“Ayna” metaforu Jacques Lacan’a aittir. O, psikanalizdeki çok önemli tezini “ayna evresi” diye açıkladı, ben de “ayna etkisi” şeklinde bir benzetmeyle size temel bazı ikilemleri açıklayacağım. Ben aynayı Lacan’dan ödünç alıyorum. Kullanım alanım başka olmakla birlikte ben açıklamalarımı Lacan’ın alanından bize doğru yaklaşarak yapmaya
MoreGeçenlerde birine, “Bizim milletimiz özür dilemeyi bilmiyor, örneğin siz özür diler misiniz?” diye sordum. “Neden dileyeyim ki?” diye karşılık verdi. Hatta biraz kızmış ve şaşırmış olduğunu gördüm. “Dile, ne olur?” diye tekrar sordum. “Ne kabahatim oldu ki?.. Hem kendimi neden aşağılatayım?” şeklinde cevap verdi. Şaşırdım! Burada bir şeyler hem yanlış hem de eksikti. Toplumsal bir farklı algı konusu vardı ortada, üzerinde duran da yok gibiydi. Gelin birlikte biraz tartışalım. Önce size olduğu gibi sözlükten açıklayayım, sonra daha ayrıntılı inceleriz. Bakın: TDK sözlüğü özrü şöyle açıklıyor: Bir kusurun hoş görülmesini gerektiren sebep, mazeret; bir suçun elde olmadan yapıldığını ileri sürmek, mazeret
MoreIrak Şam İslam Devleti (DAİŞ/ISIS/İŞİD) terör örgütü hakkında yayımlanmış çeşitli raporların, bildirgelerin ve görüşlerin bir irdelemesi yapılacaktır. Burada daha çok DAİŞ gibi örgütleri yaratan mantık üzerinde durulacaktır, rapor ve bildirgeleri hazırlayanların akıllarının arka planı üzerine yoğunlaşmaya gayret edilecektir. Amaç, aynaya bakıldığında ne görülüyor, bu gerçeği belirginleştirmektir. İslam’ın savunmaya ihtiyacı var mı? İslam’ı savunurken asıl yapılan kendimizi savunmak mı oluyor? DAİŞ’e veya bir başkasına bakarak mı İslam’ı savunma ihtiyacı duyacağız? İslam’ın kendiyle sorunu yok, sorunu olan belli dönemlerin içindekiler, ortamın ve şartların akışında sürüklenenler, sorunu olan bizleriz!.. Düşünüyorum ki, ortada bir bataklık var, sivrisinekler türeyebiliyor, tarihsel verilerin ışığında örneklemek mümkün, bazen
MoreSözcükler kah acıdır, iğneler, batar, gözyaşlarına boğar insanı, kah tatlıdır, mutluluk kapılarını aralar, büyülüdür sanki… Sözcükler dikkatle seçilmelidir, değil mi? İnsanlığın tecrübelerinden geleceğine doğru yürüyüşte anlamı ifade ederken sorumluluk duyulmalıdır. Derler ki, söz gümüşse sükut altındır! Bu susmak demek değildir, had bilmektir. Derdini anlatamayan bir toplum neyi elde edebilir ki? Hatta sözcükler için de söylenebilir, adamı vezir de eder, rezil de! Boş tenekeden çok ses çıkar! Böylesi ifadeler, sözün sahibine, dur önce bir yutkun, öyle konuş, der. Sözcükler yetiyorsa iletişim, uyum, ölçü vardır, had bilmekle ilgili sorun çözülmüştür, Ademoğluna yakışan budur. Elbette Ademoğlu aklını kullanır, kalbini dinler ve öyle konuşur.
MoreBir pencere, profesörler, yazarlar, tüketilen saatler ve konu “ahlak”. Etrafta ahlaksızlık diz boyu, cehalet almış yürümüş; hesapta bir yarar olsun diye tartışılıyor; ama programın sonucu kocaman bir sıfır. Bu sonucu pencereyi kapatırken sorumlu da ikrar ediyor. Ben kendime göre sonuçlar çıkardım. Ama bizler ahlak konusunu tartışmaktan bile çok uzaklara düşmüşüz. Aklımız paramparça, toplumsal değerlerimiz yoz!.. Zannediyoruz ki yönetsel konuları düzenleyince ahlak da kendiliğinden düzelir. Yani kendi yapacağımızı bir kenarda tutuyoruz. Ahlak bireyden, onun da nefsinden itibaren önem kazanır. Nerede o iraden ey Ademoğlu? Neyin sınavı bu? Başkasının mı, sistemlerin mi? Kurtulamazsın! Nefs konusunu çözümleyememişler, insan olmayı anlayamamışlar ama bir şekilde
MoreKendi ömrümüz içerisinde dahi yaşamın ne denli önemli bir değişim içerisine girdiğini ve döngünün inanılmaz farklılıklar yarattığını gözleyebiliyoruz. Bu kadarı bile farklı sonuçlar çıkarmaya sebeptir. En büyük cehalet farklılıklara anlam verememek olmalı. Hele bu iş bir liderlik boyutunda ele alınırsa… Genel değişimde insan Bu yazıda doğallığı, bilimi ve anlamı İslam düşüncesinin engin okyanusundan ayrı tutmadığımı; bilakis her şeyi müşterek düşündüğümü bildirmek isterim. Zira kainatı, evrenleri, insanın içinde bulunduğu evreni ve dünyayı, doğayı ve işletimlerini yaratan ve bilen O’dur. Süreçlerin şifrelerini veren, başlatan ve sonlandıran O’dur. O’nun kapsamadığı yoktur. Kapsam büyük bir doğallığı içerir. Benim genel düşünce sistematiğimde olanlar bunlardır. Evren
More