tespitler-ve-beklentiler
Tespitler ve Beklentiler

Tespitler ve Beklentiler

18 Temmuz 2018
Okuyucu

Sosyal durum tespiti ve buna karşılık bazı yapılacaklar hakkında bir yazı okuyacaksınız. Amacımız insanımızın moral değerleriyle ilgili yapısını analiz etmek ve yapılabilecek bazı olumlu çalışmaları bulmamıza yardımcı olmak. Neticede özgüvenli, kendiyle barışık, canlı, dinamik bir toplum olmamız gerekiyor.

Ne durumdayız? Yüzeyselleşiyoruz…

Beğeni ölçülerimiz daraldı. Estetikten tutun, öncelik alması gerekeni bile öne çıkarmaktan geri kalmış durumdayız. Bayağı olanı baştacı yapıyoruz. Değersize fazladan değer atfediyoruz.

Daralmış ve çaresiz hislerle sokağa çıkan bir toplum olduk; kavgacı ve huzursuz.

Okumuyor bakıyoruz. Baktıklarımızı paylaşıyoruz. Kendimize bir görev vermişiz, bazı sözcülerin her dediğini anlamadan paylaşmak gibi; bu ne sosyal olmak ne de duyarlı!

Eleştirmiyor kavga ediyoruz. Oynamıyor, oynayanı seyredip eleştiriyoruz.

Değerli olanı değersizleştiriliyoruz. Neden? Kendini göstermek isteyen, diğerlerinin güzelliklerini örtmeli! Bu tip küçük hesaplar içindeyiz.

Özellikli ve donanımlı olma yarışı verdiğimizi zannediyoruz ama nedense karşılığını alamıyoruz. Çocuklarımız bile bir şaşkınlık içinde büyüyorlar.

Kazanamıyoruz. Göç ediyoruz. Kökleşemiyoruz. Sevmiyoruz, seviyor gibi yapıyoruz. Kapılıp gittiğimiz şeyleri sorgulamaktan aciziz. Bakıyor, görmüyoruz.

Sorumluluk almaktan kaçıyoruz. Mühendislik yapmıyoruz. Teknik yönde ileri değiliz. Takip edemiyoruz, giderek geriliyoruz. Politize ve militarize oluyoruz. Sosyal sivilleşmeden uzaklaşıyoruz; buna karşılık ideolojik sivilleşmeye kayıyoruz. Böyle yapınca oldu zannediyoruz. Olmuyor!

Yanılıyoruz. Mutsuz oluyoruz. Toplum olarak neden memnun olacağımızı bilmiyoruz! Ne yapalım öyleyse?

Çocuklarımız istismara uğruyor. Kadınlara saldırılıyor. Sokak hayvanlarına eziyet çektiriyoruz… Ne oluyor böyle? Ama bunlar ortaya çıkan sivri uçlar, bu sivri uçlar sinir uçlarımız…

Elbette herkes çalışacak, terleyecek, üretecek; ama hakkettiği şekilde bir sosyal yaşamı da olacak. Kapkaççılıkla, fırsatçılıkla ve kayırmacılıkla öne çıkanların önü alınmazsa toplum rahatsız olur. Sosyal düzenden uçurumlar ortadan kalmalıdır.

Çağımızın sorunu olarak tarif edilen orta gelir tuzağından kurtulmak için yapılması gerekenler var. Orta direğin ezildiği ve kandırıldığı bu asırda yapılması gerekenler belli! Bu çoğunluk kesim mutlu edilmelidir. Çoğunluğu oluşturan sosyal yapı geliştirilir, zayıflatılmaz!

Halkı borçlandırıyoruz. Kredi imkanları sunuyoruz. Halbuki alacak güç yok, halbuki o tüketilen mal ve hizmete de ihtiyaç yok. Alamayan kıskanıyor, elde edemeyen kendini darda hissediyor…

Maddileşiyoruz, nesnelleşiyoruz, insanlığımızı unutuyoruz.

Bir kısırdöngü içindeyiz… Uğurböcekleri gül bitlerini temizlerdi. Güller çabuk büyüsün diye kimyasal kullandık. Güller büyüdü ama çabuk boynunu büktü. Uğurböcekleri gülün üzerindeki zehir sebebiyle öldü, giderek sayıları azaldı. Gül bitleri çoğaldı. Daha fazla kimyasala ihtiyaç duyulur oldu. Kısırdöngüyü bizler yaratıyoruz.

Arıların tozlama yapması gerekiyordu. Arılar doğal olmayan pek çok şeyden dolayı bahçelerimizden uzaklaştı. Tozlanmayan çiçekler ne yapsın, meyveler azaldı.

Aile yapılarımızı güçlü tutmamız gerekiyor, Bu yaşam düzenekleri bizi aileden uzaklaştırıyor. Evler yatakhane ve lokanta işlevi görür oldu. O sıcak yuva nelerde? Her türlü dert ve tasanın mahremiyet içinde çözümlenebildiği…

Halkı mutlu etme biçimi doğal ve gerçek unsurlara dayandırılmalıdır; yapay, geçici, meşru olmayandan kaçılmalıdır.

Çalışan, çalışma saati dışında sosyal etkinliklere katılmalı, hobileriyle ilgilenmeli, sohbet edebilmeli, kendini ifade edebilmeli, varlığından önce kendisi gurur duymalı, kahkaha atabilmelidir.

Yöneticilere düşen görevler var. Bazı yaşama dönük alanları boş geçiyoruz. Nedir bunlar? Spor, sanat, edebiyat, eğlence, müzik; ama hepsinden, çeşitlenmiş biçimde ve gerçekten kaliteli olanlarıyla ilgilenmemiz gerekiyor. Sporun, sanatın, vs. her dalı içinde yer bulmak, faaliyet göstermek… Bu hem güçlenme, özgüven, tatmin ve rahatlama hem de ilave ekonomi yaratır. Nerede salonlar, sahalar, gereçler, aletler, kolaylıklar?..

Neden düşünmüyoruz? Neden sosyal yaşamın unsurlarını kısırlaştırıyoruz? Neden içimize kapanır gibi bir durumdayız?

Bağırınca çok dinleneceğimizi mi zannediyoruz? Sakin tavırlı ve ayrıntılı konuşan, kendiyle barışık kişiliklere ihtiyaç var.

Bir tatminsizlik hali var. Bu hal bizi özgüvenli, barışık ve dinamik yapmaz. Ne yaptığımızı bilmemiz gerekiyor. Savrulmak hayra alamet değil.

Espri yapmayı bile unuttuk, tahammül sınırımız geriledi. Düşünce suç olmaz. Daha güçlü düşüncelerin ortaya çıkması için serbestlik şart. Biz bu yeni ve farklı düşüncelerle güçlenebiliriz, fark yaratabiliriz, anlaşmanın çıtasını yükseltebiliriz.

Dengeli bir yaşam arıyoruz. Yaşamın bir dengesi olduğumuzu hissetmemiz gerekiyor. Empati yapamaz olduk.

Anlayışlı olmaya ihtiyacımız var.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

simbiyotik-iliski-mutualizm
ÖNCEKİ YAZI

Simbiyotik İlişki – Mutualizm

turkiye-batti-mi
DİĞER YAZI

“Türkiye battı mı?”

Kültür 'ın son yazıları

382 views

Eleştiriler

Sizlere günümüzün iyi algılanması gerektiği bağlamında, özellikle bizi ilgilendiren yönleriyle, sosyal bilimler ve dış politikaya dair bazı eleştirilerimi aktaracağım. Dünya hızla değişiyor, güç dengeleri bildiğimiz biçimden oldukça farklılaştı, eğer bunlara ait kavramlara ve anlayışlara vakıf olamıyorsak, konuşuruz ama aslında başka bir şey anlatırız.
377 views

Devrim

Bize devrimin ne tarafı kaldı? Diyeceksiniz ki hangi devrimin? Açıklayacağım. En başta şöyle sloganik işaret edeyim: Devrimden değil, sapkınlardan ve geç kalmışlıktan kork!
578 views

Generalist

Ülkeler ve dünyamız için iyi bilinmesi gereken bir konuyu işleyeceğim, generalist olmak. Buna karşılık gelen bir sözcük aradım bulamadım, yine de ben genele yetkin diyeceğim. Genele yetkin kimseler kimler, örnekleri neler? Uluslararası İlişkiler, Ekonomi ve Askerlik sahalarında örnekler vereceğim, neden gerekli, bunu açıklayacağım.
532 views

ENTELEKTÜEL SORUNSALI

Temelde insanın doğası, zamanın getirdikleri ve sürekli gelişen küresel zorluklar var. Bunun üzerine her alanda tereddüt uyandıran değişik adımlar ve gerçek bir hedef. Sözü edilen şu, kalkınmak! Eğer artık kalkınmışlar sınıfında olmak istiyorsanız!.. Gerçekten istiyor musunuz? İşe bu emelin ne denli büyük bir mücadeleyi gerektirdiğinin farkında olmakla başlanmalı. İşte tam da bu noktada, düşünsel içerikli bir açıklamam olacak. 
2.1K views

Sıradan ve Mükemmel

Bu makalede sizlere insan zihni içerisindeki tarif veya algı ile gerçeğe ilişkin olanın farkını açıklayacağım. Ele alacağım temalar sıradancılık, mükemmelcilik ve gerçeklik ötesi hakkındadır. Başta soralım, karşılaştığınız şey gerçek mi, yoksa gerçek ötesi mi?
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme