Uyanan İngiltere

30 Nisan 2021
Okuyucu

Geçtiğimiz aylarda bir televizyon programında bölgesel konuları konuşuyorduk. Programda bölgemizde güncel ve etkili olan ABD, Rusya, Fransa, vs. hemen her güce az çok değinildi. Kapanışta, “İngiltere nerede?” diye sordum. Moderatör, “İngiltere her yerde,” deme ihtiyacı duydu. Sanırım benim kastettiğim noktayı az düşündükten sonra anladı. Aslında söylediğim tam da Mart 2021’de görmek istediğim, İngiltere’nin (Birleşik Krallık, Britanya) küresel yeni vizyon dokümanında ifade ettiği açıklamalar idi. Aşağıda ilgili dokümandan alıntıyla kabaca tarif edilen açıklamalara baktığınızda bunları göreceksiniz, Birleşik Krallık sahaya inmekte ve bunu nasıl yapacağını da etraflıca anlatma ihtiyacı duymaktadır. Yazının sonunda bir değerlendirme yapacağım.

Rekabet Çağında Küresel Britanya

Birleşik Krallık (United Kingdom, UK) uzun yıllar sonrasında Mart 2021’de ilk kez böyle kapsamlı bir doküman yayımladı ve adı da dikkat çekici: Rekabet Çağında Küresel Britanya – Güvenlik, Savunma, Kalkınma ve Dış Politikanın Entegre İncelemesi (Global Britain in a competitive age – The Integrated Review of Security, Defence, Development and Foreign Policy) Demek ki Brexit sonrası yeni perspektifini belirginleştiren UK, küresel politikada kendini göstererek rekabet etme niyetini belirginleştirdi ve şimdi bizler bunu görmekteyiz.

Böylesi kapsamlı bir iddianın ortaya konmasının gerekçelerinde Başbakan Boris Johnson bazı önemli hususların altını çiziyor. Bunlara örnek; İkinci Dünya Savaşı sonrası en büyük kriz, küresel pandemi Covid-19, Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılmak (Brexit) ve iklim değişikliği (Global Warming). 

2030 vizyonu ve bazı hedefleri nelerdir? Küresel ortaklıklar ile ticaret ve işbirliği anlaşmalarının gücünü, bunun yanı sıra İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda arasındaki birliğin gücünü kullanmak; sanat ve bilimde yaratıcılık yapmak, yumuşak gücü kullanmak; yeni dünyaya uyum ve bu vizyonda açık, liberal demokratik ve rekabetçi, yenilikçi dünya, sosyal ve ekonomik gelişim için model olmak; küresel kurumlarla insan haklarını korumak, büyük güçler arasındaki gerilimi önlemek, çatışma, istikrarsızlık ve iklim değişikliğini ele almak, ticaret yolunu açık ve gelişmiş tutmak, böyle bir ortamda gelişmek; açık ve dirençli uluslararası düzeni savunmak, içeride ise vatandaşları dirençli kılacak güvenlik önlemlerini almak.

Johnson, İkinci Dünya Savaşı sonrası en büyük savunma yatırımının önünü açtığını iddia ediyor. GSYİH’dan savunmaya ayrılan pay yüzde 2,2 olacak, NATO’ya olan taahhüt payı hedefleri aşılacak. Silahlı kuvvetler donatılacak, modernize edilecek, uzay ve siber alan kapsanacak.

Dikkatlerden kaçmıyordur, son yıllarda dokümanlara geçiyor, ciddi sorun halinde; yasadışı finans, yaptırım politikaları, dezenformasyon, siber saldırılar, seçimlere müdahaleler, terör, kitle imha silahı ve kimyasal suikast malzemesi kullanımı söz konusu olmaktadır. Özelde UK bu konularda önlem alacağını ifade ediyor.

UK’de 2025’e kadar, Terörle Mücadele Operasyon Merkezi ve Ulusal Siber Güç gibi yeni yetenekleri devreye koyuyor. Milli güvenliği güçlendirecek, biyo-güvenliği dikkate alacak, veri kullanımını, gelecekteki krizleri önceden tahmin etme ve bunlara karşılık verme becerilerini geliştirecek çalışmalar var. 2030 yılına kadar Bilim ve Teknolojide Süper Güç olma statüsünü kazanmak istiyorlar. Küresel vize politikalarıyla ülkeye beyin göçü çekecekler. Ülkelerini küresel dijital veri merkezine çevirecekler. 2050’ye kadar yeşil teknolojilerde önde olmayı ve sıfır atık hedefini tamamlayacaklar.

Dışişleri, Milletler Topluluğu ve Kalkınma Ofisi ile iklim değişikliğine bağlı aşırı yoksulluk konusunu ele alacaklar, diplomasiyi ve kalkınmayı küresel çapta sıçrama tahtası olarak işleyecekler. Küresel diplomatik ağı ve British Council gibi denizaşırı etkili birimleriyle hayati programlar yürütecekler, kız çocuklarının eğitimi, din ve medya özgürlüğü için ileriye dönük kampanyaları gerçekleştirecekler.

Kraliyet Donanması için şimdiye kadar yapılmış en büyük iki savaş gemisinden biri olan uçak gemisi HMS Queen Elizabeth, 2021’de Akdeniz ve Orta Doğu’dan sonra, Hint-Pasifik’te de görev yapacak. NATO’yla, diğer müttefiklerle ve ortaklarla (özellikle Amerika Birleşik Devletleri ile) birlikte çalışılacak, uluslararası deniz güvenliğini desteklemek askeri gücün kabiliyetleri artırılacak. Dünya çapındaki çabalar, müttefiklerle ve ortaklarla diplomatik ve refah bağlarının derinleştirilmesi sayesinde gelişmeler hızlandırılacak. Küresel bakış açısıyla problem çözen ve yükü paylaşan bir ulus olarak UK, BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi olarak sorumluluklarını aktif bir biçimde yerine getirecek. Açık toplumların ve ekonomilerin gelişmeye devam ettiği ve refahın faydalarının serbest ticaret ve küresel büyüme yoluyla paylaşıldığı uluslararası bir düzenin sürdürülmesinde daha aktif bir rol oynayacak. NATO içinde önde gelen Avrupalı ​​Müttefik olmaya, tehditlerle birlikte mücadele ederek ve kaynaklarını Avrupa-Atlantik bölgesinde toplu güvenliğe adamak suretiyle İttifak’ı güçlendirmeye devam edecek.

2030’a kadar, Avrupalı ​​ortak olarak Hint-Pasifik ile derinlemesine ilgilenilecek. Afrika’da, özellikle Doğu Afrika’da ve Nijerya gibi önemli ortaklarla birlikte faaliyet içine girilecek. Orta Doğu ve Körfez’de, UK kendi güvenliği açısından, kendine güvenen daha dirençli bir bölgeyi desteklemek için ticaret, yeşil inovasyon, bilim ve teknoloji işbirliğine dayalı gelişen ilişkilerini yönetecek. 2030 yılına kadar UK, iklim değişikliğiyle mücadelede uluslararası çapta dünyanın gelişmiş ekonomilerine yeşil teknolojide liderlik edecek. Bilimsel araştırma ve inovasyon için ilgili performans ölçümlerinde dünyada en az üçüncü olunacak ve yapay zeka gibi kritik alanlarda öncü bir konuma sahip olarak Bilim ve Teknolojinin Süper Gücü şeklinde tanınma imkanı sağlanacak. Teknolojide, siber, dijital ve veri ile ilgili küresel düzenlemenin ön saflarında olunacak. UK’inküresel hizmetleri, dijital ve veri merkezi statüsü desteklenecek, İngiltere halkı için ticari ve istihdam fırsatları en üst düzeye çıkarılacak.

UK’in küreselci yaklaşımı ortada görünüyor. Bu itibarla dünyaya uyumla daha rekabetçi bir plan içinde olacaktır. “Entegre yaklaşım” fikrinin temelinde bu husus yer almaktadır. UK, güvenlik, diplomasi, kalkınma, çatışmaları çözme ve yoksulluğu azaltılma alanlarında lider olma hedefini ortaya koymaktadır. Bunun bir karşılığı olmalıdır, öyle değil mi? Yeni ve aktif işbirlikleri, dünya çapında büyük değer kazanacak ve kaynaklarımaksimize edecek küresel çözümlerin hepsi, bu tür entegre bir modeli tarif eder mahiyettedir. 

Yapacaklarının başında bugüne dek uzun süredir ihmal ettiğini düşündüğü deniz ticaretinde önder olma hususu var. Bu küresel çapta yeni limanların yapılması veya devir alınması, liman işletmeciliğinde ve ticaretinde atılım yapılması, deniz ticaretinin ve savuma gücünün artırılması, önemli su yollarını kontrol edilmesi gibi önemli rekabet konularını içerir ve bu durumda rakipleri de bellidir. 

Diğer taraftan UK ekonomisini güçlendirmek adına, ticaret, sermaye, veri, yenilik ve fikirlerin serbest akışına göre, yolsuzluk, manipülasyon, sömürü veya fikri mülkiyet başlıklarında çalışma içinde olacaktır.

Diplomaside, silahlı kuvvetlerin görevlerinde, güvenlik ve istihbarat teşkilatlarının faaliyet alanlarında en yenilikçi ve etkili olmak hedefi var. Bu demek ki küresel çapta sahada daha fazla bulunulacak ve baskı unsurları yaratılacaktır. Çeviklik, hız ve dijital entegrasyon prensipleriyle bütün kurumlar yeniden hazırlık yapacaktır. 

Nükleer silahlı güce sahip olarak UK, beş operasyonel alanın (güvenlik, diplomasi, kalkınma, çatışmalarınçözülmesi ve yoksulluğun azaltılması) tamamında, küresel erişim ve entegre askeri yeteneklere sahip olacaktır. Dinamik bir uzay programı başlatılacaktır. Dünyada önde gelen demokratik siber güçlerden biri haline gelinecektir. Diplomasi, inandırıcı caydırıcılık ve gücü yansıtma yeteneği UK’in en başlıca güç parametreleridir.

Değerlendirme

İngiltere’nin AB içindeyken odaklanma sorunu yaşadığını, bu halin beden terkedildiğini, Brexit’in sebeplerini, işte bu vizyonla daha iyi anlıyoruz. Brexit ile İngiltere neredeyse silkinmiş halde görülüyor.

Küresel vizyon diyoruz, bunu; küresel mali krizler, Covid-19 pandemisi, iklim değişikliği, küresel ticaret ve finans ihtiyaçlarıyla açıklamak mümkündür. Ancak bu kadarla bırakmayalım, bugün İngiltere Atlantik bölgesinden Hint-Pasifik’e kadar bütün alanlarda inisiyatif almak istemektedir. İngiltere, Avrupa’yı olduğu kadar, Afrika’yı, Orta Doğu’yu, Hazar’ı, Hint bölgesini, Pasifik’i, Hong Kong’u, Çin’i yıllarca sömürmüş ve yönetmiştir. Bugün İngiltere’nin bu bölgelerin isimlerini zikrederek kendini göstermesi ciddi biçimde sosyo-ekonomik ve sosyo-politik yaşama girecek ve müdahil olacak demektir. Asıl söylenmesi gereken husus, küresel politikalarda hangi güç unsuru ortaya çıkacaksa, İngiliz menşeili güç odaklarıyla masaya oturması söz konusu edilecektir (veya var olan kapasiteye ilave artan oranda kendini gösterecekler, agresif olacaklardır). İşte “rekabet” denen husus bu tür zeminlerde gerçekleşecektir. Gerginliklerde çok uluslu ve küresel şirketlerde payı yüksek olan İngilizlerin etkisi olacaktır.

İngiltere milli çıkarlarını geliştirmek için en önemli ortağı ABD’yi, NATO’yu ve Avrupa Birliği’nin kullanma yolunu seçmiştir.

Tarihte en önemli sömürgeci ülkelerden biri olan ve Güneş Batmaz İmparatorluk kurmuş bir ada devleti İngiltere’nin asıl mahareti denizlerde hakimiyet kurabilme kabiliyetidir. Şimdi görünen o ki, bir müddettir ihmal ettiği denizciliği bugün küresel çapta yeniden diriltecektir. Askeri gemilerden, ticari gemilere, buradan limanlara kadar İngilizler Uzak Doğulu, Amerikalı ve Avrupalı şirketlerle mücadele içinde olacaktır. Buradan yaklaşımla Çin’in İpek Yolu İnisiyatifi ve buna göre pozisyon alan ülkelerin projeleriyle ortaya çıkan rekabet alanında İngilizler eli yükseltmek isteyeceklerdir. Yeni ortaklıklar ve kurallar belirlenirken kendilerine çıkar sağlayacak girişimleri hep birlikte göreceğiz.

İngiltere nükleer ve konvansiyonel silahlar ve harekât usulleri, gayrinizami harekât, istihbarat, propaganda gibi konularda dünyaya ders verecek seviyede ustadır. Yeni gelişmelerle bu kabiliyetlerini siber alanda ve uzayda da geliştirmek istemektedir. Diğer büyük güçlerin (ABD, Çin ve Rusya) bu yeni alanlardaki çabalarının olduğunu ve son yıllarda yeni projelerini açıkladıklarını biliyorduk, İngiltere de benzer faaliyetler içindeydi, özellikle siber alanda, ancak bu kez tümüyle bütçe ayrılarak bu konuya odaklanmaları sağlanmış oluyor. 

İngiltere’nin görünmeyen yüzü dünyanın değişik yerlerindeki misyonları ve sivil faaliyetleridir. Bunlar hedeflenen değişimi çok iyi planlayacak ve gerçekleştirecek organizasyonlardır. Diplomasi ve British Council bahsine bu gözle bakmak gerekir. 

Ayrıca İngiltere yumuşak güç unsurlarıyla da kendisini göstermeye devam edecektir. ABD ve Avrupa ile birlikte dünyanın değişik coğrafyalarında demokrasi, insan hakları, özgürlükler gibi konularla politika yapacaklardır. Yakın zamanda Çin’e ve Rusya’ya karşı alınan tavırları hatırlarsak, bu konuda gelişmelerin her alanda süreceğini de ifade etmemiz gerekecektir.

Sanırım ülkemizde eksik değerlendirilen bir konu var, yeşil enerji veya iklim değişikliğiyle mücadele konularında. Bugün bu konu yüksek teknoloji gerektiren ve yeni bir piyasa oluşturan alandır. Bu alanda faaliyet göstermek demek esasında çıkar ve nüfuz alanını geliştirmek demektir. Aynı zamanda küresel enerji şirketlerine sahip İngiltere şimdi daha aktif bir biçimde bu alana giriyor.

Türkiye’nin etki alanındaki Doğu Akdeniz, Kıbrıs, Suriye, Irak, İran, Libya, bazı Afrika ülkeleri, Körfez Ülkeleri, Orta Asya ülkeleri, Balkanlar, Karadeniz, Hazar bölgeleri ile ilgili olarak İngiltere kendini daha fazla gösterecektir. Bazı noktalarda Türkiye’nin karşısında, bazılarında ise ortağı olacaktır. Türkiye ve İngiltere için özellikle enerji, savunma, ulaştırma ve iletişim konu başlıklarında ortak çıkar alanları vardır.

NOT: Fikri mülkiyet hakları gereği bu bilgileri referans vererek kullanabilirsiniz.

Gürsel Tokmakoğlu

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

ÖNCEKİ YAZI

Biden’ın Soykırım Politikası

DİĞER YAZI

Fay Hattı Üzerinde Türkiye Stratejisi

Politika 'ın son yazıları

22 views

Amerika’da Gazze Protestoları

Gazze'deki yaşanan zalimce olayların gerçekliği ve Batılı politikacıların ikiyüzlü uygulamaları bugün Amerika'da tartışılıyor ve protesto ediliyor. Yarın bu protestolar Avrupa'da da yaygınlaşabilir. Öyleyse diyebiliriz: Gazze sınırlarını aştı!
35 views

Irak’ta Aydınlık Dönemin Başlangıcı

Türkiye, Bağdat'ta Irak ile tarihi bir süreci başlattı, atılan imzalar var, geliştirilen yeni stratejiyle birlikte yapılacak işler var. Bunlar ekonomiden, kültürden, güvenliğe uzanan işler. En önemlisi, inanmışlık, güven ve umut ışığı!..
46 views

Filistin-İsrail Politikası Hakkında

Ortadoğu'da, ABD'nin "kontrol bende" dediği bir ortamda, İsrail'in şımarıklıkları ve İran'ın anlamsız çabaları sürerken, Filistin konusunda nasıl ilerleme sağlanabilir? Bu dramatik konuyu aktörleri belirterek gözden geçirelim.
48 views

Stratejik Algı Yönetimi

Strateji ile algı yönetimi bahislerini, canlı örnek olduğu nedenle, Ortadoğu, ABD ve İsrail ile açıklayacağım. Buradaki amacım yaşamda ve çıkarları elde etmede dilin ve yaratılan algının kullanılmasının ne kadar etkili olduğunu göstermektir. Evet, temel olarak bu bir iletişim konusu olsa da görüldüğü üzere, ülkelerin mücadeleleri ve savaşların nedeni dahi olabilmektedir.
80 views

Yapay ve Doğal

Size analitik bir yöntemle, halen Ortadoğu'daki onca yapaylığa ve yürütülen negatif amaçlı algıya rağmen, Türkiye'nin ne denli doğallık içinde ve istikrar amaçlı politika yürüttüğünü açıklayacağım. ABD ve Rusya gibi büyük güçlerin yanısıra, bölgede İran ve İsrail arasında yaşananları kavramsal boyutta irdeleyeceğim. Analizin her bir basamağında belirginleşen kuralları açıklayacağım.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme