kuresel-finans-politikalarini-anlamak
Küresel Finans Politikalarını Anlamak

Küresel Finans Politikalarını Anlamak

2 Ekim 2015
Okuyucu

Geçen günlerde FED aldığı kararları açıkladı, faizlerle oynamayacakmış. Bu karara neden olarak faiz artırımının küresel ekonomide yavaşlamayı doğuracağı gösterildi. Bu sebep-sonuç bugünün bir denklemidir. Gelecekte şartlar daha zor olur ise Amerika finans sistemini kontrol etmeyecek mi veya daha az mı edecek dersiniz? 2050 sonrasını planlayan Amerika için finans hareketlerinin kontrolüne dönük başka politik adımların da atılması gerekecektir. Eğer bir küresel güçseniz işi kendi haline veya şansa bırakamazsınız, öyle değil mi?

Bu cümleden hareketle bazı sonuçlar çıkaralım:

1) Bugünkü tabloyla Çin başta olmak üzere gelişen ülkelerin bu tür FED kararlarıyla elinde tuttuğu tahvillerini satmaya başlamasının küresel daralmaya sebep olması tehlikesi Amerika’nın ve küresel aktörlerin işine gelmeyen bir sonuçtur. Bu şartlarda daralmak değil, genişlemek esastır. Eğer Amerika geçmişte görüldüğü gibi Afganistan veya Irak gibi bir savaşa giriyor olsaydı veya yakın zamanda İran ile nükleer barış anlaşması imzalamamış olsaydı, tamamen iç finansman gerekçelerini önceliklerdi.

2) Demek ki faiz küresel büyüme-küçülme konusu için önemli bir konudur. Eğer küresel piyasalarda doların güçlenmesi isteniyorsa diğer ülkeler kendi paralarını korumak adına politikalarını belirlemek zorundalar ve bu durum o ülkelerin görece de olsa küçülmesi anlamına gelecektir. Herhangi bir ülkenin, “ben faizi düşürüyorum,” demesi yeterli değildir; hangi gerçekçi sebeple düşürdüğü bilinmelidir.

3) Küresel büyümeden başka bir yol yoktur ve buna hakim güçler etkili olurlar. Eğer küresel büyüme olur ise bunun içinde çalışan ve aykırılık göstermeyen ekonomiler büyüyebilirler. Kapalı ekonomilerin veya kapalı ekonomik politikaların büyümesi söz konusu değildir. Eğer hakim güçler sınıfına dahil olmak hedefleniyorsa aynı kulvarda olmak gerekir, deniyor.

4) FED, “istersem durumu değiştiririm,” ikazını yapıyor, “karar verirsem yaparım, bugün olmazsa yarın, beni izlemeye devam edin,” diyor.

5) FED’in bu tip hamleleri tahmin ediliyorsa, eğer küresel aktörler tarafından hazırlıklar yapıldıysa ve fırsat bulunabildiyse, özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki paranın nereden çıkıp nereye, hangi sektörlere ve kesimlere akacağının da kararı verilmiştir.

6) FED küresel aktörleri dikkate alarak adım atıyor. Bugün birkaç tane ise yakında bunlar daha da çoğalacaktır. Eğer aktörler büyük devletler ve güçler şeklinde ise bu önce Amerika’yı rahatsız eder. Bu sebeple süreç içinde; ya diğer aktörlerin ellerindeki kontrol edilmeli, ya da aktörlerin başka yöntemlerle küçülmeleri sağlanmalıdır. Örneğin gelecekte Çin’in parçalanması en çok Amerika’nın işine gelecektir. Veya örneğin Çin gibi ülkelerin küresel aktör olma düzeninde bir değişiklik yapılmalıdır. Bu çözüm daha garanti sağlar niteliktedir. Buna göre, örneğin küresel mega-kent yönetimlerinin en azından finans bakımından bir merkezden idare edilmeleri amaca ulaşmayı temin edebilir. Devletler içinde bu tür önemli mega-kentlerin daha özerk yapılar olarak inşa edilmeleri önem arz eder. Bu yönde en belirgin araştırmaları yapan McKinsey&Company’e bakarsak küresel mega-kent yapılarıyla küresel idare mantığı daha iyi anlaşılmış olacaktır.

Bu sebeple aşağıdaki bazı verileri inceleyebiliriz:

Her yıl 65 milyon insan doğuyor, kentleşme artıyor, bu artış küresel manada her yıl 7 Chicago demek oluyor. Bu arada gelişmekte olan ülkelerin durumu dikkat çekici bir hal alıyor. Gelişmekte olan ülkelerin 440 kentinin payı, 2025 yıllarında küresel hasılanın (GDP) yarısını alacak şekilde olacak. Bu yıllarda 2,5 milyar insan Asya’nın mega-kentlerinde yaşayacak. Örneğin küresel çapta 200 şehrin 46’sı Çin sınırları içindeki kentlerde olacak. Gelişmiş ülkelere oranla gelişmekte olan ülkelerin büyüme oranı %75 daha fazla olacak. Bugün bu ülkelerin küresel ekonomideki payları 1/3 iken 2025’te 1/2 olacak. Kentlerde tüketici sınıfı büyüyor. 2030 yıllarında tüketim 2010 yılana oranla %150 artış göstererek 12 trilyon dolardan 30 trilyon dolara yükselecek.[1]

[1] Veriler McKinsey&Company’den alınmıştır. McKinsey Global Institute, Richard Dobbs, James Manyika, Jonathan Woetzel, No Ordinary Disruption, The Four Global Forces Breaking All the Trends, Public Affairs, Amazon, Barnes & Noble, May 2015.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

uretmeden-kalkinmak
ÖNCEKİ YAZI

Üretmeden Kalkınmak!

ekonomi-ve-politika
DİĞER YAZI

Ekonomi ve Politika

Ekonomi 'ın son yazıları

353 views

Küresel Kapitalizmin Vizyonu İçinde

Keşifler, sanayi devrimleri, Aydınlanma, Rönesans ve Reform Hareketleri, Fransız İhtilali, ulus devletler ve derken hızla bugünlere gelen insanın serüvenine çok farklı yaklaşımlarda bulunanlar var. Bugünden Sömürgeciliği, Emperyalizmi ve Orta Çağı yeniden hatırlatan yazarlar var. Her şey bir yana, her yaşanan gün, hatta saniye, 8 milyarlık dünya için çok değerli!
424 views

Kapitalizmin Kritiği

Güncel konulara ve kavramlara bakarak, kapitalizm gerçeğini, yaşananları, ülkelerin, politikacıların ve entelektüelin durumunu irdeleyelim. Gerçekleri, yanılmaları ve kritikleri gözden geçirelim.
496 views

BRICS Hakkında

Güney Afrika'da 22-24 Ağustos tarihlerinde BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) liderler zirvesi 15nci toplantısı gerçekleşiyor. Şimdi önemli soru ortak para birimi olacak mı? Bunu göreceğiz. Ancak böyle bir karar olsa nasıl mümkün olabilir, tarifini yapalım.
1.2K views

ABD’nin Jeo-politikası ve Küresel Ekonomideki Baskısı

Küresel ekonomik şartların aşırı derecede değişiklik göstermesinin mantıklı bir açıklaması olmalıdır. Rastgele gelişmelerin yaşanması şeklinde açıklamalar ve büyük ekonomilerin bunun üzerine politika üretmeleri pek kabul edilebilir değildir. 2008’de başlayan olumsuz dalga Covid-19'dan sonra, bugün Ukrayna’daki savaşın getirdiği olumsuz ekonomik şartları da geçti, gelişmeler salt politika deyip bakılamaz noktada, bugün Ukrayna'da bir savaş oluyorken, Hint-Pasifik’te hemen her an bir provokasyon ile şartlar gerginleştirilmektedir. Normal ekonomi yaklaşımlarıyla "normal, birbirini tetikliyor," şeklinde açıklanabilecek olumsuz ekonomik gelişmelerle, özellikle ABD kaynaklı jeopolitik ve jeostratejik girişimlerle, daha da derin sorunlar olmaya dönüştürülmektedir.
1K views

Global Inflation and Geopolitical Situation

Today we focused on the Ukraine issue. On the other hand, we have a big global problem, related to the economy. We do not talk about the relevance of these negative economic developments to the sanctions imposed on Russia, because the world wants this war to end. So who is making sacrifices or will make more, how will the atmosphere of Post-Ukraine develop?
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme