CAATSA Türkiye’yi durduramaz, tersi olur!

15 Aralık 2020
Okuyucu

ABD’nin Türkiye için aldığı son kararları, CAATSA yaptırımları meselesini ele alalım. Bugün hangi ruhla hareket etmemiz gerektiğini ortaya koyalım.

Şimdi gençlerimiz bilmeyebilir, açıklayalım… Vaktiyle bu millet uçak fabrikası yapıyordu, düdüklü tencere yapın, nasıl olsa biz sizi koruruz, silahsa veririz, nasıl olsa müttefikiz, dediler. İçimizden inananlarımız oldu, irade koyamayanlarımız oldu, o zaman öyleydi…

Vaktiyle Türk askeri Kore’ye gitti. Türkiye 1952’de NATO’ya girdi. Müttefiklerine fedakarlığını her daim gösterdi. Zaman içinde bütün NATO görevlerinde aktif rol aldı, Afganistan’dan Balkanlara…

Vaktiyle, Türkiye NATO’nun kanat ülkesidir, dediler. Esnek Mukabele Stratejisi vardı. Ciddi! SSCB saldırırsa biz topraklarımızın bir kısmını kaybetmek pahasına savaşacaktık. Atlantik İttifakı NATO güçleri ve ABD gelip bize el uzatana kadar karşı koyacaktık. Vatanımızın bir kısmını kaybetmek ve NATO’nun merkezi kanadını korumak pahasına göğsümüzü siper edecektik Ruslara. O vakit, hiç böyle olur mu, bu nasıl strateji, diyenimiz çıkmadı…

Vaktiyle, Kuruşçev ayakkabısını eline alıp Birleşmiş Milletler kürsüsüne vurdu, ABD’ye meydan okudu, bilmeyenler vardır diye söylüyorum. ABD keşif uçağı İncirlik’ten kalktı, U-2 olayı. Haberimiz yoktu tabii. U-2 Rusya semalarında düşürüldü. Sonra Küba Krizi patlak verdi. Bir de baktık ki Türkiye nükleer silah deposu… Bu nükleer silahlarla Türkiye’yi korumak değildi amaçları, hesap yapmasını bilmeyenlere uzun uzun anlatırım ya, şimdi yeri zamanı değil! Ama düşünün siz, memleket bizim memleket, pazarlık edenlerse kimler?

Johnson Mektubu aldık bir keresinde…. Ambargo uyguladılar sonrasında… Bu ABD müttefikine böyle davrandı hep! Biz sadık müttefikiz, sözümüzde dururuz…

Yetmedi… Her on yılda bir siyasete ayar verdiler, sokaklarda sağcı solcu kardeşine ateş etti, eyvah! Ne uğruna? Bu memlekette her on yılda bir darbe oldu, siyasi müdahale oldu, ABD’nin işaret ettiği yola sokulduk durduk…

Bakın bunları hatırlatıyorum, aynı şey oluyor bugün, iyi belleyim diyorum. Size Patriot vermeyeceğiz, gerekirse biz getireceğiz ve sizi koruyacağız dediler mi? Evet. Akıl aynı akıl mı? Evet. Müttefikiz, sizi korumak bizim işimiz, Avrupa’dan, Amerika’dan gelene kadar sen ayakta kal, sakın başkalarıyla dost olma, bize böyle diyen akıl…

Bugün, Patriot vermeme gerek yok, dedi mi? Evet. Türkiye kendi memleketini, milletini savunmak için gidip Ruslardan S-400 aldığında, size CAATSA uygulayacağım, diyen akıl bu mu? Evet. Değişen bir şey var mı? Hayır. O değişmiyor… İşte mesele budur!

Geçmişten alıp konuyu bugüne getirdim, çünkü ABD o aynı, bildiğimiz ABD! Burada bizler yanlış yapmayacağız, asıl bilmemiz gereken budur.

ABD 2017’de Rusya’ya karşı, Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyma Yasası’nı (CAATSA) çıkardı. Bugün S-400 meselesiyle Türkiye’ye yaptırım kararının onayladı. Yaptırım metnindeki belirtilen isim ve faaliyetlerin kısıtlanmasının yanı sıra, esasen bu karar (müttefiki) Türkiye’yi Rusya yanında görmesiyle dikkat çekiyor.

Hem ABD satın alınan F-35’leri vermeyerek ve projeden çıkararak Türkiye’ye karşı yaptırımda bulunmamış mıydı? CAATSA da ne oluyor?

Türkiye Cumhuriyeti bağımsız, egemen, özgüveni tam bir ülkedir. Yaptırımlarla ötekileştirilemeyecek ölçüde dostluk ve müttefikliğin değerini bilmektedir. Diğer müttefikler de bunu bilmelidirler, öyle değil mi? Türkiye için onaylanan o CAATSA, aslında ABD tarihi için talihsiz bir olay ve haksız bir karardır.

İşimiz yeni başlıyor, yolumuzu çizeceğiz. TF-X Milli Muharip Uçağımızı (MMU) yapacağız… Milli Savunma Sanayii için el ele vereceğiz. Savunması bağımlı olan değil, tam bağımsızlığa inanan olarak mücadele edeceğiz… Türk milleti fedakardır, ittifak nedir bilir, bilmeyenlere de öğretir. Ama bugün artık Türk milleti kendisi için fedakarlık yapacaktır. CAATSA bu milleti durduramaz! Çok çalışacağız. Hedef bellidir!

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

ÖNCEKİ YAZI

ABD’den Türkiye’ye Yaptırım ve Devamı

tarihten-alinan-ders
DİĞER YAZI

ABD’nin Stratejik Hatası

Politika 'ın son yazıları

32 views

Filistin-İsrail Politikası Hakkında

Ortadoğu'da, ABD'nin "kontrol bende" dediği bir ortamda, İsrail'in şımarıklıkları ve İran'ın anlamsız çabaları sürerken, Filistin konusunda nasıl ilerleme sağlanabilir? Bu dramatik konuyu aktörleri belirterek gözden geçirelim.
37 views

Stratejik Algı Yönetimi

Strateji ile algı yönetimi bahislerini, canlı örnek olduğu nedenle, Ortadoğu, ABD ve İsrail ile açıklayacağım. Buradaki amacım yaşamda ve çıkarları elde etmede dilin ve yaratılan algının kullanılmasının ne kadar etkili olduğunu göstermektir. Evet, temel olarak bu bir iletişim konusu olsa da görüldüğü üzere, ülkelerin mücadeleleri ve savaşların nedeni dahi olabilmektedir.
71 views

Yapay ve Doğal

Size analitik bir yöntemle, halen Ortadoğu'daki onca yapaylığa ve yürütülen negatif amaçlı algıya rağmen, Türkiye'nin ne denli doğallık içinde ve istikrar amaçlı politika yürüttüğünü açıklayacağım. ABD ve Rusya gibi büyük güçlerin yanısıra, bölgede İran ve İsrail arasında yaşananları kavramsal boyutta irdeleyeceğim. Analizin her bir basamağında belirginleşen kuralları açıklayacağım.
112 views

İsrail, İran ve Gazze

Genel bir değerlendirme yapalım, çünkü İsrail, 7 Ekim saldırısından 6 ay geçti ve "bugün Gazze'de üçüncü aşamaya geçtik" dedi. Bu ne demektir, bölgede başka ne gibi gelişebilir olabilir, hepsini inceleyelim.
87 views

Modern Rekabet

Burada modern rekabetin küreselleşmesi öyküsünü kendi içindeki kavramlarını tartışarak, Rusya ve Çin örnekleri üzerinden otoriter yönetimlerin eleştirisini yaparak açıklayacağım. Kavramsal olarak "modern rekabet" anlayışını bu şekilde açıklama imkanı bulacağım. Sonlara doğru kapitalizmin yozlaşmasını açıklayacağım. Bu kısımda da Anglo-Sakson yapıyı ve Kıta Avrupa'sını işaret edeceğim. Burada anlaşılması gereken şu olacak: Demokrasi ve insanlığın gelişimi kimsenin insafına kalmamalı, rekabetin yapılma amacı değer üretmek esaslı olmalı.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme