isid-rakkayi-bosaltiyor-mu
IŞİD Rakka'yı boşaltıyor mu?

IŞİD Rakka’yı boşaltıyor mu?

2 Haziran 2017
Okuyucu

Ortadoğu’nun Türkiye sınırı bölgesinde önemli gelişmeler ardı sıra meydana geliyor. Suriye’de, Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD)’in elindeki kalesi kabul edilen Rakka Demokratik Birlik Partisi/Özgür Suriye Ordusu’na (PYD/YPG) devrediliyor mu, diye sorular ortaya atılmakta. Bunların anlamı nedir? Türkiye bu hızlı değişimden nasıl etkilenecek?

Barack Obama’nın aksine Donald Trump Suriye ve IŞİD politikalarıyla daha yakından ilgilendi. “Şu işi bitirip başka işlere bakalım,” diyordu. IŞİD’le mücadelede önemli bir nirengi olan Rakka’nın temizliği konusu üzerine bir süredir çalışmalar devam etmekteydi. Trump Kuzey Suriye’de PYD/YPG ile müşterek hareket edeceği konusunu hiç inkâr etmedi. Onları eğitti, silah ve teçhizat verdi ve politik destek sağladı. Şu an Rakka operasyonu başladı bile.

Gelinen noktada bugüne kadar söylenenler bize neyi gösteriyor olabilir? Bir hatırlatma yapmakta yarar var. Amerika 1990’lı yıllarda Kürdistan Demokratik Parti (KDP) Başkanı Mesut Barzani güçlerini benzer biçimde silahlandırmıştı ve silahlar Türkiye’den resmi makamların da bilgisi dahilinde teslim alınmıştı. Hatta uçaklar dolusu Kürt aile askeri gözlemcilerin himayesinde Amerika’ya Türk topraklardan taşınmıştı. Onlar orada eğitildiler ve sonra dönüp gelerek kendi topraklarında bürokrat, teknik eleman ve politikacı oldular. Şimdi Barzani bağımsızlık ilanı için şartların olgunlaşmasını bekliyor. Hatta kendi bayraklarının tanıtımını yakın zamanda Kerkük’te yaptılar bile.

2010’lu yıllarda Suriye’de durum pek farklı değil. Ama Türkiye bu kez haklı olarak itiraz ediyor. Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu bir gün önce “Bu işler yanlış oluyor!” kabilinden sert çıkışlar yaptılar. Böylesi çıkışlardan sonra ABD Türkiye’ye şöyle cevap verebilir mi? “Bak, insan ölmeden bu yolla terörü topraklarından uzaklaştırdık, daha ne istiyorsun?..” Türkiye PYD/YPG’ye ağır silah verme konusunu görüyor ama Salih Müslim’in kaç adamı Amerika’da eğitim görüyor, bunu bilmiyor.

Amerika’da Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ı kabul eden Trump kendisine ayrıntılı şekilde ne dediği açıkça bilinmez ama, “IŞİD’i temizleyeceğiz, Türkiye olmadan başarı olmaz,” kabilinden mesajların medyaya yansıtılması dikkat çekmişti. Demek oluyordu ki; “ABD bu işi Türkiye olsa da olmasa da yapacak, ama beraber yürümek öncelikle Türkiye’nin çıkarına sonuçlar verir, bu bağlamda ABD, Kürtlerin Türkiye’nin istemeyeceği ve bölgesel dengelerin bozulacağı bir şeyi yapmalarına müsaade etmez,” benzeri açıklamalar yapmış olabilirler. Kaldı ki buna benzer cümleler görüşme sonrası zikredilmişti. Ancak Türkiye YPG yanında operasyona girmemiş, Amerika operasyonunu başlatmıştır.

Bir haftadır olanlara bakalım. “IŞİD konvoylar halinde saldırı almadan ve bayrak açmış bir şekilde Palmira’ya doğru Rakka’dan çıkıyor,” dendi ve bazı görüntüler servis edildi. Öğrenildiğine göre Rakka’da bazı bölgelerin kontrolünü YPG’ye bırakıyorlarmış. Demek ki Amerika’nın da kabul ettiği ve koridor açılarak kentin belli bölgelerinden çıkmalarına müsaade edilen bir planın çalıştığı açıktır. Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov bunu biliyor ve kendi kaynaklarına açıklama yapıyor, dünya medyası durumu bu yolla da öğrenmiş oluyor. Sergey Lavrov şöyle diyor: “Rusya Savunma Bakanlığı bu bilgiyi teyit ediyor ve güvenilir verilere dayanıyor. Dahası bu bilgi duyulduktan sonra DEAŞ militanları Rakka’dan Palmira’ya doğru hareket etti. Bildiğiniz Rus kuvvetleri bu hareketi tespit ederek konvoylarını vurdu.” Öte yandan bugünkü haberlere göre, Rakka operasyonunun yaklaştığı ve sivillerin de kafilelerle burayı terk ettikleri bildiriliyor. Durum tam net olmasa da Rakka’da büyük bir hareketlilik var.

Bu esnada başka haberler çıkıyor ve bizzat ABD, Nisan ayında YPG’ye 218 TIR dolusu silah ve malzemeyi verdiğini CENTCOM raporu ile bildiriyor. Önceki verdiklerini de Türk tarafına rapor etmiş olabileceği değerlendirilebilir. Yeni elde edilen bilgilere göre Amerika destekli YPG güçleri 2 Haziran’da Rakka operasyonunu başlatmıştır. Demek oluyor ki IŞİD bazı birliklerini başka alanlara sevk ediyor. Siviller de açılan koridorlardan çıkış yapıyor. Rakka’da ise YPG ile operasyon sürdürülüyor. Yaklaşık Ağustos ayı ortalarında operasyon sonuçları belli olabilir. Şu an daha fazla bilgiye ihtiyaç vardır.

Maalesef Türkiye Şırnak’taki elim helikopter kazası ile bölgedeki üst düzey askeri yetkililerinin şehit düştüğünü üzülerek öğrenmiştir. Şehit cenazelerinin kaldırılması Rakka operasyonunun başladığı tarihlere rastlamıştır.

Aşağıda haber kanallarına düşen bazı ilaveler yer almaktadır: Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın IŞİD’e koridor açıldığına dair MİT kaynaklı emareler olduğunu bir televizyon programında ifade etti. 3 Haziran 2017 gecesi Başbakan Binali Yıldırım’ın basına yaptığı açıklamalar bir hayli düşündürücüdür. Şu ana kadar yetkililer doğrudan açıklama yapmamışlardır, basın mensuplarına bilgi vermişlerdir. Haber dolaylı da olsa bundan sonra kamuoyuna intikal etmiştir. Buradan öğrenildiği üzere, Amerika 2 Haziran’da Rakka operasyonunu YPG ile birlikte başlatmıştır. Amerikan yönetimi operasyondan önce gerekli bilgileri Türkiye’ye vermiştir. Başbakan Binali Yıldırım basın mensuplarına verdiği bilgilerde, “ABD’nin YPG ile ilişkilerinin bir tercih değil mecburiyet olduğunu,” belirtmiştir. Bu açıklamalara göre, Amerikalılar Türk tarafına YPG ile ilişkilerini uzun sürdürmeyeceklerini belirtmişler ve bunun taktiksel ilişkiler olduğunu ifade etmişler. Dağıtılan silahların PKK’nın eline geçmeyeceğine dair Türkiye’ye güvence vermişler. Bu durumda Türk tarafı operasyonun dışında kalmış, süreci takip eder pozisyondadır. Öte yandan aynı tarihlerde Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan, El Bab’ın bir virgül koymak anlamına geldiğini ifade etmektedir. Eğer bu cümle tamamlanacak ise Türkiye inisiyatifini nerede ve nasıl kullanacak sorusunun cevabı yakın zamanda öğrenilebilecektir.

Asıl oyun bundan sonra başlıyor olabilir mi? Bir adım sonra Beşar Esad konusunda da beklenmedik bir değişim gösterebilecek ve Suriye belli bir barış sürecine doğru ilerletilecek. Benzer biçimde kendiliğinden hareketlenmeler görülecek. Türkiye bakalım bu işten nasıl nasiplenecek?..

Sonucu şu düşündürücü ve cevabı görünür gibi olan sorularla ifade etmek isterim:

  1. ABD PYD (Salih Müslim) konusunu KDP (Mesut Barzani) gibi mi sürdürecek?
  2. PKK terörü (onlar silahlı mücadele diyorlar) sürdürerek Türkiye’yi baskı altında tutmaya devam ederken Irak ve Suriye’de pozisyonunu ve politik kimliğini değiştirmeye mi başlayacak?
  3. IŞİD güçleri petrol bölgelerini terk ettikten sonra Barzani bağımsızlık mı ilan edecek?
  4. Suriye’de barışa doğru gelişmeler mi görülecek?
  5. Türkiye’deki Suriyeli mülteciler konusunu uluslararası camia “Türkiye’nin kendi meselesi” olarak mı görecek?
  6. IŞİD’in bazı ülkelerin işini kolaylaştıran bir taşeron terör örgütü olduğu açıkça görüldü mü?
  7. Rusya Türkiye ile domates pazarlığı yaparken ABD ile Ortadoğu pazarlığı mı yürüttü?
  8. Türkiye için hangi tehdit gitti, yerine hangisi gelecek? Türkiye’nin kazancı ne oldu? Türkiye şimdi hangi adımı atacak?
  9. Eğer bütün bunlar olursa Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamında önemli bir safha geçilmiş mi olacak?

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

bruksel-sonrasi
ÖNCEKİ YAZI

Brüksel Sonrası

zorluklar
DİĞER YAZI

Zorluklar

Politika 'ın son yazıları

24 views

Politikada Gri Kavramlar

Size politika amaçlı yapılan propaganda konusu içinde yer alan kavramsal bir temayı sunuyorum, grilik. Gri kavramların dış ve iç politika yansımalarına bakacağım. Özellikle ABD dış politikasında kendi çıkarına yaklaşımlar sergilemesi neticesinde görülen gri kavramlar konusunu işleyeceğim. Buna örnek olarak Filistin-İsrail, terörle mücadele, sözde soykırım tasarısı gibi konular da yer alacak.
102 views

Yerelde Yapısalcılık

Bir olaya bakış yöntemimde felsefe ve tarih olmaz ise ben bunu oldukça eksik görürüm. Hemen herkesin siyaset, seçim, belediye, vs. konuştuğu noktada ben, bu işte temel felsefe ve asıl stratejik açıklama nerede diye arıyorum. Dolayısıyla felsefi yaklaşım ve stratejik bakış tarzı siyaset üstüdür. Benim açıklamalarım bu noktada değerlidir; mevcut yapılanlar gibi değil, başka türlü tartışmaları kapsamaktadır. Açıkça yazayım: Kim kazanacak, iktidar veya muhalefet ne yapacak, türü ifadelerle değil; imar neye göre olmalı, altyapı ve üstyapı nasıl planlanmalı, ülke ekonomisine uyumluluk ne şekilde sağlanmalı, kanunlar ne içerikte olmalı, gibi piramidin üstündeki meseleler önemlidir.
153 views

Emperyalizm

Bugünün anlayışı, küresel imkanlar içinde sahip olunan alanları artırmak ve güçlenmek, değer üretimi rekabetinde gerilerde kalmamak fikri üzerinedir. Ruslar gibi sürekli “kahrolsun emperyalizm” diyeceğinize, “ben hangi değeri üretebiliyorum, hangi büyük pazarda kaça satıyorum,” diye bakın isterim. Bugün ülkeler bazında ABD, İngiltere, Çin, Japonya, Güney Kore, birlik bazında Avrupa Birliği, küresel şirketler bazında sürekli sayısı artan ve yenilik üretenler, esasen bunlar değerleri zorluyorlar ve muhatap alınıyorlar. Daha fazla muhatap alınabilmek için yapılması gerekenler belli! Olan şu: Muhatap alınanların ve değer üreticilerinin daha fazla yayılması fikri!..
161 views

Doku Bozumu

Bu makale Ortadoğu'da kangren olan meseleleri stratejik düzlemde incelemektedir. Mevcut dokuyu bozan yapay düşünceler ile gerçekte olanlar arasındaki farkı bütün çıplaklığıyla dile getirmektedir. Halen bölgede savaş, çatışma, suç, terör, işgal, soykırım, gibi pek çok olumsuzluk yaşanmaktadır. Uluslararası sistem bu olup bitene çare bulamamaktadır. Suriye, Irak, Lübnan, Yemen, Libya, gibi ülkelerin halkları harap ve bitap düşmüş durumdadırlar.
222 views

Devlet-dışı Aktörler

Burada gayet karmaşık, iç içe geçen ve masum insanların istismarına dönük olayları ihtiva eden, bütün gayrimeşru faaliyetleri, politikaları, planları ve operasyonları, terörizmden tutunuz, vekalet savaşlarına, buradan iç savaşlara, gri bölge operasyonlarına, meşru görünse de esasen çıkara hizmet edenlere, meşru siyaset yapmak ve bunu geliştirmek varken, siyaset alanını anti-demokratik yöntemlerle daraltanlara kadar, birçok durumu kısaca da olsa açıklama imkânımız oldu. Meşruluk ile gayrimeşruluk arasındaki perdeyi görmek veya belirlemek çok çok önemlidir. Ben de sizler de hep birlikte bu dünyada birer aktörüz, tıpkı devletler, hükümetler, liderler, şirketler, gibi. Politika, insana has bir yetenek, işlev ve özelliktir. Meşruiyet dahilinde kalabilmek çok önemlidir. İnsanlar, istikrar, barış ve esenlik içinde yaşamayı, gelişmeyi, evlatlarını refah ve güven içinde yetiştirmeyi istemektedir.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme