f-35-ve-s-400-tartismasi
F-35 ve S-400 Tartışması

F-35 ve S-400 Tartışması

4 Nisan 2019
Okuyucu

F-35 ve S-400 konuları Türk-ABD ilişkilerinin ve NATO’nun üzerinde en fazla tartıştığı konular haline geldi. Dün ve bugün bu konular üzerine önemli açıklamalar yapıldı. önce söylenenlere bakalım, sonra değerlendirelim.

Türkiye ile ABD arasındaki F-35 ve S-400 gerginliği devam ediyor. Konuya ilişkin açıklama yapan ABD Başkan Yardımcısı Pence,”Türkiye seçimini yapmalı. Tarihin en başarılı askeri ittifakında kritik bir ortak olmak mı istiyor, yoksa bu ortaklığın güvenliğini riske atmak istiyor!” ifadelerini kullandı. Sonrasında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Pence’in ifadelerine cevap niteliğinde bir açıklama yaptı: “ABD artık karar vermeli. Türkiye’nin müttefiki olarak mı kalacak, yoksa terör örgütleriyle el ele vermek suretiyle düşmanlarımıza karşı bizi zor durumda bırakıp dostluğumuzu riske mi edecek?

Öte yandan Washington’da düzenlenen “NATO Birleştirir: İttifak 70 Yaşında!” etkinliği kapsamında Atlantik Konseyi, German Marshall Fund ve Münih Güvenlik Konferansı tarafından düzenlenen panelde konuşan Pence şöyle dedi: “Türkiye’nin Rusya’dan 2,5 milyar dolar S-400 hava savunma sistemi alması NATO’ya ve ittifakın gücüne karşı büyük bir tehlike teşkil ediyor. ABD’nin Patriot hava savunma sistemini sağlamasına rağmen Türkiye’nin bu planına (S-400 alımı) devam etmesi oldukça tedirgin edicidir. Türkiye, S-400 alımını tamamlarsa F-35 programından atılma riskini almış olur ki bu da sadece Türkiye’nin savunma kapasitesini zayıflatmaz, aynı zamanda programa tedarikte bulunan Türk parça üreticilerine de zarar vermiş olur.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da aynı etkinlikte konuşma yaptı. Türk-Amerikan ilişkileri ve S-400 ile F-35 entegrasyonu konularında açıklamalarda bulunan Çavuşoğlu şunları söyledi: “S-400’ler bitmiş bir anlaşmadır, bundan geri adım atmayacağız. ABD kısa süre önce bir Patriot önerisi yaptı ancak satış olacağının garantisi bulunmuyor. ABD Başkanı Donald Trump, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı yakın zamandaki bir telefon görüşmesinde, ABD’nin Patriot’ları Türkiye’ye satmamasının bir hata olduğunu kabul etti. Biz yıllarca bunları alamadık ve bundan dolayı gidip Rusya’dan almamız gerekti. Başka müttefiklerimizden de almaya çalıştık ancak işe yaramadı. Hava savunma sistemi Türkiye’nin acil bir ihtiyacıdır. Bölgemizde bize bu konuda tehdit oluşturan unsurlar var ve NATO bu açığımızı kapatacak durumda değil.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Türkiye’nin Batı ile Rusya arasında bir tercihe zorlanamayacağını ve böyle bir yola da girmeyeceğini vurguladı. Çavuşoğlu, “NATO Genel Sekreteri, herhangi bir üye ülkenin herhangi bir ülkeden herhangi bir sistem alabileceğini açık bir şekilde ifade etti. Bu Genel Sekreter Stoltenberg’in açık ifadesidir,” şeklinde konuştu.

S-400 sistemlerinin NATO sistemleri ile entegre edilmesi gibi bir zorunluluğun bulunmadığını anlatan Çavuşoğlu şöyle dedi: “Bu bizim amacımız da değil. Bu sadece bizim kullanacağımız bir savunma sistemi olacak ve herhangi bir NATO sistemine entegre edilmeyecek. Bunu açıkça ifade ettik. Bu sistem F-35 dahil NATO sistemlerini düşman olarak görmeyecektir.

Çavuşoğlu, S-400’lerin ABD teknolojilerine risk teşkil etmediğini güvence altına almak için ortak bir teknik çalışma grubu kurma teklifinde bulunduklarını da hatırlattı. ABD yönetiminin, son günlerde Türk F-35’lerine yönelik adımlarının, Türkiye’nin S-400 alımını etkileyip etkilemeyeceğine yönelik bir soruya Çavuşoğlu, şu yanıtı verdi: “F-35 programı kapsamlı bir programdır ve biz bu programın bir parçasıyız. Bu F-35 uçağının birçok parçasını üretiyoruz. Halihazırda 1,2 milyar dolar ödeme yapmışız. Diğer bir 2,3 milyar dolar da yolda. Programa katılımcı ülke olarak üzerine düşen her şeyi yapmıştır. Dolayısıyla bu çok kapsamlı bir programdır. ABD’nin Türkiye dahil NATO müttefiklerine yaptığı diğer askeri satışlar gibi bir şey değildir. Biz programın parçasıyız. Bu kadar basit olmamalıdır.

ABD’nin atabileceği tüm adımlara rağmen Türkiye’nin S-400 alımının neden değerli olduğuna ve Türk halkı için bunu nasıl anlamlandırdığına yönelik bir soruya yanıt veren Çavuşoğlu, Türk halkının, bölgedeki tehditleri ve Türkiye’nin savunma ihtiyaçlarının farkında olduğunu ve Türkiye’nin S-400 alımını oldukça iyi anladığını dile getirdi.

Çavuşoğlu, “Biz barışçıl bir bölgede yaşamıyoruz. Tüm sorunlar ortasında, NATO’nun karşılaştığı tüm sınamaların ön cephesinde yer alıyoruz. Terörizmden düzensiz göçmenlere kadar Türkiye’ye baktığınızda Karabağ, Gürcistan, Kırım, Kıbrıs gibi pek çok sorun bizim bölgemizde yer alıyor,” dedi.

Türkiye’nin savunma ihtiyaçlarının yüzde 70’ine yakınını kendi imkanları ile ürettiğini belirten Bakan Çavuşoğlu, Türk Savunma Sanayiinin giderek iyileştiğine dikkati çekti.

Değerlendirme:

Küresel sorunlar ticari kaygılardan ileri geçerek, giderek jeo-politik ve güvenlik konularına geldi dayandı. F-35 ve S-400 konuları bu sıkışmışlığın somut örnekleri haline geldi. Aslında konu sadece “Türk-ABD” ilişkisini değil, daha geniş ölçekte “ABD ve diğerleri” bahsini belirginleştirdi. ABD tarafı Çin’in gelişmesinden, Çin ve Rusya’nın işbirliğinden, hatta buna Hindistan’ın ve Türkiye’nin de dahil olması ihtimalinden bir hayli endişelidir. Atlantik ittifakı ise ABD ve Türkiye tartışmasını kendi iş planı açısından önemserken, “Gelişen küresel tehditler için kendime nasıl yer bulabiliri?” sorulu ödevini de geliştiriyor.

Egemen ülke Türkiye haklılığını savunmaya ve alma yolunda ilerlemeye devam edecektir. Türkiye hava savunma sistemlerini çeşitlendirir ve teknoloji karışımını da birbirinden ayırır. “Silah ailesi” prensibi ve “savunmanın şümullü olması” prensiplerini göz önünde tutar. Patriot da alır, S-400 de; F-35 de uçurur (ki projenin içinde üreticidir), Rus-Türk ortak üretimi bir savaş uçağı da… Ancak ABD de Türkiye üzerinden olası küresel tehditlerini göz önünde tutarak bu somut konuları tartışmada tutmaya devam etmek niyeti içinde olacaktır. Bu daha uzun sürecek bir küresel tartışmanın öncüsü konumundadır.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

yeni-zelanda-teror-saldirisi
ÖNCEKİ YAZI

Yeni Zelanda Terör Saldırısı

DİĞER YAZI

Devrim Muhafızları Ordusu ve Terörizm Tartışması

Güvenlik 'ın son yazıları

55 views

İran Yine İsrail’e mi Çalıştı?

1 Nisan'da İsrail, İran'ın Şam elçiliğine saldırdı. 13 Nisan'da İran, İsrail'e günü-saati belli bir misilleme operasyonu yaptı, adı: Operation True Promise! 15 Nisan itibariyle durumu gözden geçirelim.
116 views

Birisi

Moskova’daki Crocus City Hall terör saldırısı konusunu analiz edelim. Ama önce bugünlere nasıl geldik, bir bakalım. Sonuçta aradığımız birisi var! Kim bu birisi? Hani öndekileri görüyoruz, yakalandılar da. Ama bu tür küresel etkisi olan ciddi konularda, Rusya gibi bir ülkeye terör saldırısı yapılarak, asıl ne amaç güdülüyor olabilir, bunu anlamaya çalışalım.
169 views

Küresel Silahlanma Tartışmaları

Her ülke silahlanıyor? Bu silahlanmanın caydırıcılık amacıyla yapılıyor olması bize neyi açıklar? Asıl konu egemenlik mi, küresel mücadele içinde daha fazla güçlü olabilmek mi? Bilinmedik şeylerden mi bahsediliyor? Bu soruları cevaplandıracağız. Ayrıca Macron ve Putin neler söyledi, değerlendireceğiz. Bu şekilde, asıl ilgilendiğimiz olgular ve temel düşünceler olacaktır.
180 views

Milli Güvenlik Siyaseti

Türkiye daima kazanan ve gelişen olmak zorundadır, başka türlü düşünülemez! Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (Kırmızı Kitap) gibi dokümanların kendi gücü için geri planda çok çalışılmalı, fikri altyapısı ve anlayışı özgün ve tutarlı olmalıdır. Ama önemlisi; bunun uygulanmasında herkesin, her kurumun, her şirketin, inanarak, gösterilen hedefleri elde etmek amacıyla, bütünlük halinde ve bu bağlamda tek yolda yürümesi gerekmektedir. Bu, "devlet disiplini" konu ve kapsamını aşan bir yaklaşımdır, ülkece disiplinli olmayı gerektirmektedir. Eğer ülkece disiplinliysek hak edilen gelişmenin yolunda oluruz! Siyasetin kendisi, entelektüel yaklaşımlar veya iş dünyası bizi yolumuzdan alıkoymamalıdır. Bu çok hassas bir konudur.
145 views

Küresel Stratejik Savunma 

Bu makalede, küresel savunma ve küresel strateji, savunma sanayiine olan ihtiyaç, bununla refah ve güvenlik yönleriyle kazanılacak avantaj, stratejik plan ve proje konuları ve KAAN projesinin değeri ortaya konacaktır. ABD, Rusya, Birleşik Krallık ve Türkiye örnekleri üzerinde duracağım.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme