Ukrayna-Rusya Savaşı ve Geleceği

24 Şubat 2024
Okuyucu

İkinci yılı dolan, üçüncü yılının da hızlıca geçeceği öngörülen, hemen herkesi ilgilendiren önemli bir savaşı değerlendiriyorum. Bugünden yarına bakılırsa, gelişmeler Ukrayna aleyhine gibiyken, acaba ne yapılırsa durumda önemli bir değişiklik yaratılabilir? Yoksa bugünkü muğlaklık devam mı edecek? Cephede ve stratejik alandaki sorunlar nasıl gelişiyor? Putin, satranç hamlelerini ustaca yapabiliyor mu?

24 Şubat 2022, Rusya Ukrayna’ya kapsamlı bir işgal planını uygulamaya başladı. Savaş devam ediyor. Dünyaya yansıyan şekliyle ve cephe hattında ve dünyada yaşanan onca olaya tanık olduk, farklı düşüncelerle dolduk taştık. Bugün neredeyiz?

Başlangıçta yaklaşık 110 bin askerle ve zırhlı birliklerle Ruslar, Belarus sınır bölgesi dahil, Ukrayna’nın kuzeyine ve doğusuna büyük bir yığınak yaptılar. İlk hedefte başkent Kiev vardı. Plana göre Kiev kısa sürede ele geçirilecek ve Ukrayna, Rus yanlısı bir liderle yönetilecek idi. Kuzey-doğuda ise önemli sanayi kenti Kharkiv diğer hedef idi. Ukrayna ordusu ve halkı bu işgal hareketine sert bir biçimde direndi. Bu noktada askeri açıdan asıl yanlışın sahibi Rusya idi. Çünkü bu tarz bir taarruz planının sonuç getirmeyeceği daha başından belliydi. En azından o günlerde bu durumu ben böyle görüp açıkladım. Rusların yaptığı Harp Prensiplerine uymuyor, dedim. 

Daha sonra Ruslardan bir düzenleme geldi. Rusya, başarısız olan birliklerini kuzeyden tamamen çekti ve yeniden tertiplenmek üzere daha ziyade doğuya sevk etti. Böylelikle Rusların doğudaki birlikleri takviye edildi. Şimdi artık planın adı belliydi: Özel Askeri Operasyon. Hedefi ise Kırım ve Donbass bölgesinde belli bir arazi ve kıyı kesimini ele geçirmekti. Karadeniz’deki varlığını sürdürmek isteyen Ruslar, zaman içinde ilerleyebileceği kadarıyla doğudan-batıya hareket edeceklerdi. Açık ifadeyle Ruslar Dinyeper hattında kalmak istediler. 

2023 kışında Ruslar, Dinyeper nehri boyunca 3 hat olacak şekilde siperler kazdılar ve cephede genel savunma planını uygulamaya başladılar. Buna, komutanın adı verilerek, “Surovikin hattı” da dendi. Zelensky, baharda karşı taarruz başlattı veya başlatmak için hazırlıklarını yaptı da denebilir. 

Birinci Dünya Savaşı’nda uygulanan bu Rus savunma tarzı, aslında onların iyi bildiği bir yöntemdi. Savaşın başından itibaren aşırı miktarlarda ve beklenmedik derecede silah, mühimmat ve asker kaybeden Ruslar bu savunma durumuna geçince biraz olsun nefes almaya başladılar, toparlanmak için zaman kazandılar. Çünkü bu savaşta görüldü ki Rusların komuta-kontrol, lojistik, ama en çok askeri-eğitim eksikleri vardı, ağır silahları zor şartlara dayanamadılar, modern silah sistemlerinin karşısında çok zayiat verdiler. Karadeniz’de de durum farklı değildi, mayınlara ve denizaltı saldırılarına güvendiler. 

Ukrayna, Batı’dan, özellikle ABD’den, gelişmiş silah yardımı alıyordu. Bunları kullanacak askerleri, eğitimlerini müteakip, peyderpey orduya takviye olarak geldi. Harekat-istihbaratı Batı destekli idi. Ama bunun da bir sınırı vardı. Dışarıdan taşıma yoluyla, zengin Rus ordu kaynaklarına karşı yeterli olabilmenin de bir sınırı vardı. Ukrayna sürekli ve paketler halinde Batı desteğini almaktaydı. Ukrayna’ya neredeyse 60 milyar dolar tutarında silah ve mühimmat yardımı ulaştırıldı. Bunların içinde HIMARS, M777, PATRIOT gibi sistemler de vardı. Ukrayna’nın aldığı askeri de diğer yardımlar, seçilen operasyon planları gereği, cephe hattında erimeye başladı. Bu planlar devam edecek ise bu yardımların da aralıksız ve hatt artarak sürmesi gerekiyordu. Savaş uzadıkça asıl mesele bu oldu: Yardımlar. Bu her iki taraf için de geçerliydi hem Rusya hem Ukrayna. Ama en çok Ukrayna yardıma ihtiyaç duymakta idi. 

2023 baharında başlatılan Ukrayna karşı taarruzu, sonuç elde etmeye yetmedi. Böyle olacağı belliydi. Birincisi, Ruslar siperleri buna göre hazırladılar, yani hazırdılar. İkincisi, Ukrayna’nın hava üstünlüğü yok idi. Üçüncüsü ise, cephe çok genişti, Ukrayna’nın, bu çapta bir cephede, manevra yapabilecek miktarda, askeri gücü yoktu. Eğer daha büyük güç kullanarak bir taarruz yapmaya kalkışsa idi, bu onlar için büyük tuzak olabilirdi. Bu tıpkı Rusların en başta yaptığı yanlışa benzerdi. 

Ukrayna’nın müttefikleri düşünmeye başladılar. Birincisi, aynı anda hem Ukrayna’ya askeri yardım devam etmeliydi hem de Rusların dünyadan aldığı yardımların önü kesilmeliydi. İkinci olarak, acaba bu savaş bir noktada bitirilebilir miydi? Burada bir karar noktası neresi olabilirdi? Cephe başka, stratejik beklentiler ve iddialar çok başka!

Bu arada Ukrayna’nın birşeyler yapma ihtiyacı vardı ve bu maksatla asimetrik saldırılara yöneldi. Denizden ve havadan drone saldırıları ile çeşitli şekillerde Moskova’dan Karadeniz’e kadar etki sağlayabilecek asimetrik saldırılar gerçekleştirildi. Karşılık vermek adına Ruslar da cezalandırıcı yıkımı sürdürdüler. Rusların, Uktrayna kentlerine ve askeri tesislerine yapılan saldırılarında havadan ve denizden hipersonik seyir füzeleri kullanılmaktaydı. Buna ek olarak Moskova, İran’dan fazla miktarlarda drone almaya başladı ve bunları kullanmayı sürdürüyor.

Bütün bunlar olurken, 2024 kışında Zelensky’nin, Savunma Bakanı’nı ve Genelkurmay Başkanı’nı değiştirme ihtiyacı duyduğuna tanık olundu. ABD’de Başkanlık seçimleri var. Biden ve Trump arasında söz düellosu devam ediyor. Ukrayna’nın ihtiyacı olan silah ve mühimmat belki şimdiki kadar önemli, ama ABD bu konuda yavaş hareket etmeye başladı. Temsilciler Meclisi düşünüyor! Bugün Ukrayna’ya silah ve mühimmat veremeyen ABD, Ruslara karşı yeni bir yaptırım paketi daha açıklama lüzumunu hissetmiş olmalı. Genişlemesini sürdüren NATO, Avrupa’da tarihinin en büyüklerinden olan bir caydırıcılık ve kararlılık tatbikatı yapıyor. Avrupa başta olmak üzere, dünyanın her tarafında büyük bir silahlanma yarışı başlatıldı. Ama Avrupa, diken-üstünde denilebilir. Avrupa halkı endişeli ve özellikle nükleer silah tehdidi yönüyle korku içinde. Polonya toprakları, Dünya Savaşı zamanında bu denli çok asker görmüştü. Baltık bölgesinde işler giderek kızışıyor. Putin, birçok askeri başarısızlık ve terslik gördüyse de, liderlik pozisyonunu koruyor ve Kremlin’de gücü halen iyi durumda. Putin, Wagner paralı asker şirketi ve bunun sahibi Prigozhin’in yarattığı sorunu, Rus gizli servis usullerine göre, atlatmış görünüyor. Ayrıca Putin, aktivist Navalny’nin Arktik bölgedeki cezaevinde ölümünden sorumlu tutuluyor. Bütün bunlarla birlikte savaşın üçüncü yılına giriyoruz.

Rusya askeri durumunu değerlendirdi ve daha çok kendine uygun hale getirdi. Bu ona daha fazla avantaj verir bir durumdur. Peki, Batı dünyası Ukrayna’ya yeterli ölçüde silah ve mühimmat veremez ise, Ruslar, her yıl bir adım olmak üzere, (örneğin) gelecek on yılda, adım adım Dinyeper nehri ötesinde ilerleme mi kaydedecek? Tarlaları ekilse de ürünü toplanamayan, toplansa da hangi bedelle satıldığı konusu Batı şirketlerine bağlı olan bir Ukrayna’nın ekonomisi, bütün bu savaş zorluklarına karşı nasıl yeterli olabilecek?

Bugünlerde savaş nedir bunu iyi bilen Batılı yazarlar ve siyasiler ABD’ye baskı yapıyorlar; sakın Ukrayna’yı yalnız bırakmayın, Rus ordusunun ekmeğine yağ sürmeyin, diye. Bir kere, bir harp prensibi olan inisiyatif, Rus ordusuna geçer ise, bunun faturasının Avrupa kentlerine kadar çıkabileceği endişesi var. İşte o zaman Estonya, Moldova, Polonya gibi ülke insanları endişe duymak için haklı olurlar. Batılılar yönüyle düşünülürse, bu durumda inisiyatifin Ruslara asla verilmemesi gerekiyor. Ve bu nedenle, F-16 savaş uçaklarının yanı sıra, çok sayıda silah ve mühimmat sevkinin aralıksız sürmesi gerekiyor.

Diğer taraftan dünya başka sorunlarla da yüzleşti. Örneğin Covid-19 ve bununla birlikte gelişen ekonomik-ticari sorunlar devam ederken, küresel çözümler ve yeni sorun sahaları bakımından, hükümetlerin dikkati çok alana dağıldı. Ortadoğu, Pasifik ve Afrika gibi bölgelerdeki olaylar geliştikçe, durum sanki Rusya’ya nefes aldırır şekilde sonuçlar doğurdu. Ama başta Avrupa olmak üzere, birçok alanı etkileyen enerji piyasalarındaki karmaşıklık henüz çözülmüş değil. Rusların hidrokarbon ihracatına bağlı gelirleri, Batılıların beklediği şekilde düşmedi. Bu durumda, dikkat dağıtan bir diğer başlık olarak, enerji jeopolitiği konusu söylenebilir.

Ukrayna, taktik başarılarla Rusya’yı başarısız yapamaz. Batılı yazarlar böyle bir yöntemin başarı getirebileceğini savunuyor olsalar bile, bana göre karşınızdaki sıradan bir ülke değil, Rusya! Rusya ile eninde sonunda masaya oturulacaktır. Masada kimler olacak, şimdiden söylenemez. Fakat şurası açık, Zelensky stratejik hamle yapma imkanından yoksun ve Putin bunu rahatlıkla görebiliyor. NATO güçlerinin Ukrayna ülkesine girmesi ihtimaline karşı ise Rus liderler sürekli şöylesine uyarılarda bulunuyorlar: Nükleer savaş başlatılır! Başka ifadeyle, Rusya, stratejik hamle kabiliyetini de kullanabiliyor ve böylelikle cephenin mevcut şekliyle kalmasını, hatta operasyon sürecinin Rus ordusu lehine gelişmesini sağlayabiliyor.

Seçimler öne çıktı. Kasım 2024’te ABD Başkanlık seçimleri var. Mart 2024’te de Rusya Başkanlık seçimini yapacak. Bu sürede Zelensky kendisi için neler gelişecek, beklemek zorunda gibi görünüyor. Putin, ABD’de Trump gibi bir liderin tekrar Başkan olmasını bekliyor. Böyle olur veya olmaz, ama durum şöyle: Halen Putin, NATO’nun genişlemesini durdurmakla meşgul ve asıl mesele de bu. Mevcut Donbas ve Kiev bölgesini elinde tutmak kaydıyla ve NATO hakkında da bazı geri adımlar attırabilir ise Putin, Ukrayna meselesi üzerine bir çözüm için yeşil ışık yakabilir. Fakat, ben bütün bunlar için herşeyin çok erken olduğunu düşünüyorum. Gerçek olan şu: 2024 yılı, savaşın cephesi yönüyle Ukrayna için verimsiz bir yıl olarak geçeceğe benziyor.

Güvenlik 'ın son yazıları

57 views

İsrail’in İran Saldırısı ve Polemolojik Analizi

19 Nisan gecesi İsrail, İran-İsfahan'daki bir askeri hedefi vurdu. Önce alınan bilgiler ve geliş yöntemleri doğru mu yanlış mı tartışıldı. Ancak, olağanüstü denebilecek türden yeni bir süreçle ilgilendiğimiz gayet açıktı. Ben sizlere bir askeri analiz yaparak, eldeki bilgileri de kullanmak suretiyle, bazı poüemolojik sonuçlar çıkarıp sunmak istiyorum.
89 views

İran Yine İsrail’e mi Çalıştı?

1 Nisan'da İsrail, İran'ın Şam elçiliğine saldırdı. 13 Nisan'da İran, İsrail'e günü-saati belli bir misilleme operasyonu yaptı, adı: Operation True Promise! 15 Nisan itibariyle durumu gözden geçirelim.
146 views

Birisi

Moskova’daki Crocus City Hall terör saldırısı konusunu analiz edelim. Ama önce bugünlere nasıl geldik, bir bakalım. Sonuçta aradığımız birisi var! Kim bu birisi? Hani öndekileri görüyoruz, yakalandılar da. Ama bu tür küresel etkisi olan ciddi konularda, Rusya gibi bir ülkeye terör saldırısı yapılarak, asıl ne amaç güdülüyor olabilir, bunu anlamaya çalışalım.
191 views

Küresel Silahlanma Tartışmaları

Her ülke silahlanıyor? Bu silahlanmanın caydırıcılık amacıyla yapılıyor olması bize neyi açıklar? Asıl konu egemenlik mi, küresel mücadele içinde daha fazla güçlü olabilmek mi? Bilinmedik şeylerden mi bahsediliyor? Bu soruları cevaplandıracağız. Ayrıca Macron ve Putin neler söyledi, değerlendireceğiz. Bu şekilde, asıl ilgilendiğimiz olgular ve temel düşünceler olacaktır.
218 views

Milli Güvenlik Siyaseti

Türkiye daima kazanan ve gelişen olmak zorundadır, başka türlü düşünülemez! Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (Kırmızı Kitap) gibi dokümanların kendi gücü için geri planda çok çalışılmalı, fikri altyapısı ve anlayışı özgün ve tutarlı olmalıdır. Ama önemlisi; bunun uygulanmasında herkesin, her kurumun, her şirketin, inanarak, gösterilen hedefleri elde etmek amacıyla, bütünlük halinde ve bu bağlamda tek yolda yürümesi gerekmektedir. Bu, "devlet disiplini" konu ve kapsamını aşan bir yaklaşımdır, ülkece disiplinli olmayı gerektirmektedir. Eğer ülkece disiplinliysek hak edilen gelişmenin yolunda oluruz! Siyasetin kendisi, entelektüel yaklaşımlar veya iş dünyası bizi yolumuzdan alıkoymamalıdır. Bu çok hassas bir konudur.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme