Avrupa Güvenliğine Stratejik Bakış

17 Eylül 2021
Okuyucu

Avrupa kendi güvenliğinin güçlenmesine dönük projelere ne zaman ve neden ağırlık verdi? Hafiften güçlü olan nedene doğru sıralayalım: Birincisi, Rusya ayağı ile açıklanır, ikinci konu ABD’nin tutumudur, üçüncü konu ise Brexit’ten sonraki küresel dengelerle alakalıdır. 

Rusya konusu: Rusya ekonomik açıdan zorlanmaya başlayınca Avrupa bunu fırsata dönüştürmekte bir fırsat olarak gördü. Berlin Duvarı çöker çökmez azalttığı savunma harcamalarına ve dolayısıyla projelerine, bugün tekrar ağırlık vermek istiyor. Otonom ve son sistem uçak, vasıta, gemi, denizaltı, siber platform, uydu, vs. yapmak için kolları sıvadı. Sonuçta Rusya ile güç dengesini Avrupa olarak sağlamak istiyor.

ABD konusu: Özellikle Donald Trump yönetimi döneminde ABD’nin kendi adına ve NATO kapsamında Avrupa coğrafyasının güvenliği amacıyla aktardığı fonların bu bölgedeki ülkelerle paylaşılması gerektiği dile getirildi. Her ne kadar Joe Biden bu ABD talebini NATO zirvesi öncesinde yumuşattı ise ortaya bir zafiyet çıktı. Bu durumda Avrupa kendine güvenmek zorundaydı. Düşüncelerine göre, eğer savunmada bir harcama yapılacaksa kendi kontrolünde olacak bir organizasyon için gelişme gösterilmeliydi.

Küresel konu: Brexit Avrupa ile İngiltere’yi sadece politikada değil, küresel güvenlik için işbirliği konusunda da ayırdı. İngiltere, İmparatorluk zamanındaki politikalarına göre savunma anlayışını yeniledi. Avrupa da benzer bir yaklaşımda bulunması gerektiğini anladı. Almanya ve Fransa başta Avrupa güçleri Birinci Dünya Savaşı öncesi dünyaya nasıl baktı ve savunmasını nasıl inşa etti ise, bugün de benzer bakış açısıyla çaba sarf etmeliydi. Özellikle Hint-Pasifik, Orta Doğu ve Afrika (MENA) coğrafyalarında Avrupa’nın önemli angajmanları vardı, bu daha da artacaktı, öyleyse bu duruma göre savunma ihtiyaçları da güçlendirilmeliydi. Ayrıca ABD, Hindistan, Avustralya ve Japonya Dörtlü Güvenlik Diyaloğu’nu kurdu. Buna kısaca “Dörtlü” denmektedir. Görüldüğü üzere Avrupa (özellikle Fransa ve Almanya) bu yapının dışındadır. Avrupa kendine göre bir plan yapma ihtiyacı duymaktadır. Ayrıca ABD, Pasifik bölgesinde Avustralya, Yeni Zelanda, Güney Kore, Japonya ile çok sıkı ilişki halindedir. Çin’e yönelik bir planda bu ülkelerden savunma imkânı bulacak altyapıyı kurmuş haldedir. Bütün bu konularda İngiltere de ortaktır.

Bu üç konudan başka silah endüstrilerinin proje alma savaşı var ki her zaman için gördüğümüz bir gerekçedir bu. Örneğin Fransızlar Avustralyalılarla beraber 12 adet nükleer takatlı denizaltı imali projesine başlayacak oldu, peşinden ABD ve İngiltere devreye girdi, projenin yönünü kendilerine çevirmek istediler. Fransa bu tip konularda birilerini suçlamak zorunda; olur böyle şeyler!..

Hatırlayın, Birinci Dünya Savaşı’ndan önce İngiltere, Fransa ve Almanya, Rusya’yı kendi yanında görmek istemişti; Rusya da bu taleplerin hepsinden yararlanacak çok taraflı politikaları iyi yönetmişti. O günler geri geldi sayılır! Ancak bu kez ABD ve Çin’i de ekleyerek olup biteni izlemek zorundayız. Daha çok değişiklikler olur. Değişikliklerin hemen öncesinde ülkelerin birbirlerine manipülatif bazı eylemler yapmaları söz konusu olur. Bunlara bakarak gerilmek yanlış olur. Dengeler oturana dek güçler arası büyük oyunlar hep oynanır. Bu arada heyecanlanan gri bölgelerdeki üçüncü veya dördüncü taraf ülkeler devreye girip kırıntıları toplamak isterler. İşte bu durum da dikkate değerdir. Zira büyük dişliler bu tür küçükleri kullanarak kendi kapasitelerini geliştirirler. 

NOT: Fikri mülkiyet hakları gereği bu bilgileri referans vererek kullanabilirsiniz.

Gürsel Tokmakoğlu

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

ÖNCEKİ YAZI

İstikrarsızlaştırmanın Metodu

DİĞER YAZI

İngiliz Dünyası (Anglosphere)

Güvenlik 'ın son yazıları

193 views

Etki Ajanlığı Yasası

Bu çağda, etki ajanlarına karşı önlem almak ve ülke yararına çalışanların eline mücadele etmek adına imkan vermek gibi konularda aksi düşünülebilir mi? Bu gerekli, ülke güvenliği açısından yerinde bir hamle. En azında caydırıcılık çok önemli. Ajanlar ve etki ajanları öyle cirit atmasınlar... Gerekli önlemleri ve bu kapsamda belli yasal düzenleme imkanlarını yaratalım. Her türlü tehdit var. Onları caydıralım, caydırıcı nitelikte ülkenin somut eylemleri olsun. Türkiye'de istihbarat hizmetleri 2014'dan itibaren iyi bir seyirle gelişiyor. İlk olarak operasyon yapma imkanı oldu. Kötü mü? Operasyonel İstihbarat gayet başarılı. Teröristler ve bölgemizdeki hasım ülkeler bunu görüyorlar, dikkatleri çekildi. Şimdi de bu tür ilave yasalar olsun isterim. Doğru adım! Elbette ben bu konuyu istihbarat açısından ele alacağım, uzmanlığım bu yönde. Hukuk konusu ayrı.
87 views

Yeni Üstünlük Mücadelesi ve Savunma Anlayışı

Temel konumuz silahlanma ve polemoloji olacak. Bu alanda yeni anlayışları irdeleyeceğiz. Genel savunma ve silahlanma politikalarına, büyük güçlerin aldıkları pozisyonlara, örnek olarak ABD'nin savunma yöntemine ve son olarak yeni üstünlük mücadelesi kavramlarına değineceğim. Bahsedeceğim yeni üstünlük mücadelesi terimleri neler? Oyun değiştiricilik, sistemlerin sistemi mimarisi, otonom kor sistemler, tam baskılama veya üstünlük kurma (dominasyon), bütün yönleriyle nüfuz etme (penetrasyon), istihbaratın penetrasyonu ve caydırıcılık için silahlanmak, olacak. Bunları neyle yapabilirsiniz? Bu makalede size ipuçlarını vermiş olacağım.
80 views

Otonom Orduların Tartışması

Teknoloji geliştikçe otonom sistemler cephede yerlerini alıyorlar. Kara, hava, siber-uzay, deniz, derin ve geniş cepheler... Bu konu başka ülkelerde hem askeri hem sivil, çeşitli uzmanlarca tartışılıyorken, Türkiye'de henüz o noktaya gelinemedi. Savaşın bilim ve sanatı yönüyle ben size özgün bir tartışma başlatmak isterim.
116 views

İsrail’in İran Saldırısı ve Polemolojik Analizi

19 Nisan gecesi İsrail, İran-İsfahan'daki bir askeri hedefi vurdu. Önce alınan bilgiler ve geliş yöntemleri doğru mu yanlış mı tartışıldı. Ancak, olağanüstü denebilecek türden yeni bir süreçle ilgilendiğimiz gayet açıktı. Ben sizlere bir askeri analiz yaparak, eldeki bilgileri de kullanmak suretiyle, bazı poüemolojik sonuçlar çıkarıp sunmak istiyorum.
164 views

İran Yine İsrail’e mi Çalıştı?

1 Nisan'da İsrail, İran'ın Şam elçiliğine saldırdı. 13 Nisan'da İran, İsrail'e günü-saati belli bir misilleme operasyonu yaptı, adı: Operation True Promise! 15 Nisan itibariyle durumu gözden geçirelim.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme