turkiyenin-surpriz-tunus-ziyareti
Türkiye'nin Sürpriz Tunus Ziyareti

Türkiye’nin Sürpriz Tunus Ziyareti

25 Aralık 2019

Bugün (24 Aralık) sürpriz bir şekilde Tunus Devlet Başkanı Kays Said ile gerçekleştirilen günübirlik ziyarette Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a eşlik edenler Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Savunma Bakanı Hulusi Akar, MİT Başkanı Hakan Fidan, Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun oldu. Kritik bir zamanda ve sürpriz şekilde gelişen bu ziyareti değerlendirelim.

Anlamı

Bu ziyaret Libya Meşru hükümetinin lideri Fayez el-Sarrac ile sağlanan Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması ile Güvenlik ve Askeri İşbirliği Antlaşmaları sonrasına rastlamaktadır.

Libya’da Birleşmiş Milletler’in (BM) tanıdığı Hükümet ile muhalif Halife Hafter arasındaki çatışma sürmektedir. Barış çabaları yavaş işlemektedir. Ocak ayı son haftasında Berlin’de BM’nin görüşmeler dizisinin bir ayağının gerçekleşmesi büyük olasılıktır. Almanya Şansölyesi Angela Merkel taraflara gerekli davetleri yapmıştır.

Tunus’un Türkiye ile tarihi bağları eskilere dayanır. XVI. YY’da Osmanlıya geçmiştir ve Tunus tıpkı Cezayir gibi Garp Ocakları yönetimindendir. Bu ülke uzun yıllar Fransızların sömürgesi olmuştur. Fransız egemenliği 1881-1956 arası sürmüştür.

Arap Baharı 17 Aralık 2010’da Tunus’ta başlamıştır. Arap Baharı sonrasında Zeynel Abidin Bin Ali ülkeden kaçmıştır. Değişik süreçlerden sonra Cahid es-Sebsi’den Ekim ayında seçimle görevi devralan mevcut Kays Said hükümeti henüz kendini güçlü görmemektedir.

İkili ve heyetlerarası ziyaret gerçekleşmiştir. Heyet teşkiline bakılırsa ticaret (TİKA ve Ticaret Bakanlığı)ve güvenlik (MİT ve Savunma Bakanlığı) alanlarında çalışıldığı anlaşılabilir.

Libya’da Barış

Berlin Konferansına Libya’ya sınır komşusu Tunus ve Cezayir ile Körfez ülkelerinden Katar davet edilmemiştir. CB Erdoğan bu durumda açıklama yağmıştır. Konu Angela Merkel, Boris Johnson ve Vladimir Putin’e aktarılmış ve olumlu cevaplar alınmıştır.

Halen Sudan’dan 5 bin, Rus Wagner Group Şirketinden 2 bin silahlı unsur Libya’da haksız ve hukuksuz bulunmaktadır. Erdoğan bunlar için “Hangi sıfatla geldiler?” dedi.

Türkiye’nin Libya’ya asker göndermesi konusunda soruya cevap veren CB Erdoğan, “Davet olursa adım atarız,” dedi. Libya ile MEB konusunda bir mutabakat olduğunu hatırlattı. Cumhurbaşkanı, “Mutabakat bir adımın ön sesleridir,” diyerek, bir davetin sonrasında asker gönderilmesi konusundaki niyetini de işaret etmiştir. Hatta bu konuda bazı görüşmelerin de yapıldığını söylemiştir.

Gayrimeşru Hafter’e parası olan bazı ülkelerle yapılan yardımların barışı bozduğu işaret edilmiştir. Erdoğan açıkça, Libya’daki kardeşlerimizi ezdirmeyiz,” dedi.

İkili İlişkiler ve Ticaret

TİKA hastane (ve cami) yapımı ile görevlendirilmiş ve bu konuda mutabakata varılmış, ileride bir protokol imzalanacaktır.

Ticari olarak sözü edilen mallar; hurma ve zeytin, fosforik asit, kimyasal gübre, dökme demir ve hurda olmuştur.

Doğu Akdeniz

Türk tezi: Yunanistan’ın pozisyonu bellidir ve Türkiye’nin Libya ile yaptığı ikili antlaşmayla alakası yok. Yunanistan ve Türkiye arasında kıta sahanlığı sorunu vardır. KKTC ve GKRY kendi sahalarında lotları vardır ve bu da ayrı mevzulardır. Libya ile Türkiye arasındaki deniz sınır antlaşması ve Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) konusu ise Yunanistan’ı ilgilendirmez.

Tunus tezi: Benzer şekilde, Libya ve Türkiye’nin antlaşmasına saygı duyulmaktadır. Türkiye ve Libya ikili ilişkisi Tunus’u ilgilendirmemektedir.

Değerlendirme

  • Tunus hazırlıksız bu ziyareti kabul etmiştir. Öneriler üzerine çalışacaklardır. Ticaret için belli çalışmaların yapılacağı üzerine mutabakat vardır. Ticaret hacminin artırılması yönünde çalışmalar başlatılmıştır.
  • Askeri ve güvenlik alanında neler görüşüldüğü bilinmemektedir. Acil hallerde Tunus deniz ve hava sahasından istifade edilmesi hususları konusunda bir mutabakatın olduğu düşünülebilir. İleride bu konuda bir protokol imzalanabilir.
  • Türkiye bölgeye asker gönderme konusunda nabız yoklamıştır. Sorun olmadığı anlaşılmıştır. Libya’ya asker gönderilmesi tezkere çalışmalarında bu konuda yeterli bilgi elde edilmiş gözükmektedir.
  • Türkiye Libya’da meşru yönetimi destekleme konusunda Tunus yönetimine gerekli açıklamaları yapmıştır. Barış sürecine olumlu katkısı için Tunus yönetiminin inisiyatif alması beklenmektedir.
  • Türkiye sondaj gemileriyle faaliyet, Libya antlaşmaları, KKTC’ye deniz (İskele Boğazı) ve hava üssü (Geçitkale) açma hamlelerinden sonra bir de Tunus hamlesiyle Doğu Akdeniz’de konumunu güçlendirmiştir.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

milli-stratejiler-ve-politika
ÖNCEKİ YAZI

Milli Stratejiler ve Politika

asker-libyada-ne-yapacak
DİĞER YAZI

Asker Libya’da Ne Yapacak?

Politika 'ın son yazıları

Stratejik Derinleşme

Politikada "stratejik derinleşme" terimini ifade etmekle, beraberinde neleri söylemiş oluyorum: Aktif, nötür (yeni-izolasyonizm) ve karma politikalar, politik seçenek olarak aynı anda yapılması gerekenler.

İran’ı Konuşmak

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve beraberindekiler için dün, bugün cenaze töreni yapılıyor ve yarın toprağa verilecekler. Peki bu durumda bizler İran'ı nasıl konuşmalıyız?

Reisi’nin Olayı

Dün öğle saatlerinde İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Amirabdullahiyan'ın içinde olduğu bir helikopter, Azerbaycan sınırında İlham Aliyev ile açılışı yapılan barajların töreninden sonra dönüşte kötü hava şartlarında düştü ve sadece İran değil, herkes şokta. Enkazı Türkiye'den kalkan Akıncı İHA buldu. Ben bir havacı olarak burada kendi açımdan bazı hususlara değineceğim.

Rusya’nın Kharkiv Harekatı

Son günlerde Ukrayna-Rusya savaşında önemli bir gelişme var. Rusya için Kharkiv harekatı çok önemli bir koz olacak. Bu kez Rusya tarafı daha derli toplu harekat yapıyor, politikada daha akıllıca ifadeler seçiliyor. Zelensky ise endişeli görünüyor.

Politik Vizyona Göre Konumlanma Stratejisi

Ülkeler için sihirli kelimeler refah ve güvenlik, öyle değil mi? Peki 2030’lardan sonrasına bakın, dünyadaki gelişmeler ve Türkiye özelinde cevap arayın, vizyonumuz ve stratejimiz ne, refah ve güvenlik için neler düşünülmeli? Bu stratejik-vizyona esas olacak şekilde, politik anlayışımız, sosyo-politik ve sosyo-ekonomik etkileşimlerimiz ne durumda, neredeyiz, ne tarafa doğru gidiyoruz, riskler neler?
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme