ermeni-soykirim-tasarisi-almanya-ve-tarihsel-muhasebe
Ermeni Soykırım Tasarısı

Ermeni Soykırım Tasarısı, Almanya ve Tarihsel Muhasebe

3 Haziran 2016
Okuyucu

Aklıma şu farazi soru gelmişti: Naziler Yahudileri katletmek için yaptığı tesislerin, araştırmaların, çabaların bütçesi ile kendine kurşun atan düşmanlarına başka bir cephe daha açabilecekken ve belki de savaşın kaderini değiştirebilecekken, neden o bütçeyi bu ırkı yok etme hayaline dönüştürdü, Yahudilerin kökünü kazıma düşüncesini neden daha önemli bir cephe olarak düşündü, neydi bu nefretin kökeni?

Yine farazi cevaplar var: Bu işin rasyonel sorusu ve açıklaması olmaz, şeklinde. Örneğin, bu tamamen bir tarikat savaşı, diye de yorumlanıyor. Gizli tarikatlar, kinler, nefretler, akıl almaz düşmanlıklar ve katliamlar…

Siz ne düşünürsünüz? Rasyonel akılla, örneğin ideolojiyle, ekonomiyle, stratejiyle, siyasal bakımdan salt faşist düşüncelerle mi açıklarsınız bu tür tarihi girdapları?

Yakınlıklara baktım ve şuna inandım, Almanların yanında Rusların bir gramlık değeri yok. Bu Avrupa’nın sorunu. Başka ırkların da köklü kinleri var. Şu önemli: Anglo-Saksonların yanında Germen ırkı ikinci sınıf görülüyor. İngilizler ve Amerikalılar (küresel bakılırsa Kanada ve Avustralya da bunlara ilave edilebilir,) Almanları sevmezler. Neden? Rasyonel şekilde zor açıklanır. Bu sadece Dünya Savaşları ile açıklanamayacak, başka ve önceki düşüncelere dayalı beslenen kin ve nefretle ilgilidir. Köşe başlarını tutan ve belirleyici diyebileceğimiz ciddi kişiler ve küresel “soylu” aile temsilcileri bu hassasiyet için böyle derler. Aslında Dünya Savaşları bu kin ve nefretin ürettiği bir sıkışma sonucudur, derler. Taraflar bu bakımdan saflaşmış görülmektedir.

Bu oyuna Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlıyı da alet etmişlerdi. Osmanlı’nın sipariş ettiği ve parası ödenen savaş gemisini İngilizler teslim etmediler. Almanlar fırsatı değerlendirdiler. Bunlar hep bir planlama sonucu. Kayzer İstanbul’a geldi. İçeride ve dışarıda plan gereği işleri kolaylaştıranlar hep vardır. İsterseniz bunlara “politikacı” diyebilirsiniz. Hibe edilen ve mürettebatı Alman olan Osmanlı bayrağı taşıyan Goben ve Breslav zırhlıları Boğazlar’ı geçip Sivastopol’ü bombalayarak Osmanlı’yı büyük bir savaş içine sokmuşlardı. Osmanlı içindeki liderler ve söz sahibi kişiler bu bahsettiğimiz türden ırkçı yaklaşımların ne kadar içindeydi bilinmez ama Türkler bir şekilde bu tarihi sürece alet edilmişti. Ne adına? Vatanı kurtarmak, emperyalizmle savaşmak, ekonomiyi ve iktidarı düzeltmek…

Birinci Dünya Savaşı öncesi İngilizler, Fransızlar ve İtalyanlar, kuzeyden Ruslar Osmanlı’yı paylaşmışlardı. Özellikle Türklerin elinde olan ve içinde stratejik doğal kaynakların bulunduğu Ortadoğu coğrafyasında İngilizler belirleyici idi. Osmanlı halklarının içinde Araplar da, Ermeniler de, Yahudiler de, Rumlar da vardı. Arapların safahatını iyi biliyoruz, İngilizlerle işbirliği yaptılar. Yahudilere İngilizler daha o tarihlerde bir İsrail devleti vaat etmişti. Rumlara da Megali Idea verilmişti. Ermeniler de Büyük Ermenistan ideali düşüncesiyle desteklenmişti. Ortada bir savaş vardı. Öyle veya böyle bu halklar bir şekilde ulusçuluk fikrinin de ötesinde büyük ideallerle beslenmekte ve Osmanlı’ya karşı savaştırılmaktaydı. Osmanlı ve devamında Türkiye Cumhuriyeti askeri bu ideallere karşı mukavemet etmekteydi. Türkler asırlar boyunca birlikte yaşadığı halklara kin ve nefret duymadı, duysaydı örneğin daha 15. Asırda onlara karşı bazı politikaları gerçekleştirirdi.

Türkler bu savaşta cepheden cepheye koştular. Çanakkale, Galiçya, Yemen, Kanal, Sarıkamış; şimdi geriye destanları, türküleri ve şehitlikleri kaldı.

Bugün Almanlar neden Ermeni Soykırım Tasarısı’nı parlamentolarında onayladı? Bu büyük sürtüşmede ne hesaplar var? Yarınki hamle ne? Ben bunun cevabını vermeyeceğim. Sadece işaret etmek isterim ki tarihi doğru okumak gerekir.

Tarihte çok devlet var, kelimenin tam anlamıyla bazı toplumların “kökünü kazırcasına” planlı ve organize katliamlar yaptı. Almanların Yahudilere yaptığını bildiğimiz gibi daha yakın zamanda Sırpların Boşnaklara yaptıklarını unutmuyoruz; bunlar soykırım idi. Türkler bahse konu edildiği şekilde soykırım yapmaz, tarihte çok millete kılıç çekti, amaç toplumları kendine bağlamaktı, vergi aldı, toptan yok etseydi vergi alamazdı; tarz olarak Türkler için kökünü kazımak, yani soykırım yoktur. Bu tarz olsa olsa sapık düşünceli liderlerde olabilir, Adolf Hitler veya Radovan Karadzic böyleleriydi.

Bergen-Belsen 7
Bergen-Belsen 7*

Savaş böyledir. Amerika Körfez’e girdi gireli buradaki olup biteni biliyoruz. Amerika için savaşın amacı demokrasi, özgürlük ve serbest piyasa ekonomisi olabilir. Ama savaş acımasızdır. Saddam Hüseyin karşı koydu ve bedeli ortada. Burada bir soykırım var mı? Hayır, bu bir savaş. Çok yerde toplu ölüm, kötü muamele vs. var mı? Var, ama savaş bu!..

Başka örnek ise Ruslarla ilgili, ortada savaş yok ama toplu sürgün ve ölüm çok!.. Stalin zamanı SSCB içindeki değişik halklara yapılanları bu dünya unutur mu? Örneğin iktidar ve ideoloji uğruna kendi insanlarını trenlere bindirilip toplu ölümlere sebep olan Ruslar için soykırım yaptı diyen oluyor mu?

Osmanlı tehcir yaptı, bu bir savaş içi zorunlu göç idi. Gerekir miydi? Tartışılır. Daha başka yollar var mıydı? Tartışılır. Ama Türkler Ermenilere, hele Rusların önüne katıp Büyük Ermenistan ideali ile birlikte Osmanlı’nın Doğu vilayetlerini işgal etmek için katlettikleri sivillere rağmen, Almanların Yahudilere yaptığı gibi, kin ve nefret beslemedi. Asla soykırım yapmadı. O günün şartlarının hatalarını bugün bilmeyen yok ama hepsi savaşla ilgiliydi.

Bütün bunları küresel politikaları planlayan köşe başlarındaki “soylular” bilmiyorlar mı? Elbette bizden daha iyi biliyorlar. Peki neden bugün bunlar oluyor?

Ortada AB süreci var. Terör var. Dünya savaşlarını aratmayacak kitlesel göç ve gözyaşı var. Bölgede düşmanlar ve ittifaklar var. Yeni Ortadoğu haritası işi var. Stratejik konular var. Büyük Kürdistan projesi var. Ermenistan’ın Batı tipi küresel politikalara dahil edilmesi işi var. Yani “Yeni Şark Meselesi” süreci işliyor. Amerikan ve İngiliz yetkilileri, Araplar, Şansölye gelip gidiyor, Rusya ile küsüz. Hazır Türkiye içinde Osmanlıcılık ve Siyasal İslamcılık politikası yapanlar da varken bazı eski defterlerin bildik yollarla kurcalanması ve istismarı potansiyeli üzerine elbet çabalar alevlendirilecektir.

Bu gidişle işler bir hayli zor olacak!..

(*) A mass grave soon after camp liberation. Bergen-Belsen, Germany, May 1945. (United States Holocaust Memorial Museum) https://www.stormfront.org/forum/t827788-19/

Politika 'ın son yazıları

24 views

Politikada Gri Kavramlar

Size politika amaçlı yapılan propaganda konusu içinde yer alan kavramsal bir temayı sunuyorum, grilik. Gri kavramların dış ve iç politika yansımalarına bakacağım. Özellikle ABD dış politikasında kendi çıkarına yaklaşımlar sergilemesi neticesinde görülen gri kavramlar konusunu işleyeceğim. Buna örnek olarak Filistin-İsrail, terörle mücadele, sözde soykırım tasarısı gibi konular da yer alacak.
102 views

Yerelde Yapısalcılık

Bir olaya bakış yöntemimde felsefe ve tarih olmaz ise ben bunu oldukça eksik görürüm. Hemen herkesin siyaset, seçim, belediye, vs. konuştuğu noktada ben, bu işte temel felsefe ve asıl stratejik açıklama nerede diye arıyorum. Dolayısıyla felsefi yaklaşım ve stratejik bakış tarzı siyaset üstüdür. Benim açıklamalarım bu noktada değerlidir; mevcut yapılanlar gibi değil, başka türlü tartışmaları kapsamaktadır. Açıkça yazayım: Kim kazanacak, iktidar veya muhalefet ne yapacak, türü ifadelerle değil; imar neye göre olmalı, altyapı ve üstyapı nasıl planlanmalı, ülke ekonomisine uyumluluk ne şekilde sağlanmalı, kanunlar ne içerikte olmalı, gibi piramidin üstündeki meseleler önemlidir.
153 views

Emperyalizm

Bugünün anlayışı, küresel imkanlar içinde sahip olunan alanları artırmak ve güçlenmek, değer üretimi rekabetinde gerilerde kalmamak fikri üzerinedir. Ruslar gibi sürekli “kahrolsun emperyalizm” diyeceğinize, “ben hangi değeri üretebiliyorum, hangi büyük pazarda kaça satıyorum,” diye bakın isterim. Bugün ülkeler bazında ABD, İngiltere, Çin, Japonya, Güney Kore, birlik bazında Avrupa Birliği, küresel şirketler bazında sürekli sayısı artan ve yenilik üretenler, esasen bunlar değerleri zorluyorlar ve muhatap alınıyorlar. Daha fazla muhatap alınabilmek için yapılması gerekenler belli! Olan şu: Muhatap alınanların ve değer üreticilerinin daha fazla yayılması fikri!..
161 views

Doku Bozumu

Bu makale Ortadoğu'da kangren olan meseleleri stratejik düzlemde incelemektedir. Mevcut dokuyu bozan yapay düşünceler ile gerçekte olanlar arasındaki farkı bütün çıplaklığıyla dile getirmektedir. Halen bölgede savaş, çatışma, suç, terör, işgal, soykırım, gibi pek çok olumsuzluk yaşanmaktadır. Uluslararası sistem bu olup bitene çare bulamamaktadır. Suriye, Irak, Lübnan, Yemen, Libya, gibi ülkelerin halkları harap ve bitap düşmüş durumdadırlar.
222 views

Devlet-dışı Aktörler

Burada gayet karmaşık, iç içe geçen ve masum insanların istismarına dönük olayları ihtiva eden, bütün gayrimeşru faaliyetleri, politikaları, planları ve operasyonları, terörizmden tutunuz, vekalet savaşlarına, buradan iç savaşlara, gri bölge operasyonlarına, meşru görünse de esasen çıkara hizmet edenlere, meşru siyaset yapmak ve bunu geliştirmek varken, siyaset alanını anti-demokratik yöntemlerle daraltanlara kadar, birçok durumu kısaca da olsa açıklama imkânımız oldu. Meşruluk ile gayrimeşruluk arasındaki perdeyi görmek veya belirlemek çok çok önemlidir. Ben de sizler de hep birlikte bu dünyada birer aktörüz, tıpkı devletler, hükümetler, liderler, şirketler, gibi. Politika, insana has bir yetenek, işlev ve özelliktir. Meşruiyet dahilinde kalabilmek çok önemlidir. İnsanlar, istikrar, barış ve esenlik içinde yaşamayı, gelişmeyi, evlatlarını refah ve güven içinde yetiştirmeyi istemektedir.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme