukrayna Savaşı, NATO ile korunmak istenen “demokrasi ve özgürlük” fikirleri, nükleer tehdit, vs.

Ukrayna penceresinden ifade bulan konular; (1) ateşkes beklentisi, (2) Rus askeri kuvvetlerinin derhal ülkeden çıkması ve (2) Kırım ile Donbass’ın geri alınmasıdır. Bu şartlarda bunların olması mümkün mü? Hayır. ABD ve Ortaklarının hedefinde esasen Rusya varken, Lavrov şunu ifade ediyor; “Görüşme yapmış olmak için görüşmeye gerek yok!” Ama yine de Lavrov Antalya’ya geldi ve bu platform aracılığıyla tanınan fırsatta dünyaya kendi savundukları mesajları geniş bir şekilde anlatma fırsatı buldu. Ateşkes için ne dedi? “Zaten sahada askerler insani ateşkes, yerleşim yerlerindeki sivillerin tahliyesi için davet yapıyor, ama Ukrayna tarafı buna uymuyor ve hatta sivilleri canlı kalkan olarak kullanmak istiyor.” Lavrov yine de ülkesine dönünce yetkili askeri brimlere bu konuyu ifade edeceğini bildirdi.

Daha fazla uzatabilirim, çok detay var, ancak buna gerek olmadığı kanaatindeyim. Anlaşılan, savaşa devam edilcek. Hatta Rusya daha fazla saldırıda dahi bulunabilir. Eğer bir barış konusu olacak ise somut-yazılı çerçevede ilerleyen Belarus’taki teknik süreç takip edilecek. Rusya tarafı üçüncü görüşmede Ukrayna’nın yazılı isteklerinin aldı ve inceliyor. Cevap verecek ve ardından dördüncü görüşme yapılacak. Başkanlar düzeyinde bir görüşme olması mümkün gözükmüyor. Zira arada anlaşma yapılacak bir husus belirmiş değil. Zelensky yönetimi hiç bu kanalda değil bile…

ABD Başkanı Biden akşam 18:30’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı telefonla arayacak. Neler diyecek bakacağız. Bu durumun Türkiye’ye yansımasını, yine ifade ettiğim gibi, asıl taraflar olan ABD ve Rusya belirleyecek olduğuna göre şöyle: Rusya’nın düşüncesini biliyoruz, ancak bu kez Biden ne ifade edecek anlamamız gerekiyor. Hani Biden derse ki, “Rusya’ya kapsamlı bir tecrit (izolasyon) uygularken siz de Türkiye olarak buna eksiksiz uyun,” işte bu durum can sıkıcı olabilir. Türkiye, Biden’nın beklentisine uyar veya uymaz. Böylesi iki şıklı bir yol, Türkiye’yi gelecek için bir ara tercih noktasına doğru itebilir. Sanki İkinci Dünya Savaşı’nın dejavusu gibi…

Bu çerçeve içinde trafik bir hayli arttı. Bugün Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev Ankara’da oldu. NATO Genel Sekreteri Stoltenberg yarın Antalya’ya geliyor, CB Erdoğan da burada olacak. Pazartesi günü Almanya Şansölyesi Scholz Türkiye’ye günübirlik bir ziyaret gerçekleştirecek. Almanya ile konu Azerbaycan doğalgazı mı olacak, göreceğiz. Ancak daha savaş başlamadan önce ifade etmiştim, “Almanya, Türkiye’nin anahtar rolünü anlamak zorunda” diye, sanırım anlaşılıyor! Bu dejavuya da pek uzak değiliz, öyle değil mi?

Ben bu artan küresel diplomasi trafiğini, Küresel Ekonomik Savaşı, Yeni Soğuk Savaş söylentilerini, nükleer mevzuları, Enformasyon Savaşlarını pek sevmiyorum, sizi bilmem! Ancak durum pek iç açısı değil! Dünya yeni bir büyük kurguya doğru zorlanıyor. Haklı olacak çok konusu olabilir, ama Ukrayna yönetimi de biraz bu küresel konuları anlamak zorundadır. En azından bugün için 2,5 milyon kadın ve çocuk mültecidir, içeride halkı ateş altındadır, yarın ne olacak Zelensky’nin kendisi dahi bilmemektedir. Örneğin, ABD veya NATO’ya, “hava sahamı koruyun” demekle olmaz bu savaş! ABD ve Ortaklarından silah yardımı almak tamam, ama savaşın sürdürülebilirliği konusu bir daha gözden geçirilmelidir. Çünkü işin başındayken Ukrayna, NATO ve AB ortaklığı konusunda fazlasıyla ümitlenmiş olabilir; bugün bakıldığında, bu zor durum başkalarının meselesi değildir, esasen Ukrayna yönetiminin meselesidir.

Bugün dünya aşırı yüklendi, bu da Rusya’nın sert gücü acımasızca devreye koyması konusudur. Diyeceksiniz ki, “Türk halkı neden sıkıntı çeksin?” Ben de bunu söylüyorum; Türkiye veya başka bir coğrafya, bu durumdan etkilenmektedir. Bu savaş lokal veya bölgesel değildir. Belki gelecekte bazı avantajı çıkışlar için hesap peşinde koşanlar olabilir; savaşlar ölüm getirir ama azınlık da olsa birilerinin işine madden yaramıştır, ancak bu asla kabul edilemez bir şeydir.

Son olarak, Türkiye barış ve istikrar için bir inisiyatif aldı, bunu gözardı etmemek gerekir.

NOT: Fikri mülkiyet hakları gereği bu bilgileri referans vererek kullanabilirsiniz.

Gürsel Tokmakoğlu

Politika 'ın son yazıları

29 views

Filistin-İsrail Politikası Hakkında

Ortadoğu'da, ABD'nin "kontrol bende" dediği bir ortamda, İsrail'in şımarıklıkları ve İran'ın anlamsız çabaları sürerken, Filistin konusunda nasıl ilerleme sağlanabilir? Bu dramatik konuyu aktörleri belirterek gözden geçirelim.
35 views

Stratejik Algı Yönetimi

Strateji ile algı yönetimi bahislerini, canlı örnek olduğu nedenle, Ortadoğu, ABD ve İsrail ile açıklayacağım. Buradaki amacım yaşamda ve çıkarları elde etmede dilin ve yaratılan algının kullanılmasının ne kadar etkili olduğunu göstermektir. Evet, temel olarak bu bir iletişim konusu olsa da görüldüğü üzere, ülkelerin mücadeleleri ve savaşların nedeni dahi olabilmektedir.
70 views

Yapay ve Doğal

Size analitik bir yöntemle, halen Ortadoğu'daki onca yapaylığa ve yürütülen negatif amaçlı algıya rağmen, Türkiye'nin ne denli doğallık içinde ve istikrar amaçlı politika yürüttüğünü açıklayacağım. ABD ve Rusya gibi büyük güçlerin yanısıra, bölgede İran ve İsrail arasında yaşananları kavramsal boyutta irdeleyeceğim. Analizin her bir basamağında belirginleşen kuralları açıklayacağım.
112 views

İsrail, İran ve Gazze

Genel bir değerlendirme yapalım, çünkü İsrail, 7 Ekim saldırısından 6 ay geçti ve "bugün Gazze'de üçüncü aşamaya geçtik" dedi. Bu ne demektir, bölgede başka ne gibi gelişebilir olabilir, hepsini inceleyelim.
87 views

Modern Rekabet

Burada modern rekabetin küreselleşmesi öyküsünü kendi içindeki kavramlarını tartışarak, Rusya ve Çin örnekleri üzerinden otoriter yönetimlerin eleştirisini yaparak açıklayacağım. Kavramsal olarak "modern rekabet" anlayışını bu şekilde açıklama imkanı bulacağım. Sonlara doğru kapitalizmin yozlaşmasını açıklayacağım. Bu kısımda da Anglo-Sakson yapıyı ve Kıta Avrupa'sını işaret edeceğim. Burada anlaşılması gereken şu olacak: Demokrasi ve insanlığın gelişimi kimsenin insafına kalmamalı, rekabetin yapılma amacı değer üretmek esaslı olmalı.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme