kesmir-sorunu-nereye-kadar-buyur
Keşmir Sorunu Nereye Kadar Büyür

Keşmir Sorunu Nereye Kadar Büyür

5 Mart 2019
Okuyucu

Geçtiğimiz hafta Hindistan ve Pakistan arasında yaşanan Cammu Keşmir çatışması, her iki taraftan saldırıların olması ve uçakların düşürülmesi konusu üzerine uluslararası diplomasi devrede. Acaba bu konu başka bölgesel ve küresel sorunlar için tetikleyici bir hüviyete dönüşme potansiyeline sahip midir?

Bu harita bize neler söylüyor? Bir defa Hindistan ve Pakistan’ın bölünmüş Keşmir konusunu buradan anlayabiliyoruz. Bölgeye sınır komşusu Çin’i de (ki Keşmir’de Çin’e bırakılmış Aksai Bölgesi var) dikkate alırsak, Keşmir’den başka küresel ve bölgesel sorunlar için potansiyeli olan Tibet ve Uygur bölgelerini de bu çerçevede düşünmemiz gerekebilir.

Himalaya Dağlarındayız. Keşmir bölgesi tarihte önemli işlevi olan bir bölgedir. Kuzey-güney hattında ticaret ve insan hareketi buradaki ulaşım hatlarından gerçekleşmektedir. Burası insanların zor geçitlerden geçmek zorunda olduğu kritik arazilerdir. Tarihte buraları kontrol etmek isteyenler hep olmuştur.

Yakın dönemin anlaşmazlık konusu dünyanın nükleer güce sahip iki ülkesi üzerinden okundu. Bunlar Hindistan ve Pakistan. Bu iki ülke halkı temelde aynı kökendendir. İngiltere’nin bölgeyi terk etmesi döneminde temelde, Müslümanların Pakistan’ı, diğer din ve inançlardan olanların ise Hindistan’ı kurmaları ile ayrılmışlardır. O dönem Mahatma Ghandi bu ayrılmayı hiç istememiştir. Soğuk Savaş zamanında Hint Okyanusu ve Asya ticaret bölgelerine hakim bu iki ülkeyi Batı ve Doğu Paktlarının paylaşma eğilimi gösterdiklerini şahidiz. Bu iki ülkeden Pakistan Batı ittifakına yakın durmuştur, silahlanma programları daha çok ABD menşeilidir. Eğitimlerini Batı askeri okullarında alan personele sahiptir. Tam tersine o zaman SSCB etkisindeki Hindistan’ın ise silahlanması ve eğitimi bu çerçevede yerleşmiştir. Nükleer silah çalışmalardaki “denge” dahi bu çerçevede değerlendirebilir.

Günümüzde Pakistan derin sorunlarla karşı karşıyadır. El Kaide ile başlayan görece bozulma Pakistan’da terörle savaşmak konusunu da gündeme getirmiştir. Bu başlık altında bazı bölgelerde yoksulluk baş göstermiştir. Hindistan ise bilişim alanında önemli gelişmelere sahne olmuştur. Şangay İşbirliği Teşkilatına yanaşmıştır. Çin ile birlikte gelişmiş ülkeleri yakalama potansiyeline sahiptir.

Yakın zamanda küresel ölçekli bir savaş gün yüzüne çıktı; Ekonomik, Endüstri, Ticaret, Siber Savaş isimleriyle anılıyor. Her gün görmeden geçemiyoruz, ABD ve Çin devlet başkanları bu konularda sürekli mesai harcıyorlar. Sorun 2035’li yıllarda daha da belirginleşecek küresel paylaşım ve güç dengelerinin kayması, paylaşımı ve buna göre şimdiden tedbirlerin alınması üzerinedir. Çin’in Bir Kuşak Bir Yol İnisiyatifi ile duyurduğu projenin kara kısmı Orta Asya’dan, deniz kısmı Hint Okyanusu’ndan geçmektedir. Bu proje gerçekleşir ise Çin, ABD’ye göre küresel çapta önemli bir avantaj elde edebilecek, hatta daha sonraları bölgesel de olsa Doların etkisi azalabilecektir. Bu günümüzün güç paylaşımı meselesi, bir taraftan bölünmüş haldeki Keşmir’i, diğer taraftan birer etnik azınlık olan Çin’in Tibet ve Uygur Özerk Bölgelerini içine çekmektedir.

Bu andan itibaren tarih kitaplarına bir biçimde girmeye aday olayı yaşayabiliriz. Keşmir bölgesinden gelişebilecek etnik ve dini sorunlar, bugün Pakistan ve Hindistan ile gündeme gelmiştir, yakın gelecekte giderek Çin ile de kendini duyurabilir. Bu tehlikeli durumu Çin görmektedir. Hindistan ve Pakistan konusunda Batı kampının duruşundan ve çabalarından farklı, Çin’in daha geri planda kalacağı beklenmektedir. Diğer taraftan ise kendi egemenlik alanlarındaki tedbirlerini artıracak, bir yandan sosyo-ekonomik tedbirleri uygularken diğer taraftan bölgeye askeri yığınağını artıracaktır, bütünüyle ABD’nin Bir Kuşak Bir Yol İnisiyatifi Projesinin “uzaktan kesme” stratejisine karşı tedbir almaya gayret edecektir. Bu ise mevcut ve ilan edilmiş savaşlara yeni bir boyut daha kazandıracaktır. Terörle mücadele ve askeri alanlarda daha başka girişimleri ortaya çıkaracaktır.

(Bu konuları işaret edecek şekilde 3 Eylül 2018’de yayımlanan Yeni Hint Okyanusu Jeopolitiği ve Türkiye yazı okunabilir.)

Türk diplomasisi yakın zamanda yaşanan olaylara dayalı olarak, bir yandan Pakistan’a, diğer yandan Uygurlara yakın durduğunu dile getirmiştir. Bu durumda her ne kadar küresel ve bölgesel bir sorunmuş gibi görünse de bu andan itibaren Türkiye Himalayaların bu bölgesiyle bir biçimde ilgilenmektedir.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

hindistan-pakistan-gerilimi
ÖNCEKİ YAZI

Hindistan-Pakistan Gerilimi

demokrasiyi-kurtarmak
DİĞER YAZI

Demokrasiyi Kurtarmak

Politika 'ın son yazıları

22 views

Amerika’da Gazze Protestoları

Gazze'deki yaşanan zalimce olayların gerçekliği ve Batılı politikacıların ikiyüzlü uygulamaları bugün Amerika'da tartışılıyor ve protesto ediliyor. Yarın bu protestolar Avrupa'da da yaygınlaşabilir. Öyleyse diyebiliriz: Gazze sınırlarını aştı!
35 views

Irak’ta Aydınlık Dönemin Başlangıcı

Türkiye, Bağdat'ta Irak ile tarihi bir süreci başlattı, atılan imzalar var, geliştirilen yeni stratejiyle birlikte yapılacak işler var. Bunlar ekonomiden, kültürden, güvenliğe uzanan işler. En önemlisi, inanmışlık, güven ve umut ışığı!..
46 views

Filistin-İsrail Politikası Hakkında

Ortadoğu'da, ABD'nin "kontrol bende" dediği bir ortamda, İsrail'in şımarıklıkları ve İran'ın anlamsız çabaları sürerken, Filistin konusunda nasıl ilerleme sağlanabilir? Bu dramatik konuyu aktörleri belirterek gözden geçirelim.
48 views

Stratejik Algı Yönetimi

Strateji ile algı yönetimi bahislerini, canlı örnek olduğu nedenle, Ortadoğu, ABD ve İsrail ile açıklayacağım. Buradaki amacım yaşamda ve çıkarları elde etmede dilin ve yaratılan algının kullanılmasının ne kadar etkili olduğunu göstermektir. Evet, temel olarak bu bir iletişim konusu olsa da görüldüğü üzere, ülkelerin mücadeleleri ve savaşların nedeni dahi olabilmektedir.
80 views

Yapay ve Doğal

Size analitik bir yöntemle, halen Ortadoğu'daki onca yapaylığa ve yürütülen negatif amaçlı algıya rağmen, Türkiye'nin ne denli doğallık içinde ve istikrar amaçlı politika yürüttüğünü açıklayacağım. ABD ve Rusya gibi büyük güçlerin yanısıra, bölgede İran ve İsrail arasında yaşananları kavramsal boyutta irdeleyeceğim. Analizin her bir basamağında belirginleşen kuralları açıklayacağım.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme