darbe-girisimi-ve-psikolojik-savas
Darbe Girişimi ve Psikolojik Savaş

Darbe Girişimi ve Psikolojik Savaş

26 Temmuz 2016
Okuyucu

Beka, güvenlik ve terör… Tarihin bu diliminde yaşananlar bu devrin milli müdafaası kapsamında ele alınması gereken, ciddi bir konudur. Her defasında konuşacak bir konu bulunabiliyor. Biraz da psikolojik savaş konuları konuşulmalıdır kanaatindeyim. Çünkü bu alan asla göz ardı edilmemesi gereken değerdedir.

Dünya terör, darbe, devrim, halk ayaklanması, isyan, çatışma tarihine bakınız. Taş ve sopa ile yapılanları da var, sofistike silah ve teknikleriyle de; sanal alem kullanılarak da sokağa çıkılıyor, bismillah diyerek de.

Türkiye’de gerçekleştirilen hain 15 Temmuz darbe girişiminin teknik açıdan oluş şekline hangi gözle bakalım?

İçinizden birileri çıkıyor, akıllarını kiraya vermiş üniformalı insanlar, elinizi ayağınızı ve dahası aklınızı derdest ediyorlar; bu eski çağlarda da olmuş idi. Buradaki yöntem insan bazlıdır. Ama çağ değişmiş bir kere, yöntemde kullanılan unsurlar işin boyutunu da değiştiriyor. “En kanlı darbeyi yaşadık,” diyebileceğimiz ve tehlikeli bir haleti ruhiye ile karşılaşmanın şaşkınlığı içindeyiz. İnsan ögesi bildik türden tavır sergiliyor ama bu kez elindekiler çok başkalaşmış. Roket, bomba, top yüklü F-16 uçaklarla, keza Süper Cobra helikopterlerle, en modern tanklarla kent içinde darbe yapıyorlar. İşin içinde kullanılmayan bir öge var mı? Hatta, “Darbeler tarihinde bu silah şurada kullanılmıştı…” denebilecek bir örnek var mı? Bu darbe girişiminde algı yönetiminden, psikolojik etkiden, ateşle baskılamaya; özel kuvvet harekatından, havada yakıt ikmaline; taraf değiştirmeye davet eden alıkoymalardan, canilik derecesindeki eylemlere kadar her şey var. Ve önemlisi, bu silahlar ve teknikler kullanıldı, televizyon kanallarında, “Daha olay bütün çıplaklığıyla ortaya çıkmadı, acaba ardında ne var?” diye tartışmalar yapılıyor. “Acaba bu ilk dalga mıydı, açıkları tespite yönelik miydi?” diyenler var.

Başkent Ankara’nın göbeğinde uçan uçak ve helikopterler neydi öyle? Başkent yakınlarındaki bir savaş üssünden sevk ve idare edilen, diğer üslerden koordine ile taktiksel manada saniyeleri hesaplanmış bir darbe girişimi; sanki Açlık Oyunları filminin en sonucu bölümü gibi…

Bu noktada düşüncem şöyle; darbecilerin yürürlükte tuttukları psikolojik harekat daha önemlidir. Silahlar sustu, tutuklamalar yapılıyor, mahkemeler başlayacak ama süren bir konu var; darbeciler, destekçileri ve bütünüyle Türkiye düşmanlığı yapanlar ile değişken, küresel ve anonim bilgisayar korsanları çok uzaklardan, sanal dünyadan çeşitli hesaplar açıyorlar ve halkın önüne değişik türden malzemeler üretip atıyorlar. Tankın önüne yatan milletin cesaretine denecek yok ama göz ardı edilmemesi gereken bir nokta var; bu psikolojik savaş yöntemleri sofistike silah sistemleri kadar ve hatta bu safhada daha da önemlidir.

Şöyle düşünün; akıllarını kiraya verenler ile onları kullanabilen geri plandakiler, psikolojik tekniklerle sanal dünyayı kullanarak hedef seçilenlerin, yani bizlerin akıllarını etkilemeyi sürdürmektedirler. Ne ile? Çok basit iletilerle, “paylaşın,” denen resimlerle, videolarla, soru yaratan ifadelerle… Bunların bir kısmının bir yönlendirme olabileceğini, bir yerlerde üretilen malzemeler olduğunu düşünmemiz mümkün müdür?

Yeri geldiğinde akıl karışıklığı tankın altında kalmaya eşit olabilir. Aman, dikkat edelim! Birlik ve beraberliğimize yönelebilecek her tür saldırı malzemesini asıllardan ayıklayalım ve sanal mezarlıklara gömelim. Asıl olan ne? Aklımızı başımızda tutmamız en önemli direnmedir, karşı koymadır, taktiktir.

Bu bakımdan devletin her kademesine, güvenlik birimlerine, üniversitelere, medyaya ve vatan müdafaası için irade koymuş bu cesur milletin fertlerine çok özel ödevler vardır. Gerektiğinde yeni birimler kurulmalı ve sürekli geliştirilmelidir. Nasıl meydanlar boş bırakılmıyor ise bu saha da asla boş bırakılmamalıdır.

(Görsel: Flickr, Christiaan Colen)

Güvenlik 'ın son yazıları

51 views

İsrail’in İran Saldırısı ve Polemolojik Analizi

19 Nisan gecesi İsrail, İran-İsfahan'daki bir askeri hedefi vurdu. Önce alınan bilgiler ve geliş yöntemleri doğru mu yanlış mı tartışıldı. Ancak, olağanüstü denebilecek türden yeni bir süreçle ilgilendiğimiz gayet açıktı. Ben sizlere bir askeri analiz yaparak, eldeki bilgileri de kullanmak suretiyle, bazı poüemolojik sonuçlar çıkarıp sunmak istiyorum.
82 views

İran Yine İsrail’e mi Çalıştı?

1 Nisan'da İsrail, İran'ın Şam elçiliğine saldırdı. 13 Nisan'da İran, İsrail'e günü-saati belli bir misilleme operasyonu yaptı, adı: Operation True Promise! 15 Nisan itibariyle durumu gözden geçirelim.
139 views

Birisi

Moskova’daki Crocus City Hall terör saldırısı konusunu analiz edelim. Ama önce bugünlere nasıl geldik, bir bakalım. Sonuçta aradığımız birisi var! Kim bu birisi? Hani öndekileri görüyoruz, yakalandılar da. Ama bu tür küresel etkisi olan ciddi konularda, Rusya gibi bir ülkeye terör saldırısı yapılarak, asıl ne amaç güdülüyor olabilir, bunu anlamaya çalışalım.
187 views

Küresel Silahlanma Tartışmaları

Her ülke silahlanıyor? Bu silahlanmanın caydırıcılık amacıyla yapılıyor olması bize neyi açıklar? Asıl konu egemenlik mi, küresel mücadele içinde daha fazla güçlü olabilmek mi? Bilinmedik şeylerden mi bahsediliyor? Bu soruları cevaplandıracağız. Ayrıca Macron ve Putin neler söyledi, değerlendireceğiz. Bu şekilde, asıl ilgilendiğimiz olgular ve temel düşünceler olacaktır.
212 views

Milli Güvenlik Siyaseti

Türkiye daima kazanan ve gelişen olmak zorundadır, başka türlü düşünülemez! Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (Kırmızı Kitap) gibi dokümanların kendi gücü için geri planda çok çalışılmalı, fikri altyapısı ve anlayışı özgün ve tutarlı olmalıdır. Ama önemlisi; bunun uygulanmasında herkesin, her kurumun, her şirketin, inanarak, gösterilen hedefleri elde etmek amacıyla, bütünlük halinde ve bu bağlamda tek yolda yürümesi gerekmektedir. Bu, "devlet disiplini" konu ve kapsamını aşan bir yaklaşımdır, ülkece disiplinli olmayı gerektirmektedir. Eğer ülkece disiplinliysek hak edilen gelişmenin yolunda oluruz! Siyasetin kendisi, entelektüel yaklaşımlar veya iş dünyası bizi yolumuzdan alıkoymamalıdır. Bu çok hassas bir konudur.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme