abdnin-kudus-buyukelciligi-acilisi-ve-israil-filistin-catismasi
ABD’nin Kudüs Büyükelçiliği Açılışı ve İsrail-Filistin Çatışması

ABD’nin Kudüs Büyükelçiliği Açılışı ve İsrail-Filistin Çatışması

14 Mayıs 2018
Okuyucu

İsrail Kudüs’te ABD Büyükelçiliği’ni açmak için hazırlık yaparken, Gazze’de Filistinliler kararı protesto etmekteydi. İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu 52 kişi hayatını kaybederken, 2 bine yakın kişi de yaralandı. Bunların en az 500’ü gerçek mermiyle vuruldu. Gösteriler ve çatışmalar Batı Şeria’ya da kaydı. Çatışma genişliyor, ölü ve yaralı sayısı maalesef dramatik şekilde artıyor.

Bilindiği gibi Aralık 2017’de Trump barışı bozacağı nedenle uygulamaya konmayan Tel Aviv’deki Büyükelçiliğin Kudüs’e taşınması kararını aldı. Bu tür bir girişimin barışı getirmeyeceği düşüncesinin tam tersine düşündü. Trump bu kararını BM’in 1980’de kabul edilen 478 sayılı kararına rağmen almıştı. Trump’ın bu oldubittisi üzerine İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Zirvesi 13 Aralık 2017’de İstanbul’da gerçekleştirildi. Üye 56 ülke lideri, devlet, hükümet, parlamento başkanı, bakanı ve konuyla ilgili yüksek bürokratı ile birlikte; “Kudüs Kırmızı Çizgidir ve Doğu Kudüs Filistin’in başkentidir,” dendi. ancak değişen birşey olmadı! İsrail ve ABD tüm dünyanın gözü önünde söylediğini yaptı. Hem de onlarca ölüye ve sayısız yaralıya rağmen, güle oynaya…

ABD Başkanı Trump’ın İsrail Büyükelçiliği’ni Kudüs’e taşıma kararı 14 Mayıs 2018 günü faaliyete geçti. Açılış töreni öncesinde Gazze’de ve Batı Şeria’da protestolar başladı. Ayrıca Kudüs’te kimlikle yaşayan 300 bin kadar Filistinli var. Batı Şeria’da 3 milyon Filistinli var ama etrafı duvarla çevrili, bunların Kudüs’e gitmelerine İsrail izin vermiyor. Aynı şekilde Gazze Şeridi olarak bilinen 67 km’lik tel örgülü sınırın arkasında 2 milyon Filistinli yaşıyor. Gazze toprakların diğer tarafı deniz. Bunlar da Kudüs’e gelemiyorlar. Hatta tel örgüye 500 m yaklaşacak olurlarsa ateşle karşılık buluyorlar. Gazze’de bugünkü gösteriye 40 bin Filistinlinin katıldığı bildirildi.

Bölgede 6 haftadır (30 Mart’ta başladı) Büyük Dönüş Yürüyüşü protestoları devam ediyordu. Filistinliler, 14 Mayıs 1948’de İsrail’in işgal ettiği Filistin topraklarında bağımsızlığını ilan etmesi ve Filistinlilerin zorunlu göçe tabi tutulması nedeniyle 15 Mayıs’ı “Nekbe” (Büyük Felaket) olarak anıyordu. Filistinliler, Nekbe’nin 70. yılını protesto etmek için “milyonluk yürüyüş” adını verdikleri kapsamlı gösteriler düzenliyordu.

Büyükelçilik açılış gününün bu tarihi güne denk getirilmesi boşa değildir. İsrail’in kurulma gününde Elçilik açılmış oldu. Bu bir meydan okumadır.

Bugün İsrail güvenlik güçleri dronlarla izleme yaptı. Bu hava araçlarıyla göstericilere gaz attı. Keskin nişancılar kullanıldı. Gösterici Filistinliler ise lastik yaktılar, karartma sağlamaya çalıştılar, taş attılar. Buna rağmen İsrail askeri canlı yayında, dünyanın gözü önünde, taş atan ve lastik yakan bu göstericilere silahla karşılık verdi.

Kudüs’te Trump’ın kızı İvanka, damadı ve İsrail Özel Temsilcisi olan Jared Kushner, Hazine Bakanı Steven Mnuchin, Ortadoğu Danışmanı Jason Brendel’da açılış töreninde hazır bulundu. Eski Demokrat Parti Senatörü Joe Lieberman da açılıştaydı. ABD’den törene katılanlar arasında İvanka hariç diğerleri Yahudi asıllıdır.

Açılış töreni öncesi İsrail Başbakanı Bünyamin Netanyahu bu kararı alıp arkasında duran ABD Yönetimini “cesur” olarak nitelendirdi. Doland Trump açılış törenine tele konferansla katıldı. Bu konuşmasında da “umudumuz barış” sözünü tekrarladı. Trump, “Bugün aldığımız karar İsrail halkının her zaman yanında olduğumuzun göstergesidir,” dedi.

Arap Birliği, elçiliğin Kudüs’e taşınmasıyla ilgili çarşamba günü olağanüstü toplanacak. Bakalım ne kararlar alacak?

Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD’yi dünyada tek süper güç olarak görüyor, gerçek ve kalıcı barış için inisiyatif kullanabilcek tek ülke olarak görüyor. Ancak ifadesini şöyle tamamlıyor: Bu olayda ABD Ortadoğu’da sorunun parçası olmayı seçti. Dışişleri Bakanlığı, “Taşınma kararını kınıyoruz, bu tasarruf hukuken yok hükmündedir,” dedi. Ayrıca Türk Dışişleri çatışmada İsrail müdahalesini “katliam” olarak nitelendirdi. Başbakan Yıldırım da Bakanlar kurulu toplantısı sonrasında benzer ifadeleri kullandı.

Sonuç şu: Bugün İsrail ve Amerika tüm dünyadan gelebilecek tepkilere rağmen bu emrivakileri yapabildiğine göre, “Güç bende!” diyor ve dünyanın diğer bütün güçlerini küçümsüyor, yok sayıyor. Bu oldubittiye karşı tutun sergileyenler de “yok hükmünde” ifadelerini kullanan beyanlar veriyor. Bakalım insanlık bu sorunu nasıl çözecek? Ancak tarihte buna dair örnekler yok değil, olacak belli.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

cumhurbaskanligi-secimleri-ve-f-35-politikasi
ÖNCEKİ YAZI

Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ve F-35 Politikası

beka-ve-siyaset-tartismalari
DİĞER YAZI

Beka ve Siyaset Tartışmaları

Güvenlik 'ın son yazıları

51 views

İsrail’in İran Saldırısı ve Polemolojik Analizi

19 Nisan gecesi İsrail, İran-İsfahan'daki bir askeri hedefi vurdu. Önce alınan bilgiler ve geliş yöntemleri doğru mu yanlış mı tartışıldı. Ancak, olağanüstü denebilecek türden yeni bir süreçle ilgilendiğimiz gayet açıktı. Ben sizlere bir askeri analiz yaparak, eldeki bilgileri de kullanmak suretiyle, bazı poüemolojik sonuçlar çıkarıp sunmak istiyorum.
85 views

İran Yine İsrail’e mi Çalıştı?

1 Nisan'da İsrail, İran'ın Şam elçiliğine saldırdı. 13 Nisan'da İran, İsrail'e günü-saati belli bir misilleme operasyonu yaptı, adı: Operation True Promise! 15 Nisan itibariyle durumu gözden geçirelim.
140 views

Birisi

Moskova’daki Crocus City Hall terör saldırısı konusunu analiz edelim. Ama önce bugünlere nasıl geldik, bir bakalım. Sonuçta aradığımız birisi var! Kim bu birisi? Hani öndekileri görüyoruz, yakalandılar da. Ama bu tür küresel etkisi olan ciddi konularda, Rusya gibi bir ülkeye terör saldırısı yapılarak, asıl ne amaç güdülüyor olabilir, bunu anlamaya çalışalım.
189 views

Küresel Silahlanma Tartışmaları

Her ülke silahlanıyor? Bu silahlanmanın caydırıcılık amacıyla yapılıyor olması bize neyi açıklar? Asıl konu egemenlik mi, küresel mücadele içinde daha fazla güçlü olabilmek mi? Bilinmedik şeylerden mi bahsediliyor? Bu soruları cevaplandıracağız. Ayrıca Macron ve Putin neler söyledi, değerlendireceğiz. Bu şekilde, asıl ilgilendiğimiz olgular ve temel düşünceler olacaktır.
214 views

Milli Güvenlik Siyaseti

Türkiye daima kazanan ve gelişen olmak zorundadır, başka türlü düşünülemez! Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (Kırmızı Kitap) gibi dokümanların kendi gücü için geri planda çok çalışılmalı, fikri altyapısı ve anlayışı özgün ve tutarlı olmalıdır. Ama önemlisi; bunun uygulanmasında herkesin, her kurumun, her şirketin, inanarak, gösterilen hedefleri elde etmek amacıyla, bütünlük halinde ve bu bağlamda tek yolda yürümesi gerekmektedir. Bu, "devlet disiplini" konu ve kapsamını aşan bir yaklaşımdır, ülkece disiplinli olmayı gerektirmektedir. Eğer ülkece disiplinliysek hak edilen gelişmenin yolunda oluruz! Siyasetin kendisi, entelektüel yaklaşımlar veya iş dünyası bizi yolumuzdan alıkoymamalıdır. Bu çok hassas bir konudur.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme