Azerbaycan’ın Egemenliği

29 Eylül 2023
Okuyucu

Azerbaycan tarafından 19 Eylül 2023 tarihinde Karabağ’daki Ermeni ayrılıkçılara karşı 24 saatlik anti-terör operasyonunu gerçekleştirildi. İlk olarak silah bırakmaya gidildi, sonrasında Hankendi’nde Ermenilerle bir anlaşmaya varıldı. Bu durum neyi açıklar? Bunun sonrasında Güney Kafkasya’da durum ne?

Azerbaycan’ın başarılı anti-terör operasyonu, aslen kendi toprağı olan, 1991’de işgal edilen, 1992’de yasadışı bir referandum ile Artsak Ermeni Halk Cumhuriyeti diye bir meşrulaştırma girişimi yaşayan, nihayetinde 27 Eylül – 10 Kasım 2020’de 44 gün süren İkinci Karabağ Savaşı ile işgalden kurtarılan, 10 Kasım’da Rusya, Azerbaycan ve Ermenistan arasında bir Ateşkes Anlaşması imzalanan, ancak geçen sürede, 19 Eylül’e kadar yerel dengelerin oturtulamadığı, Artsak artığı ayrılıkçılar tarafından bazı askeri ve terör faaliyetlerinin olduğu Hankendi ve çevresindeki olayların artması üzerine icra edildi.

Azerbaycan tarafı Hankendi’ndeki Artsak artıklarının imzaladıkları belgeye göre bir kararname yayınlandı. Bu kararnamede, 1 Ocak 2024’ten itibaren ayrılıkçı Artsak Dağlık Karabağ Cumhuriyeti’nin fesih süreci tamamlanacak. Kararnameyi Dağlık Karabağ’da kendini cumhurbaşkanı ilan eden Samvel Shahramanyan imzaladı. Burada iki husus var; ilki askeri/terör faaliyetleri olmayacak, silahlar teslim edilecek, ikincisi ise Azerbaycan vatandaşlığını kabul etmeyen Ermeniler kendi rızalarıyla bölgeden ayrılabilecek. (Zaten bunlar işgalden sonra bölgeye nüfusu arttırmak için Ermenistan politikası gereği yerleştirilmişlerdi.) İşte bu geçiş süreci yıl sonuna kadar sürecek. Bütün bu süreçlerden ise 10 Kasım 2020’deki Ateşkes ile ihdas edilen Rus Barış Gücü yükümlü olacak. Anlaşılan şu, bugüne kadar Rus Barış Gücü işini hakkınca yapsaydı, belki bu operasyona ihtiyaç dahi olmayacaktı.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev şöyle açıklama yaptı: “Azerbaycan (beş gün önce) egemenliğine tamamen kavuştu.” Meselenin iyi anlaşılması için bu cümle önemlidir. Çünkü egemenlik meselesi işgalcilerin olduğu bir yerde söz konusu değildi, Aliyev “bu iş şimdi bitti” demek istedi.

Konuşulan ve konuşulacak çok konu var kanısındayım ama sahada ve masada ortaya çıkan son durum böyle.

Bundan sonrası için neler tartışılabilir? Bence en önemli konu Erivan’ın sağlam bir barış anlaşması imzalamaya bir an önce oturması gerekir. Barış anlaşması olur ise bölgede istikrar hasıl olur. Ateşkes hali provoke edilebilir bir durumdur. O halde Batılılar durumu provoke etmek isterler ise önce barış anlaşması masasının kurulmaması için çaba sarf ederler. Bölge ülkeleri (daha önce 3+3 formülüyle Türkiye önermiş idi) bu hassasiyetin farkındaysa, masayı kurarlar ve bölge bir an önce kalkınır, ama öncelikle yoksul Ermeni halkı refaha ve huzura ulaşır.

Erivan’da siyaset nasıl şekillenecek? Paşinyan ne yapacak? İran nasıl pozisyon alacak? Diasporanın oyunlarını görecek miyiz? Rusya kararlı şekilde mevcut politikasını sürdürecek mi? AGİT ve Minsk Grubu inisiyatif alabilcek mi? Şimdiden bazı sinyaller alınıyor, bunları değerlendirmeye devam edeceğiz.

Bu arada ifade edeyim, her defasında hatırlatıyorum ama çok yerde eksik konuşuluyor, belki ABD ve Fransa’daki gibi zengin ve şımarık değillerse de en büyük Ermeni diasporası Moskova’dadır. Rusya bazen itidalli konuşuyor, bu tür dengeleri gözetmek durumunda olduğundandır. Hem Rusya’nın Gümrü’de askeri birliği bulunmaktadır.

Ben meseleye başından beri Güney Kafkasya’daki dengeler şeklinde baktım. Hatta tavsiye ederim, 20 Eylül’de yayımladığım Güney Kafkasya başlıklı yazıya bakabilirsiniz. Bu demek oluyor ki Kafkasya’da henüz oyun bitmedi, sular durulmadı… Neden? Ukrayna’daki savaş hali yönünü tayin edemediği müddetçe bölgede bu tür olayların gelişmesi ihtimali hep olacaktır. ABD ve İngiltere, Karadeniz-Hazar hattında ipleri eline geçirmek adına çabalarını sürdüreceklerdir. Nasıl olsa bu onlar için bir Temassız Savaş!

Türkiye en baştan beri bölgeye istikrarın ve barışın bir an önce gelmesini talep ediyor, çaba sarf ediyor. Şimdi Türkiye için asıl mesele Zengezur Koridoru oldu. Bu proje haya geçmeli…

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

ÖNCEKİ YAZI

Ukrayna Cephesinde Değişen Yok

DİĞER YAZI

Milli Güvenlik Dersi

Güvenlik 'ın son yazıları

60 views

İsrail’in İran Saldırısı ve Polemolojik Analizi

19 Nisan gecesi İsrail, İran-İsfahan'daki bir askeri hedefi vurdu. Önce alınan bilgiler ve geliş yöntemleri doğru mu yanlış mı tartışıldı. Ancak, olağanüstü denebilecek türden yeni bir süreçle ilgilendiğimiz gayet açıktı. Ben sizlere bir askeri analiz yaparak, eldeki bilgileri de kullanmak suretiyle, bazı poüemolojik sonuçlar çıkarıp sunmak istiyorum.
92 views

İran Yine İsrail’e mi Çalıştı?

1 Nisan'da İsrail, İran'ın Şam elçiliğine saldırdı. 13 Nisan'da İran, İsrail'e günü-saati belli bir misilleme operasyonu yaptı, adı: Operation True Promise! 15 Nisan itibariyle durumu gözden geçirelim.
149 views

Birisi

Moskova’daki Crocus City Hall terör saldırısı konusunu analiz edelim. Ama önce bugünlere nasıl geldik, bir bakalım. Sonuçta aradığımız birisi var! Kim bu birisi? Hani öndekileri görüyoruz, yakalandılar da. Ama bu tür küresel etkisi olan ciddi konularda, Rusya gibi bir ülkeye terör saldırısı yapılarak, asıl ne amaç güdülüyor olabilir, bunu anlamaya çalışalım.
193 views

Küresel Silahlanma Tartışmaları

Her ülke silahlanıyor? Bu silahlanmanın caydırıcılık amacıyla yapılıyor olması bize neyi açıklar? Asıl konu egemenlik mi, küresel mücadele içinde daha fazla güçlü olabilmek mi? Bilinmedik şeylerden mi bahsediliyor? Bu soruları cevaplandıracağız. Ayrıca Macron ve Putin neler söyledi, değerlendireceğiz. Bu şekilde, asıl ilgilendiğimiz olgular ve temel düşünceler olacaktır.
220 views

Milli Güvenlik Siyaseti

Türkiye daima kazanan ve gelişen olmak zorundadır, başka türlü düşünülemez! Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (Kırmızı Kitap) gibi dokümanların kendi gücü için geri planda çok çalışılmalı, fikri altyapısı ve anlayışı özgün ve tutarlı olmalıdır. Ama önemlisi; bunun uygulanmasında herkesin, her kurumun, her şirketin, inanarak, gösterilen hedefleri elde etmek amacıyla, bütünlük halinde ve bu bağlamda tek yolda yürümesi gerekmektedir. Bu, "devlet disiplini" konu ve kapsamını aşan bir yaklaşımdır, ülkece disiplinli olmayı gerektirmektedir. Eğer ülkece disiplinliysek hak edilen gelişmenin yolunda oluruz! Siyasetin kendisi, entelektüel yaklaşımlar veya iş dünyası bizi yolumuzdan alıkoymamalıdır. Bu çok hassas bir konudur.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme