azil-ve-daes
Azil ve DAEŞ

Azil ve DAEŞ

31 Ekim 2019

Ve ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Donald Trump’ın azil sürecini resmileştiren tasarıyı onayladı. Böylelikle ilk adım aşıldı. Şimdi ikinci adımda Senato devreye girecek. Zaman nasıl işler bilinmez. Ancak daha geçtiğimiz gün Trump Daeş lideri Bağdadi’nin öldürüldüğünü ve artık dünyanın daha güvenli olduğunu söylemesi üzerine gerçekleşti. Hatta dün bu operasyonla ilgili olanlara madalyalar dağıtıldı. Bugün Trump azil konusuyla sarsılmak isteniyor. 2020 Başkanlık seçimleri sürecinde bu konular çok önemli olacak görülüyor. Öte yandan Daeş yeni liderini açıkladı. Bu iki konu arasında ne tür bir ilişki var? Biz de bu bahse bakalım.

Azil mevzusu Ukrayna Başbakanı ile bir telefon konuşması ile başlamıştı. 24 Eylül’de ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Demokrat Nancy Pelosi, Başkan Donald Trump’ın, muhtemel rakibi eski Başkan yardımcılarından Joe Biden’ın işadamı oğlunun hukuki bir davası için Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenkskiy’e kendi lehine olabilecek bir şekilde baskı yaptığı nedenle azil sürecini başlatacaklarını açıklamıştı.. Bir gün sonra da telefon kayıtlarının dökümleri basına servis edilmişti. Bu konular çokça konuşuldu.

Önce şunu bilmemiz gerekiyor, ABD çevrelerince Trump seçilmezden önce başlamak kaydıyla hep tartışılan ve istenmeyen adam oldu. Seçilmesiyle beraber Rusya’nın müdahalesi husus servis edilmişti. Cumhuriyetçi olan, BM’de ifade ettiği üzere vatanseverlik bağlamında çıkışlar yapan ve önce Amerika diyen Trump ise her yaptığı işte Demokratları ve aslında Obama’yı eleştirdi. Hatta Obama ne yaptıysa onu ortadan kaldırdı ve sonra tersine politikaları uygulamak için çareler aradı. Özellikle savunma bürokrasisi ve derin devlet denen yapıları yönetim alanlarından uzaklaştırmakla meşgul oldu. Hatırlayın, daha geçenlerde şahin olarak bilinen John Bolton’u bile işten attı. Bunu neden işaret ediyorum, Trump iş başına gelir gelmez ABD siyaset sahnesinde derin ve büyük bir savaş başladı, bunun etkileri dünyada her alanda görüldü. Hatta Suriye politikalarında da aynısı görüldü.

Neydi Obama’nın Suriye politikası? Daeş’in açtığı alana girmek, Vekalet Savaşı denen yöntemi kullanmak, Suriye’yi ikiye bölmeye çalışmak, bu konuda yerel dinamiklerden istifade etmek, YPG terör örgütünü kullanmak, petrol bölgesi ve Doğu Akdeniz’i kontrol etmek, İsrail’in İran’dan gelecek olan tehdidini azaltmak. Bu uğurda 5 yıl içinde ABD 8 trilyon dolar para harcadı. Sadece Trump döneminde harcanan tutar bile 2,5 trilyon dolardı. Bundan kimler nasiplendi bilinmez!

Ancak Trump “bu aptal bir savaş” dedi ve bölgeden çıkmak istediğini duyurdu. İşler karıştı. Çünkü ABD’nin bölgede bulunmasının meşruiyeti Daeş’e bağlı idi. Savunma bürokrasisi, muhalif ve şahinler diyerek açıklayalım, Trump karşıtı grup ise Suriye için planladıklarının bitmediği noktasında ısrarcı oldular. Neticede “petrol bölgesine çekiliyoruz” dedi ve Trump askeri Türkiye sınırından çekti, üstelik besledikleri YPG bir nebze olsun sahipsiz kaldı. Bu noktada Trump ne yaptı? Meşruiyeti yok etmekle uğraştı. Daeş elebaşı terörist Bağdadi‘ye 26-27 Ekim gecesi operasyon yaptırdı. Peşinden başka operasyonlarla Bağdadi’nin yerine geçecek isimleri de avlamaya gayret gösterdi. Müteakip günlerde Suriye’de birkaç isim daha öldürüldü.

Bu akşam saatlerinde (31 Ekim) iki önemli konu haber kanallarındaydı. Birincisi, Trump’ın azil süreci başlatıldı. İkincisi, Daeş terör örgütü Bağdadi’den sonra kimin halife olduğunu açıkladı. Öncelikle Daeş Bağdadi’nin ölümünü teyid etti. Bu tamam. Ama Daeş daha bitmemişti. Yani Trump’ın söylediği gibi, “dünya artık daha güvende” demişti, sonuç pek öyle değildi. Trump’ın seçimi kazanacak kahramanlık hikayesini örtecek bir planla karşı grup atak yapmıştı.

Yeni Daeş lideri, elbette takma isim bunlar,  Ebu İbrahim el-Haşimi el Kureyşi. Ben bu isimde İbrahim, Haşimi ve Kureyşi isimlerinin geçmesinden çok rahatsızım bir kere, söylemeden geçmemek gerekir diye düşünüyorum. Ancak Suudiler benden daha çok düşünmeliler bu konuyu.

Bizi ilgilendiren ne? Daeş bitmedi ise sorun devam ediyor demektir. Hem ABD’nin Suriye petrolünün merkezi konumundaki Dair ez Zor bölgesindeki meşruiyeti kalkmamış oluyor hem de küresel terör yoluyla Vakalet Savaş kurgusu devam ediyor. Yani Obama doktrinini hazırlayan akıl yine işbaşı yapmış görülüyor. Bu durumda ABD Suriye’de kalıyor, YPG orada bekçilik yapıyor ve sopa gösterilecekse de “Daeş hizmetinizde” deniyor!

Bölgemizdeki politikalar bağlamında Amerika başa döndü, şimdi 2014 aklı hakim oldu. Trump elinden geleni yaptı. Ancak o şimdi “topal ördek” misali bir durumda. Ya çok saldırgan olacak, “cadı avı” dediği bu konuda elinden geleni yapacak ve o azil sürecini başlatanlarla savaşacak ya da sessizce 2020 seçimleri için çaba sarf edecek.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

bir-damla-petrol-bir-damla-kan
ÖNCEKİ YAZI

Bir Damla Petrol Bir Damla Kan

uc-maymunu-oynayan-amerika
DİĞER YAZI

Üç Maymunu Oynayan Amerika

Politika 'ın son yazıları

Stratejik Derinleşme

Politikada "stratejik derinleşme" terimini ifade etmekle, beraberinde neleri söylemiş oluyorum: Aktif, nötür (yeni-izolasyonizm) ve karma politikalar, politik seçenek olarak aynı anda yapılması gerekenler.

İran’ı Konuşmak

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve beraberindekiler için dün, bugün cenaze töreni yapılıyor ve yarın toprağa verilecekler. Peki bu durumda bizler İran'ı nasıl konuşmalıyız?

Reisi’nin Olayı

Dün öğle saatlerinde İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Amirabdullahiyan'ın içinde olduğu bir helikopter, Azerbaycan sınırında İlham Aliyev ile açılışı yapılan barajların töreninden sonra dönüşte kötü hava şartlarında düştü ve sadece İran değil, herkes şokta. Enkazı Türkiye'den kalkan Akıncı İHA buldu. Ben bir havacı olarak burada kendi açımdan bazı hususlara değineceğim.

Rusya’nın Kharkiv Harekatı

Son günlerde Ukrayna-Rusya savaşında önemli bir gelişme var. Rusya için Kharkiv harekatı çok önemli bir koz olacak. Bu kez Rusya tarafı daha derli toplu harekat yapıyor, politikada daha akıllıca ifadeler seçiliyor. Zelensky ise endişeli görünüyor.

Politik Vizyona Göre Konumlanma Stratejisi

Ülkeler için sihirli kelimeler refah ve güvenlik, öyle değil mi? Peki 2030’lardan sonrasına bakın, dünyadaki gelişmeler ve Türkiye özelinde cevap arayın, vizyonumuz ve stratejimiz ne, refah ve güvenlik için neler düşünülmeli? Bu stratejik-vizyona esas olacak şekilde, politik anlayışımız, sosyo-politik ve sosyo-ekonomik etkileşimlerimiz ne durumda, neredeyiz, ne tarafa doğru gidiyoruz, riskler neler?
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme