arsiv
Arşiv

Arşiv

23 Eylül 2018
Okuyucu

Bir milli güvenlik konusu olan, atılacak diplomatik adımlardan tutun, tarih yazma bilincine kadar, hukuku aramaktan, günlük yaşamımızı kolaylamaya kadar, pek çok konuda önemi olan arşiv ne durumda? Arşiv hafızamızdır adeta; devlet ise bu konu ettiğimiz, devletin hafızasıdır, kaydı tutulması ve korunması gereken. Açıklayalım.

Devlet nizamının en önemli işlevlerinden biri sağlam bir arşivi olmasıdır. Diğer taraftan Osmanlı’nın en meziyetli özelliklerinden biri de arşivci bir devlet yapısına sahip olmasıdır. Arşiv her daim önemlidir; hem atılacak adımların sağlamasını yaparken hem de tarihi yazarken. Arşiv geleceğe miras bırakılacak bir gereklilikken, geçmişin muhasebesidir de aynı zamanda. Bütün bunları biliyoruz aslında. Ama bir kırılma yaşandı ülkede, bunu yeterince gündeme getiremedik kanaatindeyim. Nedir bu? Terör ve dikkatsizlik arşivimizi tarumar etti.

Kamuoyunda çokça bilinen bir konu var. Davalara da girdi, medyada da yazılıp çizildi. “Kozmik oda” meselesi. Özel Kuvvetler’in “çok gizli” arşivine FETÖ tarafından bir oyunla girildi, dışarıya taşındı ne varsa.

Bu kadar mı? FETÖ Genelkurmay Karargahı’ndan tutun taşradaki karakollardakilere kadar arşive pek çok zarar vermiş bir örgüttür. Bugün bir Kuvvet Komutanlığı’na gidin ve 15 Temmuz öncesi yapılanlarla ilgili bazı detayları arayın, bulamıyorsunuz. Hukuki dava konusu olsa, belge yok, mağduriyetleri nasıl gidereceksiniz? Tarih yazmaya kalksanız belge yok, geleceğe ne diyeceksiniz?

Bu konuda en sağlam kalmış yerlerden birisi Dışişleri Bakanlığı’dır. Dışişleri arşivi diplomatik ilişkilerinde sorulduğunda size geçmişteki gelişmeleri çıkarabilir. Bu çok önemlidir. Bir ülke ile karşı karşıya oturup bir karar vereceksiniz, belki o sizi sıkıştıracak, belki siz onu. Ancak arşivinizde doğru düzgün vesika varsa hazırlık yapabilirsiniz.

Bu noktada kritik nokta nerede? Arayıp belge buluyorsunuz ama içi dolu mu, boş mu? Devletin memurları prosedür tamamlansın diye rapor yazarsa, arşivde arayıp bulduğunuz evrak buysa, sevinecek misiniz?

Bizde kötü bir adet var: “Raporlar olsun ama onlara güvenme; çünkü yazanın kim olduğu kadar önemlidir.” Halbuki bir devletin gücü raporlarının doluluğuyla ölçüttür.

MİT arşivleri! Acaba ne durumda, gizli dinlemelerden tutun, imzasız bilgi notlarına kadar?.. Sanılır mı ki örneğin FETÖ yandaşları bu tip belgeleri doğru düzgün arşivlesin!

Devlet düzeninde devletin bir arşiv kanunu, yönetmeliği ve her basamaktaki kurumsal yapıda hizmet büroları var, önemi biliniyor. Ama bu işleri kanun kendi kendine uygulayacak değil, görevliler yapacak, hem kaliteli, hem eksiksiz, hem korunacak şekilde…

Barzani Kerkük’e ilk girdiğinde tapu binasını ateşe verdi, mülkiyet hakkı yok oldu insanların, sonra kendi göç ettirdiklerini getirip onlara teslim etti evleri ve arazileri. Osmanlı’dan kalma tapusu olan biri kendi hakkını savunamaz oldu. Bırakın kişisel hakları, Türkiye Cumhuriyeti olarak ikili anlaşmalara istinaden bir şey sorsanız, karşılığı yok.

Hatırlarsınız, Ankara’da Sayıştay binası arşivi yanlıştı yakın zamanda. Yepyeni bina, yeni taşındı kurum, arşivini de yeni yerleştirdi. Sonra? Kaza!.. Sayılan ne varsa gitti, yeni baştan saymaya başladık herhalde.

Öyleyse başka bir konu daha var. Milli güvenliğe etkisi olan böyle önemli arşiv binaları iyi korunmalı. Yangın deprem, vs. doğal afetlerden dolayı her türlü tedbiri olmalı, öyle değil mi?

Şimdi dijital arşiv çıktı. Bu daha da önemli; hem yok edilmesi hem de çalınması.

Güneydoğu’da bu devletin kanunu geçerli, uygulayan kim? Yerleşim yerlerinde kadrolara doğru düzgün atama yapılmamışsa, arşivler ne durumda? PKK uzantılarının yerel yönetimlere etkisini biliyoruz. Bir de buna FETÖ etkisini ekleyin. Gelecekte ne tür sorunlar olacak dersiniz? “Ağam dedi, ben dedim, vallahi böyle işte…” Bu mu söylenecek?

Konuyu yaymayayım, muradımı yeterince anlatabildim herhalde. Hukuktan milli güvenliğe kadar bütünüyle önem verilen, ama uygulamada bazı sorunları olan bir alandır bu arşiv konusu. Biraz daha dikkat, biraz da yatırım!..

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

irani-ne-bekliyor
ÖNCEKİ YAZI

İran’ı Ne Bekliyor?

israil-rusya-gerginligi-buyuyor
DİĞER YAZI

İsrail-Rusya Gerginliği Büyüyor

Güvenlik 'ın son yazıları

10 views

İsrail’in İran Saldırısı ve Polemolojik Analizi

19 Nisan gecesi İsrail, İran-İsfahan'daki bir askeri hedefi vurdu. Önce alınan bilgiler ve geliş yöntemleri doğru mu yanlış mı tartışıldı. Ancak, olağanüstü denebilecek türden yeni bir süreçle ilgilendiğimiz gayet açıktı. Ben sizlere bir askeri analiz yaparak, eldeki bilgileri de kullanmak suretiyle, bazı poüemolojik sonuçlar çıkarıp sunmak istiyorum.
69 views

İran Yine İsrail’e mi Çalıştı?

1 Nisan'da İsrail, İran'ın Şam elçiliğine saldırdı. 13 Nisan'da İran, İsrail'e günü-saati belli bir misilleme operasyonu yaptı, adı: Operation True Promise! 15 Nisan itibariyle durumu gözden geçirelim.
122 views

Birisi

Moskova’daki Crocus City Hall terör saldırısı konusunu analiz edelim. Ama önce bugünlere nasıl geldik, bir bakalım. Sonuçta aradığımız birisi var! Kim bu birisi? Hani öndekileri görüyoruz, yakalandılar da. Ama bu tür küresel etkisi olan ciddi konularda, Rusya gibi bir ülkeye terör saldırısı yapılarak, asıl ne amaç güdülüyor olabilir, bunu anlamaya çalışalım.
175 views

Küresel Silahlanma Tartışmaları

Her ülke silahlanıyor? Bu silahlanmanın caydırıcılık amacıyla yapılıyor olması bize neyi açıklar? Asıl konu egemenlik mi, küresel mücadele içinde daha fazla güçlü olabilmek mi? Bilinmedik şeylerden mi bahsediliyor? Bu soruları cevaplandıracağız. Ayrıca Macron ve Putin neler söyledi, değerlendireceğiz. Bu şekilde, asıl ilgilendiğimiz olgular ve temel düşünceler olacaktır.
186 views

Milli Güvenlik Siyaseti

Türkiye daima kazanan ve gelişen olmak zorundadır, başka türlü düşünülemez! Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (Kırmızı Kitap) gibi dokümanların kendi gücü için geri planda çok çalışılmalı, fikri altyapısı ve anlayışı özgün ve tutarlı olmalıdır. Ama önemlisi; bunun uygulanmasında herkesin, her kurumun, her şirketin, inanarak, gösterilen hedefleri elde etmek amacıyla, bütünlük halinde ve bu bağlamda tek yolda yürümesi gerekmektedir. Bu, "devlet disiplini" konu ve kapsamını aşan bir yaklaşımdır, ülkece disiplinli olmayı gerektirmektedir. Eğer ülkece disiplinliysek hak edilen gelişmenin yolunda oluruz! Siyasetin kendisi, entelektüel yaklaşımlar veya iş dünyası bizi yolumuzdan alıkoymamalıdır. Bu çok hassas bir konudur.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme