mit-baskani-fidanin-ekonomik-ve-siber-savas-uyarisi
MİT Başkanı Fidan’ın Ekonomik ve Siber Savaş Uyarısı

MİT Başkanı Fidan’ın Ekonomik ve Siber Savaş Uyarısı

28 Şubat 2019
Okuyucu

YÖK’te akademisyenlerle bir araya gelen MİT Başkanı Hakan Fidan, “Ekonomik ve siber tehditlere karşı bilinçli ve hazırlıklı olmalıyız,” dedi. Ben de bu yazı ile konunun önemini işaret etmek istedim. Zaman aleyhimize işliyor, aman dikkat ve biraz daha fazla çaba, hem de hep birlikte! Çünkü bu tür savaşlar sadece güvenlik güçlerinin değil, herkesin meselesidir.

Hakan Fidan, “Bölgesel Güvenlik Değerlendirmesi” konulu konferansta akademisyenlerle bir araya geldi. YÖK’teki konferansta yaptığı konuşmada Fidan özetle şunları söyledi: “Teknolojik gelişmelerin ve imkanların da etkisiyle, ulus devletlerin çatıştığı klasik rekabet ortamından, bireylerin devletleri tehdit edebildiği, asimetrik çatışmaların yaşanabildiği uluslararası bir düzen ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle farklı coğrafyalardaki gelişmeler ve krizler arası etkileşim, ülkemizin iç, dış tehditler, algı operasyonları ve siber saldırılar gibi asimetrik tehditlerle aynı anda mücadele etmesini gerekli kılmaktadır.” Bu konferansta Sn. Fidan ayrıca terörle mücadele konusunda da önemli açıklamalarda bulunmuştur.

Öncelikle şunu söylemek gerekiyor, herhalde akademisyenlere verilen bu bilgilendirmenin bir anlamı var idi. Sonra, Türkiye’de MİT’in ve özellikle de Başkan’ın bizzat konferans vermesi özel bir durumdur. Bundan sonra da başka bilgilendirmelerin bu en ciddi ağızlardan gerçekleşmesi yararlı olacaktır. Ülkenin öncelikli meselelerinde belli bir anlayış birliğinin oluşması bakımından bu tür çabaları teşvik etmek herkesin ödevi olmalıdır diye düşünüyorum. Meseleye gelince, hem bir Ekonomik Savaş hem de Siber Savaş olduğunu böylesi bir konferansta teknik bir değerlendirme ile ifade etmek bize şunu işaret ediyor: Savaştayız, daha ne olsun? Ama bu savaş başka bir şekilde ceryan ediyor. Bilim insanları bu konuda bir şeyler yapmalı, öyle değil mi? Dünya bir savaş içindeyse bunu ülkemizde ciddiye almayan kalmamalı, özellikle de bilim insanları.

ABD ve Çin arasında çok önemli bir sürtüşme var. Bu sürtüşme dünyayı kaplamış ve derinden etkilemiştir. Ortaya çıkan gerilimin temel alanları ekonomi ve siber konulardır. Bu konularda devletimizin yaptıkları ve yapacakları vardır. Ama bir savaş varsa, burada herkes kendi kabiliyeti ölçüsünde duruma dahil olmalıdır.

Çin 2020’den itibaren başta 5G, kuantum işletim sistemi, bulut teknolojisi, yapay zekâ ve robot konularında ABD’nin önüne geçebilecek somut adımlar atacak. Bunları yazmıştım. 2035’lerde ise hem ekonomik hem de yapay zekada Çin küresel üstünlüğün adresi olacak. ABD bunu gördüğü için şimdiden gerekli tedbirleri alma çabası içerisinde. Bütün dünyayı da bu savaşın içine çekiyor. Halen Çin’de ekonomik açıdan bir daralma var ve rahatlatmayabilmek adına belli konularda arayışları sürüyor. Bütün dünya böylesi bir savaşın içinde, ülkeler bir biçimde ama mutlaka etkilenmekte ve kendileri açısında tedbirler almaya çalışmaktalar. Savaş muharip unsurların bilinen türden mücadelesi şeklinde olsa idi, güvenlikten sorumlu önemli bir kurum akademisyenlere gelip kendilerinden bir şeyler yapmasını istenmez idi.

Türkiye’de bilim insanları ne yapmalıdır? Çok konu var. Ama ülkeye özel çözümler yaratmak en temel tedbirdir ve yapılabileceklerin içinde ilk adım budur. Milli ürünler, yazılımlar, usuller yaratılamazsa ve bu saydıklarımız için dışa bağımlılık giderek artarsa, beka ve egemenlik kavramı önemli ölçüde tartışılır hale gelir. Bunlardan daha ciddi ne olabilir ki?

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

abd-milli-istihbarat-stratejisi-ve-bir-ozelestiri
ÖNCEKİ YAZI

ABD Milli İstihbarat Stratejisi ve Bir Özeleştiri

DİĞER YAZI

Akın Öztürk’ün “İsrail bizi sattı!” itirafı

Güvenlik 'ın son yazıları

200 views

Etki Ajanlığı Yasası

Bu çağda, etki ajanlarına karşı önlem almak ve ülke yararına çalışanların eline mücadele etmek adına imkan vermek gibi konularda aksi düşünülebilir mi? Bu gerekli, ülke güvenliği açısından yerinde bir hamle. En azında caydırıcılık çok önemli. Ajanlar ve etki ajanları öyle cirit atmasınlar... Gerekli önlemleri ve bu kapsamda belli yasal düzenleme imkanlarını yaratalım. Her türlü tehdit var. Onları caydıralım, caydırıcı nitelikte ülkenin somut eylemleri olsun. Türkiye'de istihbarat hizmetleri 2014'dan itibaren iyi bir seyirle gelişiyor. İlk olarak operasyon yapma imkanı oldu. Kötü mü? Operasyonel İstihbarat gayet başarılı. Teröristler ve bölgemizdeki hasım ülkeler bunu görüyorlar, dikkatleri çekildi. Şimdi de bu tür ilave yasalar olsun isterim. Doğru adım! Elbette ben bu konuyu istihbarat açısından ele alacağım, uzmanlığım bu yönde. Hukuk konusu ayrı.
89 views

Yeni Üstünlük Mücadelesi ve Savunma Anlayışı

Temel konumuz silahlanma ve polemoloji olacak. Bu alanda yeni anlayışları irdeleyeceğiz. Genel savunma ve silahlanma politikalarına, büyük güçlerin aldıkları pozisyonlara, örnek olarak ABD'nin savunma yöntemine ve son olarak yeni üstünlük mücadelesi kavramlarına değineceğim. Bahsedeceğim yeni üstünlük mücadelesi terimleri neler? Oyun değiştiricilik, sistemlerin sistemi mimarisi, otonom kor sistemler, tam baskılama veya üstünlük kurma (dominasyon), bütün yönleriyle nüfuz etme (penetrasyon), istihbaratın penetrasyonu ve caydırıcılık için silahlanmak, olacak. Bunları neyle yapabilirsiniz? Bu makalede size ipuçlarını vermiş olacağım.
81 views

Otonom Orduların Tartışması

Teknoloji geliştikçe otonom sistemler cephede yerlerini alıyorlar. Kara, hava, siber-uzay, deniz, derin ve geniş cepheler... Bu konu başka ülkelerde hem askeri hem sivil, çeşitli uzmanlarca tartışılıyorken, Türkiye'de henüz o noktaya gelinemedi. Savaşın bilim ve sanatı yönüyle ben size özgün bir tartışma başlatmak isterim.
122 views

İsrail’in İran Saldırısı ve Polemolojik Analizi

19 Nisan gecesi İsrail, İran-İsfahan'daki bir askeri hedefi vurdu. Önce alınan bilgiler ve geliş yöntemleri doğru mu yanlış mı tartışıldı. Ancak, olağanüstü denebilecek türden yeni bir süreçle ilgilendiğimiz gayet açıktı. Ben sizlere bir askeri analiz yaparak, eldeki bilgileri de kullanmak suretiyle, bazı poüemolojik sonuçlar çıkarıp sunmak istiyorum.
166 views

İran Yine İsrail’e mi Çalıştı?

1 Nisan'da İsrail, İran'ın Şam elçiliğine saldırdı. 13 Nisan'da İran, İsrail'e günü-saati belli bir misilleme operasyonu yaptı, adı: Operation True Promise! 15 Nisan itibariyle durumu gözden geçirelim.
DÖNBAŞA

Okumadan Geçme