Sonraki Hamleyi Görebilmek

16 Şubat 2022
Okuyucu

Liderler, büyük komutanlar, hatta istihbarat analizcileri, kendilerini hasmının yerine koyarak düşünürler. Kazanmak veya kaybetmek bu tür düşünme yöntemlerinin başarısına başlıdır. Bu aslında gerçek lider, komutan veya analizci olabilmeyi de gösterir. Çoğu uzman görülen ise kendini karşı tarafta oturan bir güçlü şahsiyetin veya bir grup halinde çalışan karar alma organının yerine koymaya kapasitesi yetmez. İstese de bunu beceremez. Konuşur durur: O da var, bu da… Belki durumu iyi ifade edebilir. Ancak bir veya birkaç hamle sonrası hakkında bir fikri yoktur. Önemli olan da budur aslında; bir sonraki adımda, gelecekte ne olacağı bilebilmektir! Ukrayna krizi vesilesiyle önemine binaen bu konuyu sizlere yazmak istedim.

Başat aktör diyoruz, başat ülke, lider, başkan, vs. Somut ifade edersek, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Joe Biden bir tarafta, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ve onların ekipleri. Sorular geliyor: Rusya veya Amerika şimdi ne yapacak, Putin veya Biden, ne söyleyecek, gibi. Yeterliliği belirttiğim kapasiteyle sınanmamış uzmanlara bakalım; durumdan haberdar olabilirler, geçmiş olaylardan bilgi verebilirler, ama onlar lider değillerdir, karar verici olma şansları ve kabiliyetleri yoktur, sadece durumun tarifini yapabilirler, geleceğin değil. Bu durumda bunların asıl soru olan kazanmaya yakın tarafı görmek için pek yararları yoktur. Bu durumda bunlar neyin uzmanı olarak konuşurlar? Geçmişin mi? Halbuki yaşamın şekillenmesi sonraki adımların mücadelesine bağlıdır. Sıradan uzmanların yaşanmışlıkları not etmekten başka önemsenecek bir katkısı olmaz. 

Oysa ülkelerin, iddialı olanların tüm aradığı yarını bilmekle alakalıdır. Bugünkü teknoloji bu tür ihtiyacı simülasyonları kullanarak bulmaya çalışır. Simülasyonlar ise içine veri konan yazılımlardır. Veri varsa ve doğruysa, iyi bir matematiksel işlemle olasılıklar mukayeseyle çoğaltılabiliyorsa, hamleler de buna göre ortaya konabilir. Bir sonraki hamleyi bilgisayara sorarsanız söyler, tıpkı satranç oynayan programlar gibidir. Ancak yaşam simülasyondan ötededir, insanın burada bir farkı vardır ve insanın karakteri kararları etkiler. Dolayısıyla yaşam bir satranç oyunu da değildir; gerçektir. Elbette yaklaşık çözümlemeler bulunabilir ama tam aranan o değildir. Eğer böyle olabilseydi, insana değil, makineye sorardık her bir kararı. Belki yıllar sonda bu da olacaktır. Ama o zaman sonu belli bir ortamda olmak söz konusuysa, neler değişir ki? Bu hiç de insan doğasına uyacak bir şey değildir. İnsan gerçek yaşamı ve mücadeleyi ister. İnsan aldatıcıdır, hile yapar, kandırır, tuzağa çeker, kazanmanın türlü yollarını yeniden icat eder, farklılık yaratır, sürpriz etkisi yapar, baskın sağlar, beklenmedik durumları yaratır… Bunu en iyi yapanlar seçilirler, güçlü lider veya komutan olurlar, tarihe geçerler. Strateji askerin sanatıdır, sanat dendiğinde ise bu ciddi bir hal alır.

Putin mi, Biden mı, satranç hamleleri mi, simülasyon programları mı?.. Bunların cevaplarını bilen o uzman nerede? Uzman yok ise o çıkıp konuşanlar aslından kimdir, ne diyorlar? Bizi eğlendiriyorlar mı, kandırıyorlar mı, zamanımızı çalanlar aslında neyin peşindeler?.. Hele hele bugün medya ve sosyal medya bir tarz taarruz silahına dönüştürüldüyse, siber savaştan ve enformasyon savaşından (bilgi harbi) söz ediliyorsa, aralarda gezen insanların katkısı nedir? Yoksa topluma zarar mı veriyorlar?

Strateji zamanı, mekânı ve kuvveti kullanma sanatındadır. Başarılı olan bunu en iyi yapandır. Kaotik şartların içinde, bilinenlerin hepsine rağmen, yeni bir adımla, şaşırtacaksınız ve kazanacaksınız, hem de bir defada, bunu sürpriz etkisi yaratarak, rakibin yapacağı hamleyi boşa çıkartarak ve üstünlük sağlayarak yapacaksınız. Eğer uzmanlar, danışmanlar, karar organları donanımsız ise zaten başarılı olma şansı yoktur. Çok çalışıyor veya sadık olsalar da bunun bir önemi olmaz. Aslında bunu herkes bilir, benim burada ısrarla söylemeye çalıştığım, karşı hamleyi yapmakla, verilecek kararı daha önceden büyük oranda tahmin etmekle, geleceği bilmekle ve buna göre gerekeni yapmakla alakalıdır. Bu öyle çok kitap okumakla da alakalı olan bir şey değildir. Çok farklı özellik isteyen bir kabiliyetle olan işlerdir bunlar. Sıradan bir şey değildir.

Şimdi liderlerin bazı özelliklerine değinmek isterim. Liderin özelliklerinin en başında cesaret vardır. Ben olsam ne yaparım diyecek bir analizcinin o denli cesaret göstererek düşünebilmesi gerekir. Bütün riskleri ve risklere karşı olabilecekleri, takınılan tavırları değerlendirebilmesi gerekir. Bugün için liderlerin karşılıklı görüşmelerinde belirgin bir tavır vardır. Liderler bilgi dolu, eksiksiz, ayrıntılı, net, yapıcı konuşurlar ve etkilidirler. Tarafları dinlerseniz çok haklı olduklarını düşünürsünüz, ayıramazsınız. Bu gibi etkileyici kapasiteler göz önünde bulundurulur. Amaç kazanmaktır, elde etmektir, diplomasi savaşında da bunu yapabilecek hamleleri zamanında ileri sürdüklerini görürsünüz. Alıntı yapılacak noktalar çok dikkat edilirse anlaşılabilir, onlar ayrıntıda bir yerlerdedir. Liderlerin retoriği dinleyenleri yanlış düşüncelere sevk etmemelidir. Hitabeti güçlü liderler toplumu daha rahat etkilerler ve harekete geçirirler. Ancak liderler denkleri ile karşılaştıklarında her ikisi de birer boksör gibidir, bunu bilirler. Liderler kazanmak veya zafer odaklıdır ve onların görevi de budur. 

“Ben olsam hangi hamleyi yaparım,” yaklaşımı büyük liderlerin veya komutanların denkliğinin olduğu yerde mümkündür. Hafif sıkletteki bir boksör ağır sıkletteki bir karşılaşma hakkında çok az şey söyleyebilir. Analizcinin kabiliyetli veya sıradan olduğunun anlaşılması da bu noktada görülür: Büyük lider olmasa da aynı rolü alabilecek bir uzman olmalıdır. Bunlar üniversitede kitap okuyarak olacak işlerin üzerindeki bakış açılarını kapsayan konulardır.

NOT: Fikri mülkiyet hakları gereği bu bilgileri referans vererek kullanabilirsiniz.

Gürsel Tokmakoğlu

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

ÖNCEKİ YAZI

The Door of the Agreement Has Been Opened

DİĞER YAZI

Understanding Strategy and Leadership

Politika 'ın son yazıları

54 views

Yapay ve Doğal

Size analitik bir yöntemle, halen Ortadoğu'daki onca yapaylığa ve yürütülen negatif amaçlı algıya rağmen, Türkiye'nin ne denli doğallık içinde ve istikrar amaçlı politika yürüttüğünü açıklayacağım. ABD ve Rusya gibi büyük güçlerin yanısıra, bölgede İran ve İsrail arasında yaşananları kavramsal boyutta irdeleyeceğim. Analizin her bir basamağında belirginleşen kuralları açıklayacağım.
98 views

İsrail, İran ve Gazze

Genel bir değerlendirme yapalım, çünkü İsrail, 7 Ekim saldırısından 6 ay geçti ve "bugün Gazze'de üçüncü aşamaya geçtik" dedi. Bu ne demektir, bölgede başka ne gibi gelişebilir olabilir, hepsini inceleyelim.
73 views

Modern Rekabet

Burada modern rekabetin küreselleşmesi öyküsünü kendi içindeki kavramlarını tartışarak, Rusya ve Çin örnekleri üzerinden otoriter yönetimlerin eleştirisini yaparak açıklayacağım. Kavramsal olarak "modern rekabet" anlayışını bu şekilde açıklama imkanı bulacağım. Sonlara doğru kapitalizmin yozlaşmasını açıklayacağım. Bu kısımda da Anglo-Sakson yapıyı ve Kıta Avrupa'sını işaret edeceğim. Burada anlaşılması gereken şu olacak: Demokrasi ve insanlığın gelişimi kimsenin insafına kalmamalı, rekabetin yapılma amacı değer üretmek esaslı olmalı.
68 views

Seçimler ve Beka

31 Mart Yerel Seçimleri gerçekleştirildi ve Türk demokrasisi kazandı diyoruz. Ben ise size bu seçimleri örnekleyerek bir "beka seçimi" ne demek oluyor, bunu açıklayacağım. Buradan hareketle yapılması gerekenleri de gözden geçirmiş olacağım.
92 views

Politikada Gri Kavramlar

Size politika amaçlı yapılan propaganda konusu içinde yer alan kavramsal bir temayı sunuyorum, grilik. Gri kavramların dış ve iç politika yansımalarına bakacağım. Özellikle ABD dış politikasında kendi çıkarına yaklaşımlar sergilemesi neticesinde görülen gri kavramlar konusunu işleyeceğim. Buna örnek olarak Filistin-İsrail, terörle mücadele, sözde soykırım tasarısı gibi konular da yer alacak.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme