secime-kadar-propagandaya-dikkat
Seçime Kadar Propagandaya Dikkat!

Seçime Kadar Propagandaya Dikkat!

1 Haziran 2018
Okuyucu

Bilgisayarı açayım ve şu işi bir daha yazayım derken bugüne kadar üstüme düşeni yaptığımı düşündüm ve bir nefes aldım. 31 Mayısı 1 Hazirana bağlayan gece yarısı televizyon açık. CNN Türk’te Hande Fırat’ın hazırladığı ve sunduğu Gece Görüşü programında Gazeteci Murat Çelik, “Üzülüyorum, biz bugün FETÖ’yü konuşmak zorunda kaldık…” kabilinden çok hassas  bir şekilde seçime giderkenki topyekûn durumumuzu yansıtınca, içimden aynı kanaatte olduğumu geçirdim… Sayın Çelik’in bu ifadesi bir durum tespiti niteliğindeydi.

Konunun benimle ilgisi ne? Takip edenler hatırlarlar, 2 Mayıs 2018 tarihinde Sabah Gazetesi’nden Fatih Ulaş’a bir mülakat vermiştim. Özetle, “Seçim için en büyük tehdit FETÖ, yöntem olarak propagandayı kullanacak,” demiştim. Gazetedeki mülakatın tam metnini ise bir sonraki gün kendi bloğumda geniş şekliyle, “Neo-Liberal Plütokrasinin ve Uzantısı FETÖ’nün Seçimlere Etkisi” başlığıyla yayımladım.

Gelelim bugünlere; ne görüyor, ne konuşuyoruz? Terör örgütü tarafından kara ve gri propaganda yapılmıyor mu, süreç bir şekilde manipüle edilmeye çalışılmıyor mu? FETÖ fırsatını yakalayınca bize kendinden bahsettirmiyor mu? Şimdi bütünüyle yaşananları hatırlatmama lüzum var mı? Seçim meydanlarında son günlerde adaylar neyi konu ediyorlar, parti yetkilileri özel olarak neyi anlatıyorlar? Gazeteciler neyi tartışıyor? Sosyal medyada halk neyi konu ediyor, paylaşılanlar neler, kimin ürettikleri?

İşte, daha 2 Mayıs tarihindeyken bugünkü durum oluşmasın istemiştim. Seçim olacak ve milyonlar oy kullanacak. Partilerin programlarını, somut projeleri, yeni bir sisteme geçilecek, bu sistemin önemli yönlerini tartışalım istedim. Sanırım aslen siz de bunu istiyorsunuzdur. Şükür ki büyük ölçüde böyle yapılıyor. Ama az da olsa bazen kafalar karışıveriyor, seçimin heyecanından olsa gerek. O halde kimler bizi bu karışıklık döngüsünün içine çekiyor ve asıl konulardan uzaklaştırıyor? Kimler bizi seçim sathındayken bir hesaplaşma ortamına çekiyor, seçimi gölgelemeye çalışıyor? Eğer siyasiler bir hesaplaşmaya gireceklerse bunu seçimden sonra yapabilirler, eğer hukuk bir konuya el atacaksa anında çıkıp gereğini yapar, istihbarat kurumu seçime gölge düşüren varsa bunun belgelerini yetkililere teslim eder ve o yetkililer bunu halka çıkar açıklar…

Halen FETÖ ile ilgili operasyonlara devam ediliyor. Yakın zamanda yüze yakın kripto örgüt mensubu titiz çalışmalarla ortaya çıktı. 2018 yılı başından bu yana yapılan operasyonlarda 2 bin FETÖ mensubu asker tespit edildi ve bunların dörtte biri itirafçı oldu, gerisi tutuklandı. 15 Temmuz’dan bu yana kritik 20 bin isme ulaşıldı. Öte yandan, 15 Temmuz hain darbe girişiminin davalarının görülmesine de devam ediliyor. FETÖ ile mücadele bitmedi ki! Her gün haberlerde görüyoruz, tutuklamalar var. Buna karşılık terör örgütünün uzantıları başta Amerika’dan ve Avrupa’dan sosyal medya için sürekli içerik hazırlıyor ve sistemin sulandırılmasına çaba sarf ediyor. Kendi amaçlarına uygun her türlü fırsatı kullanıyorlar; örgüt bu, amaçları belli!

O halde biz seçim sürecindeyken neyi tartışıyoruz? Eğer siyaset yapanlar bunu göz önünde tutarlarsa daha yararlı olur, sade vatandaş da terörle ilgili bu hassasiyete dikkat etmelidir diye düşünüyorum. Vatandaşlık hakkını kullanma zamanı öyle her gün gelmiyor! Üstelik bu millet demokrasiyi istedi ve bunu da tüm dünyanın gözü önünde kanıtladı. İki yüz elli şehidimiz, 2.193 kahraman gazimiz var. Hiç kimse olanları bu millete unutturamaz; ne tarih önünde ne de adaletin tecellisinde. Delil mi lazım? Pasaport, otel, telefon kayıtları, ifadeler, görüntüler… Somut olanlar bellidir, açılır bakılır; böyle oluyor, biz neyi tartışıyoruz? Zaman her şeyin ilacıdır.

Türkiye meşru mecralarda yol almak için seçim süreci gibi propagandanın yoğun olduğu hassas süreçten geçiyorken, bir de terör örgütü kaynaklı kara ve gri propagandanın karartması altında tartışmak hiç de doğru değil, ben bunu işaret ediyorum. Meşru propagandayı gayrimeşru gri veya kara propagandaya karıştırmamak icap eder. Özellikle bilinmelidir, bu teknik bir konu; gri propaganda paradoksaldır. Yanlışlık, “Ama söylediğim, savunduğum çok doğru…” derken oluverir. Kimin ne amaç güdebileceği belli değil mi?

Şu da var, bu sanal alemin alabildiğine yaygınlaştığı ortamda dezenformasyon konusu çok önemli oldu. Hatta seçimlere müdahaleler bile bu alanda tartışılan teknik bir konudur. Hatırlanacaktır, ABD’de Trump’ın ve Fransa’da Macron’un seçilmelerine, İngiltere’de Brexit oylamasında seçmenlere yönelik dış ülke kaynaklı (daha çok Rusya hedef gösteriliyor, ABD, İngiltere, İsrail, Çin gibi pek çok ülkeden bu tip faaliyetlerin olması mümkündür) dezenformasyonun yapıldığı bir vakıa. Hükümetlerce dezenformasyona açık olan bütün sosyal medya platformları bu konuda sorgulanıyor, tedbirler alınıyor, yeni yasa düzenlemeleri yapılıyor. Bu konuda Avrupa Birliği ülkelerinin son çalışmaları var.

Bugün Fethullah Gülen konuşulacak ise sadece terörle mücadele kapsamında konuşalım. Kurumların yürüttüğü faaliyetleri resmen gidip yerinde ele alalım. Ama seçim ile ilgisi olacak noktalara eğer terör örgütünün propaganda gölgesi düşürülüyor ise dikkatli olalım. İnsanlarla aynı tarafta olup da başka türlüymüş gibi tavır takınmak nasıl bir şey olabilir ki? Böyle bir şeyi yapmaya ne sebep olabilir? Cevap belli! Bu tür flu tartışmaları seçimden sonraya erteleyelim, meşruiyet zemininden uzaklaşmayalım ve asla birbirimize düşmeyelim. Terörle mücadeleye eksiksiz devam. Tüm suçlular adalet önünde hesap verecektir. PKK, FETÖ ve diğer terör potansiyeline dayalı ülkenin rehabilitasyonuna seçimden sonra daha da hassas yaklaşılacaktır. Teknik konular için etraflıca projeler yapmak gerekir. Varsa siyasiler bu projelerini de sunabilirler. Şurada yaklaşık yirmi gün kaldı. Zaten devletin güvenlikçileri ve hukukçuları üstüne düşeni yapıyorlar; kovuşturmalar, tutuklamalar, mahkemeler… İstenmeden bile olsa, onların çalışmalarına gölge düşürülmemeli. Öyleyse siyasiler ortak bir tavır alsınlar, yoksa Yüksek Seçim Kurulu mu bunu hatırlatmalı? Seçim güvenliği mi? İşte size sanal ortamdaki saldırılar ve alınması gereken tedbirler. Eğer ülkemizde propagandaya ve sanal ortamdaki saldırılara karşı koyma kanunlarında eksiklik varsa ve böylesi kritik süreçlerde ne yapılacağı tam bilinmiyorsa, teknik olarak bu bile incelenebilir, ama yeri ve zamanı gelince.

Oy verecek bir vatandaş olarak bunları talep ediyorum. Sayın Murat Çelik’in durum tespitine katılıyorum. Seçimin siyasi ortamında daha ziyade FETÖ’nün isteyebileceği tarzda konuşulmasın! Tüm çabamız bu milletin refahı ve güvenliği için olsun. Sözlerine Sayın Nedim Şener’in kitabından (“Kahraman” Hainler, Destek Y. Mayıs 2018, s. 89) bir alıntıyla son vereceğim: “… Size yalvarıyorum, yalvarıyorum, yalvarıyorum! Diyorum ki: Bırakın o siyasi tartışmaları bir tarafa. Karşınızda FETÖ diye bir örgüt var. İnanınız ki her an, her yerde hepimizin içine sızabilir!”

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

once-amerika-nedir
ÖNCEKİ YAZI

“Önce Amerika” Nedir?

abd-cin-savasi-ve-turkiye
DİĞER YAZI

ABD-Çin Savaşı ve Türkiye

Politika 'ın son yazıları

26 views

Irak’ta Aydınlık Dönemin Başlangıcı

Türkiye, Bağdat'ta Irak ile tarihi bir süreci başlattı, atılan imzalar var, geliştirilen yeni stratejiyle birlikte yapılacak işler var. Bunlar ekonomiden, kültürden, güvenliğe uzanan işler. En önemlisi, inanmışlık, güven ve umut ışığı!..
42 views

Filistin-İsrail Politikası Hakkında

Ortadoğu'da, ABD'nin "kontrol bende" dediği bir ortamda, İsrail'in şımarıklıkları ve İran'ın anlamsız çabaları sürerken, Filistin konusunda nasıl ilerleme sağlanabilir? Bu dramatik konuyu aktörleri belirterek gözden geçirelim.
43 views

Stratejik Algı Yönetimi

Strateji ile algı yönetimi bahislerini, canlı örnek olduğu nedenle, Ortadoğu, ABD ve İsrail ile açıklayacağım. Buradaki amacım yaşamda ve çıkarları elde etmede dilin ve yaratılan algının kullanılmasının ne kadar etkili olduğunu göstermektir. Evet, temel olarak bu bir iletişim konusu olsa da görüldüğü üzere, ülkelerin mücadeleleri ve savaşların nedeni dahi olabilmektedir.
77 views

Yapay ve Doğal

Size analitik bir yöntemle, halen Ortadoğu'daki onca yapaylığa ve yürütülen negatif amaçlı algıya rağmen, Türkiye'nin ne denli doğallık içinde ve istikrar amaçlı politika yürüttüğünü açıklayacağım. ABD ve Rusya gibi büyük güçlerin yanısıra, bölgede İran ve İsrail arasında yaşananları kavramsal boyutta irdeleyeceğim. Analizin her bir basamağında belirginleşen kuralları açıklayacağım.
122 views

İsrail, İran ve Gazze

Genel bir değerlendirme yapalım, çünkü İsrail, 7 Ekim saldırısından 6 ay geçti ve "bugün Gazze'de üçüncü aşamaya geçtik" dedi. Bu ne demektir, bölgede başka ne gibi gelişebilir olabilir, hepsini inceleyelim.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme