ucaklarimizi-ucurduk-meselesi
“Uçaklarımızı Uçurduk” Meselesi

“Uçaklarımızı Uçurduk” Meselesi

27 Eylül 2019
Okuyucu

Dün gece Cumhurbaşkanı Erdoğan Birleşmiş Milletler Günel Kurulu (BMGK) dolayısıyla New York seyahati ve Türkiye’deki gelişmelerle ilgili olarak gazetecilere verdiği bilgiler haber oldu. Suriye’de Güvenli Bölge başlığı altında bazı açıklamalar da oldu. Açıklamaların içinde, “Son dönemde bölgede uçaklarımızı da uçurduk,” bilgisi de yer alıyor. Nedir bu konu, bakalım.

Suriye hava sahasında ilk F-16 uçuşun gerçekleştiği 23 Eylül’de Savunma Bakanlığı bir Tweet ile konuyu duyurdu ve kamuoyu böyle bir görevin uçulduğunu öğrenmiş oldu.

Peşinden bir havacı olarak tecrübeme açık kaynaklardan elde edilen bilgilere bağlı olarak durumu değerlendirdim ve konu hakkında bir Tweet’im oldu. “Adı üstünde Doğal Kararlılık! Suriye hava sahasında F-16’lar ile görev başladı. Mesaj anlaşılmaz ise devamı gelir. Tekrarlanacak.” Bu şekilde ifade etti.

Hatta ekledim: “Suriye’de 2 adet F16 karışık yüklü. 2 hafta tekrarlanacak. Suriye Adana mutabakatı, Daesh ile mücadele koalisyon ülkeleri, Astana mutabakatı ülkeleri bilgi sahibi.”

Peşinden cevabi Tweet’ler aldım. İfade edilenlerden bir tanesi şöyleydi: “Doğal Kararlılık, Operation Inherent Resolve’un Milli Savunma Bakanlığı tarafından kullanılan Türkçesi.” Bir başkası, “Nasıl oluyor da Türkiye Daesh’e yönelik ABD ile bu görevi uçuyor,” şeklinde 10 kadar Tweet dizisini neşretti.

Evet zaten bu meşru bir uçuş, koalisyonla ilgili uçuluyor. Böyle de açıkladım! Ama işin özü, yani maksat bu değildi.

Tekrar açıklamak istedim: “Koalisyonun Doğal Kararlılık için koordine, planlama ve Airtask – hava görev emri- yayımlama noktası TGS -Türk Genel Kurmayı- değil.  TGS bu görevi kendi planlıyor ve ancak bu ismi kullanıyor. Eğer ABD veya Suudi hava kuvvetleri ile koordineli uçulduğuna dair bilginiz varsa lütfen paylaşın.” “… takip edelim, birkaç tekrar olacak. Türkiye Suriye’de Daesh tehdidinin bittiğini savunuyor. ABD, Irak’ta İsrail ile taarruz yaptı. Hatta Türkiye bu tip görevleri Suudi gibi ülkelerle uçmuyor. Bunu da not edelim. Bence akıllıca bir gerekçe!” dedim.

Televizyon kanallarında ise konunun Türk Silahlı Kuvvetleri’nin inisiyatifiyle gerçekleştirildiğin açıkladım. Hatta en son olarak 25 Eylül gecesi bir televizyon kanalında bu uçuşların gösterdiği istikamette olası bir Suriye kuzeyi harekatında uçaklarımızın görevlerini nasıl yapabileceklerini de açıkladım.

Bilindiği gibi bu görev tekrarlandı. Peşi peşine 3 gün aynı görev uçuldu. Uçuşların nasıl gerçekleştiğini de ifade ettim, ırak hava sahasından girişle sınıra paralel Rakka istikametinde uçulduğu şeklinde bazı açıklamalarda bulundum. Belki uçuşlar bugünlerde yine tekrarlanacaktır.

Neyse ki en üst seviyeden bu görevlerle ilgili maksadı açıklayan bir ifadeyi dün gece işitmiş olduk. Cumhurbaşkanı konu hakkında gazetecilere şunu söyledi: “Son dönemde bölgede uçaklarımızı da uçurduk. Uçaklarımız da bölgede uçmak suretiyle zaten bu sürece devam etmekte olduğumuzun sinyallerini verdiler. Yani uçaklarımızın burada uçuşu herhalde boşuna değil. Bu basit bir seyrüsefer de değil!”

Sonucu söyleyeyim, Türkiye, BM çerçevesinde ihdas edilen Koalisyon Kuvvetleri kapsamında görev yapmak, 1998 Adana Mutabakatı ile Suriye’de Terörle mücadele etmek amacıyla ve Astana/Soçi/Ankara Mutabakatları ile Rusya ve İran’ın da kabul edebileceği şekilde, Suriye Kuzeyine uçaklarıyla inisiyatifle müdahalede bulunabilir. Olası bir harekatta bu şekilde görevler uçulacak ve PKK/YPG/DAEŞ gibi tüm terör hedeflerine karşı taarruzlar gerçekleştirilecektir. Bir engel yoktur.

Konu ettiğimiz bugünlerde uçulan bu görevler çok akıllı bir uygulamadır. Neden? Zira yarın ABD Hava Kuvvetleri Türk uçaklarına cevap vermek için gerekçe bulamayacaklardı. Koalisyon kapsamında 2014 yılındaki mutabakatların yanı sıra, bugün 5-7 Ağustos ABD-Türkiye Ankara Mutabakatı kapsamında uçulan görevler nasıl meşru ise yarın da meşru olacaktır, şimdiden ABD’nin bunu kabullendiği bir durum yaratılmıştır.

Evet, “bu basit bir seyrüsefer değil!”

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

bm-genel-kurulu-ve-savaslar-cagi
ÖNCEKİ YAZI

BM Genel Kurulu ve Savaşlar Çağı

guvenli-bolge-kime-guvenli
DİĞER YAZI

Güvenli Bölge Kime Güvenli?

Güvenlik 'ın son yazıları

63 views

İran Yine İsrail’e mi Çalıştı?

1 Nisan'da İsrail, İran'ın Şam elçiliğine saldırdı. 13 Nisan'da İran, İsrail'e günü-saati belli bir misilleme operasyonu yaptı, adı: Operation True Promise! 15 Nisan itibariyle durumu gözden geçirelim.
118 views

Birisi

Moskova’daki Crocus City Hall terör saldırısı konusunu analiz edelim. Ama önce bugünlere nasıl geldik, bir bakalım. Sonuçta aradığımız birisi var! Kim bu birisi? Hani öndekileri görüyoruz, yakalandılar da. Ama bu tür küresel etkisi olan ciddi konularda, Rusya gibi bir ülkeye terör saldırısı yapılarak, asıl ne amaç güdülüyor olabilir, bunu anlamaya çalışalım.
173 views

Küresel Silahlanma Tartışmaları

Her ülke silahlanıyor? Bu silahlanmanın caydırıcılık amacıyla yapılıyor olması bize neyi açıklar? Asıl konu egemenlik mi, küresel mücadele içinde daha fazla güçlü olabilmek mi? Bilinmedik şeylerden mi bahsediliyor? Bu soruları cevaplandıracağız. Ayrıca Macron ve Putin neler söyledi, değerlendireceğiz. Bu şekilde, asıl ilgilendiğimiz olgular ve temel düşünceler olacaktır.
184 views

Milli Güvenlik Siyaseti

Türkiye daima kazanan ve gelişen olmak zorundadır, başka türlü düşünülemez! Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (Kırmızı Kitap) gibi dokümanların kendi gücü için geri planda çok çalışılmalı, fikri altyapısı ve anlayışı özgün ve tutarlı olmalıdır. Ama önemlisi; bunun uygulanmasında herkesin, her kurumun, her şirketin, inanarak, gösterilen hedefleri elde etmek amacıyla, bütünlük halinde ve bu bağlamda tek yolda yürümesi gerekmektedir. Bu, "devlet disiplini" konu ve kapsamını aşan bir yaklaşımdır, ülkece disiplinli olmayı gerektirmektedir. Eğer ülkece disiplinliysek hak edilen gelişmenin yolunda oluruz! Siyasetin kendisi, entelektüel yaklaşımlar veya iş dünyası bizi yolumuzdan alıkoymamalıdır. Bu çok hassas bir konudur.
147 views

Küresel Stratejik Savunma 

Bu makalede, küresel savunma ve küresel strateji, savunma sanayiine olan ihtiyaç, bununla refah ve güvenlik yönleriyle kazanılacak avantaj, stratejik plan ve proje konuları ve KAAN projesinin değeri ortaya konacaktır. ABD, Rusya, Birleşik Krallık ve Türkiye örnekleri üzerinde duracağım.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme