Ukrayna Cephesinde Değişen Yok

26 Eylül 2023
Okuyucu

Nasıl derseniz, Rusya ile Ukrayna veya ABD ile Rusya, halen bölgemizde, bir yönüyle dünyada bir savaş yaşanıyor. Bu savaşla ilgili olarak görüyorum ki, büyük düşünce kuruluşları tarafından önemli değerlendirmeler yapılıyor ve çok önemli isimler tarafından küresel medya aracılığıyla mesajlar veriliyor. Takip ettiğiniz üzere, ben de konuyu gündemde tutmaya gayret ediyorum, stratejik ve operatif yönlerden değerlendirmelerle, sizleri bilgilendiriyorum.

Rusya, Kırım’ı işgal ettiği 2014 yılından yaklaşık 8 yıl sonra, 24 Şubat 2022’de Ukrayna topraklarına saldırdı ve bugün bu savaş devam ediyor. Rusya buna Özel Operasyon adını verdi. Fakat ben buna anlatım kolaylığı olması açısından kısaca “savaş” diyeceğim.

Şimdi tarafların stratejilerine ve hareket tarzlarına bakalım:

ABD

ABD’nin stratejik hedefleri: Rusya’yı zayıf düşürmek (yıpratmak), sonra demokratikleştirmek; Rus ordusunu Ukrayna’dan çıkarmak, nüfuzunu azaltmak; NATO’nun daha fazla genişleme stratejisinin önündeki bütün engelleri kaldırmak.

ABD bunu yaparsa Rusya’nın işgalinde Moskova’nın geri adım atabileceğini savunuyor. Başka ifadeyle, devam eden savaş için barışın ancak stratejik kazanım yoluyla sağlanması seçilmiştir.

ABD bu hedeflerinde başarıya ulaşabilmek için; ortaklarıyla güç birliği yaptı, NATO’yu bölgede hazır duruma getirdi, asıl düşman olan Rusya ile savaşarak yıpratması ve kendi halkını ayakta tutabilmesi maksadıyla Ukrayna’ya her türlü desteği verdi, Rusya’ya ekonomik konular başta olmak üzere çeşitli yaptırımlar uyguladı.

RUSYA

Bugün Rusya’nın hareket tarzı şöyle: Ukrayna’da zamanı ve mekanı lehine kullanmayı ve klasik cephe savunması ile hasmını niyetlerinden vazgeçirmeyi seçti, karşısındaki bloğun ideolojik ve politik çözümlemesini yaptı ve dünyada bu yolla bir karşı duruş sergilenmesi sürecini başlattı, NATO’nun genişlemesinin önüne geçecek hamleleri yapma amacını dondurdu.

Ukrayna topraklarındaki savaşta Rusya, füze, top, uçak taarruzu ile hedeflerini vuruyor; vurmaya devam eder. (Bazen drone kullanmaktadır.) Karadeniz’de ablukasını ve tahıl/ticaret altyapı tesislerine saldırılarını sürdürüyor; saldırmaya devam eder. İşgal attında tuttuğu Donbas ve Kırım bölgelerindeki temas hattı üzerinde savunma yapıyor; savunmaya devam eder.

NATO, Rusya’nın, geri bölgeden daha fazla birlik getirip Ukrayna’da riske atmasını ve daha fazla birliğinin zayi olmasını bekliyor olabilir. Rusya bir ara bu hatayı yapar gibi oldu, ama sonradan toparladı. Bu arada dünya Wagner paralı asker şirketinin Bakhmut’ta kayıp vermesine tanık oldu. Sonrasında Wagner’in durumu malum!

Bu şartlarda Rusya, savaşı, en az kayıp vererek, zamana yayarak, gücünü muhafaza ederek sürdürmek, Ukrayna’nın harbe devam azim ve iradesini bu şekilde kırarak kazanmak, NATO ile karşı karşıya gelecek her türlü hareketten kaçınmak, türü operatif/stratejik hedeleri seçmiş görülüyor.

Rusya’nın nükleer silah kullanmak gibi bir alternatifi yok. Bunu iki nedenle öngörmüyorum: Birincisi Çin bu seçeceğin asla kullanılmamasını kendilerine ifade etti, ikinci olarak bir Kitle İmha Silahı kullanmak demek, meşru biçimde NATO ve diğer uluslararası kurumları Rusya’nın üzerine çekmek demek olur.

Rusya kendine müttefik aradı; pek buldu sayılamaz. Özenle Çin’i kendi yanına çekmek istedi, bunda başarılı olamadı. Çin’den ticaret yoluyla malzeme alımı sürüyor; bu daha fazla oranlara erişebilir. Bunun dışında Rusya, İran ve Kuzey Kore’den askeri malzeme ve silah temin etme konusunda anlaşma yaptı, özellikle mühimmat sarfı yüksek olduğu nedenle bu açığını kapatmanın yolunu aradı ve buldu. İran’dan kamikaze drone alımı sürüyor.

Rusya, Doğu Avrupa’da NATO güçlerinin karşısındaki Belarus’a stratejik/operatif gücünü konuşlandırdı. Baltık’ta kendi toprağı olan Kaliningrad’a bağlantı için önemli gördüğü Belarus’a birlik aktardı.

Rusya bu hamleleriyle bir yandan Ukrayna’nın kayıplarını artırır, diğer yandan ona destek veren ABD ve ortaklarının tahammülünü zorlar. En azında hareket tarzını bunu işaret etmektedir. Güç mücadelesi şekli de bu mantık üzerinden açıklanabilir.

UKRAYNA

Ukrayna, bu bahar başlangıcında Donbas bölgesinde bir karşı taarruz başlattı, ama pek başarı sağlayamadı. Rusya’nın istediği buydu, Ukrayna bunun farkına vardı, ama bu denemeden biraz zarar gördü, belki de kendisine destek verenlerle birlikte bir tecrübe edindi. Şimdi Ukrayna hava gücünü kuvvetlendirmekle ilgileniyor. Ukrayna denizden ve havadan sürpriz saldırılar yaparak savaşın sıcaklığının Rusya içlerinde hissedilmesini istedi. Bu asimetrik saldırıları devam ediyor; saldırıları devam eder. Ukrayna, Rusya’nın füze, top ve uçaklarıyla taarruzlarından asgari etkilenmek ve mümkünse hiç etkilenmemek adına hava savunmasını güçlendirmek istedi; hava savunmasını güçlendirmesine devam eder.

Ukrayna’nın en büyük iki darboğazı: Karadeniz’de deniz gücünün olmaması, dolayısıyla ablukayı kıracak türden deniz üstünlüğü yok; aynı şekilde, hava hakimiyeti mücadelesinde büyük zaafiyet içinde olması ülke savunması konusunda eli kolu bağlıyor.

DEĞERLENDİRME

ABD hedefleri ve Rusya’nın seçtiği son hareket tarzına bakılırsa, bu savaştan bir sonuç görmek için henüz çok erken. Savaşın uzadığını artık herkes dile getiriyor ve bu aşamada ABD ve ortakları da Rusya’yı sıkıştırmak adına yaptıklarını gizlemeden gerçekleştiriyorlar.

Bu durumda ABD ve ortakları neyi değerlendirdi? En başta işaret ettiğim hedeflerde kendi planlarının iyi işlediğini ve başarının bu yolla alınabileceğini hesaplıyorlar. Peki, Rusya ne yapabilir? Ayak sürüme yöntemine sarılmayı seçiyor. Bu ayak sürüme yöntemiyle, zaman uzadıkça rakiplerin yorulacağını düşünüyor. ABD ve ortakları, Rusya’nın bu yola gireceğini elbette düşündüler. Onlar da uzayan bu savaşta kararlılık göstermeye devam ediyorlar.

Rusya’nın savaşına NATO tepki gösterdi, hatta Ukrayna’ya açık destek sağladı. Halen NATO, genişlemesini de mümkün kıldığı bir süreçte, askeri bakımdan kuzey ve doğu Avrupa’da bir boşluk bırakmayan tedbirlerini aldı ve Rusya’ya bu bölgede pek bir seçenek bırakmadı. Rusya, savaşı dünyaya yaymak gibi bir hamle yapmak istediyse de bu pek mümkün olmadı. (Örnek, Afrika.) Karşılığı olarak, ABD ve ortakları da Rusya’nın dikkatini başka coğrafyalara çekmek istedi. (Örnek, Güney Kafkasya.) Rusya verdiği tepkilerle, olası derinleşecek yaraları anında pansuman etti veya dağladı. Bunları boks müsabakasında rakiplerin birbirini denemek için çeşitli hamleler yapması, yoklaması, gibi düşünmek mümkündür. Anlaşılan o ki savaşın yayılması için yapılan yoklama hamleleri sürse de şu an için gelişen bir sürpriz yok.

Toparlarsak, savaş Ukrayna toprakları içinde sınırlı kaldı.

NATO, Rusya’nın bütün hareketlerini izliyor, gerekli hamlelerini “sıcak/temaslı” savaşa girmeden (veya tersine ifadeyle, “soğuk/temassız” çatışma – ben bu tabirleri kullanıyorum ki yerleşsin istiyorum) yapıyor. NATO yine de Rusya’nın daha fazla güç sarf etmesini ister, bu amaçla Ukrayna’nın sürekli manevra yapmasını sağlayacak türden teşvik eder. (Örnek, karşı saldırı.) NATO, Ukrayna’nın hava gücü oluşturmasına, teknolojik ve özel seçili silahlara ulaşmasına, uzun menzilli saldılar yapabilecek desteği sağlamasına devam ediyor; bu desteğini daha fazla oranla sürdürecek görünüyor. (Örnek, Storm Shadow.)

Rusya-ABD birbirlerini çatışma ortamındayken dengelediler. Diğer yandan gelişmesi mümkün ABD-Çin gerilimi hakkında henüz tehlike çanları çalmıyor. ABD, Çin’in ne yapıp yapamayacağını gayet iyi anlamış durumda. ABD ve Çin kendi çıkarları için “kontrollü gerilim” stratejisi seçiyor. Dolayısıyla, Pasifik’ten gelebilecek gelişmelerin Ukrayna cephesine etki etmesi gibi bir alternatif henüz yok. Bu durumda Atlantik kendi meselesiyle meşgul.

Ukrayna’daki cephenin dışında kritik mevkiler neresi? Baltık ve Doğu Avrupa ekseninde, Belarus, Polonya ve Kaliningrad hattı; Karedeniz bölgesi. Buralardaki denge, savaşın Ukrayna’da mevcut cephede ve hava gücü saldırılarıyla iç bölgelerde devam edeceğini işaret edecektir.

Güvenlik 'ın son yazıları

136 views

Etki Ajanlığı Yasası

Bu çağda, etki ajanlarına karşı önlem almak ve ülke yararına çalışanların eline mücadele etmek adına imkan vermek gibi konularda aksi düşünülebilir mi? Bu gerekli, ülke güvenliği açısından yerinde bir hamle. En azında caydırıcılık çok önemli. Ajanlar ve etki ajanları öyle cirit atmasınlar... Gerekli önlemleri ve bu kapsamda belli yasal düzenleme imkanlarını yaratalım. Her türlü tehdit var. Onları caydıralım, caydırıcı nitelikte ülkenin somut eylemleri olsun. Türkiye'de istihbarat hizmetleri 2014'dan itibaren iyi bir seyirle gelişiyor. İlk olarak operasyon yapma imkanı oldu. Kötü mü? Operasyonel İstihbarat gayet başarılı. Teröristler ve bölgemizdeki hasım ülkeler bunu görüyorlar, dikkatleri çekildi. Şimdi de bu tür ilave yasalar olsun isterim. Doğru adım! Elbette ben bu konuyu istihbarat açısından ele alacağım, uzmanlığım bu yönde. Hukuk konusu ayrı.
65 views

Yeni Üstünlük Mücadelesi ve Savunma Anlayışı

Temel konumuz silahlanma ve polemoloji olacak. Bu alanda yeni anlayışları irdeleyeceğiz. Genel savunma ve silahlanma politikalarına, büyük güçlerin aldıkları pozisyonlara, örnek olarak ABD'nin savunma yöntemine ve son olarak yeni üstünlük mücadelesi kavramlarına değineceğim. Bahsedeceğim yeni üstünlük mücadelesi terimleri neler? Oyun değiştiricilik, sistemlerin sistemi mimarisi, otonom kor sistemler, tam baskılama veya üstünlük kurma (dominasyon), bütün yönleriyle nüfuz etme (penetrasyon), istihbaratın penetrasyonu ve caydırıcılık için silahlanmak, olacak. Bunları neyle yapabilirsiniz? Bu makalede size ipuçlarını vermiş olacağım.
58 views

Otonom Orduların Tartışması

Teknoloji geliştikçe otonom sistemler cephede yerlerini alıyorlar. Kara, hava, siber-uzay, deniz, derin ve geniş cepheler... Bu konu başka ülkelerde hem askeri hem sivil, çeşitli uzmanlarca tartışılıyorken, Türkiye'de henüz o noktaya gelinemedi. Savaşın bilim ve sanatı yönüyle ben size özgün bir tartışma başlatmak isterim.
99 views

İsrail’in İran Saldırısı ve Polemolojik Analizi

19 Nisan gecesi İsrail, İran-İsfahan'daki bir askeri hedefi vurdu. Önce alınan bilgiler ve geliş yöntemleri doğru mu yanlış mı tartışıldı. Ancak, olağanüstü denebilecek türden yeni bir süreçle ilgilendiğimiz gayet açıktı. Ben sizlere bir askeri analiz yaparak, eldeki bilgileri de kullanmak suretiyle, bazı poüemolojik sonuçlar çıkarıp sunmak istiyorum.
137 views

İran Yine İsrail’e mi Çalıştı?

1 Nisan'da İsrail, İran'ın Şam elçiliğine saldırdı. 13 Nisan'da İran, İsrail'e günü-saati belli bir misilleme operasyonu yaptı, adı: Operation True Promise! 15 Nisan itibariyle durumu gözden geçirelim.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme