dortlu-zirve-ve-onemi
Dörtlü Zirve ve Önemi

Dörtlü Zirve ve Önemi

19 Ağustos 2018
Okuyucu

Merkel, Putin, Macron ve Erdoğan 7 Eylül’de İstanbul’da bir dörtlü zirve yapacaklar. Önemli ve çok boyutlu bir zirve olacak. Eğer başarılı geçerse tarihi anlam kazanacak. Peki, nedir bu konunun özü? Türkiye bu zirve ile hangi konularda çözüm arayacak?

Dün Vladimir Putin bir düğünde bir Almanla dans etti, Almanca konuşma yaptı, çiftlere mutluluklar diledi. Hatırlarsınız daha önce de Angela Merkel’e görüşmede bir buket çiçek vermişti ve bu konu diplomasinin konusu edilmişti.

Putin ve Merkel çok şeyi değiştirmek istiyor. Eski Doğu Alman Merkel’e kalsa Rusya ile politikasını çoktan değiştirirdi. Ancak Hıristiyan Demokrat kanat direniyor. İki dünya savaşında Rusya’yı ama aslında Avrupa’yı işgal için Ruslarla karşı karşıya kalmış, Soğuk Savaş’ta aralarına duvar örmüş bu iki toplum aslında birbirlerini sevmezler ve yakınlaşmak istemezler. Üstelik Ukrayna meselesinden sonra Avrupa ile arası iyice açılan Putin’in bu jestleri karşılık bulacak mı, benim gibi çok kişi merak ediyor.

Halen Paris Andlaşması’nın yaptırımlarıyla Amerika’ya karşı eli kolu bağlı Almanya bir arayış içinde. Çok zenginledi, Avro cinsi bir para cinsiyle Dolara karşı denge yaratmak istedi, ama politik alanda istediği fırsatı bir türlü bulamadı.

Almanların, Amerika ve AB ülkeleri dışında, en fazla ekonomik potansiyelinin olduğu ülkelerin başında Çin ve İran yer alıyor. İran ve Çin ile yapılan her tür savaş Almanya’yı yakından ilgilendirmektedir. Almanya hem bölgesel hem de küresel politika yürütmektedir. Obama’nın son dönemlerinden bu yana ABD ve Alman ticareti hakkında özellikle otomobiller üzerinden dönen bir tartışma sürüyordu. Trump ise alüminyum ve çelik vergilerini artırırken Almanya’yı en üste hedef olarak koydu.

Uzun zamandan bu yana Türkiye’nin dostu Almanya, tıpkı Türkiye’nin dostu görünen Amerika gibi, Ortadoğu politikalarında inisiyatif almak istedi. Amerika ne yaparsa aynısını yapmak istedi. Alman gizli servisi BND, FETÖ ve PKK konularında Türkiye’ye karşı çalışan CIA gibi faaliyetler yürüttü.

Almanya, özellikle enerji hatları, İran, Suriye ve Doğu Akdeniz meselelerinden dolayı Rusya’yla, Ticaret Savaşı kapsamında başta Çin’le yeni bir kapı aralamanın eşiğinde.

Yakın zamanda seçim kazanan her dört lider, Merkel, Putin, Macron ve şu an küresel politikada bir çıkış yapan Erdoğan yeni bir inisiyatif geliştirmek ve Amerika’ya karşı “biz de varız” demenin hazırlığı içindeler. Ben bu grubun İstanbul’da 7 Eylül’de Suriye meselesi kapsamında bir araya gelmelerine fazlasıyla önem veriyorum. Her ne kadar konu Suriye, özelde İdlip ise de masada İran, Amerikan yaptırımları, Dolar, enerji güvenliği ve ticaret usulleri kapsamında önemli bir inisiyatif oluşturmak var.

Merkel’in geçtiğimiz hafta Karadağ’da bir soruya verdiği cevap önemlidir. Kendisine, sonbaharda Suriye’deki durumla ilgili Rusya, Fransa, Türkiye ve Almanya’nın bir toplantı yapacakları soruldu. Merkel, Suriye konusunda “Astana süreci” ve “Small Group” olarak iki format bulunduğunu, iki formatın da BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura ile yakın bir şekilde çalıştığını anımsattı. Merkel, “Yine de Almanya, Fransa, Türkiye ve Rusya arasındaki bir buluşma anlamlı olabilir, bunun iyi hazırlanmış olması lazım,” dedi. Merkel, Putin ile yarın yapacağı görüşmeye ilişkin de “Rusya ile iyi ilişkiler istiyoruz,” ifadesiyle dikkat çekti. Ukrayna’dan Suriye’ye ve ekonomik alandaki iş birliğine kadar meşgul oldukları pek çok sorunun Rusya ile sürekli diyalogda olmayı gerekli kıldığını dile getiren Merkel, “Bu diyaloğu yarın sürdüreceğim,” dedi.

Türkiye açısından söylersek, Putin Türklerin Rusya vizeleri hakkında bazı jestler yaparak belki Amerika’ya karşı bir sinyal veriyor görüyor ama aynı zamanda bu sinyal Almanya’ya veriliyor. Bu kapsamda Almanya ve Türkiye ilk adım olarak Avrupa Birliği kapsamında bazı konularda ilerleme sağlayacak kararlar alabilirler. bu tür kararlar önemli olacak. Merkel Türkiye bahsinde, tıpkı Ruslarla ilgili olduğu gibi, Hıristiyan Demokratlar’ın inadını kırmak isteyecektir. Avrupa’da serbest dolaşım konusu tekrar işlerlik kazanabilir.

Putin’in hem Merkel’e verdiği çiçek hem de dünkü düğünde Germen toplumuna verilen boşa gitmeyecek görülüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu gelişen sıcak ilişkiyi iyi değerlendirecek görülüyor.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

dis-politik-yaklasimin-ruhu
ÖNCEKİ YAZI

Dış Politik Yaklaşımın Ruhu

rusya-ile-stratejik-ortaklik
DİĞER YAZI

Rusya ile Stratejik Ortaklık

Politika 'ın son yazıları

10 views

Rusya’nın Kharkiv Harekatı

Son günlerde Ukrayna-Rusya savaşında önemli bir gelişme var. Rusya için Kharkiv harekatı çok önemli bir koz olacak. Bu kez Rusya tarafı daha derli toplu harekat yapıyor, politikada daha akıllıca ifadeler seçiliyor. Zelensky ise endişeli görünüyor.
66 views

Politik Vizyona Göre Konumlanma Stratejisi

Ülkeler için sihirli kelimeler refah ve güvenlik, öyle değil mi? Peki 2030’lardan sonrasına bakın, dünyadaki gelişmeler ve Türkiye özelinde cevap arayın, vizyonumuz ve stratejimiz ne, refah ve güvenlik için neler düşünülmeli? Bu stratejik-vizyona esas olacak şekilde, politik anlayışımız, sosyo-politik ve sosyo-ekonomik etkileşimlerimiz ne durumda, neredeyiz, ne tarafa doğru gidiyoruz, riskler neler?
61 views

İsrail Gazze’de Ne Yapmak İstiyor? 

Hamas-İsrail çatışmasında 7 Ekim’den bu yana 212 gün geçti, Gazze konusunda ne noktadayız? Şurası net, 12 bini çocuk 35 bin Gazzeli öldürüldü, 1,5 milyon insan şu anda çok zor şartlarda yaşıyor, en son noktada Refah’a saldırı oldu olacak türü bir İsrail baskısı da sürüyor.
84 views

İkinci One Minute

Eğer dünya büyük bir krize doğru giriyorsa, Türkiye yaşadıklarının yaralarını büyük ölçüde sardı, geleceğe hazır gibi, ekonomik sorunlarla ilgilenmeyi bir yana koyuyorum, ama İsrail yeni ve kaotik dünya dönemine daha büyük bir sorunlarla gireceğe benziyor. Gazze konusu travmatik! Bu stratejik analizi, Türkiye merkezinde gerçekleşen olaylarla açıkladıktan sonra, 2024 itibariyle gelecekte bizi neler bekliyor, diye sorarak ele alıyorum.
74 views

Amerika’da Gazze Protestoları

Gazze'deki yaşanan zalimce olayların gerçekliği ve Batılı politikacıların ikiyüzlü uygulamaları bugün Amerika'da tartışılıyor ve protesto ediliyor. Yarın bu protestolar Avrupa'da da yaygınlaşabilir. Öyleyse diyebiliriz: Gazze sınırlarını aştı!
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme