trump-putin-zirvesi-sonrasi-ust-okuma
Trump-Putin Zirvesi Sonrası Üst Okuma

Trump-Putin Zirvesi Sonrası Üst Okuma

17 Temmuz 2018
Okuyucu

Nihayet beklenen zirve gerçekleşti. Helsinki’de bir araya gelen iki başkan, eski işadamı Donald Trump (Başkanlıkta ikinci yılı) ve eski istihbaratçı Vladimir Putin dünyaya, “Sorun yok, rekabet ediyoruz, ama iyi ki görüşmüşüz,” mesajı verdiler. Bu tarihi bir görüşmedir, hafife almamak gerekir, doğru dersler çıkarmaya ihtiyaç var. Biz de konuyu analiz edip sonunda Türkiye için bazı değerlendirmeler yapalım.

Soğuk Savaş tecrübesini yaşamış iki süper gücün görüşmesi böyle olur işte, yeni yaklaşım modeli bu; “Kararı biz veririz, endişe etmeyin!” dercesine bir görüntü. “Rusya süper olma kabiliyetinden düştü,” demeyin, bence son yıllarda durumu bu düzeye tekrar çıkmıştır, hiç değilse önemi artmıştır, kanımca bu gerçeği kabul etmeyen durumu yeterince değerlendiremiyordur. Neticede Almanya da bunu anlamak durumunda kalır, Çin de, İran da, İsrail de, Türkiye de, başkaları da… Biz entelektüel çevreler de bunu anlasak, iyi olur.

Hani diyorum ya, “ABD ana-kıtasından çıkıp yürüyünce, dünyanın neresine giderse gitsin, karşısında Rusları görür, o halde Ruslar hem rakibidir hem de iyi geçinmek zorunda olduğu partneridir.” Örneğin Çin yükselen tehdit ise ABD ne yapacak? Rusya ile masaya oturmadan Çin’e karşı bir yaptırımı olabilir mi? Olmaz.

Masanın üstünde kim bilir kaç dosya vardı. Nükleer silahların azaltılması anlaşmalarından (START) tutun Çin Denizi’ndeki çıkarlara, sorunlara ve paylaşımlara kadar. Ama onlar kamuoyu önüne kendi öncelikleriyle çıkmak istediler. Basın önünde Trump “evindeki” sorunlarla (seçimlere müdahale, bazı komplo iddiaları,) yüzleşti ve badireyi atlattı görünüyor. Belki görüşme sonrası ABD’de bazı tepkilere maruz kalacak, ama şimdilik tansiyonu almış görülüyor. Putin, Kırım’ı ilhakıyla ortaya çıkan meselelerden (ekonomik yaptırımlar devrede,) kurtulmanın çabasındaydı. Sonuçta bu ilk görüşme, daha sonra çok sayıda “teknik” görüşme yapılabilir ve diğer bütün konular hakkında güven tazeleyen iki tarafın liderlerinin gözetiminde birçok alt görüşme yapılabilir.

Trump, “Parlak bir gelecek için daha güçlü bir diyaloğun ilk adımlarını attık, Rusya ile yapıcı diyalog yeni yolları açacaktır,” diyerek bu yakınlaşmayı açıklamış oldu. Bu ABD içinde pek sevilecek bir yaklaşım değil. Zira ABD için klasik “düşman” Rusya’dır veya en azından böyle olmalıdır. NATO dahi bunun için var. Trump’ın her şeye yeniden başlıyormuşçasına ortaya koyduğu bu tavra karşılık, “Olur mu, sen sadece bir sürecin halkasısın, geçmişi unutma!” diyecek çok görüş öne sürülecektir. Nitekim bazı tepkiler öne sürüldü bile.

Türkiye’yi ilgilendiren konu Suriye’yle ve mültecilerle ilgili oldu. Açığa çıktığı kadarıyla görüşmelerin bu yönü Türkiye’nin lehine görülebilecek bazı sonuçlar ve mesajlar vermiş haldedir.

Putin tarafından, “Suriye’de ABD ve Rus askerleri iletişim halindeler,” deniyor ve ortak amaçlarla faaliyet gösterildiği bildiriliyor.

Terörle mücadele” kavramı daha da belirginleşmiş oldu. IŞİD ve İran’ın Suriye’de sayıları 80 bini bulduğu söylenen Hizbullah’ın bölgeye getirdiği baskı en azından sorularla ortaya çıkan ve cevaplanan konular sınıfından oldu. Putin’in mesajı şu: “Teröre karşı ortak çalışmanın önemini vurguladık.

İran’ın pozisyonu sadece Suriye ilgili de değil. Putin, “İran’la nükleer anlaşmadan çekilmeyi de konuştuk. ABD, İran’la nükleer anlaşma konusundaki pozisyonumuzu biliyor,” dedi. Böyle açıklandığına göre Trump’ın anlaşmadan çekilmesi konusunda bazı konular gözden geçirilmiş görünüyor.

ABD, Suriye’de iç savaşın bitmesi ve İsrail’in güvenliği konusunu müşterek görüyor. Trump şöyle dedi: “İsrail’le çok uzun zamandır dostuz. Suriye konusunda bir şeyler yapmamız gerektiği konusunda hem fikiriz. Suriye ve İsrail’in güvenliği için işbirliği arıyoruz. İsrail’in güvenliğini sağlamak hem benim hem de Putin’in görmek istediği bir konu. Suriye’ye insani yardım konusunda ikimiz de istekliyiz. Ordularımız çok iyi anlaşıyorlar. Suriye krizi karmaşık. İki ülkenin işbirliği yüzbinlerce insanın hayatını kurtarma potansiyeline sahip.

“Rekabet” konusu en çok petrol, doğalgaz ve ticaret üzerinden görüşüldü. “Petrol ve doğalgaz alanında ABD de büyük bir güç. Hiçbirimiz fiyatların düşmesini istemiyoruz. Böyle bir şey olduğunda doğalgaz üretiminin anlamı kalmıyor. Ancak bir fiyat yükselmesini de istemiyoruz. Biz Ukrayna üzerinden doğalgaz sevkiyatına devam etmek istiyoruz.” Putin’in ifadesi böyle.

Türkiye merkezinde bazı değerlendirmeler yapmama müsaade edin. Şöyle ki:

  • ABD ve Rusya ile çok sıkı temasta olmalıyız, bizim dışımızda ne Suriye ne de başka bir konuda bu iki ülke, “Biz hallederiz, bize güven, sen bekle…” dememelidir. Her yerde ve platformda varlık göstermek zorundayız. Aktif politikaya devam!
  • Enerji piyasasında belirleyici olanlar bu güçler. Karşı tedbir olarak tarım-sanayi malları ve diğer emtia fiyatları da devreye konacak. Teknoloji satışları da, mülkiyet hakları barajları da devrede olacak. Fiyatlar aratacak ve şimdiden çok dalgalanmalar olacak görülüyor. Dolayısıyla tedbirli olmakta yarar olacak. Boru hatları, enerji depolama ve nükleer enerji gibi stratejik konulara devam!
  • Yatırımların doğru yapılması ve küresel boyutta rekabet eden bir Türkiye’nin inşası için altyapı eksiklikleri var, bunlar için çalışmak gerekiyor. Gelişmiş insan gücü, doğru odaklanma, eğitim, teknoloji ve Ar-Ge çalışmalarına devam!
  • Terörle mücadele ve bu kartla politik açılım sağlama özdeş haldedir. Dar anlamlı terör ve terörle mücadele değil, bu konuda stratejik ve öngörülü düşünmek gerekir. Terörle mücadelede değişen vizyon daha da küresel seviyede geliştirilmelidir. Terörle mücadeleye devam!
  • Radikalleşme ve dış politikada keskinleşme değil, her kapıdan girip her masada konuşabilir olmak gerekir. Düşman yok, rakip var! Rekabeti kazanacak yeni usul ve tedbirlerde uzmanlaşmak gerekir. Arayışa devam!
  • Dünyada spekülatif konular daha da olacak, hatta bilerek artırılacak. Buna göre devletin yapılanması, ilgili birimler oluşturulması gerekecek. Yapılanmaya devam!
  • Bütün bunlar için vizyon, jeostratejik bakış ve denge politikalarında tecrübe sağlamak şarttır. Eğer tecrübemiz varsa şimdi yapılacak olan bunu gösterebilmektir; gösteremezsek sorunu dışarıda aramaktan vazgeçelim.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

ÖNCEKİ YAZI

Talepname

DİĞER YAZI

Milletin Toplumsal Barış ve Siyasal Uzlaşma Talebi

Politika 'ın son yazıları

25 views

Irak’ta Aydınlık Dönemin Başlangıcı

Türkiye, Bağdat'ta Irak ile tarihi bir süreci başlattı, atılan imzalar var, geliştirilen yeni stratejiyle birlikte yapılacak işler var. Bunlar ekonomiden, kültürden, güvenliğe uzanan işler. En önemlisi, inanmışlık, güven ve umut ışığı!..
40 views

Filistin-İsrail Politikası Hakkında

Ortadoğu'da, ABD'nin "kontrol bende" dediği bir ortamda, İsrail'in şımarıklıkları ve İran'ın anlamsız çabaları sürerken, Filistin konusunda nasıl ilerleme sağlanabilir? Bu dramatik konuyu aktörleri belirterek gözden geçirelim.
43 views

Stratejik Algı Yönetimi

Strateji ile algı yönetimi bahislerini, canlı örnek olduğu nedenle, Ortadoğu, ABD ve İsrail ile açıklayacağım. Buradaki amacım yaşamda ve çıkarları elde etmede dilin ve yaratılan algının kullanılmasının ne kadar etkili olduğunu göstermektir. Evet, temel olarak bu bir iletişim konusu olsa da görüldüğü üzere, ülkelerin mücadeleleri ve savaşların nedeni dahi olabilmektedir.
77 views

Yapay ve Doğal

Size analitik bir yöntemle, halen Ortadoğu'daki onca yapaylığa ve yürütülen negatif amaçlı algıya rağmen, Türkiye'nin ne denli doğallık içinde ve istikrar amaçlı politika yürüttüğünü açıklayacağım. ABD ve Rusya gibi büyük güçlerin yanısıra, bölgede İran ve İsrail arasında yaşananları kavramsal boyutta irdeleyeceğim. Analizin her bir basamağında belirginleşen kuralları açıklayacağım.
121 views

İsrail, İran ve Gazze

Genel bir değerlendirme yapalım, çünkü İsrail, 7 Ekim saldırısından 6 ay geçti ve "bugün Gazze'de üçüncü aşamaya geçtik" dedi. Bu ne demektir, bölgede başka ne gibi gelişebilir olabilir, hepsini inceleyelim.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme