Caydırıcılığın Simetrisi

5 Şubat 2022
Okuyucu

Ukrayna krizi çerçevesinde yaşananlar bize bilinen bir kavramı yeniden hatırlattı, caydırıcılık. Bu karşı tarafı caydırma stratejisi nasıl oluyor? Askeri bir stratejide zaman, mekan ve kuvvet parametreleri esas olduğuna göre, bunun sürekli göz önünde bulundurulması esastır. Caydırıcılık da bir strateji olduğuna göre sanattır.

Caydırmanın hedeflendiği şartlarda sürekli istihbarat ve planlama faaliyeti sürdürülür. İstihbarat hasmın yaptıklarını öncesinden tahminle gerçekleştirilir. Eğer fiilde bir adım geride kalınırsa bu caydırma gecikmiştir ve faturası olur. Karşı tarafın üstünlüğünü her an önlemek isteyenlerin dikkat edeceği ilk konu istihbarattır.

İkincisi planlamadır. Planlama için iyi bir lojistik ve harekât altyapısının olması gerekir. Eğer istihbarat alındı ancak zamanında ve yeteri kuvvetle caydırıcı unsurlar sahaya aktarılamadı ise bu sadece geliştirmeye muhtaç bir proje halinde kalır. Bu duruma bırakılırsa caydırmada geç kalınıyor ve denge karşı tarafın lehine gelişiyor olur.

Harekât olarak caydırıcı etki yaratacak eğitimli olmak ve bu bakışla karşı tarafa gösterilerek yapılacak tatbikatlar vardır. Eğer caydırıcı kuvveti sahaya konuşlandırdınız, ancak bunu yeterince karşı tarafa gösteremediyseniz olmaz. 

O zaman istihbarat yine devrededir. Hem lojistik sevkiyatlar hem de gösteri tatbikatları yeterince olmak zorundadır. Bunun için örtü ve aldatma devrededir. Karşı tarafı caydıracak kadar kuvvet gerekli görülen yerlerde gösterilir, diğerleri gizlenir ve sürpriz etkisi yapacak ve aynı zamanda iyi bir savunma örtüsü yaratacak şekilde kurgulanır. İstihbarat karşı tarafın sürekli tepkilerini ölçer. Uygun gördüğü karar noktalarını işaret eder. Ne fazlası ne de azı olmalıdır. 

İşte bütün bu teorik bilgiye göre ifade edebilirim ki, caydırıcılık simetrik bir çalışma planını hedefler.

Her iki taraf askeri çabalarını bu esaslara göre düzenler. Bir diğer konu, diplomasi buna göre sözlerini ve girişimlerini belirler. Diplomasi caydırıcılığın karşı tarafa aktarılması ve istenen hedeflerin pekiştirilmesi için önemli bir faaliyettir.

Politik bakımdan caydırıcılığın en önemli konusu güç birliği yaratılmasıdır. Tek başına bir ülke veya güç, eğer yeterli görüyor ise, karşı tarafa karşı caydırmayı bu planla yapabilir. Tarihte bunun örnekleri var. Ama, yine örnekleri çok olduğu üzere, caydırıcılık temelli “ittifaklar ve ortaklıklar” konusu en önemli konulardan biri olmaktadır.

Ukrayna krizi örneği açıktır. Aslında konu sadece Ukrayna da değildir, geniş bir coğrafyayı içerir. Temelde belirlenmiş harekât alanı Doğu Avrupa’dır. Caydırıcılık Doğu Avrupa esaslı bir planla sürdürülür. Ben bunu biraz daha geniş tutmaktayım, zira Rusya Sibirya’daki birliklerini Belarus’a kadar getirip caydırıcılık yapabildiğine göre, zaman ve mekan bu şekilde deruhte edildiğine göre, Çin ile ilk anlaşmaya varılmasının takibi de bu caydırmanın zinciri içindeki bir halka konumundadır. Hatta bugünlerde Putin ve Xi zirvesi dahi diplomasi açıklamayla “caydırıcılığın karşılıklı dengelenmesi” bakımından değer taşır. Zira ABD, AB, G7 ve NATO bir tarafken, asıl kuvvet olarak Rusya tek başınayken (Belarus gibi destek ülkeleri saymadan yazıyorum) caydırıcılığın sağlanması yeterli olmazdı. Etkin caydırıcılık için gerekli ittifaklar ve ortaklıklar konusunun eksik kalmaması gerekmekteydi. Bu nedenle şimdi yapılan odur, Çin ve Rusya bir bloktur. Politik denge temelli bir işlem daha yerine getirilmiştir. Ancak bu bize Ukrayna krizi diyerek yola çıkılan bu olayda, caydırıcılık için belirlenen harekât alanının bize küresel çapta olduğunu zorunlu olarak işaret etmektedir. Demek ki sıklet merkezi Doğu Avrupa’dır, ancak caydırıcılık küresel haldedir. Denk güçlerin oluşumu bize bunu söylettirmektedir. O halde Ukrayna krizinin silahlı çatışmaya dönüşmesi bir dünya savaşı potansiyeli taşıyan ağırlıktadır, en azından teorik olarak. Caydırma dendiğinde bu durum başka bir anlam ifade etmektedir.

Başından bu yana Ukrayna krizini küresel dengeler ve çıkarlar bağlamında açıkladım. Bir eksik nokta kalmış idi; bu da caydırma stratejisi ve bunun simetrisi konusu idi.

Bu bizlere bildik gelmektedir. Soğuk Savaş’ta Genel Nükleer Harp çözümsüzlüğü aslında stratejik silahlarla nasıl caydırma sağlandığının temel göstergesiydi. Hatta bu dönemdeki nükleer sayılarının eşit olması, indirime gidildiğinde eşitlik ilkesinin uygulanması gerektiği açıktı. Bu durumda konvansiyonel silahların yanı sıra konvansiyonel olmayanlarla da ilgilenecek stratejik konular gerekmektedir.

Aslında bu olayda Rusya ve Çin devrede olduğuna göre şunu işaret edeyim: Rusya Çin’in Tayvan, Çin de Rusya’nın Ukrayna meselesinde arka çıkacaklarının göstergesi oldu. Bunun anlatımı böyle. İttifakla simetri kendi içinde de sağlandı. Fakat işaret ettiğim bu değil, mademki caydırıcılık sınırları küresel, o halde şimdi nükleer denge açısından bakın olaya.

Rusya ve ABD yaklaşık eşit nükleer güçtedir. Son durumda Çin Rusya ile birlikte olunca, sizce stratejik denge ne hale gelir? Öyleyse ABD ve Avrupa geri adım atmak zorunda kalabilir, değil mi? Ancak ABD bunu da düşündü. Nasıl mı? AUKUS ile. İşte Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık, Avustralya’yı ve Yeni Zelanda’yı içererek, bir yönüyle Anglosphere ülkeleri olarak ve nükleer teknolojiyi de içine alarak, denizaltı satış anlaşmasını yaptı. (Buna Fransa kızmış idi, ama önemsizdi.) Aslında burada Avustralya nükleer silahla Çin’e karşı bir etki yaratır halde öne sürülen konuyu yarattı. Şimdi bekleyin, Kuzey Kore ile neler olabilir, zira burada taşlar bir kere yerinden oynarsa caydırıcılığın simetrisi için neler yapılır, hep birlikte göreceğiz. Öte yandan Hindistan ve Pakistan nükleer dengesi var. Birden İran’ın nükleer konusu da gündeme geldiyse, hem de Ukrayna sorunu en gergin haldeyken, o zaman ne düşünmelisiniz? Küresel nükleer dengesizlik demek üstünlük demektir! Ancak stratejik caydırıcılığın asimetrisi başka şeye benzemez, dengeler hemen kurulmak zorundadır.

Yine Ukrayna krizine dönelim. Ukrayna krizi pazarlıkla çözülür. Çünkü Çin devrededir. Caydırma parametreleri yeterince gösterilmiştir. Ukrayna sınırında 100 bin, Belarus’ta 30 bin Rus askeri kış şartlarında müdahaleye hazır görüntü vermektedir (harekât ve lojistik gösteri), stratejik uçaklar uçmakta, denizaltılar dahil donanma tatbikatları yapılmaktadır. Hatta hipersonik füzeler basına gösterilmektedir. Caydırıcılığın simetrisi formülü işlemektedir. Ama bunlar biline anlamda bir silahlı çatışma (savaş) olacak manasına gelmez, zira caydırma amaçlı, diplomasiyle kazancı elde etme yöntemidir. Çin hamlesiyle Rusya önemli bir kazanım elde etmiş gözükmektedir. Yine de Pasifik’te ABD ve İngiltere’nin gösterileri önemlidir. Bunların faaliyetlerine bakmak gerekir.

Ayrıca ABD, İngiltere ile beraber Polonya’ya sembolik de olsa asker yerleştirdi. Bu Avrupa ülkeleri (başta Almanya) ve Doğu Avrupa cephesi için bir anlam tanıyacak anlamadadır. Eğer Almanya, Çin politikası gereği Rusya’ya daha yakın olur ise bunun önlemi ABD ve İngiltere tarafından bir hamleyle gösterilmiş oldu. Başka sebepler de var ama caydırma stratejisinde bunlar dikkate alınacak hususlardır.

2020 yılından, NATO 2030 vizyonu ile bu ittifak küresel hedefler üstlenmiştir. Bundan böyle Atlantik İttifakı NATO’nun caydırıcılığı küresel düşünülmelidir.

Son cümle: Savaşları güçlüler kazanır, ama akıllılar savaşmadan da kazanmanın yolunu bulabilir.

NOT: Fikri mülkiyet hakları gereği bu bilgileri referans vererek kullanabilirsiniz. Ayrıca fotoğraf MAXAR’a aittir.

Gürsel Tokmakoğlu

Politika 'ın son yazıları

25 views

Irak’ta Aydınlık Dönemin Başlangıcı

Türkiye, Bağdat'ta Irak ile tarihi bir süreci başlattı, atılan imzalar var, geliştirilen yeni stratejiyle birlikte yapılacak işler var. Bunlar ekonomiden, kültürden, güvenliğe uzanan işler. En önemlisi, inanmışlık, güven ve umut ışığı!..
41 views

Filistin-İsrail Politikası Hakkında

Ortadoğu'da, ABD'nin "kontrol bende" dediği bir ortamda, İsrail'in şımarıklıkları ve İran'ın anlamsız çabaları sürerken, Filistin konusunda nasıl ilerleme sağlanabilir? Bu dramatik konuyu aktörleri belirterek gözden geçirelim.
43 views

Stratejik Algı Yönetimi

Strateji ile algı yönetimi bahislerini, canlı örnek olduğu nedenle, Ortadoğu, ABD ve İsrail ile açıklayacağım. Buradaki amacım yaşamda ve çıkarları elde etmede dilin ve yaratılan algının kullanılmasının ne kadar etkili olduğunu göstermektir. Evet, temel olarak bu bir iletişim konusu olsa da görüldüğü üzere, ülkelerin mücadeleleri ve savaşların nedeni dahi olabilmektedir.
77 views

Yapay ve Doğal

Size analitik bir yöntemle, halen Ortadoğu'daki onca yapaylığa ve yürütülen negatif amaçlı algıya rağmen, Türkiye'nin ne denli doğallık içinde ve istikrar amaçlı politika yürüttüğünü açıklayacağım. ABD ve Rusya gibi büyük güçlerin yanısıra, bölgede İran ve İsrail arasında yaşananları kavramsal boyutta irdeleyeceğim. Analizin her bir basamağında belirginleşen kuralları açıklayacağım.
121 views

İsrail, İran ve Gazze

Genel bir değerlendirme yapalım, çünkü İsrail, 7 Ekim saldırısından 6 ay geçti ve "bugün Gazze'de üçüncü aşamaya geçtik" dedi. Bu ne demektir, bölgede başka ne gibi gelişebilir olabilir, hepsini inceleyelim.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme