Cehaletin çok yüzü vardır, biz burada millete musallat olan belli başlılarını inceleyelim. Topluma bakılırsa cehalet kavramı oynaktır; bildiğini zanneden ile bilmeyen arasında gider gelir diye düşünülür. Ama belli bir noktaya göre, ki o bilmekle alakalıdır, mukayese edilirse yeri bu taktirde belirginleştirilebilir. Dolayısıyla cahil duyguyla değil,
DevamıIrak Şam İslam Devleti (DAİŞ/ISIS/İŞİD) terör örgütü hakkında yayımlanmış çeşitli raporların, bildirgelerin ve görüşlerin bir irdelemesi yapılacaktır. Burada daha çok DAİŞ gibi örgütleri yaratan mantık üzerinde durulacaktır, rapor ve bildirgeleri hazırlayanların akıllarının arka planı üzerine yoğunlaşmaya gayret edilecektir. Amaç, aynaya bakıldığında ne görülüyor, bu gerçeği belirginleştirmektir. İslam’ın savunmaya ihtiyacı var mı? İslam’ı savunurken asıl yapılan kendimizi savunmak mı oluyor? DAİŞ’e veya bir başkasına bakarak mı İslam’ı savunma ihtiyacı duyacağız? İslam’ın kendiyle sorunu yok, sorunu olan belli dönemlerin içindekiler, ortamın ve şartların akışında sürüklenenler, sorunu olan bizleriz!.. Düşünüyorum ki, ortada bir bataklık var, sivrisinekler türeyebiliyor, tarihsel verilerin ışığında örneklemek mümkün, bazen
DevamıCahiliye ve cahillik kavramlarını, aralarındaki farkı, taassubu bugüne dönük açılımlarını ve buradan çıkarmamız gereken ödevleri irdeleyeceğiz. Arap Yarımadası ve cevresindeki toplumların alışkanlıklarına, düşüncelerine ve yaptıklarına bakıldığında, Kur’an’ın indiği zamanın hemen öncesine “cahiliye” denmektedir. Cahiliye kavramının anılan dönemde dünyadaki tüm sapkınlığa düşmüş toplumları kapsadığını düşünenler de vardır. Cahiliye özel bir dönemi açıklar ve bu bir tespittir. Kur’an var oldukça cahiliye döneminin özelliklerinin tahliline doğal olarak devam edilir. Cahiliye uygulamaları bugün görüldü ise aynı çerçevede değerlendirilir. Bugün için cahiliye Kur’an algısı ile bir değişikliğin kavranmasına ait aklı belirginleştirir. Elbette nerede ve kiminle ilgili olursa olsun, cahilliğin bittiği kabul edilemez. Unutmayalım, dünyada bilgelik
DevamıYalanım yok! Bu aforizmaları aklımın içinde belirgin resimli ögeler düşünerek yazıyorum. Saf camın aklıyla, iç-dışbükeysiz. Böyle yansıyor kağıda sözcükler; belki maksatlı, belki saklı… Düşünceme göre bu aforizmalar insan yaşamı için bir kan damarı! Nedendir bilmem, böyle demek geçti içimden. Bir tıkanıklık durdurur akışı!.. Daha canlı ironiler var elbette. Ama “an” için bunlar gerekli! Bu an için elzem, yalnız kanla ilgili olandır; kanla, damarla, kalple… Canlı ve Uyum Dağlarda veya ormanlarda hiç el değmedik yerlerdeki adı konmamış otlar da canlıdır; kentlerde saksı içindeki en nadide süs bitkileri de… Okyanus diplerinde hiç ışık görmeyen, insanın temasını bekleyen çok canlı vardır, mikroskopla bile
Devamıİnsan algısı ve fiili içinde kalmakla, bunun dışındakilerin neler olduğunu ayrı tanımlamak mümkün, birlikte tanımlamak da… İnsanlık bunun her ikisini de yaptı. “Bana göre bir dünya kurun, ben her şeyi anlayayım…” Doğdu, büyüdü, toplumun içinde… Canlı birey her aktivitede görülmeye gayret ediyor, çevresine bir şeyler anlatıyor… Bir cümlelik düşünceye mecburen bakıyor, “Bu ne demek?” diyor. Ona göre bir sunum yapılmadığına kızgın her halde! “Ben biliyorum!” Biliyorsun, ama neyi, ne kadarını? Peki, bildiğin gerekli mi? Bilgi konusunda doğrudan, dolaylı ve aldatıcı o kadar çok şey var ki!.. Günlük yaşamda kullanılanlar bile belirgin bir karmaşanın tarifini yansıtır mahiyette. Hanımlar kolunun çay partisinden
Devamı