Afganistan Stratejisi

9 Temmuz 2021

Afganistan’da stratejik boşluğu kim dolduracak? Son günlerde bir yandan ABD, diğer yandan Rusya, Afganistan politikaları gereği trafiği artırıyor. Bunların anlamı ne? Türkiye bu konunun neresinde?

Joe Biden yönetimi Afganistan’dan çekilmek istediğini açıkladı. Bununla birlikte tartışmalar da başladı. Dün ABD Başkanı Biden basına açıklama yaptı. Kabaca şöyle: “Afganistan’da bulunma nedenimiz ülke inşası değildi. El Kaide ortadan kaldırıldı ve ABD’nin görevi o zaman bitti. Afgan halkı kendi ülkesinin geleceğini belirleyebilecek.”

ABD, 20 yıl Afganistan’daydı. Son bir ay içinde Bagram Hava Üssü dahil çeşitli merkezlerden askerini geri çekiyor. Başlangıçta ABD ile beraber koalisyon gücü olarak, daha sonra NATO ile beraber birçok faaliyette bulundu. Burada amaç Kabil merkezli bir yönetim kurmaktı, barışı tesis etmekti, El Kaide unsurlarını yok etmekti. Ancak bir amaç daha vardı, Soğuk Savaş zamanında tam 10 yıl bu ülkenin işgalinde bulunan Rusya’nın boşluğunu doldurmak ABD’nin ilk işi oldu. Bu 20 yılda ülkede altyapı dahil yeniden inşa faaliyetleri gerçekleştirildi. Toplam 144 milyar dolar para bu amaçlar için harcandı. ABD 2.400 kayıp verdi, 20 bin civarında yaralı ve travma geçirmiş asker var. George W. Bush’un başlattığı “Küresel Radikal (İslami) Terörle Savaş” sürecinin bedeli buydu. Bu süreç sonda Joe Biden dördüncü başkandır.

11 Eylül 2001 olayı sonrasında Bush 18 Eylül’de bu savaşı başlattı. 8 Ağustos 2003’te NATO ISAF görevi başladı. Eylül 2005’te ABD, “bu ülkeye demokrasi geldi” dedi. Ancak taşlar bir türlü yerine oturmadı. Barack Obama stratejiyi değiştirdi. Askeri literatürde yeri olan General Petraeus’un “Kontrgerilla Doktrini” burada geliştirildi, zamana adapte edildi. 1 Mayıs 2011’de Afganistan’da El Kaide lideri Usama Bin Ladin öldürüldü. Obama daha 22 Haziran 2011’de asker çekmekten bahsetti. ABD askeri bunun üzerine 10 yıl daha Afganistan’da kalmayı sürdürdü.

Batı dünyası Afganistan için 5 Aralık 2011’de Bon Konferansı düzenledi. Herkese “bu iş bitti” mesajı verildi. Mart 2012’de Taliban’a Katar, Doha’da bir irtibat ofisi açmasına izin verildi. 21 Ağustos 2017’de Donald Trump, Afganistan Savaşı için “sonu gelmeyen savaş” ifadesini kullandı. 2018’de Taliban’ın taarruzları arttı. Ülkeyi yönetmek istediklerini söylüyorlardı ve yönetimi silah zoruyla halkın desteğini alarak ele geçirmek niyetindeydiler.

Afganistan’ın hâkim nüfusundan olan Peştun kökenli, dini medrese eğitimiyle birleşmiş, “İslam Öğrencileri” manasına gelen isimle Taliban, 1999’da da vardı, bugün de var, hem de kuvvetlenmiş biçimde. Hatta bir barış olacaksa bunun anahtarı bugün Taliban’da. Taliban ülkenin yarısından fazlasını (2/3) yönetir hale geldi. Diğer kısmı Kabil yönetimine ait ve birazı da kontrol dışı kabul edilebilir. Bu göstermektedir ki, ABD (ve müttefikleri) tarafından 20 yıldır sürdürülen operasyonlar neticesinde bugün yönetimde sözü geçen taraf Taliban oluverdi!

Dün Biden’a bir gazeteci sordu, “Taliban’a güveniyor musunuz?” diye, “aptalca bir soru,” cevabını verdi, güvendiği kesim Kabil yönetimiydi.

Dün Taliban Moskova’daki heyetiyle bir açıklamada bulundu. Doha’da süren barış görüşmeleri sonuç verirse Kabil yönetimiyle anlaşabileceklerini ifade etti. Taliban’ın bu açıklamaları yaptığı yerin Moskova olması dikkat çekiciydi. Acaba Rusya, Afganistan’da stratejik boşluğunu doldurmak için Taliban ile birlikte daha neler yapacak? Taliban’ın Moskova’da sadece ABD ile ilgili işleri konuşmayacağı, komşu ülkelerin durumunu ve ticaret dahil değişik konuların ele alınmış olunabilceğini hesaba katmamız gerekir.

Rusya, ABD’nin Afganistan’dan çekilmesinin bir yenilgi olduğunu ifade etti.

Doha’da Şubat 2019’da barış görüşmeleri başladı. 29 Şubat 2020’de Taliban barış planı imzaladı. Sonra Eşref Gani bu taslak anlaşmayı reddetti. 12 Eylül 2020’de Doha’da bir barış görüşmesi daha yapıldı. 17 Kasım 2020’de ABD, Afganistan’dan asker çekeceğini yineledi. 14 Nisan 2021’de Biden, 11 Eylül’de asker çekilme işlemi bitmiş olacak dedi. Nisan 2021’de Türkiye ev sahipliğinde bir Afganistan toplantısı yapılması önerildi, Taliban bunu reddetti. Taliban, Türkiye’nin Afganistan’daki sürece müdahil olmasını istemediğini defaten ifade etti. 

Brüksel’de 14 Haziran 2021’de NATO zirvesi münasebetiyle Biden ve Erdoğan görüşmesinde Kabil Hava Alanı işletimi konusunun Türkiye tarafından sürdürülmesi planı üzerine görüşüldü. (Bu zirve öncesinde Mayıs ayında Dışişleri Bakan Yardımcısı Wendy Sherman Türkiye ziyaretinde bulunmuştu.) 24 Haziranda konu ile ilgili ABD heyeti Türkiye’ye geldi, teknik görüşmeler yapıldı. 

Cenevre’de 15 Haziran’da Biden ve Putin bir zirve gerçekleştirdi ve Afganistan konusunu da görüştü.

Bütün bunlardan ayrı, eski Afganistan lideri Hamid Karzai’nin, Çin’den Afganistan’a tehdit gelmeyeceği, gibi değişik bir ifadesi olmuştu, bunu da aklımızda tutmamız gerekebilir.

Bu durumda ABD askeri çekilince sahada bir boşluk olacak mı? İslami eğitimi tam Taliban’ın yönetimde olması acaba ABD’nin işine gelen bir durum mu? Bu argümanı önümüzdeki çeyrek asırda test edeceğiz gibi geliyor bana. Rusya bu durumu görerek Taliban ile ilişkilerini sıkılaştırma kararı almış olabilir. Rusya, Afganistan’a komşu Tacikistan ve Kırgızistan’a askeri tahkimatını artırdı. ABD askeri çekilince, Rusya destekli, komşu ülkeler Tacikistan ve Kırgızistan ile birlikte Taliban daha da güçlenecek gibi görünüyor. Şimdiden Taliban’ın Tacikistan sınırını kontrol ettiği biliniyor. Son gelişme olarak, Taliban İran sınırını da kontrol etmeye başladı (2 sınır kapısında). Bu demektir ki İran da oyuna katılmış durumdadır. Çin sessiz bekliyor, ama stratejik İpek Yolu yatırımlarıyla sahaya para aktarma önerilerinde bulunuyor. Bu yerel ve bölgesel bir gelişme imkânı olarak görülüyorsa da orta vadede ne tür sorunlara yol açacak bilinmiyor. Savunma Bakanı Hulusi Akar Tacikistan ve Kırgızistan’a bir ziyarette bulundu. Bugün yarın Türkiye Kabil görevi hakkında bir açıklama yapacak diye düşünülebilir.

NOT: Fikri mülkiyet hakları gereği bu bilgileri referans vererek kullanabilirsiniz.

Gürsel Tokmakoğlu

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

ÖNCEKİ YAZI

Karadeniz’de Rusya-İngiltere Gerginliği

DİĞER YAZI

Siber Tehditleri Politikada Uygulama Dönemi

Güvenlik 'ın son yazıları

Savaşta Teknoloji Kullanımı

Birincisinden dördüncüsüne kadar her nesil savaş biçiminde gördüklerimiz, sert güçten makine kullanım becerisine doğru bir değişimi gösterdi. Bugün yeni nesil savaşlar uygulanırken, artık beşinci nesil savaşlar oluyor, burada teknolojinin sahadaki taktik uygulama becerisini hesaba katmamız gerektiği açık. Konu şu, savaşta durumu değiştirme inisiyatifiyle hareket eden teknolojiyi kullanım bilinci yüksek askerleri düşünüyoruz. Bunlar bize yeni bir tariflerin yapılmasını gerektiriyor: Gelişen teknolojiye göre askerin sahadaki uygulamasını tam uyumlu hale getirmek, hatta askerin bu yeteneğine başvurarak savaşı kazanmayı bilmek.

Etki Ajanlığı Yasası

Bu çağda, etki ajanlarına karşı önlem almak ve ülke yararına çalışanların eline mücadele etmek adına imkan vermek gibi konularda aksi düşünülebilir mi? Bu gerekli, ülke güvenliği açısından yerinde bir hamle. En azında caydırıcılık çok önemli. Ajanlar ve etki ajanları öyle cirit atmasınlar... Gerekli önlemleri ve bu kapsamda belli yasal düzenleme imkanlarını yaratalım. Her türlü tehdit var. Onları caydıralım, caydırıcı nitelikte ülkenin somut eylemleri olsun. Türkiye'de istihbarat hizmetleri 2014'dan itibaren iyi bir seyirle gelişiyor. İlk olarak operasyon yapma imkanı oldu. Kötü mü? Operasyonel İstihbarat gayet başarılı. Teröristler ve bölgemizdeki hasım ülkeler bunu görüyorlar, dikkatleri çekildi. Şimdi de bu tür ilave yasalar olsun isterim. Doğru adım! Elbette ben bu konuyu istihbarat açısından ele alacağım, uzmanlığım bu yönde. Hukuk konusu ayrı.

Yeni Üstünlük Mücadelesi ve Savunma Anlayışı

Temel konumuz silahlanma ve polemoloji olacak. Bu alanda yeni anlayışları irdeleyeceğiz. Genel savunma ve silahlanma politikalarına, büyük güçlerin aldıkları pozisyonlara, örnek olarak ABD'nin savunma yöntemine ve son olarak yeni üstünlük mücadelesi kavramlarına değineceğim. Bahsedeceğim yeni üstünlük mücadelesi terimleri neler? Oyun değiştiricilik, sistemlerin sistemi mimarisi, otonom kor sistemler, tam baskılama veya üstünlük kurma (dominasyon), bütün yönleriyle nüfuz etme (penetrasyon), istihbaratın penetrasyonu ve caydırıcılık için silahlanmak, olacak. Bunları neyle yapabilirsiniz? Bu makalede size ipuçlarını vermiş olacağım.

Otonom Orduların Tartışması

Teknoloji geliştikçe otonom sistemler cephede yerlerini alıyorlar. Kara, hava, siber-uzay, deniz, derin ve geniş cepheler... Bu konu başka ülkelerde hem askeri hem sivil, çeşitli uzmanlarca tartışılıyorken, Türkiye'de henüz o noktaya gelinemedi. Savaşın bilim ve sanatı yönüyle ben size özgün bir tartışma başlatmak isterim.

İsrail’in İran Saldırısı ve Polemolojik Analizi

19 Nisan gecesi İsrail, İran-İsfahan'daki bir askeri hedefi vurdu. Önce alınan bilgiler ve geliş yöntemleri doğru mu yanlış mı tartışıldı. Ancak, olağanüstü denebilecek türden yeni bir süreçle ilgilendiğimiz gayet açıktı. Ben sizlere bir askeri analiz yaparak, eldeki bilgileri de kullanmak suretiyle, bazı poüemolojik sonuçlar çıkarıp sunmak istiyorum.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme