Müjde Doğalgaz Keşfi

22 Ağustos 2020
Okuyucu

Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan ve Fatih sondaj gemisinde hazır bulunan iki bakan (Berat Albayrak ve Fatih Dönmez) ile birlikte tarihi “müjde” açıklamasını dinledik ve tahminleri doğrular nitelikte Karadeniz’de doğalgaz bulunduğu kesinleşmiş oldu. Şimdi hem konuşmalardan bazı alıntılar yapacağım hem de değerlendirmelerim olacak.

Çarşamba gününden itibaren bildiğimiz müjde açıklaması konusunda, yapılan yayınlarda sorulduğunda, bunun enerji alanında bir konu olduğunu ifade etmiştim. Hatta bunun siyaset üstü ve geleceğimizle alakalı bir konu olduğunu işaret eden hem konuşmalarım hem de önceki yazılarım oldu, takip edenler hatırlayacaktır.

İlave olarak konunun jeostratejik ve jeopolitik güç ve bölgesellikten küresel güce çıkma potansiyeli olduğu hususlarını vurguladım. Avrupa Birliği (AB) bağlamında değerlendirmelerde bulundum. Avrupa’nın enerji güzergahında alternatifleri, Rusya ve yine enerji güvenliği bahislerine değindim. 

Karadeniz’deki keşfin yararlarını ekonomik ve politik yönleriyle anlattım ve “Karadeniz’in Akdeniz’i düzene sokabileceği bir açılım,” olduğuna dikkat çektim. Şöyle bir tespitim var: “Türkiye Doğu Akdeniz’de enerji kaynağı buldu, ancak açıklamak için bu bölgenin imarı sürecinin tamamlanmasını bekliyor.”

Enerji bağımsızlığı, uzun vadeli ki 100-200 yıllık planlama dönemlerin başlayacağı, gerçek stratejik plan dönemini esas almamız gerektiğini vurgulayan konuşmalar yaptım.

Bugün (21 Ağustos) Cumhurbaşkanı Erdoğan konuya enerji ve somut hadise olan doğalgaz keşfini açıklayarak müjdeli bilgilendirmesini yapmaya başladı. “En üst lige çıkmış Türkiye!” diye bir açıklaması oldu. Bu paragraftaki ifadesinden birisi de “insanlık” vurgusu idi. Enerji çıkarı pahasına insanlığı görmezden gelen Batı dünyasına haykırarak, sanki; “Biz de bu ligdeyiz ama size örnek olacağız, bu zenginliği hakça kullanacağız,” der gibi bir açıklaması oldu. Değişik şekillerde de yorumlanabilecek olan Bakan Berat Albayrak’ın dile getirdiği, “Ne doğu ne Batı, yeni eksen Türkiye! “ sloganı bu bakımdan da dikkate alınabilir: “Yeni eksen Türkiye insanlığıyla merkeze oturmaktadır!”

Bir başka önemli vurgu AB cephesine yönelik oldu. Konuşmasında Rusya, ABD veya Çin gibi güçlere ilişkin bir açıklamada bulunmayan Cumhurbaşkanı Erdoğan doğrudan AB merkezli konulara dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan AB’nin çifte standardına ve özellikle Doğu Akdeniz’de haksız tavırlarına dönük bir açıklama yaparak haksız yere Yunanistan’ı ne şekilde etkilediklerine dem vurdu. Cumhurbaşkanı, AB’nin kendi değerlerini yıprattığını ve kendi müktesebatına zarar verdiğini açıkladı. AB itibarını düşürüyor,” dedi. Benim anladığım, “Bugüne değin AB Türkiye’ye köktenci ve politik düşüncelerle baktı, bundan böyle sosyo-ekonomik ve stratejik başlamda bakmalıdır,” mesajları verildi.

Devletçe “Milli Enerji ve Maden 2017” vizyonunun kabulünden bu yana bu konudaki bütün çabaların gerisinde uygulanan ilkeleri şöyle açıklayabilirim: Ekip çalışması, inanç, kararlılık, doğru strateji, millileşme.

Cumhurbaşkanı Erdoğan hedef verdi ve bu keşfin somut sonucunun alınmasını 2023 yılı olarak işaret etti.

Konuşmada dünyaya verilen bir mesaj vardı: “Petrolde ve doğalgazda varız!” Bir yerde bu şu demek: Başka çabalarımız ve somut açıklamalarımız olacak, enerji politikaları denklemlerinde yer alıyoruz…

Bundan 14 ay önce Karadeniz’de 2 bin km2’lik sahada sismik araştırma yapılmıştı. 20 Temmuz 2020’de derin deniz sondajına başlayan Fatih gemimiz tam bir ay sonra dokuzuncu sondajında “Tuna-1” sahasında 3 bin 500 m’de (2 bin 100 m deniz, bin 400 m kara) başarılı sonuç aldı. Burada bin metrede 320 milyar m3’lük bir rezerv var ve iyi kalitede doğalgaz. Parasal karşılığı 65 milyar dolar. Buraya “Sakarya Gaz Sahası” adı verildi. Gaz dünyaya “Karadeniz Gazı” olarak da açıklanacak. Buradaki iyi kalitedeki rezerv 500 m’lik ve alan olarak 250 m2. Aynı noktada iki katman daha var, Bin metre daha derine inilecek. Karadeniz’de 6 bin km2’lik ilave sismik araştırma planlı durumda.

Gürsel Tokmakoğlu

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

enerji-bagimsizligi
ÖNCEKİ YAZI

Enerji Bağımsızlığı

DİĞER YAZI

Kaçınılmaz Küreselleşme

Politika 'ın son yazıları

25 views

Politikada Gri Kavramlar

Size politika amaçlı yapılan propaganda konusu içinde yer alan kavramsal bir temayı sunuyorum, grilik. Gri kavramların dış ve iç politika yansımalarına bakacağım. Özellikle ABD dış politikasında kendi çıkarına yaklaşımlar sergilemesi neticesinde görülen gri kavramlar konusunu işleyeceğim. Buna örnek olarak Filistin-İsrail, terörle mücadele, sözde soykırım tasarısı gibi konular da yer alacak.
102 views

Yerelde Yapısalcılık

Bir olaya bakış yöntemimde felsefe ve tarih olmaz ise ben bunu oldukça eksik görürüm. Hemen herkesin siyaset, seçim, belediye, vs. konuştuğu noktada ben, bu işte temel felsefe ve asıl stratejik açıklama nerede diye arıyorum. Dolayısıyla felsefi yaklaşım ve stratejik bakış tarzı siyaset üstüdür. Benim açıklamalarım bu noktada değerlidir; mevcut yapılanlar gibi değil, başka türlü tartışmaları kapsamaktadır. Açıkça yazayım: Kim kazanacak, iktidar veya muhalefet ne yapacak, türü ifadelerle değil; imar neye göre olmalı, altyapı ve üstyapı nasıl planlanmalı, ülke ekonomisine uyumluluk ne şekilde sağlanmalı, kanunlar ne içerikte olmalı, gibi piramidin üstündeki meseleler önemlidir.
153 views

Emperyalizm

Bugünün anlayışı, küresel imkanlar içinde sahip olunan alanları artırmak ve güçlenmek, değer üretimi rekabetinde gerilerde kalmamak fikri üzerinedir. Ruslar gibi sürekli “kahrolsun emperyalizm” diyeceğinize, “ben hangi değeri üretebiliyorum, hangi büyük pazarda kaça satıyorum,” diye bakın isterim. Bugün ülkeler bazında ABD, İngiltere, Çin, Japonya, Güney Kore, birlik bazında Avrupa Birliği, küresel şirketler bazında sürekli sayısı artan ve yenilik üretenler, esasen bunlar değerleri zorluyorlar ve muhatap alınıyorlar. Daha fazla muhatap alınabilmek için yapılması gerekenler belli! Olan şu: Muhatap alınanların ve değer üreticilerinin daha fazla yayılması fikri!..
161 views

Doku Bozumu

Bu makale Ortadoğu'da kangren olan meseleleri stratejik düzlemde incelemektedir. Mevcut dokuyu bozan yapay düşünceler ile gerçekte olanlar arasındaki farkı bütün çıplaklığıyla dile getirmektedir. Halen bölgede savaş, çatışma, suç, terör, işgal, soykırım, gibi pek çok olumsuzluk yaşanmaktadır. Uluslararası sistem bu olup bitene çare bulamamaktadır. Suriye, Irak, Lübnan, Yemen, Libya, gibi ülkelerin halkları harap ve bitap düşmüş durumdadırlar.
223 views

Devlet-dışı Aktörler

Burada gayet karmaşık, iç içe geçen ve masum insanların istismarına dönük olayları ihtiva eden, bütün gayrimeşru faaliyetleri, politikaları, planları ve operasyonları, terörizmden tutunuz, vekalet savaşlarına, buradan iç savaşlara, gri bölge operasyonlarına, meşru görünse de esasen çıkara hizmet edenlere, meşru siyaset yapmak ve bunu geliştirmek varken, siyaset alanını anti-demokratik yöntemlerle daraltanlara kadar, birçok durumu kısaca da olsa açıklama imkânımız oldu. Meşruluk ile gayrimeşruluk arasındaki perdeyi görmek veya belirlemek çok çok önemlidir. Ben de sizler de hep birlikte bu dünyada birer aktörüz, tıpkı devletler, hükümetler, liderler, şirketler, gibi. Politika, insana has bir yetenek, işlev ve özelliktir. Meşruiyet dahilinde kalabilmek çok önemlidir. İnsanlar, istikrar, barış ve esenlik içinde yaşamayı, gelişmeyi, evlatlarını refah ve güven içinde yetiştirmeyi istemektedir.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme